YÖNETİCİLERİNİN TALAN ETTİĞİ ÜLKE

Erdoğan’ın Koruma giderleri 2020’den 2023’e kadar 3 yılda 263.1 milyon TL’den 1 milyar 77.5 milyon TL’e ulaşmış; yani yaklaşık 4 kat artmış.


2024 yılının ilk ayında 251 milyon 404 bin TL harcanmış; bu gidişle 2024 yılının sonuna kadar yaklaşık 3 milyar TL harcanacak. Bu demek oluyor ki 2023 yılında giderler yaklaşık 1 milyar TL iken 2024 yılında yaklaşık 3 milyar TL … 2 milyar TL’lık bir artış …Cumhuriyet’in ilanı ile Saltanat devri bitti sanmıştık …Peki Saray şatafatına ve milyarlık ek saraylara ne denir?
Yurt dışı gezilerinde limozinin de uçak ile götürüldüğünü de hatırlayan var mı?
https://boldmedya.com/2021/02/26/erdoganin-milyarlik-saraylari/

Cumhuriyet, 16.03.2024 – Cengiz Karagöz

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koruma ordusunun
giderleri katlandı: 1 günde 492 asgari ücret

İktidar, her ne kadar “kamuda tasarruf” çağrısı yapsa da
açıklanan resmi verilere göre bu talep sözde kaldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın korumaları için harcanan miktar her geçen gün katlanıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün mali tablolarında yer alan bilgilere göre, Cumhurbaşkanlığı korumalarının bağlı olduğu Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı, 2024 yılının ilk ayında 251 milyon 404 bin TL harcadı.
Söz konusu tutar geçen yılın ocak ayında ise 99 milyon 991 bin TL olmuştu. Buna göre Erdoğan’ın koruma giderleri bir yılda 2 buçuk katınına ulaştı. Bu veriler doğrultusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın günlük korunma maliyeti 492 kişinin asgari ücretine denk gelerek yaklaşık 8 milyon 380 bin TL oldu.
Meclis’te daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koruma sayısı ile ilgili çeşitli tartışmalar oldu. Birçok milletvekili Cumhurbaşkanlığı’na tahsis edilen korumaların sayısını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tahsis edilen koruma personeli ve araç sayısınına ilişkin Meclis’e soru önergesi sundu. Ancak konuyla ilgili resmi bir veri açıklanmadı.
Koruma giderlerinin yıllara göre dağılımı:
2020: 263.1 milyon TL
2021: 306 milyon TL
2022: 526.1 milyon TL
2023: 1 milyar 77.5 milyon TL.

http://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/cumhurbaskani-erdoganin-koruma-ordusunun-giderleri-katlandi-1-gunde-2186197?utm_source=Anasayfa&utm_campaign=Cumhuriyet&utm_medium=Gundem
Posted in Uncategorized | Leave a comment

DEMOKRASİ YERELDEN YÜKSELİR * Belediyeler Neden Ekolojik İlkelere Göre Yönetilmeli?

Belediyeler Neden Ekolojik İlkelere Göre Yönetilmeli?

Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ,
Çukurova Üniversitesi, iortas@cu.edu.tr

Özet
Yerel yönetimler merkezi idareden çok kentlerin doğal kaynaklarını koruma, çevresel faktörlere uyumlu planlama ve toplumun refahının sağlanmasından sorumludurlar. Bu bağlamda merkezi idareden daha avantajlara ve esnek hizmet sunma özelliklerine sahiptir. Yerel yönetim yasaları evrensel ölçekte olup yerele göre uygulama alanları vardır. Bu çerçevede, yerel yönetimler çevre politikaları ve uygulamalarıyla toplumun genel refahını ve doğal çevrenin korunmasını, evrensel ölçekte sağlamak adına, stratejik bir rol oynamaktadırlar.
Yerel yönetimlerin, Birleşmiş Milletlerin (BM) sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda çalışması ve toplumu demokratik süreçlere katma çabası, kentlerin yaşanabilirliğini ve çevresel sürdürülebilirliği artırabilir. Bu da BM’lerin “gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilme yeteneğine zarar vermeden kalkınmayı sağlama anlamına gelmektedir. Çevresel, ekonomik ve sosyal alanlarda dengeyi sağlayarak bugünü ve geleceği güvence altına almak şeklinde de tanımlanabilir” dediği 17 hedefin 11 doğrudan, 2’sı dolaylı toplam 13 hedef ekosistemin unsurları olan tarım-orman, toprak, su, hava, çevre, iklim, temiz enerji ve sağlıklı yaşam habitatı ile doğrudan ilişkilidir. Bu çerçevede, yerel yönetimlerin ekolojik prensiplere uygun planlamalarla kentlerin yaşanabilirliğini ve toplumun temel ihtiyaçlarını karşılamaları önemlidir.
Bu bağlamda yerel yönetimlerin görevi, şehirlerin ekolojiyle ilişkisi ekseninde, sürdürülebilir bir geleceğin inşası için kentin planlanması ve çevrenin korunması ve toplumun yaşam kalitesinin arttırılmasından değişik toplum katmanları ve demokratik kitle örgütleri ve kent paydaşları ile birlikte aralıklarla toplantı, bilgilendirme, anket ve referandumlardan çıkacak görüşler ile birlikte yönetimi kritik öneme sahiptir.
Neden Yerel Yöneticiler Ekoloji Bilgisine Sahip Olmalı?
Yerel yönetimlerin çevrenin yaşanılabilir duruma getirilmesi gibi çok yönlü faaliyet alanlarının başında sağlıklı yaşam alanlarında hava kalitesi, su kalitesi için su kaynaklarının güvence altına alınması, gıdaya erişim ve güvenliğinin sağlanması gelmektedir. Yaşanabilir bir kent ortamı içinde başta toplum sağlığını iyileştirmesi, çevrenin ve peyzajın düzenlenmesi, kentin doğası, peyzajı ve insanının kültürel birikimini bilmeyi de gerektirir. Bir uçtan diğerine 200 km’lik geniş bir alana üst üste sığdırılmış milyonlarca yapı, 20 milyon nüfusun yaşam kalitesi ekoloji dikkate alınmadan nasıl sağlanacak? Başta İstanbul, İzmir, Ankara ve diğer kentlerin nüfus yoğunluğunun yerleşim yeri üzerinde yarattığı arsa-rant, ulaşım sorunu, su-hava, gürültü ve diğer çevresel kirlilikler, deprem riskine dayanıklı yapıların jeolojik materyale uygun hazırlanması gibi makro sorunların çözümü ekolojinin yapısına uygun planlanmayı ve çözüm yolları aranmasını gerektiriyor.
Yerel yönetimlerde kentin varlığından kaynaklanan katı ve sıvı çöplerinin yerinde ayıklanması ve depolanması, gürültü kontrolü, toplum sağlığının sağlanması önemli. Kent yönetiminin gelişim alanları ve yeni yerleşim yerlerinin planlanması için arazi kullanım politikaları (park, yeşil alan, yaya ve bisiklet yolları, dinlenme tesisleri, meydanlar, sosyal buluşma mekânları vb.) üretmesi gerekir. Kentin kimliği, tarihi ve sosyal dokuya ilişkin imar güvenliği, yerel ulaşım ve deprem ve afetlere karşı dayanıklılığının planlanması öncelikli hizmet alanlarının başında gelmektedir.
Kentin yaşam koşullarını çeşitlendirmek ve toplumun refahı için ekolojiye uygun kent planları içinde spor/kültür/sanat aktiviteleri, yaşlanan dinamik kent kültürü de önemli hizmet alanları sunmaktadır. Kenti bulunduğu bölgenin yağış, güneşlenme gün sayısı, hâkim rüzgâr yönü, jeolojik yapısı, su kaynakları, bitki ve hayvanlarıyla (flora-fauna) doğal yaşamı bilinmeden sağlıklı bir kent planlanması nasıl yapılabilir. Kentlerin kimliğine ve ekosistem bütünlüğüne uygun olmayan yükse yapılı kutu tipli binalar, oteller ve estetik özelliği olmayan yapılarla birçok kentin yaşanamaz hale dönüştüğü ve yönetilemediği görülüyor.
Kentin coğrafi konumu, ekolojik yapısı ve insanının psikolojik, sosyal ve kültürel dokusuna uygun meydanlar, tiyatro, opera, müze, hayvanat ve botanik bahçeleri, park ve benzeri yapılar ile toplum bir taraftan eğitilmeli, diğer tarafta eğlenerek dinlendirilecek yapılar kazandırma hedeflenmeli.
Bugün giderek daha yaşanamaz hale gelen kentlerin bir çok sorunu, ekoloji, doğa ve insan refahından çok, amaca uygun olmayan kalkınma-büyüme uğruna tahrip edilen doğal alanlar, rant ve bunlara bağlı küçük çıkar ilişkileri bileşkelerinden kaynaklanmaktadır. BM’lerin kalkınma hedefleri çerçevesinde sağlıklı bir kalkınma, toplum sağlığını ve refahını kapsayan sürdürülebilir bir yaşam kalitesinin sağlanması, ancak ekoloji ve ekosistem bütünlüğü içinde ekosistemin kapasitesine uygun planlama ve uygulamayı zorunlu kılmaktadır. Aynı zamanda yerel yöneticilerin kent kimliğine uygun olarak tarih, coğrafya ve peyzaj bilgilerine sahip olmaları önemlidir. İnsanların kültürel gelişiminin önünü açacak, doğal ve kültürel farklılıkları önemseyen, insanın yaratıcılığını teşvik edecek bilgi ve görgüye sahip olmaları da ayrıca değerli.
Yerel yöneticilerin demokrasi ve ekoloji bilinçleri ile uyumlu bir ekolojik yaşam kurma yetkinliğinde olmaları sağlıklı bir gelecek için gerekli ve övülecek bir özelliktir. Ağırlıklı olarak yerel yönetimlerin uhdesinde olan sorunlar ve çözüm önerileri doğrudan ve ağırlıklı olarak ekosistem bilgisi ve bilincini ilgilendirdiği için yerel yöneticilerin ekosistem okur-yazarı olmaları ve bünyelerinde ekosistem yeterliliği olan uzmanlardan destek almaları, ranttan ve çıkar gruplarından yana değil, doğrudan ekosistemden ve insandan yana tutum sahibi olmaları ve tavır almaları bekleniyor.

İlgilenenler için talep ederlerse yazının tamamı iletirim.
Yazının geniş hali Tebeşir Dergisinin “Demokrasi Yerelden Yükselir” temalı özel eki için talep üzerine hazırlandı. Tebeşir Mart-Mayıs 2024, sayı 32’de yayınlandı
Posted in Uncategorized | Leave a comment

KAVRAM MUTFAĞI * MNEMOSYNE (BELLEK, ANIMSAMA VE AKILDA TUTMA TANRIÇASI)

MNEMOSYNE

(BELLEK, ANIMSAMA VE AKILDA TUTMA TANRIÇASI)

Ali Can Polat – 06.12.2023

İng./Memory, Remembrance, Logic, Foresight, Reason, The use of, Language
Fr./ Mémoire, Souvenir, Logique, Prévoyance, Raison, Utilisation, Langage
Tr./ Bellek, Anımsama, Mantık, Öngörü, Nedensellik, Kullanma, Dil

Yunan antikitesinde, mitolojide, başlangıçta Khaos’ta, kendisi de bir titan olarak yer almış olan Mnemosyne bellek, anımsama ve akılda tutma görevleri bulunan bir tanrıçadır.
Titanlar çağında Uranos baba ile Gaia anadan olmuştur. Söylenceye göre Zeus Pieria dağlarında dolaşırken bu güzel kızı gözüne kestirmiş. Onunla dokuz gün dokuz gece birlikte olmuş. Bu birliktelikten Yunanca Mousa veya Latince Musa adıyla bildiğimiz dokuz tane çok önemli periler doğmuş. İyi ki doğmuşlar, onlar olmasaydı bu dünyanın tadı tuzu olmazdı. Bu yüzden Mnmosyne kadar hatta ondan biraz daha çok Zeus’a teşekkür borçluyuz. Zeus’un hovardalığı olmasaydı bunları görme, tanıma olanağımız da olmazdı.

Bakın, Hesiodos Thegonia adlı eserinde / 52-80’ de neler anlatıyor:
Olympos’lu Musa’lar, koca kalkanlı Zeus’un kızları.
Eleutheros yamaçlarının kraliçesi Mnemosyne
Kronos oğluyla birleşip Pieria’da
Getirdi onları dünyaya
Belaları unutturmak ve kaygıları dindirmek için.
Dokuz gece buluştu onunla kutsal yatağında
Engin akıllı Zeus, ölümsüzlerden uzakta.
Günler aylar geçip bir yıl tamam olunca
Dokuz kız getirdi dünyaya Mnemosyne.
Dokuz eş yürekli kızdı bunlar
Ezgiler söylemekti tek işleri,
Başka hiçbir kaygı yoktur yüreklerinde
….
İşte böyle seslenir Olympos’lu Musalar
Dokuz tanrısal kızı Zeus’un:
KALLIOPE, KLIO, EUTERPE, THALIA, MELPOMENE,
TERPSIKHORE, ERATO, POLYMNIA, URANIA
Kalliope, En önemlileri (güzel seslidir, epik şiiri, aynı zamanda retoriği temsil eder),
Klio (tarihi yüceltir ve temsil eder),
Euterpe (hoş ve lirik şiiri temsil eder),
Thalia (çiçek açar ve komediyi temsil eder),
Melpomene (şarkı söylemeyi ve trajediyi temsil eder),
Terpsikhore veya Stesichore (danstan zevk alır),
Erato (sevimli ve şarkı söylemeyi temsil eder),
Polymnia (tanrılara ve kahramanlara ilahiyi temsil eder),
Urania (gökseldir ve sevimlidir ve astronomiyi, şarkı söylemeyi temsil eder),

İnsanın yazılı tarihinden önce yaşanmış olanları, mitleri, masalları, söylence ve destanları canlı tutan tek şey sözlü kültürümüz, sözlü geleneklerimizdir. Mnemosyne olmasaydı, tanrıların ve tanrısal kahramanların öyküleri ile bunların ne anlamlara geldikleri unutulurlar ve yok olurlardı. Toplumların kültürel varlıkları o toplumların toplumsal belleklerinde yaşamını sürdürebilmektedir. İşte tam bu noktada tanrıçamız Mnemosyne bütün görkemi ile karşımıza çıkmaktadır.

O, şairlerin koruyucu tanrıçaları olan dokuz esin perisinin annesidir. Bu dokuz kız kardeş, şairleri ve tragedia yazarlarını, tarih ve epopeleri belli bir düzen içinde kaydetmeye yönlendirmişlerdir.

YAZININ TAMAMI; https://kavrammutfagi.com/makale/mnemosyne–bellek–animsama-ve-akilda-tutma-tanricasi-
Posted in Uncategorized | Leave a comment

TARİHİN İÇİNDEN * BURSA’DAN BİR İHANET HİKAYESİ… İMAM KILIĞINDA İNGİLİZ AJANI

BURSA’DAN BİR İHANET HİKAYESİ…
İMAM KILIĞINDA İNGİLİZ AJANI

Yazar Tayfun Çavuşoğlu anlatıyor:

Bursa’nın ileri gelenleri ve din alimleri 21/22 Nisan 1920 gecesi, yani Ankara’da Büyük Millet Meclisinin açılışından iki gün önce, Bursa Belediye binasının büyük salonunda toplanarak, Ankara’daki Meclis işini ve milli sorunları konuşacaklardı. O toplantı çok ilginç gelişmelere sahne olacaktır.
Toplantı saatinde 70-80 kadar hoca ve bu arada vali ve ileri gelen kimseler Bursa Belediye binasının salonunda toplandılar. Ali Fuat Paşa toplantının maksadını anlattı. Konuşmalar birkaç saat sürdü.
Bu arada, Ankara’da Heyet-i Temsiliye’den gelen Mustafa Kemal Paşa imzalı telgraf da okundu. Nihayet dinleyicilerin aklı yattı. Olumlu bir karar alınmak üzereyken, genç bir sarıklı birden ayağa kalktı ve:
-Hakikat sizin dediğiniz gibi değildir! diye bağırdı.
Kafalar karıştı…
Toplantıyı dağıtmak isteyen genç sarıklı hoca bağırıyordu:
“-Hakikat sizin dediğiniz gibi değildir! Ne padişahımız efendimiz, ne de Hükûmet tutsak bir durumda değildir. Bizzat bu gerçeği, efendimizin ağzından işittim!”
Oradaki iki polis talimat üzerine arama yaptı. Kahramanlık, Müslümanlık taslayan softanın iç ceplerinin birinde, İngiliz polis amirlerinden Yüzbaşı Bennet’in mektubu bulundu. İmam kılıklı bu genç molla paralı İngiliz ajanıydı, hemen Divan-ı Harbe verildi.
Toplantı salonundaki ulema en yaşlı hocanın öncülüğüyle, «Esarette bulunduğu muhakkak olan Fetva Emini’nin ve padişahın fetvalarına uyulmaması lazımdır» kararına vardılar. Bu karar yazıldı ve yayınlandı, Ankara’ya da gönderildi. İstanbul’da Saray ve hükümet bu fetvayı unutmayacaktı…
İstanbul’un ayak oyunlarına karşı ilk dik duruşu sergileyen Bursa’da, kentin Yunan işgaline düşmesiyle birlikte dengeler değişti. Damat Ferit ve şovmen Bursa Valisi Ziver Bey sahneye çıktı. Padişah ve Damat Ferit hükümeti tarafından, Kuva-yı Millici Bursa ulemasına, eşrafına çektirilen zulmün haddi hesabı yoktu.
Hatta hızlarını alamayıp acayip bir tiyatro sahneye koydular. Yaşlı başlı ak sakallı dedeleri, müftileri, müderrisleri de bu tiyatroya alet ettiler. Kuvayı Milliye’nin şuursuz iftiralarla suçlandığı yeni bir beyanname hazırlanıp imzalandı.

Öyle olaylar var ki… Adeta o günleri yeniden yaşayacaksınız. Detaylar videoda…
https://youtu.be/5gV2TwjYDmM
Posted in Uncategorized | Leave a comment

“ALİ BABANIN BİR ÇİFTLİĞİ VAR, ÇİFTLİĞİNDE ….. * 30 SENE ÖNCE YOKSUL OLAN BİR AİLE NASIL DOLAR MİLYARDERİ OLDU * NEHİR KENARINDAKİ 328 DÖNÜMLÜK ÇİFTLİK

                                     ERDOĞAN AİLESİNİN TÜRKEN VAKFI ADINA ALDIĞI  ÇİFTLİK

Erdoğanlar’ın bir çiftliği var:
Muhammed Ali’nin çiftliğini
vergisiz satın aldılar

Naci Kaptan – 20 Ağustos 2019 / Güncellendi 26 Şubat 2023

BAĞLANTILI YAZI; https://nacikaptan.com/?p=99822 * PERDE ARKASI * ENSAR VE TÜRGEV * MANHATTAN’da LÜKS GÖKDELEN, MİCHAGAN’da 328 DÖNÜM ÇİFTLİK

Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak’ın yönetiminde olduğu TÜRGEV ile Bilal Erdoğan’ın Ensar Vakfı’nın ortak kuruluşu Turken Vakfı, ünlü boksör Muhammed Ali’nin milyon dolarlık çiftliğini vergisiz satın aldı.


Haberden önce biraz geri gidelim;

Yırtık ayakkabıdan ada sahipliğine!
Şevket Kazan bir gün bana şunu söyledi:

-”Tayyip bey İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmadan önce Refah Partisi il başkanıydı ve muhasebecilik yapıyordu. Geçinemediği için ev kirasını parti olarak biz ödüyorduk.”

Kazan’ı doğrulayan bir başka fotoğraf, Erdoğan’ın siyasete yırtık ayakkabı ile girmesiyle övünmeseydi…Ve bugün…
Tayyip Erdoğan’ın oğullarının ada satın aldığı iddiası TBMM’ye soru önergesi olarak geldi. İddia doğru mu yanlış mı bilmem ama böyle bir yakıştırma bile şık olmasa gerek.
Gemi filosu ve pırlanta mağazasından sonra oğulları hakkında ada sahipliği yakıştırmasına muhatap olan ilk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan oluyor. [1] Sabahattin Önkibar / 22.11.2014 / Aydınlık

