HAYATIN İÇİNDEN ; GİO PONTİ; “YÜZ MEKTUP” * O DA ÖLDÜ İŞTE!!!

DOSTLUĞUN GÖRÜNMEZ İPİYLE BİRBİRİNE DİKİLMİŞ
OLAN YOLCULARA * Yüz Mektup – Cento Lettere


Mimar, ressam, şair, endüstri tasarımcısı, gazeteci Gio Ponti’nin dostları da bu görünmez ipliğin dokuduğu hayalleri birer çizilmiş mektup olarak alabilen bir kaç şanslı kişi…

Ponti dünyadaki nadir bir avuç hayal mültecisinden biri olarak dostlarına gönderdiği mektuplarını sanki dünyanın ucundaki fenerden postalar. Bir kanadı düşmüş yüzünde şaşkın bir ifadeyle duran bir meleğin iç sesini anlatırken muhtemelen pek keyfi olmayan bir dostuna seslenir;
“Ne yapmalı ya da ne yapmamalı
Ne ortaya çıkacak ne ortaya çıkmayacak
Bilinen nedir bilinmeyen nedir
Ne yeni ne eski
Neyi saklamalı neyi atmalı
Neyi hatırlamalı neyi unutmalı
Neyi sormalı neyi cevaplamalı
Gelen ne giden ne
Biten ne başlayan ne
Hangi barış hangi savaş
Neyin çoğu neyin azı”
Kalemi artık bedeninin lacivert rüyalara bulanmış yeni bir uzvu olan Ponti 80. yaşini kutlarken yine bir dostuna yazdığı mektubunda “80 yaşıma bastım, sonuçta kolay oldu. Senin gibi arkadaşlarım olması ve 80 sene beklemek yetti ” der…………………………………………………………………………..

PAZAR YAZILARI * DOSTLUĞUN GÖRÜNMEZ İPİYLE BİRBİRİNE DİKİLMİŞ OLAN YOLCULARA * Yüz Mektup – Cento Lettere


O DA ÖLDÜ İŞTE!!!


Bugünler de sık sık aklımdan geçen söz bu.. çünkü o kadar çoğaldı ki gidenler.
Hayattaki en büyük gerçeğin ölüm olduğunu düşündürüyor her kayıp,
Her gidişin ardından, kendi yaşamımızla yüzleşiyoruz.
Esiri olduğumuz hayatın aslında bizim olmadığının farkına varıyoruz.
Olmak için sarf ettiğimiz çabalar… kırdıklarımız, toparladıklarımız… ardımızda bırakıp unuttuklarımız, peşinde koştuğumuz amaçlar. hepsi bir yalan, bir masal bu hayatta.
Çünkü Ölüm, dünyaya ait her şeyi sıfırla çarpıyor. Sonra yaşam hep yine öne geçiyor ve kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bir sonraki kayıpta kendimizle yeniden yüzleşene kadar.
Ölüm için denmiş ki;,
Ölüm eski bir şey; ama ne zaman başa gelse yepyeni”. demiş Turgenyev
Ölüm bir eve girince, sağ kalanları da biraz öldürüyor.” diyor Peyami Safa.
Shakespeare... “Ölüm… Gidenlerin geri gelmediği o keşfedilmemiş ülke” demiş..
Milan Kundera “Dünya öyle çirkindi ki, kimsecikler kalkmadı mezarından ” demiş..
C.S.Tarancı;
”Hayata beraber başladığımız Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.”
“Neylersin ölüm herkesin başında,
Uyudun uyanmadın olacak,
Kim bilir nerede, nasıl, kaç yaşında?” demiş ölüm için.
Ölüm serin bir gece, yaşam bunaltıcı bir gündür” demiş Alman şair Heine
‘Her yaşam Tanrı’nın bir nefes verişi,
Her ölüm Tanrı’nın bir nefes alışıydı.” demiş Hermann Hess
Sokrates de karısına ; “Artık ayrılma vakti geldi, ben ölüp gideceğim birazdan, sen sürdüreceksin yaşamayı… Ama hangimiz daha talihliyiz bir tek Tanrı bilir ‘ demiş
Platon “Gerçekte kimse bilmiyor ölümün ne olduğunu; insana özgü en büyük iyiliktir belki ölüm; ama en büyük kötülükmüş gibi korkuyor ondan.” demiş
Kim bilir belki boşuna üzülüyoruz, korkuyoruz…belki asıl çile yaşamaktır da ulaşılması gereken asıl şey ölüm ve sonrasıdır. Yok’lar ..giden’ler listesinde yerini alanlar.
Giden tüm Dostlara Rahmetle.
This entry was posted in EDEBİYAT - ANI - ÖYKÜ - ŞİİR, HAYATIN İÇİNDEN. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *