Bu yargı, o gözü kapalı yargı değil.!

Bu yargı, o gözü kapalı yargı değil.!

GazetePencere – Haldun Solmaztürk – 24 Mart 2025


Gözü kapalı, bir elinde kılıç diğerinde terazi olan genç kadın heykeli eski çağ mitolojilerinden bugüne ‘bağımsız’ ve ‘tarafsız’ yargıyı, toplumların adalet özlemini simgeler.

‘Adalet mülkün temelidir’ özdeyişinde ifadesini bulan bu özlem ülkemizde bir türlü ulaşılamayan bir seraba dönüştü. Yıllar geçtikçe, biz elimizi uzattıkça o daha da uzaklaşıyor.

İktidara geldikten sonra Cemaat’le kol kola girmişler, Kumpas davalarıyla Kemalistleri, laik, demokratik Cumhuriyet’e sahip çıkanları kırdırıyorlardı. Binlerce askerden sonra, 2012 Ocak ayında, iki yıl önce emekli olmuş eski genelkurmay başkanı da savcılığa davet edildi. “Yargıya saygı duyun, güvenin” dediler, o da öyle yaptı.

Eski Genelkurmay Başkanı “Terör örgütü kurmak ve yönetmek” suçlamasıyla tutuklandı; 26 ay—2014 Mart ayına kadar—Silivri’de kalacaktı. Bir ay sonra sıra MİT Başkanı’na gelmişti; o da savcılığa davet edildi ama önce ameliyat masasındaki Başbakanı aradı. Erdoğan “Sakın gitme.!” deyince de gitmedi.

O yargının gözü kapalı yargı olmadığının farkındaydılar.

Yeni yıla gergin bir ortamda girildi. Mart ayında 1993 Madımak davası zaman aşımından düştü—otuz yıl geçmişti. Hemen ardından ‘4+4+4’ kanununu geçirdiler.

Ve, Mayıs ayında ‘Gezi’ olayları başladı.

Erdoğan, nedense 31 Mart 1909 ‘dinci’ ayaklanmanın merkezi Topçu Kışlası’nı o parka inşa etmeyi epeydir takıntı haline getirmişti; “Oraya o tarihi eseri inşa edeceğiz.!” diyordu.

Bir ‘tarihi’ eserin inşa edilemeyeceğini, olsa olsa korunabileceğini ona kimse anlatamadı.  Parktaki ağaçları söküp, ‘Topçu Kışlası’ şeklinde AVM ve rezidans yapacaktı.

Sonuçta İstanbul’un göbeğinde kalan tek yeşil alanın korunması için başlatılan küçük bir oturma eylemi iktidarın demokrasi dışı tutumuna karşı, milyonların katıldığı yurt çapında eylemlere evrilince proje (!) askıya alındı, Gezi Parkı ve parktaki ağaçlar kurtuldu.

Ama bunun ağır bir bedeli oldu; o gün bugün—özellikle de bugün—o bedeli ödüyoruz.

Çünkü çok korktular…!

‘Türk Baharı’ korkusu iktidarda ve ondan nemalanan çıkar gruplarında kalıcı bir travma yarattı. Bir şeyler yapılmalı ve Gezi’nin tekrarı ne pahasına olursa olsun önlenmeliydi.

Bulabildikleri en etkili yol Gezi’yi kriminalize etmek ve yaşayan ‘ibretlikler’ yaratmaktı. Onlar da öyle yaptılar—medya, propaganda ve ‘gözü açık’ yargı yoluyla.

Bunlar—Geziciler, “Çürük, sürtük, çapulcuydu”…

“Kabataş’ta bir kızımız çok çirkin bir saldırıya maruz kalmış”, ayakkabılarla camiye girenler “Orada [içki] içmişlerdi—Cuma günü görüntüleri vereceklerdi”. Görüntüler hiç veril(e)medi ama yıllarca o yalanların üstünde tepinmekten yine de vazgeçmediler.

Bu arada Osman Kavala ilahlara kurban edilmek üzere seçildi—ibreti alem için…

Osman Kavala’nın da içinde olduğu on altı kişi hakkında “Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs vd” suçlardan ‘Gezi Parkı’ davası açıldı; 2019’da başlayan yargılamada dokuz sanık 2020’de beraat etti—diğerleri firardaydı. Savcılık itiraz edince dokuz sanık hakkındaki beraat kararı 2021’de bozuldu.

O arada Osman Kavala’ya ‘Anayasayı ihlal’, ‘Darbeye teşebbüs’ ve ‘Casusluk’ davaları da açıldı. Bir ara ‘Çarşı’ davası bile Gezi’ye bağlandı.

Gezi iddianamesini, eski Genelkurmay Başkanını, MİT Başkanını davet edenler gibi, “Kurgu yoluyla kişiler arasında irtibat kurduğu, hukuki veri içermeyen bilgi ve bulgularla hareket ettiği” sabit, firari bir FETÖ sanığı savcı hazırlamıştı. Ama bu ‘gözü açık’ yargı da “Tüm delilleri ve tapeleri yeniden kıymetlendirdi” ve aynen kabullendi.

2022’de Osman Kavala müebbet hapis cezasına, yedi sanık (üçü kadın) 18 yıla mahkûm edildiler. Hakimlerden biri ‘hukuki’ gerekçelerle beraat istedi ama diğerlerini ikna edemedi.

Çünkü bu yargının da ‘gözü açıktı.!

Cezalar istinafta onaylandı ama üçü hakkındaki karar 2023’te Yargıtay’da bozuldu. O üç sanık (biri 74 yaşında bir kadın) 2025’te beraat ettiler—18 yıldan beraate…!

Yattıkları hapis süreleri yanlarına kar kaldı—‘gözü açık’ yargı sayesinde.!

İki arada bir derede, dönemin Yargıtayı, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında ‘suç duyurusunda’ bulunarak Anayasal düzene ‘kazan kaldırırken’ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları bile “Bizi bağlamaz” denilerek yok sayıldı.

Dağları bekleyen ‘Gezi’ korkusu o kadar büyüktü ki, ‘casusluktan’ tahliye edilen Kavala, Gezi’den beraat ve tahliye edildiği gün, daha önce tahliye edildiği ‘Casusluktan’ ikinci kez tutuklandı. Sonraları ikinci Gezi tutuklaması ve üçüncü ‘Casusluk’ tutuklaması da gelecekti.

Gözlerini o kadar kararttılar ki vergilerimizden desteklenen ‘devlet’ televizyonu TRT’ye Kavala’yı şeytanlaştıran, Gezi’yi kriminalize eden bir dizi bile yaptırdılar—hala orada.!

Eline av tüfeği bile almamış bir adam, tek başına ‘darbeye’ kalkışmış.! Osman Kavala, 18 Ekim 2017’den beri, 2701 gündür—sekiz yıldır—hapiste… Müebbet hapse mahkûm olduğu iddialar hakkında ‘hiçbir’ kanıt, bulgu ya da tanık yok.!

İşte şimdi de Ekrem İmamoğlu ilah(lar)a kurban ediliyor. Gezi’den Saraçhane’ye, Kavala’dan İmamoğlu’na hep o ‘gözü kapalı’ yargıyı bekliyorduk.

Godot’yu bekler gibi…

Neyi ve kimi beklediğini bilmeyen zavallıların çaresizliği ve eylemsizliği içinde izliyorduk. Godot gelmeyecek, öyle biri yok.!

Ama ‘Türk milleti adına’ karar verecek ‘gözü kapalı’ yargı oralarda bir yerlerde bekliyor. Artık eylem zamanı, bize dayatılana karşı çıkma zamanıdır.!

Posted in HUKUK-YARGI-ADALET, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK | Leave a comment

İmamoğlu İçin 15 Milyon Oy Atılırken İktidar Medyasını Kaç Kişi İzliyordu? * O GECE İKTİDAR MEDYASI GİZLİ TANIKLARIN EMRİNDEYKEN 1 MİLYON KİŞİ SOKAKTAYDI

İmamoğlu İçin 15 Milyon Oy Atılırken
İktidar Medyasını Kaç Kişi İzliyordu?

Ertuğrul Özkök – 23.03.2025


Gördüğünüz fotoğraftaki bu adamın adı Mehmet Baransu… Elindeki valizde Türk ordusunun şerefli subaylarından 365’ine ait “gizli tanık” belgeleri var.

Kendisine verilen bu bavulu götürüp savcılara verdi. Bu iğrenç bavuldan Balyoz Kumpas Davası çıktı ve 365 kişinin hayatı kaydırıldı. FETÖ döneminin en iğrenç sayfalarından biridir.

O BAVULDAN ÇIKAN BİR
KAHRAMANIN KISA HİKAYESİ

O bavuldan çıkan gizli tanık iftiralarla 3.5 yıl hapis yatan komutanlardan biri, bugün Azerbaycan’ın Bakü şehrinde görevde. Karabağ’ın kurtarılma operasyonunda Azerbaycan ordusu ile çalıştı. Bugün Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev’in danışmanlarından biridir.

O bavulu taşıyan adam bugün Metris cezaevinde.

O günden beri Yargı’da kumpas hazırlayanların servis ettiği bilgileri hiç incelemeden ekranlara, sayfalara taşıyan gazetecilere ve medyacılara “Bavul medyası” deniyor. Şimdi yazacaklarımı bu ön bilginin ışığında okuyun.

TÜRK SİYASET TARİHİNE
GEÇEN BİR GECE: 23 MART 2025

O gece, ilerde Türkiye siyasi tarihinde çok önemli yeni bir dönemin başlangıç gecesiydi. Gelin şimdi o geceye birlikte Saraçhane Meydanına dönelim. Miting devam ediyor.

O sırada iktidara yakın CNN Türk ve A Haber gibi televizyon kanallarında konuşan kafalar, savcılık ifadelerinde “O demiş bu demiş’ten” ibaret boş suçlamaları, ellerinde sopalar, şemalar üzerinde ballandıra ballandıra, gerçekmiş gibi sunma gayreti içinde.

YUKARDAN ACİL KODUYLA RTÜK
BAŞKANINA TALİMAT GELİYOR

Aynı saatlerde üç muhalif kanal mitingi canlı yayınlıyor. İşte tam o dakikalarda RTÜK Başkanının cansiperane müdahalesi geliyor. Bir yerden acil koduyla talimat geldiği besbelli.

Çünkü pürtelaş devreye girip mitingi canlı yayınlayan kanalları alenen tehdit ediyor. Kanunen yayınlanmakta olan programlara müdahale hakkı olmadığını en iyi kendisi biliyor.

BU TELAŞIN NEDENİNİ
ERTESİ GÜN ANLAYACAĞIZ

Ama emir yüksek yerden gelmiş ve artık kanun falan hiç önemli değil. “Canlı yayınları kesin yoksa kanallarınızı kapatırım” diye tehdit ediyor.

Peki nedir bu telaşın bu korkunun nedeni?
Onu da ertesi gün anlayacağız. Şimdi yine Saraçhane mitingine dönelim.

RTÜK BAŞKANI TEHDİT EDERKEN
SARAÇHANEYİ 2.5 MİLYON KİŞİ İZLİYOR

Miting devam ederken İstanbul Büyükşehir Seçilmiş Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun X hesabından canlı yayınlanıyor. O an itibariyle 2.5 milyon kişi bu hesap üzerinden mitingi izliyor.

Bir Türkiye rekoru…
Belki de dünya rekoru…
Ama bitmedi…

RTÜK BAŞKANI TEHDİTLE YAYINI KESTİRİNCE
MUHALEFET İZLEYİCİSİ 5 MİLYONA ÇIKIYOR

Üç muhalif kanal mitingi canlı yayınlamayı kestiği anda, X üzerinden yapılan yayını canlı izleyen sayısı 5 milyonu geçiyor. Çünkü mitingi muhalif kanallardan izleyen insanlar da yayın kesildiği anda X’e geçiyor.

Düşünün…
5.5 milyon kişi…

Gecenin o saatinde 5.5 milyon insan iktidar kanallarının, FETÖ dönemini andıran “Bavulla servis edilmiş” haberlerini değil otobüsün üstünden söylenenleri, Zülfü Livaneli’yi izliyor.

O SAATLERDE CNNTÜRK VE
A HABERİ KAÇ KİŞİ İZLİYOR

Aynı saatlerde iktidarın “Konuşan Yakup Cemilleri” ellerinde sopalar, gizli tanıkların “Duydum, öyle demiş” haberlerini gerçekmiş gibi anlatma çabasında.

Peki onları kaç kişi izliyor aynı saatte. Gazeteci merakımla, televizyon reytingleri konusunda uzman bir arkadaşımı arayıp soruyorum.

“Şu an CNN Türk ve A Haberi kaç kişi izliyor?”

İKİSİNİ TOPLAM İZLEYEN
İNSAN SAYISI 600 BİN KİŞİ

Aldığım bilgi aynen şöyle:

CNN’in “share’ini” 1.5
A Haber de 0.5. olarak ilan ediyorlar.

İkisinin toplamı 2 share eder.
Bu da yaklaşık 0.8 reytinge tekabül eder.

Yani o saatte bu iki kanalı izleyen insan sayısı 600-700 bin kişi. Hadi buna TV100 vs gibi onlarca ufak tefek iktidar yanlısı haber kanallarını ekleyin. Hepsini toplasanız 1 milyon kişiyi geçmez.

AYNI ANDA SARAÇHANEYİ
İZLEYEN İNSAN SAYISI 5.5 MİLYON

Oysa aynı dakikalarda X üzerinden 5.5 milyon kişi Saraçhane’yi izliyor. Bu arada RTÜK başkanının hiçbir kanuni yetkiye dayanmadan yaptığı tehditle 3 muhalif kanalın yayını kesmesinden sonra, X yayınlarının izlenişindeki anormal artış, bu üç muhalif kanalın da o gece rekor izlenme aldığını gösteriyor.

Bunu nereden anlıyoruz?
Çok basit. İktidara çok yakın bir şirketten.

ERTESİ GÜN TV REYTİNG
ŞİRKETİNDEN GELEN TUHAF NOT

Ertesi gün, Türk televizyonculuk ölçüm tarihinde belki de hiç görmediğimiz bir olayı yaşıyoruz. Türkiye’de televizyon izlenme ölçümlerini yapan şirket, abonelerine iki gün üst üste şu notu geçiyor:

“GÜNLÜK RAPOR HAKKINDA;

DATA YÜKLENMESİNDEN KAYNAKLANAN BİR SORUN SEBEBİ İLE DÜNE AİT GÜNLÜK DAKİKA RAPORU GEÇ GÖNDERİLECEKTİR.”

İktidara çok yakın reyting şirketi Cuma ve Cumartesi gecesi reyting ölçümlerini geçmiyor…Bir günlük “Data yükleme arızası” belki anlaşılabilir bir şey.

Ama iki gün üst üste olunca…
BELLİ Kİ RTÜK GİBİ REYTİNG
ŞİRKETİNE DE YUKARDAN EMİR GELMİŞ

Belli ki o gece sadece RTÜK’e değil, reyting şirketine de “Yukarılardan bir emir” gitmiş. “Saraçhane gecelerinin reytinglerini, gerekli düzeltmeleri yapıp öyle gönderin…” Bunları bir kenara not edin.

İLETİŞİM BAŞKANLIĞI
MEDYASININ ÇÖKÜŞ GECESİ

Çünkü Cumartesi gecesi, Türkiye’de “İletişim Başkanlığı medyasının çöküş gecesidir.” Hani reji odalarına verilen talimatla yönetilen, konuşan kafaların bile tepeden akredite, “En ziyade ilgiye mazhar gazetecilerin” ekrana çıkabildiği konuşan kafa medyası..

Öyle anlaşılıyor ki, İletişim ve RTÜK Başkanları ile reyting şirketi işte bu çöküşü perdelemek için fazla mesai yapmak zorunda kalmış o gece…

O gece iktidara yakın medya kuruluşları tıpkı 31 Mart seçimlerindeki gibi, etkisizliklerini bütün Türkiye’ye ispat ettiler.

Bu haber şirketlerinin sahipleri ailelere naçizane tavsiyem. Haber kanallarınız itibarsızlığın dibine vurdu. Hiç olmazsa Kanal D ve ATV gibi büyük markalarınızı İletişim Başkanlığının emrine amade etmeyin.

ERTESİ SABAH ŞÖYLE 38 MİLYONLUK
BİR GERÇEK ÖNÜMÜZDE DURUYORDU

Merak ediyorum. Cumhurbaşkanı ve AKP, algı operasyonları ve ölçüsüz yandaşlıkla itibarsızlaştırılan medyanın hiçbir işe yaramadığını Cumartesi gecesi bir defa daha gördü mü…

Görmediyse devam edeyim. Ertesi sabah, yani Pazar günü uyandığımızda önümüzde şöyle bir sosyal medya gerçeği duruyordu:

Gece boyunca Ekrem İmamoğlu için, 38 milyon “Hashtag yanındayız” mesajı atılmıştı. Onun yanında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenen “Emret Başkomutan inelim” mesajı vardı.

Onların sayısı 13 milyondu.

O GECE İKTİDAR MEDYASI GİZLİ TANIKLARIN
EMRİNDEYKEN 1 MİLYON KİŞİ SOKAKTAYDI

Aynı gece İstanbul’da 1 milyona yakın insan sokaklardaydı.

31 Mart seçiminde muhalefet renklerine bürünen bütün Akdeniz, Ege, Marmara, Trakya sahil bölgelerinde, İç Ege’de yüzbinlerce insan sokaklardaydı. Ama asıl şaşırtıcı görüntüler Konya, Rize, Trabzon gibi AKP kalelerinden geliyordu.

İktidar fonlarıyla, örtülü ödenekle taşınmış insanlar değildi bu kalabalıklar. İki saatlik bir miting için civar illerden, ilçelerden devşirilmiş bindirilmiş kıtalar değildi.

Yiyecek yemekleri, içecek suları bile yoktu.
Ve yaş ortalaması gençti..
Çok gençti…

CHP BUGÜN DÜNYA MERKEZ
SOLUNUN EN BÜYÜK PARTİSİ

Bir nokta daha.
Farkında mısınız?

Cumartesi gecesi Avrupa’da yeni bir dönemin başlangıcıydı. Yepyeni bir Sosyal demokrat parti doğuyordu.

Diri, cesur, barışçı ama azimli.
Genç bir parti doğuyordu.
31 Mart’ta aldığı yüzde 37 oy ile bugün
Sosyalist Enternasyonalin en büyük partisi oldu.

Ama en önemlisi, dünyanın bütün öteki merkez sol ve sağ partileri topluma umut erecek genç ve dinamik lider sıkıntısı çekerken CHP’nin bugün her biri Cumhurbaşkanlığı seçimi kazanacak 3 lider adayı vardı.

100 YILLIK CHP GENÇLEŞİRKEN
25 YILLIK AKP ESKİ TÜRKİYE YAŞLISI

Cumartesi gecesi aynı zamanda Özgür Özel’in CHP’nin artık tartışılmaz genel başkanı olarak tesciliydi. 100 yıllık CHP bu gençlik aşısıyla dirilirken,

25 yıllık AKP artık bu yüzyılın manasını kavrayamamış yaşlı bir “Eski Türkiye partisi haline dönüşüyordu.”

Zaten 2017 Rejimi, bütün yetki ve gücü tek kişiye verirken, AKP’yi daha o gün manasız, işlevsiz, etkisiz göstermelik bir parti haline indirgemişti.

ÖNCEKİ GECE İSTANBUL SOKAKLARINDA
15 TEMMUZDAN FAZLA İNSAN VARDI

Elindeki bütün medya imkanlarına rağmen üç gecedir AKP saflarında gözlediğimiz sükut, hiçbir vicdanın kaldıramayacağı tarihi bir hukuk fecatından duyulan vicdani azabın ikrarı gibiydi.

Herhalde onlar da 2025 yılı Türkiye’sinde eski FETÖ yöntemleri ile darbe yapmak, rakipleri “Gizli tanık” gibi demode yöntemlerle ortadan kaldırmak mümkün değil…

Ekrem İmamoğlu içeri alındığında, İstanbul sokaklarında, 15 Temmuz gecesinden daha fazla insan olduğunun herhalde farkındalar. Kimse de çağırmadı onları araya…

ADNAN MENDERESCİ İZMİRLİ BİR
AİLENİN ÇOCUĞUNUN PAZAR GÜNÜ

Bugün 77 yaşındayım. Gazetecilik hayatım boyunca, ne seçimlerden önce ne de sonra oyumu açıkladım. Adnan Menderes hayranı bir anne ve babanın evinde büyüdüm.

Adnan Menderes’in idam edildiği gece evimizde sabaha kadar Kuran okundu. CHP’li bir anne ve babanın, CHP kartı üyesi taşıyan kızına aşık oldum ve evlendik.

DÜN PARTİ ÜYESİ OLMADIĞIM
HALDE İMAMOĞLU İÇİN OY VERDİM

Bugüne kadar hiçbir siyasi partiye üye olmadım. Hayatımda ilk defa dün gidip Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı için oy kullandım.

Çünkü hakkında hazırlanan uyduruk iddiaları, FETÖ yıllarında iğrenerek izlediğim gizli tanık fecaatının yeniden hortladığını, hakimlerin savcılar karşısındaki çaresizliğini, zavallılığını gördükten sonra gidip oyumu attım.

BUGÜNDEN İTİBAREN HER İMAMOĞLU
YAZDIĞIMDA BAŞINA ŞUNU EKLEYECEĞİM

Bugünden itibaren benim için Ekrem İmamoğlu’nun ünvanı şudur: “İstanbul Seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı…”

Onun adını her andığımda başına bu ünvanı ekleyeceğim. Size de tavsiye ederim. Çünkü o, bir darbe ile, seçildiği görevden uzaklaştırıldı.

AKP’LİLERE: BU İKTİDAR MEDYASININ
SİZE ZERRE KADAR YARARI YOK

AKP’lilere tavsiyem, bu üç gecenin medya muhasebesini, hukuk ve adalet muhasebesini, vicdan muhasebesini iyi yapmaları.

Her akşam kendilerine İletişim Başkanlığı tarafından empoze edilen konularla, akredite konuşan militan kafalarla idare edilen bu medyanın miadı artık doldu da taştı bile.

BÖYLE GÜNLER İÇİN BİR
SEZAİ KARAKOÇ DİZESİ

“Canım belediye başkanlığı elinden gitti, hapiste ve muhtar bile olamaz” diye düşünebilirsiniz. Öyle düşünenlere Cumhurbaşkanının da çok sevdiği bir Sezai Karakoç dizesini hatırlatayım.