ABD’deki Muhammed Ali’nin çiftliği kamu yararına olduğu için vergi vermeyen TÜRGEV’in. Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak’ın yönetiminde olduğu TÜRGEV ile Ensar Vakfı’nın ortak kuruluşu Turken Vakfı, yaklaşık 3 milyon dolara arazi aldı.
Yönetiminde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak’ın bulunduğu TÜRGEV ve Ensar Vakfı’nın New York merkezli ortak kuruluşu Turken Vakfı, Michigan’da St. Joseph nehri kıyısında bulunan yaklaşık 328 dönümlük arazi ve çiftliği 2 milyon 895 bin 37 dolara satın aldı. Vergiden muaf iki vakfın ortak kuruluşunun satın aldığı arazi ve çiftlik dünyaca ünlü şampiyon boksör Muhammed Ali’ye ait.
SAHTE CENNET SATIN ALDILAR
Cumhuriyet’ten Sinan Tartanoğlu’nun haberine göre Muhammed Ali’nin eşi Lonnie Ali, ABD’nin Michigan eyaletindeki Berren Springs’teki 328 dönüm arazi ile birlikte çiftliği Haziran 2018’de satışa çıkardı. Çiftlik ve arazi için 2 milyon 895 bin 37 dolar fiyat biçildi. Muhammed Ali arazi ve çiftliği 1975 yılında 400 bin dolara satın almış, 2006 yılına kadar da yaşamıştı. Çiftlikte; bir tanesi 3 bin 960 metrekare olmak üzere iki konut binası, bir boks ringi, buhar ve masaj odaları, yarım kilometre boyunda at pisti, basketbol sahası, büyük bir havuz ve ayrıca müstakil bir spor salonu da vardı. Çiftlik ve arazi için ödenen 2 milyon 895 bin 37 doların 37 doları ise Muhammet Ali’nin şampiyonluk sayısı olarak simgesel bir anlam taşıyor.
400 BİN DOLAR DAHA UCUZ
Aralık ayının son günlerinde Muhammed Ali’nin arazi ve çiftliği satıldı. Satışın, belirlenen fiyatın yaklaşık 400 bin dolar düşük fiyata, yaklaşık 2.5 milyon dolar karşılığı gerçekleştiği belirtildi. Muhammed Ali’nin arazi ve çiftliği New York merkezli Turken Vakfı’na satılmıştı. Müslüman öğrenciler için Turken Vakfı, Ensar Vakfı ve TÜRGEV tarafından kuruldu. Amerika’daki Müslüman öğrencilere burs ve yurt olanağı sağlamak amacıyla kurulan vakıf; Boston, Virgina, Chicago, Manhattan, Queens ve Washington’da 11 adet yurtla barınma hizmeti sunuyor. Satışın, Muhammed Ali’nin ailesinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan çiftlik ve araziye sahip çıkmasını istemesinin ardından gerçekleştiği ifade ediliyor.
VERGİ ÖDEMİYORLAR
Amerika Michigan’da St. Joseph Nehri’ne uzun bir kıyısı olan arazi ve çiftliği yaklaşık 2.5 milyon dolara satın alan Turken Vakfı’nın kurucuları Ensar Vakfı ve TÜRGEV, Türkiye’de kamu yararına vakıf olarak faaliyet gösteriyor. Bu yüzden devlete vergi vermiyor. Arazi ve çiftliği satın alan Turken Vakfı’nın Genel Sekreteri Haluk Gani, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan gibi Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden mezun. Vakfın yöneticileri arasında Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak var. Turken’in kurucularından TÜRGEV’in Genel Başkanı Fatmanur Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un eşi. Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak TÜRGEV’de de yönetim kurulu üyesi,. TÜRGEV’in yöneticileri arasında Kadir Topbaş’ın istifasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan Mevlüt Uysal da bulunuyor. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ise vakfın genel kurul üyeleri listesinde yer alıyor.
HAVUZUN ALTINDA GİZLİ ODA
Arazinin Muhammed Ali’den önceki sahibinin Amerikalı ünlü gangster al Capone’un koruması Louis Campagna olduğu ifade ediliyor. Erdoğan ailesine yakın vakıf tarafından satın alınan çiftliğin 1900’lü yılların başında inşa edildiği, 1920’lerden itibaren Campagna tarafından kullanıldığı belirtiliyor. Ana binanın 1920’lerde şaibeli bir şekilde yandığı, daha sonra yeniden inşa edildiği aktarılıyor. Arazi üzerinde 1990’lı yıllarda yapılan havuzun alt kısmında Al Capone döneminden kalma gizli odaların da keşfedildiği belirtiliyor.[2]

Eğitim şart!

Soner Yalçın / 21 Şubat 2019

Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında Erdo­ğan için dedi ki: “Şimdi kendisine bir de Amerika’da saray yaptırı­yor!”
Kılıçdaroğlu’nun söyledi­ği Cumhuriyet gazetesinin haberiydi.