“Yenilgi yenilgi gelen bir zafer vardır…”

Son 3 gece ve özellikle 31 Mart, AKP için büyük bir hezimetin hülasasıydı. Bu son 3 gece, işte gelen böyle yenilgi yenilgi gelen bir zaferin ayak sesleriydi…

Cumhurbaşkanı 2017’den beri İstanbul’da üst üste 6 seçim kaybetti… Kaybedilen bu 6 seçimi bir darbe ile geri almak mümkün değil.

İSTANBUL’UN “SEÇİLMİŞ BÜYÜKŞEHİR
BELEDİYE BAŞKANI” EKREM İMAMOĞLU

Bugün Silivri’ye gönderilen insan, Erdoğan’ı 3 ayrı seçimde yenmiş bir siyasetçi. Üstelik her defasında oylarını arttırarak ve daha geçen Mart ayında yüzde 54 gibi, Erdoğan’ın bugüne kadar hiç alamadığı bir oyu alarak yendi.

Son üç günde duyduğunuz sesler, İstanbul’un “Seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayının” ayak sesleridir.

Silivri İstanbul’a sadece 97 km mesafede. Onun ayak seslerinin her gece Üsküdar’dan ve Kısıklı’dan duyulacağına emin olalım.

Ve şunu da bir daha hatırlatayım.
Cumhurbaşkanı 71 yaşında.
İmamoğlu ise henüz 53…
Arada çeyrek yüzyıl var…

Posted in Politika ve Gundem, SEÇİM - SEÇSİS, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK | Leave a comment

RAMAZAN’DA KUL HAKKI YEMEK ORUCU BOZAR MI?

 

Posted in VİDEOLAR, Yılmaz Özdil, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK | Leave a comment

ARŞİV UNUTMUYOR * İşte o davalar


İşte o davalar

CUMHURİYET – Barış Pehlivan – 21 Mart 2025 Cuma


Dava dava özetliyorum:

Malvarlığı Beyandaki milyarlarca lira nedeniyle hakkında haksız mal edinimi gerekçesiyle Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Dört yıllık İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemi sonrası malvarlığında 256 milyar 138 milyon 421 bin lira artış olduğu öne sürülüyordu. Hakkında 5 yıl 10 aya kadar hapis istenen iddianamede, haksız edindiği iddia edilen malların zor alımına ve ömür boyu kamu hizmetlerinden yasaklı tutulmasına karar verilmesi talep ediliyordu.


> Billboard Reklam ve ilanların asıldığı billboardlarla ilgili ihalelerde yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede suç konusu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tasarrufundaki 30 adet ışıklı mega billboard, 350 adet direkler arası ışıklı mega billboard ile 1000 adet tek yüzlü ışıksız billboard için yapılan ihalelerdi. “İhaleye fesat karıştırmak” suçundan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.


> Servis Belediye ve bağlı şirketlerinin personelinin işe gidiş gelişini sağlamak üzere yapılan servis ihalelerindeki yolsuzluk iddiaları nedeniyle dava açıldı. İhaleye fesat karıştırmaktan açılan davanın iddianamesi İstanbul 7’nci Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.


> Elektronik bilet İstanbul’daki toplu taşıma araçlarında kullanılan ve akıllı bilet diye de nitelenen “elektronik entegre bilet sistemi”ne ilişkin usulsüzlük iddialarından ötürü Üsküdar 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. 37 sanık zimmet suçundan yargılandı.


> İGDAŞ İstanbul’un doğalgaz dağıtımını yapan İGDAŞ’taki şebeke inşaatları, sayaç okuma ve reklam işleriyle ilgili yolsuzluk iddiaları nedeniyle görülen dava Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi’nde açıldı.


> İSKİ Altyapı inşaatları, araç kiralama, personel taşıma ve personel kıyafet temini gibi ihalelere ilişkin yolsuzluk iddiaları vardı. Bu iddialarla açılan dava İstanbul 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürerken bir yandan da İçişleri Bakanlığı’nın soruşturması devam ediyordu.


> Metro Kurumun ihalesine ilişkin yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları nedeniyle bazı belediye bürokratları hakkında açılan dava İstanbul 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyordu.


> Çamur Haliç’in temizlenmesi projesi kapsamında çıkarılan çamurun baraj sahasına taşınması sırasında yapılan İBB işlemlerine ilişkin yolsuzluk iddiaları için İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.


> Sinek ilacı Karasinek ve sivrisinek ile mücadele amaçlı ilaç alım ihalelerine ilişkin yolsuzluk iddiaları nedeniyle ihaleye fesat karıştırıldığı gerekçesiyle İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.


Şimdi…

Tüm bu okuduğunuz davaların sanıklarından biri Recep Tayyip Erdoğan’dı. İddiaları dönemin gazetelerinden alıntıladım. Hep “şiir” davası hatırlanırken bunların unutulduğunu gördüm.

Bu davaların kimi dokunulmazlıktan dolayı ayrıldı, kimisinde beraat çıktı, kimisinin nereye evrildiğine dair yeni bir bilgi hiç yok. Bildiğimiz şu ki bu davalar sırasında Erdoğan gözaltına da alınmadı şafak operasyonuna da uğramadı. Ya kendisi ya da avukatı adliyeye gidip savunma yaptı. Yani olması gereken oldu.

Churchill’in sözüdür: “Ne kadar geriye bakabilirsen o kadar ileriyi görürsün.”

Posted in YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK | Leave a comment

Gazeteci Doğan Şentürk’ten İmamoğlu hadisesi üzerine 11 saptama

Gazeteci Doğan Şentürk’ten
İmamoğlu hadisesi üzerine 11 saptama

YetkinReport / 23 Mart 2025, Pazar


Gazeteci Doğan Şentürk: İmamoğlu hadisesiyle CHP kendisini konsolide etti, Özel liderliğini kanıtladı, muhalefet kenetlendi, kitlelerin sokağa çıkma korkusu aşıldı.

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ardından NOW TV Genel Yayın Yönetmeni ve Orta Sayfa programı moderatörü, gazeteci Doğan Şentürk sosyal medyadaki, bazı tartışma gruplarında 11 maddelik bir durum değerlendirmesi yaptı. Şentürk’ün saptamalarını, izniyle YetkinReport’un ayrıntılandırmasıyla paylaşıyoruz:

1- CHP’yi konsolide etti: İmamoğlu’nun peşi sıra soruşturmalar, diploma iptali ve nihayet tutuklanması CHP içindeki hizipler mücadelesini önemsizleştirdi; kenetlenme sağlandı.

2- Mansur-Ekrem düalitesi ortadan kalktı: Mansur Yavaş ilk andan itibaren İmamoğlu’nun yanında yer aldı, Saraçhane’de ve Güvenpark’ta konuşmalar yaptı, İmamoğlu için önseçim oyu kullandı.

3- Özgür Özel’i lider yaptı: CHP Genel Başkanı Özgür Özel, krizi başından itibaren iyi yönetti. Hitabet yeteneğini üst seviyede sergiledi. Birleştirici oldu. CHP dışında da takdir topladı.

4- Muhalefetin tüm renklerini kenetledi: Saraçhane’den Güvenpark’a sadece CHP’liler değil, İYİ Partililerden Sol Partililere, Zafer Partililerden DEVA Partililere muhalif kesimler İmamoğlu’na yapılanları protestoda birleşti.

5- İYİ Parti-CHP kan davasını sona erdirdi: Müsavat Dervişoğlu krizin başından itibaren Özel’in yanında yer aldı. Duruşma sırasında Çağlayan Adliyesinde Özel ve Dilek İmamoğlu’nun yanında dayanışma sergiledi.

“Sokağa çıkma korkusu aşıldı”

6- DEM ile süreci kesintiye uğrattı: DEM Parti, AK Parti ve MHP’nin tepkisini göze alarak demokratik dayanışma gösterdi. Öcalan çağrısını ertelemek zorunda kaldı.

7- Ekonomiyi daha da aşağı çekti: İmamoğlu’nun gözaltına alınması ile Borsa ve döviz kuru darbe aldı. Tutuklama ile ekonomide belirsizlik arttı. Mehmet Şimşek giderek çaresizleşiyor.

8- Dış dünya tepkisi: Dış dünya mülteci kartından dolayı Türkiye’de olup bitene kör ve dilsizdi. Yarından itibaren mızrak çuvala sığmayacak duruma gelebilir.

9- Üniversiteler hareketlendi: Tepkiler yurtdışına gitmeyi hedefleyen üniversitelileri canlandırdı “Bu ülke bizim, gitmiyoruz” demeye başladılar.

10- Sokağa çıkma korkusu aşıldı: Muhalif kitlede Gezi’den sonra başlayan sokağa çıkma korkusu yenildi. Muhalif kitleler, polisin tepkisi ve gözaltı riskini göze alıp yasakları çiğneyerek sokağa çıkıyor.

11- ABD ve AB’nin Türkiye tutumu: İmamoğlu Vakası, bir süredir devam eden Türkiye üzerine ABD-AB mücadelesini açığa çıkarıp derinleştirebilir.

Şentürk saptamalarını Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın şair Sezai Karakoç’tan yaptığı “Yenilgi yenilgi gelen bir zafer vardır” alıntısıyla bitiriyor ve şu anda bu sözü söyleme sırasının muhalif kesimde göründüğünü söylüyor.

Posted in FAŞİZM | Leave a comment

İmamoğlu’nun ‘terör’ soruşturması ifadesi: ‘Tam bir pusu ve kumpas düzeni’ * ‘Yolsuzluk’ soruşturması kapsamında tutuklanan İBB Başkanı İmamoğlu Silivri’ye nakledildi.

İmamoğlu’nun ‘terör’ soruşturması ifadesi:
‘Tam bir pusu ve kumpas düzeni’

EURONEWS – By Burcu Basaran – 23/03/2025


Yolsuzluk’ soruşturması kapsamında tutuklanan
İBB Başkanı İmamoğlu Silivri’ye nakledildi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘Kent Uzlaşısı’ soruşturması kapsamında hakimlikte verdiği ifade ortaya çıktı. İBB Başkanı, kendisine yöneltilen suçlamaları “tam bir pusu ve kumpas düzeni” olarak nitelendirdi.

Demirören Haber Ajansı’nın (DHA) aktarımına göre, İmamoğlu ifadesinde, “Ben bu hususta emniyette ve savcılıkta ifade vermiştim. O ifadem doğrudur, aynen tekrar ederim ama mahkeme anında elime geçen sevk yazısında, benden ifade alan savcının isminin olmadığı, farklı iki savcının isminin olduğunu gördüm. Sayfalarca PKK terör örgütü, hiç ilgilenmediğim KCK, HDK vesaire kısaltmalarla geçen farklı dergilerde farklı terör örgütlerinin söylemlerinin dizildiği, tam bir kumpas ve pusu düzenini kuran iki savcının suç isnadı görmekteyim. Hepsi benim için çöp niteliğindedir. Bütün bunları benim için yazan ve terör örgütü üyeliğini ortaya koyan kişiler meslek şereflerini, meslek namuslarını kaybetmiş kişilerdir,” dedi.

İmamoğlu ifadesinin devamında, “Bu tür kişiler sadece bunları yazma marifetine sahip değil, muhtemeldir ki ülkemizin başına bela olmuş veya olacak terör örgütü deneyimlerine de sahip olduklarını düşünüyorum. Çünkü bu tür pusu ve kumpas işi, terör örgütü üyesi olmakla başarılabilir. Adalet sistemine atılmış bir bombadır, tahribatı büyük olacaktır,” ifadelerini kullandı.

“Yüce Türk yargısına ve on binlerce namuslu yargıç ve savcılarımıza sesleniyorum ki, bu tür meslek namusunu, meslek ahlakını yitirmiş insanlara meydan vermeyin. Şeref yoksunu bu insanlar Ramazan ayında kul hakkının ötesine geçip milletimize ve vatana ihanet etmektedirler,” diyen İmamoğlu, suç isnadının onda “zerre kadar kıymeti” olmadığını ve her sayfanın “çöp niteliğinde” olduğunu da sözlerine ekledi.

Hukuken ve vicdanen tüm kumpas içerikli iddiaları reddettiğinin altını çizen İBB Başkanı, tutuksuz yargılanmayı talep etti.

İmamoğlu ve beraberindeki 48 şüpheli üç minibüsle İstanbul Adalet Sarayı’ndan Silivri Cezaevi’ne nakledildi.

İmamoğlu’na yönelik tutuklama kararı sonrası X hesabından yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı: “Korkunun ecele faydası yok! Öyle de yenileceksin! Böyle de yenileceksin. Haklılığımıza, cesaretimize, tevazumuza, güler yüzümüze yenileceksin!”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ise karara ilişkin olarak, “Biraz önce 16 milyon İstanbullunun üç kez seçtiği Ekrem İmamoğlu, tek suçu Recep Tayyip Erdoğan’ı yenmek olduğu için ve bir sonraki seçime girdiğinde de kazanacağı için tutuklandı. Ama iki tane kumpasla karşı karşıyayız. Bunlardan biri terör iddiasıydı. Oradan tutuklama talebi reddedildi. Adli kontrol dahi yok. Ama İmamoğlu Suç Örgütü diye tabir ettikleri dosyadan tutuklama verildi,” ifadelerini kullandı.

Başkanın hızla özgürlüğüne kavuşması için itirazlar yapılacağını vurgulayan CHP lideri, “Bu itirazlar hukuki itirazlar olduğu gibi toplumsal itirazladır. Dört gündür Ekrem İmamoğlu için yollara, sokaklara dökülen insanların bu sevgisi boşuna değildir. İBB Başkanı sıfatıyla olacak belediye meclisinden biri seçilecek. Ekrem başkan suçsuzluğu ispat edilene ya da serbest bırakılana kadar bu vekalet görevi sürdürülecek,” dedi.

İmamoğlu tutuklandı

“Yolsuzluk” soruşturması kapsamında Pazar günü tutuklanan İmamoğlu hakkındaki “terör” soruşturmasının ise reddine karar verildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, “Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen soruşturmalar kapsamında nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince, mali nitelikli soruşturma kapsamında şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun suç örgütü kurmak ve yönetmek, rüşvet almak, irtikap, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek ve ihaleye fesat karıştırmak suçlarından tutuklanmasına, şüpheli Ekrem İmamoğlu hakkında ise üzerine atılı silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan kuvvetli suç şüphesi bulunmakla birlikte mali nitelikli suçlardan zaten tutuklanmasına karar verildiğinden bu aşamada gerek görülmemekle talebin reddine karar verilmiştir,” denildi.

İBB Başkanı İmamoğlu’nun sabah erken saatlerde Çağlayan Adliyesi’ndeki ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından 91 şüpheli tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilirken, ilk tutuklama kararları da sabahın erken saatlerinde açıklandı.

Nöbetçi sulh ceza hakimliği, İBB soruşturması kapsamında 18 kişinin daha tutuklanmasına hükmetti.