Merkezi New York’ta­ki Türken Vakfı, rahmetli boksör Muhammet Ali’ye ait çiftliği satın almıştı. Göl­lerle çevrili Michigan eya­letindeki St. Joseph nehri kıyısındaki 328 dönümlük çiftlik 2 milyon 895 bin 37 dolara satılığa çıkarıl­mıştı. (Araziyi satın alıp ev yapan Amerikalı ünlü gangster Al Capone’un koruması -”Küçük New York”- Louis Campag­na idi. Evin Al Capone’a ait olduğunu düşünebiliriz. Campagna’nın 30 Mayıs 1955’teki ölümüyle çift­lik Yahudi-Hıristiyan karışımı Yedinci Gün Adventistleri Kilisesi adlı Protestan mezhebine satıldı. Muhammet Ali çiftliği 400 bin dolara 1975 yılında aldı. Çiftliği yenileme sırasında Al Capone’a ait gizli oda­lar bulundu. Ancak konumuz bu değil…)
New York merkezli Tür­ken Vakfı uzak diyarlarda­ki, Kanada sınırındaki bu çiftliği neden aldı? Kimsenin bilmediği- Türk öğrenci olup olmadığı belirsiz Andrews Üniversitesi desek, ona bile uzak! Yaz okulu için mi? Bu­nun için bu kadar para verilmez. Ne peki?
İpucu aramaya vakıftan başlayabiliriz:
Türken Vakfı, Ensar Vakfı ile TÜRGEV tarafın­dan ABD’de 2014 yılında kuruldu. Amacı, ABD’deki öğrencile­re burs, konaklama ve diğer kültürel programlar aracılı­ğıyla yardımcı olmak. Türk öğrencilere anahtar teslim mobilyalı iki odalı iki ban­yolu evlerde konaklatıyorlar. Vakfın kuruluş senedin­de milyonlarca dolar gö­züküyor. Bu kadar bağışı kontrol eden bu isimler kim?
Zincirin halkaları
Vakfın yönetim kadrosuna baktığımda ilginç bir tabloyla karşılaşıyorsunuz:
New York’ta vakfa “abilik” yapan Dr. Halil Mutlu; Erdoğan’ın dayısının oğlu; New York’ta hekimlik yapıyor.
Vakfın başkanı Behram Turan da Rize İyidere doğumlu; İTÜ İnşaat Bölümü mezunu, Türkiye bursuyla gittiği 1982’den beri ABD’de yaşıyor.
Vakıf saymanı Memiş Yetim de Rizeli. 1995’den beri New York’ta ikamet ediyor. ABD’deki çiftlik alımı ortaya çıkınca “Turken Foundation” sitesine baktığımda, bu isimlerin Erdoğan ile yakınlığını önemsemedim… Akşam saatlerinde…
Erdoğan’ın teyze oğlu Recep Ali Er‘in Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne atandığı bilgisi geldi!
Göreve gelmesi şaşırtıcı değildi: Rize Pazarköy doğumlu. Trabzon’da 19 yıl öğretmenlik yaptı. AKP iktidarıyla; Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Samsun ve Ankara Bölge Müdürü olarak çalıştı. 2013’te Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdür Yardımcılığına atandı. Şimdi de genel müdür oldu.
Ama…Bu bilgiler şu atamayla anlam kazanıyor:
Erdoğan’ın diğer teyze oğlu İbrahim Er de Milli Eğitim Bakan Yardımcısı! Görev alanları; Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü…“Erdoğan akrabalarına kadro buluyor” deyip meseleyi geçemeyiz! Benim kafam başka çalışır! Şöyle anlatayım:

Ne gizleniyor

Erdoğan ailesinin fertlerinin neredeyse hepsi “eğitim” işinde:

Erdoğan’ın oğlu Bilal; öğrencilere yurtlar kuran Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) “gölge başkanı”Keza: Devlete ve topluma faydalı bireyler yetiştirmeyi hedefleyen Yeni Türkiye Eğitim Vakfı (YETEV) ve -eşinin dayısı M. Fatih Çıtlak’ın başkanlığını yaptığı- İnsan ve İrfan Vakfı gibi çeşitli eğitim kuruluşlarının kurucusu…
Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak; TÜRGEV Yönetim Kurulu Üyesi…
Erdoğan’ın teyze oğlu Recep Ali Er, üniversite öğrencileriyle yakından ilgili Kredi ve Yurtlar Genel Müdürü…
Erdoğan’ın teyze oğlu Adnan Er, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Genel Sekreteri…
Erdoğan’ın dayı oğlu Halil Mutlu TÜRKEN Başkanı…
Erdoğan’ın teyze oğlu İbrahim Er Milli Eğitim Bakan Yardımcısı…
Hepsini alt alta topladığınız zaman karşınıza nasıl “manzara” çıkıyor?
Öğrenciler, yurtlar, evler, burslar, Milli Eğitim deyinde aklınıza kim geliyor?
Erdoğan ailesi “eğitim” meselesiyle son dönemlerde neden bu kadar ilgili?
Ellerinde koskoca devlet var; eğitime dair ne istiyorlarsa yapamazlar mı?
O halde bu “örgütlenme” ne? Yeni kadro arayışı mı? Öyle ise…
“Eğitim-yurt” işinde neden hep yakın akrabalar var? Başkalarına güvenmiyorlar mı? Ne saklanıyor ki; milyon dolarlık bağışlar mı? Böylesine kutsal göreve para verenler bunu niçin gizlesin?
Bu girift ilişki ağını/ denklemini çözemedim!
Çiftlik alımı kafamı çok karıştırdı!
Bir sır var, ama ne?
Ne diyordu reklamın sonunda Cem Yılmaz; “eğitim şart”…
Meraklılar için not: Michigan/ Berrien Springs’teki çiftlik ile, Pensilvanya/ Saylorsburg’daki çiftlik arası bin kırk dört kilometre! [3]

[1]      https://www.aydinlik.com.tr/yirtik-ayakkabidan-ada-sahipligine
[2]      http://haber.sol.org.tr/turkiye/erdoganlarin-bir-ciftligi-var-muhammed-alinin-ciftligini-vergisiz-satin-aldilar-256968
[3]     https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/soner-yalcin/egitim-sart-3612536/
Posted in PANDORA'nın KUTUSU, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK | Leave a comment