Hakkında tutuklama kararı çıkarılan diğer isimler ise şöyle: Medya A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı ve İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun, İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Doç. Dr. Buğra Gökçe, İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz ve İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Abbas, iş insanları Ali Nuhoğlu, Adem Tuncay, Ali İlbak ve Ahmet Köksal, Eyüp Subaşı, Kamil Timur Delibaş, Mete Sarıaltun, Alper Aydın, Serdal Taşkın, Serkan Öztürk, Mustafa Nihat Sütlaş, Süleyman Atik, Ahmet Çiçek, Yusuf İlbak ve Servet Yıldırım.

Gözaltı listesinde yer alan ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Özgür Özel’in 22 Mart’ta hakkında açıklama yaptığı iş insanı Serdar Haydanlı da tutuklandı.

İmamoğlu’nun çarşamba günü gözaltına alınmasının ardından İstanbul’da başlayan eylemler ülke geneline yayıldı. Gözaltı ile aynı gün İstanbul Valiliği dört günlük eylem yasağı kararı aldı.

İstanbul’un dışında en büyük eylemler ise Ankara ve İzmir’de gerçekleştirildi. Ancak bu iki kentte valiliklerden yasak kararı geldi. Bu yasak kararı sonrası sosyal medyada da erişim engelleri geldi.

Posted in FAŞİZM | Leave a comment

BUNDAN SONRA OLACAKLAR BİZİ DEĞİL ZULMEDENLERİ ÜZECEK

Posted in Politika ve Gundem, VİDEOLAR | Leave a comment

Tarihte yargı cinayetleri ve kumpasları * Kasap” lakaplı şeriat yargıcı Khalkhali, muhalifleri için “Hepsini öldürün masumlarsa zaten Allah affeder, Cennete giderler” demişti.

CUMHURİYET – Emre Kongar – 23.03.2025

Tarihte yargı cinayetleri ve kumpasları


CELLAT YARGIÇ MOHAMMED SADEQ GİVİ KHALKHALİ

İran’ın “Kasap” lakaplı şeriat yargıcı Khalkhali, muhalifleri için “Hepsini öldürün masumlarsa zaten Allah affeder, Cennete giderler” demişti. Kaçtığı Fransa’da öldü.


NASYONAL SOSYALİZM (NAZİZM) ADOLF HİTLER

Joseph Goebbels, Heinrich Himmler,
Joachim von Ribbentrop, Hermann Göring…

VE HİTLER’İN ÜÇ ADALET BAKANI

Franz Gürtner 1933-1941
Franz Schlegelberger 1941-1942
Otto Georg Thierack 1942-1945

6 milyonu doğrudan katledilen Yahudi olmak üzere,
75- 80 milyon kişinin ölümünden sorumlu olan:

HİTLER, SEVGİLİSİYLE BİRLİKTE İNTİHAR ETTİ.
KALANLAR NÜRNBERG’DE YARGILANDI.


McCARTHYİZM, McCARTHY

McCarthy, Jack Anderson adlı bir gazetecinin desteğiyle komünist olduğunu iddia ettiği kişiler hakkında bilgi topladı.

9 Şubat 1950 tarihinde, elinde Dışişleri Bakanlığı’nda çalışan komünistlere ilişkin 205 kişilik bir liste olduğunu ve bunların Sovyetler Birliği’ne gizli bilgi aktardığını iddia etti.

(Sonradan, elinde kameralara karşı salladığı listenin kuru temizleyici listesi olduğu ortaya çıktı.)

Böylece Amerikan tarihine kara bir leke olarak geçecek olan McCarthyizm adlı cadı avı, FBI, medya ve politikacı dayanışmasıyla başlamış oldu:

Kişiliği bozuk kirli bir politikacı, Joseph McCarthy; FBI’ın antikomünistliğiyle ünlü başkanı, J. Edgar Hoover ve sağcıların yalancı muhbiri bir gazeteci, Jack Anderson başlatmışlardı bu cehennemi.

1954’te gazeteci Edward R. Morrow, See It Now adlı haber programında McCarthy’yi ifşa eden bir yazı hazırladı. Halk McCarthy’ye karşı döndü ve Senato onu kınadı.


BİRİNCİ SİLİVRİ TRAJEDİSİ DÖNEMİ,
KUMPAS DAVALARI VE ZEKERİYA ÖZ

Ergenekon, Balyoz, Casusluk, OdaTV gibi “Kumpas Davaları” yaşanırken bunlara karşı düzinelerce yazı yazdım.

O arada, Kuddusi Okkır, Enver Arpalı, Kaşif Kozinoğlu, Ali Tatar, Murat Özenalp, İlhan Selçuk, Türkan Saylan gibi pek çok insan hayatını kaybetti.

Sonra, o savcıların altına zırhlı araba verenler, o davaların savcılıklarını yaptıkları söyleyen yöneticiler, aldatıldıklarını öne sürerek “Allah bizi affetsin” dediler ve ellerini yıkadılar…

Ve şimdi o kumpasların yargıçları ile savcılarının bazıları, Zekeriya Öz gibi yurtdışına kaçtı, kaçamayanlar ise hapse atıldı.

AYNI YÖNETİCİLER İSE HÂLÂ BAŞIMIZDA!


Alman Kralı II. Frederick 1750 yılında Postdam’dan geçerken bir yeri çok beğenir ve orada kendisine bir saray yapılmasını ister.

Fakat istediği yerde bir değirmen vardır ve sahibi onu satmak istemez. Kral bunun üzerine, değirmeni zorla alabileceğini belirtince de köylü o ünlü yanıtı verir:

“ALAMAZSIN ÇÜNKÜ BERLİN’DE YARGIÇLAR VAR!”

Bunun üzerine, Kral Frederick, “Adalete ve yargıçlara inandığı” için, değirmencinin arsasını kendisine bağışlar ve sarayını onun yanına yaptırarak komşusu olur. Değirmencinin bu yanıtı da tarihe geçer!


Sorun, Ekrem İmamoğlu sorunu değildir:
Sorun, tarihin hangi tarafında yer alacağımız sorunudur.

FREDERICK Mİ OLACAKSINIZ, HİTLER Mİ?

McCARTHY VEYA JACK ANDERSON MU OLACAKSINIZ,
EDWARD R. MORROW MU?

Posted in FAŞİZM, HUKUK-YARGI-ADALET, SUÇ DOSYALARI | Leave a comment

18-19 Mart darbesi

CUMHURİYET – Örsan K. Öymen – 22.03.2025

18-19 Mart darbesi


CHP’nin cumhurbaşkanı aday adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önce üniversite diplomasının hukuka aykırı biçimde iptal edilmesi, ertesi gün de gözaltına alınması ve bu yollarla cumhurbaşkanı adaylığının engellenmeye çalışılması, hem barbarlıktır hem de sivil darbedir!

AKP, muhalefetin cumhurbaşkanı adayını iktidarın belirlemesi kararı alarak, anayasal düzeni bir kere daha yıkmıştır, anayasa ve siyasi partiler yasası açısından meşruiyetini yitirmiş darbeci bir örgütlenmeye dönüşmüştür.

AKP, bu faşist ve zalim uygulamasıyla halk desteğini daha da fazla yitirmiştir ve Türkiye’nin her tarafında kitlesel tepkilerle karşılaşmıştır.

İstanbul Üniversitesi’nin daha önce aldığı kararlarla çelişerek diplomayı iptal etmesi, yatay geçiş işleminin yapıldığı dönemdeki mevzuatı dikkate almak yerine, daha sonraki yılların mevzuatı üzerinden hukuku geriye işleterek hak ihlaline yol açması, ayrıca yetkisi olmayan bir kurulun aldığı kararla diplomayı iptal etmesi, Türkiye’de kimsenin hukuki bir güvencesinin olmadığını göstermiştir.

Bu ahlaksız karar, İstanbul Üniversitesi’nin ve bu kararı alan sözde öğretim üyelerinin tarihine kara bir leke ve utanç verici bir davranış olarak geçmiştir.

İmamoğlu ile birlikte diplomaları iptal edilerek mağdur edilen herkesin, bu kararı alanlar hakkında ağır tazminat davaları açmaları, sorumlular hakkında görevi suiistimal etmek ve mevzuata aykırı karar almaktan dolayı suç duyurusunda bulunulması, soruşturma ve dava açılması olanağı doğmuştur.

İstanbul Üniversitesi’nde, bir ülkenin ve milletin geleceğini olumsuz yönde etkileyecek böylesine büyük bir rezalet yaşanırken, aradan yaklaşık 12 saat geçtikten sonra, onlarca polis İmamoğlu’nun evine sabahın erken saatlerinde baskın düzenleyerek kendisini gözaltına aldılar!

İmamoğlu ile birlikte CHP’li Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve CHP’li Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık da gözaltına alındılar!

Ayrıca, aralarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştirakı olan Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun’un ve gazeteci-yazar İsmail Saymaz’ın da bulunduğu yaklaşık 100 kişi daha gözaltına alındı!

Ekrem İmamoğlu’nun ortağı olduğu aile şirketine ve Murat Ongun’un mal varlığına el kondu!

Daha önce yüzlerce defa İçişleri Bakanlığı’nın ve Sayıştay’ın denetiminden geçen ve herhangi bir yolsuzluk tespitiyle karşılaşmayan İstanbul Belediyesi, hükümetin talimatıyla davranan “savcıların” hedefi haline geldi!

Böylece “savcılar”, daha önce belediyeyi denetleyen denetçilerin ve müfettişlerin vardıkları sonuçlara da meydan okudular!

Ayrıca, HDP/DEM ile gerçekleştirilen “Kent Uzlaşısı” ittifakı üzerinden terör örgütü PKK ile “iltisaklı olmak” iddiası da gözaltı gerekçesi oldu!

AKP’nin ve MHP’nin terör örgütü PKK’nin kurucusu Abdullah Öcalan ile müzakere yürütmesi sorun oluşturmazken, CHP’nin seçmen temelinde ittifak kurması “terörle” ilişkilendirildi!

CHP, tarihinin en büyük kumpas “davalarından” birisiyle karşı karşıyadır!

İnsanları ifade vermeye çağırmak olanağı varken, evlerini sabaha karşı polisle basarak gözaltına almak kumpastır!

Tutuksuz yargılama olanağı varken, insanları tutuklu yargılamak, masumiyet karinesini yok saymak, tutukluluğu cezaya dönüştürmek kumpastır!

İnsanları sorumlu ve yetkili olmadıkları konularla ilgili olarak gözaltına almak ve tutuklamak kumpastır!

İnsanları gerçek dışı iddialarla, iftiralarla gözaltına almak ve tutuklamak kumpastır!

İnsanları siyasette devre dışı bırakmak amacıyla “dava” kurgulamak kumpastır!

16 milyon insana hizmet veren ve halk tarafından seçilen bir belediye başkanının yerine kayyum atamak için “dava” kurgulamak kumpastır!

CHP ve muhalefetteki tüm partiler için, anayasanın 34. maddesindeki izinsiz gösteri yapmak ve toplanmak hakkını, kitlesel, yaygın ve etkin biçimde kullanmak, doğrudan halkın gücüyle siyaset yapmak dışında bir seçenek kalmamıştır!

Posted in FAŞİZM, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK | Leave a comment

Dünya Türkiye’deki protestoları böyle gördü: ‘Yasağa meydan okuyorlar…’

Dünya Türkiye’deki protestoları böyle gördü:
‘Yasağa meydan okuyorlar…’

CUMHURİYET – Dış Haberler Servisi – 21 Mart 2025 Cuma

Dünya Türkiye'deki protestoları böyle gördü: 'Yasağa meydan okuyorlar...'

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin çeşitli kentlerinde patlak veren protesto gösterileri dış basında geniş yer buldu.

21 Mart 2025 Cuma, 12:14
Dünya Türkiye'deki protestoları böyle gördü: 'Yasağa meydan okuyorlar...'

GUARDIAN

‘Bu, adaletsizliktir’: Kalabalıklar, İstanbul belediye başkanının gözaltına alınmasını protesto etmek için yasağa meydan okuyor

İnsanlar belediye binasında toplandı ve öğrenciler, muhalefetin olası cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına öfkeyle yürüyüş düzenledi.

Dünya Türkiye'deki protestoları böyle gördü: 'Yasağa meydan okuyorlar...'

BBC

Türkiye’de yasağa rağmen protestolar ikinci gece yeniden patlak verdi

Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencileri, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto etmek amacıyla düzenlenen gösteride Türk çevik kuvvet polisiyle çatıştı. Polis, 20 Mart 2025 tarihinde Ankara’daki protestocuları dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullandı.

İstanbul polisi, dört günlük protesto yasağına rağmen İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından ikinci gecesinde de göstericilere karşı göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullandı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önemli rakiplerinden biri olan ve laik Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyesi İmamoğlu’nun, bu hafta içinde 2028 cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday olarak açıklanması bekleniyordu.

Çarşamba günü İmamoğlu, aralarında yolsuzluk ve terör örgütlerine yardım etmek gibi suçlamaların da bulunduğu gerekçelerle gözaltına alınan 106 kişiden biriydi.

O tarihten itibaren Türk yetkililer, sosyal medyada “kışkırtıcı” paylaşım yaptıkları gerekçesiyle onlarca kişiyi tutukladı.

Dünya Türkiye'deki protestoları böyle gördü: 'Yasağa meydan okuyorlar...'

AL JAZEERA (1)

İstanbul Belediye Başkanı’nın gözaltına alınmasıyla ilgili “provokatif” sosyal medya paylaşımları nedeniyle 37 kişiyi gözaltına alındı; olay protestolara yol açtı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi alandaki başlıca rakibi olan İmamoğlu, çarşamba günü yolsuzluk ve “terör örgütüne yardım etmek” suçlamalarıyla gözaltına alındı; İmamoğlu suçlamaları reddediyor.

Dünya Türkiye'deki protestoları böyle gördü: 'Yasağa meydan okuyorlar...'

AL JAZEERA (2)

Türk protestocular, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk ve terör soruşturması kapsamında tutuklanmasının ardından art arda ikinci gece sokaklara çıktı.

Perşembe günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan protestocuların küçük grupları, 2013 yılındaki kitlesel gösterilerin merkezi olan ve polis tarafından kapatılan Taksim Meydanı’na yaklaşmaya çalışırken güvenlik güçleriyle arbede yaşadı.

Başkent Ankara’da ise polis, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) toplanan kalabalığı dağıtmak için tazyikli su kullandı. Ayrıca Türkiye’nin batısında İzmir ve güneyde Adana’da daha küçük çaplı protestolar düzenlendiği bildirildi.

Dünya Türkiye'deki protestoları böyle gördü: 'Yasağa meydan okuyorlar...'

ABC

İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından protestolar patlak verdi

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, önde gelen muhalefet figürü ve cumhurbaşkanı adayının tutuklanmasından sonra “provokatif” sosyal medya paylaşımları nedeniyle 37 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi muhalefeti bastırmaya çalıştığı iddiaları, ülkede büyük tepkiye yol açtı.

Perşembe günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi yakınında protesto düzenleyen göstericilere Türk polisi plastik mermilerle müdahale etti.