FEYM Grubu ve AYAcademy Bilgilendirme Bülteni (27 Mart 2024)

FEYM Grubu ve AYAcademy
Bilgilendirme Bülteni
(27 Mart 2024)


1. Ermeni Meselesi
a.  ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller, ABD’nin amacının Ermenistan ve Azerbaycan’ı aralarında bir köprü kurmaya teşvik etmek olduğunu söyledi. https://www.panorama.am/en/news/2024/03/27/USArmenia-Azerbaijan/2982051
b.  Ermenistan Dışişleri Bakanı Mirzoyan, Arjantinli milletvekillerine Ermenistan-Azerbaycan normalleşme süreci hakkında bilgi verdi. Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, Arjantin Cumhuriyeti Temsilciler Meclisi Başkanı, Temsilciler Meclisi üyeleri ve Ermenistan Ulusal Meclisi Ermenistan-Arjantin dostluk grubu üyesi Tatevik Gasparyan ile bir toplantı yaptı. Bakan Mirzoyan, Arjantin Cumhurbaşkanı ve Temsilciler Meclisi üyelerine, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin normalleşme sürecinin temel konularına ilişkin Ermenistan’ın yaklaşımlarını sundu. https://en.armradio.am/2024/03/27/fm-mirzoyan-briefs-argentine-lawmakers-on-armenia-azerbaijan-normalization-process/
c.  AB’nin Güney Kafkasya özel temsilcisi Toivo Klaar “Azerbaycan medya kanallarında Ermenistan’a yönelik tehditler kabul edilemez” dedi. https://massispost.com/2024/03/eu-envoy-toivo-klaar-threats-against-armenia-in-azerbaijani-media-channels-are-unacceptable/
ç.  Ermenistan Ulusal Meclis Başkanı Alen Simonyan “Ermenistan’ın Türkiye sınırını kim koruyacak? Türkiye Ermenistan’a saldırmaya karar verirse Rus sınır muhafızlarının bunu yapabileceğine veya korumak amacıyla harekete geçeceğine dair çok güçlü bir şüphem var” dedi. https://news.am/eng/news/814706.html

2.  Yunan Sorunları/Haberleri
a.  “Ukrayna askeri personeli, Rus kamikaze SİHA’larını tespit etmek için ülke genelinde geniş çaplı bir ses tanıma ağı kurdu. Bunun için Ukrayna’daki kulelere Rus dronlarına karşı 8.000 cep telefonu yerleştirildi. Türkiye savunma sanayisinin seri üretimine geçirdiği Türk insansız hava araçlarına karşı bu yöntemin özellikle Yunan Doğu Ege adaları için önemini vurgulamaya gerek yok. Ayrıca NATO ittifak içindeki belirli yerlere konuşlandırmak için bu sistemin bir varyantını test etmeyi planlıyor.” https://www.pentapostagma.gr/ethnika-themata/oplika-systimata/7231442_exohi-idea-gia-nisia-kai-ebro-8000-kinita-tilefona-einai
3.  Azerbaycan’da Lankeran Belediye Başkanına suikast düzenleme planı yapan Bahruz Askorov isimli terör eylemcisi yakalandı. https://www.qha.com.tr/turk-dunyasi/azerbaycan-da-teror-saldirisi-plani-yapan-kisi-yakalandi-486733
4.  AVİM web sitesinde “KARADENİZ BÖLGESİNİN ZORLU VE DEĞİŞEN JEOPOLİTİK ORTAMINDA 1936 MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ’NİN UYGULANMASININ DİKKATLİ İDARESİ” konulu makale yayınlanmaktadır. https://avim.org.tr/tr/Analiz/KARADENIZ-BOLGESININ-ZORLU-VE-DEGISEN-JEOPOLITIK-ORTAMINDA-1936-MONTRO-BOGAZLAR-SOZLESMESI-NIN-UYGULANMASININ-DIKKATLI-IDARESI
5.  Azeri siyaset bilimci Dr. Ahmet Şairoğlu, “Moskova’daki terör saldırısından sonra Rusya Baltık ülkelerine saldırabilir” dedi. Yayına aşağıdaki linkten erişim sağlanabilmektedir. https://www.shahidov.com/?p=16894

6.  AYAcademy Bülteni
Yanıltıcı İletişim (Yalan) ve Medya Etiği” başlığı ile yayınlanan akademik makaleye ilişkin bilgiler AYAcademy’nin aşağıdaki sosyal medya kanal linklerinde yayınlanmaktadır.
https://www.instagram.com/ayacademy.org.tr/
https://www.facebook.com/ayacademy.org.tr/
https://www.linkedin.com/company/ayacademy/
https://www.threads.net/@ayacademy.org.tr
https://www.tiktok.com/@ayacademy.org.tr
https://twitter.com/ayacademy_tr
https://t.me/AYAcademyTelegram
https://www.youtube.com/@AYAcademy_TR
https://www.youtube.com/shorts/tOdz6Q8oXVg
Saygılarımla,
Serkan KORKMAZ
Posted in Uncategorized | Leave a comment

TAPULARINIZ TEHLİKEDE Mİ? Tapuda nabız yokladılar, mülksüzleştirme ve döviz kasırgası seçimden sonra kopacak!

Tapuda nabız yokladılar, mülksüzleştirme ve
döviz kasırgası seçimden sonra kopacak!