Türkiye’de “provokatif” online paylaşımlar nedeniyle onlarca kişi gözaltına alınırken, polis, önde gelen bir siyasetçinin tutuklanmasını protesto eden göstericilere karşı plastik mermi kullandı.

Türk polisinin bu hamlesi geniş çapta öfkeye neden oldu ve siyasi muhalefeti susturma çabası olarak suçlamalara yol açtı.

İmamoğlu, muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı olarak resmen açıklanmasına yalnızca birkaç gün kalmıştı ve Erdoğan’ın en güçlü siyasi rakibiydi.

Dünya Türkiye'deki protestoları böyle gördü: 'Yasağa meydan okuyorlar...'

EURONEWS

Binlerce kişi İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto etmek için ikinci gece İstanbul’da toplandı

Binlerce kişi, İstanbul Belediye Başkanı’nın tutuklanmasını protesto etmek için art arda ikinci gece İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde bir araya geldi. Birçok kişi tutuklamayı, gelecek cumhurbaşkanlığı seçiminde güçlü bir rakibi saf dışı bırakmak amacıyla siyasi nedenlerle yapılmış bir hamle olarak görüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önemli siyasi rakiplerinden biri olan Ekrem İmamoğlu, çarşamba sabah erken saatlerde evine düzenlenen operasyon sonucu, hakkındaki yolsuzluk ve terör bağlantısı iddialarıyla ilgili yürütülen soruşturmalar kapsamında gözaltına alındı.

Savcılar, İmamoğlu’nu görevini maddi çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullanmak ve kamu ihalelerinde usulsüzlük yapmakla suçluyor.

Ayrı bir soruşturmada ise İmamoğlu, İstanbul belediye seçimleri sırasında Kürt gruplarla ittifak kurarak yasadışı Kürdistan İşçi Partisi’ne (PKK) destek vermekle suçlanıyor.

Dünya Türkiye'deki protestoları böyle gördü: 'Yasağa meydan okuyorlar...'

MIDDLE EAST EYE

İmamoğlu’nun tutuklanması, Türkiye’de protesto yasağına meydan okuyan binlerce kişiyi sokaklara döktü

İstanbul Belediye Başkanı’nın mezun olduğu üniversitenin öğrencileri, İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesine tepki göstererek, “Direne direne kazanacağız!” ve “Hükümet istifa!” gibi sloganlar attı.

İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto eden gösteriler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önde gelen rakibinin hapsedilmesine yönelik öfkenin artmasıyla perşembe günü ikinci gününe girdi.

İmamoğlu, çarşamba sabah erken saatlerde yaklaşık 100 kişiyle birlikte gözaltına alındıktan sonra halen tutuklu bulunuyor. Kendisine yöneltilen suçlamalar arasında haraç, kara para aklama, ihale ve satın alma süreçlerinde usulsüzlük iddiaları yer alıyor; İmamoğlu tüm suçlamaları reddediyor.

Dünya Türkiye'deki protestoları böyle gördü: 'Yasağa meydan okuyorlar...'

TO VIMA (YUNANİSTAN)

İstanbul Belediye Başkanı’nın tutuklanmasının ardından Türkiye’de kitlesel protestolar büyüyor

Türkiye genelinde binlerce kişi, İstanbul Belediye Başkanı’nın tutuklanmasını protesto etmek amacıyla yasağa meydan okuyarak gösterilere devam ediyor. Muhalefet, tutuklamanın siyasi rakipleri susturmayı hedeflediğini söylüyor.

Perşembe günü Türkiye genelinde binlerce vatandaş, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını protesto etmek için yeniden sokaklara döküldü. Muhalefet, tutuklamanın siyasi gerekçelerle yapıldığını öne sürüyor. Protestolar, hükümet tarafından Pazar gününe kadar uygulanan toplantı ve gösteri yasağına doğrudan meydan okuması nedeniyle Türkiye açısından büyük önem taşıyor.

İstanbul, Ankara ve İzmir’de başlayan gösterilerde polisle protestocular arasında çatışmalar çıktı. Gösterilere üniversite öğrencileri de katılırken çok sayıda kişi gözaltına alındı. Güvenlik güçleri, protestoculara karşı göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullanırken sosyal medya erişimi de kısıtlandı. Olaylarda altı polis memurunun yaralandığı bildirildi.

Dünya Türkiye'deki protestoları böyle gördü: 'Yasağa meydan okuyorlar...'

REUTERS

Türkler, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun demokratik olmayan şekilde gözaltına alınmasını protesto etmek amacıyla sokak eylemlerine getirilen yasağa rağmen perşembe günü protestolarını yoğunlaştırdı.

Ankara, İzmir ve İstanbul’daki protestocuların bazıları polisle çatıştı; üniversiteler dahil pek çok noktada gerilim yaşandı. Yetkililerin ülke çapında pek çok sokağa barikat kurması üzerine çok sayıda protestocu İstanbul’da belediye binası önünde toplandı.

Dünya Türkiye'deki protestoları böyle gördü: 'Yasağa meydan okuyorlar...'

CNN

Protestocular İstanbul’da belediye binası ve bir polis merkezi önünde toplandı; ayrıca ülke genelindeki üniversitelerde ve meydanlarda da gösteriler düzenlendi. Polislerin barikatlar kurup sokakları kapatması sonucu, göstericiler ve güvenlik güçleri arasında bazı küçük çaplı arbede olayları yaşandı.

Dünya Türkiye'deki protestoları böyle gördü: 'Yasağa meydan okuyorlar...'

FRANCE 24

İstanbul belediye başkanının tutuklanması üzerine binlerce kişi ikinci gece de protesto düzenledi

Türk çevik kuvvet polisi, yolsuzluk ve terör soruşturması kapsamında beklenmedik şekilde tutuklanan Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için ikinci gecesinde de İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde protesto düzenleyen göstericilere perşembe günü göz yaşartıcı gaz ve plastik mermilerle müdahale etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en önemli siyasi rakibi olan güçlü ve popüler isim İmamoğlu, muhalefetteki CHP’nin 2028 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olarak açıklanmasına yalnızca birkaç gün kala, çarşamba günü şafak vakti gözaltına alınmıştı.

İmamoğlu, ulusa ve yargı erkine seslenerek, partisinin siyasi bir “darbe” olarak tanımladığı bu tutuklamaya karşı durmaları çağrısında bulundu.

Dünya Türkiye'deki protestoları böyle gördü: 'Yasağa meydan okuyorlar...'

CNBC

Siyasi serbest düşüş: Muhalefet liderinin tutuklanmasının ardından Türkiye protestolar ve yatırımcı kaçışıyla karşı karşıya

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümeti tarafından gerçekleştirilen tartışmalı tutuklamalara karşı protestolar patlak verirken, Türkiye’nin zaten sorunlu olan ekonomisi daha fazla türbülans ve yatırımcı çıkışıyla karşı karşıya.

İmamoğlu’nun tutuklanma haberinin ardından Türk piyasaları çarşamba günü dünyada en fazla değer kaybeden piyasalar oldu ve Türk lirası dolar karşısında rekor düşük seviyeye geriledi. Bu gelişmeler üzerine Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın, bankacıların Reuters’a aktardığı hesaplamalara göre, değer kaybeden para birimini desteklemek için yaklaşık 10 milyar dolar ile rekor düzeyde döviz sattığı bildirildi. Türk lirası son bir yılda dolara karşı yüzde 15, son beş yılda ise yüzde 83 değer kaybetmiş durumda.

Posted in Politika ve Gundem, SEÇİM - SEÇSİS, YABANCI BASIN | 1 Comment