Turhan Bozkurt

Merkez Bankası’nda arka kapıdan satacak döviz kalmadı. Seçime kadar doları tutmak için faizi 500 baz puan artırdılar. Ancak bu da yetmeyecek. Gerçek enflasyon ile TÜİK’in enflasyonu arasındaki uçurum sebebiyle TL hâlâ riskli.

Faiz artışı Borsa İstanbul’u (https://tr.investing.com/indices/ise-…) nasıl etkileyecek?
Tapuda nabız yokladılar, mülksüzleştirme ve döviz kasırgası seçimden sonra kopacak! Dolar (https://www.investing.com/currencies/…) TL kurunda faiz etkisini hissetirmek için bugün de arka kapıdan satış yaptılar. Düşüşler alım fırsatı olarak değerlendirilecek.
Merkez Bankası’nın (TCMB) net döviz rezervi swaplar ve Hazine mevduatı hariç -73 milyar dolar mertebesine indi. Neler olacağını 9 Kasım 2023 tarihinde anlatmıştım. e-Devlet’te “Tam hisse” yerine “Müşterek” ibaresi yazıldı. Neler oldu? Neler olacak?
AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan emeklilere 5 bin TL seyyanen zam kararını 23 Mart Cumartesi günü açıklayacak mı? 5 bin TL emekli için yeterli mi?
Günün sorusu: Amerikan Merkez Bankası (Fed) tahmin ettiğim gibi faizi indirmedi. Altın ve gümüş ne olacak?
Spot altın (https://tr.investing.com/currencies/x…) ve gümüş cenahında yeni ralli öncesi kritik eşiklere dikkat!
DEMEK Kİ NE İMİŞ! FED MARTTA İNDİRİM KARARI ALMAYACAKMIŞ!
Fed Başkanı Jerome Powell: “Yakın vadede bilanço daraltma hızının yavaşlatılması uygun olacak. Enflasyonu düşürmek için ilerleme kaydediyoruz. Ancak hedefe giden yol engebeli. Son iki aylık verilere ne aşırı tepki vereceğiz ne de onları görmezden geleceğiz. Faizlerin aşırı düşük seviyelere dönmesini beklemiyorum.” #bist #dolar #faiz
Posted in Uncategorized | Leave a comment

AYDINLANMA YAZILARI * DİNİ İNANÇLA İLGİLİ BİR “I.Q.” DEĞERLENDİRMESİ

DİNİ İNANÇLA İLGİLİ BİR “I.Q.” DEĞERLENDİRMESİ


“An intelligence quotient (IQ) is a total score derived from a set of standardised tests or subtests designed to assess human intelligence”.


Bir toplumda yaşam kuralları ne kadar katıysa, onları sorgulamak, eleştirmek yasaksa (veya günah sayılıyorsa), dünyadaki kaçınılmaz değişimlere rağmen alışkanlıkları, gelenekleri zamana ve yeni şartlara göre değiştirme gereği duyulmuyorsa, o toplumda IQ endeksinin yüksek olması mümkün değildir.
Konuyla ilgilenen bilim insanlarının yaptığı araştırmalar, kabaca beyaz, siyah, sarı diye nitelendirdiğimiz değişik ırklar arasında IQ endeksi açısından fark bulunmadığı saptanmıştır. Dinler esas alınarak yapılan araştırmalar ise Müslüman toplumların daha düşük IQ düzeyine sahip olduğunu, yaşam tarzlarını (tüm ayrıntılarıyla) Kuranda belirtilen değişmez katı kurallara göre düzenlediğini göstermektedir.
“Allahın kelamı” olduğuna inanıldığı için asırlar boyunca asla değişmeyen sadece Kuran değildir, ona inanan ve islamiyeti tüm benliğiyle özümseyen inançlıları değiştirmek te asla mümkün değildir. Hırıstiyanlıkta haftada bir defa kiliseye gitmek yeterli sayılırken, Müslümanların günde beş defa namaz kılması emredilmiştir. Diğer bir emir de (doktorların, bilim insanlarının “düzenli beslenme” uyarılarına rağmen) Ramazanda gün boyunca aç, susuz kalmayı gerektirmektedir. Oysa, beslenme alışkanlıklarının zeka düzeyi üzerindeki etkileri artık bilimsel olarak belirlenebilmektedir.
Kadınların erkekler nezdindeki (ikinci sınıf diyebileceğimiz) konumunu, nasıl giyinmeleri gerektiğini bu denli katı kurallara göre belirleyen, “özgürlük” diyerek onları kumaştan hapishaneye (tesettüre) mahkum eden başka din yoktur. Afganistan gibi ülkelerde kadının erkeklerle beraber çalışması, üniversiteye gitmesi yasaklanmıştır. Yemek yemenin, tuvalete gitmenin, cinsel faaliyetlerin bile belli ve değişmez kuralları vardır. “Ne ararsan Kuranda bulursun” inancı, insanların her hangi bir konuda kafa yormasını, araştırmasını, sorgulamasını gereksiz kılmaktadır. Bu şartlarda IQ düzeyinin yükseltilebilmesi nasıl mümkün olabilir ki ?!..
Hamas’ın I.Q. konusundaki tereddütleri ortadan kaldırma açısından başarısı küçümsenemez. Sonuçlarını akıl, mantık, sağduyu kullanarak iyice hesaplamak yerine, Allahın kendilerinden yana olduğu inancıyla yapılan çılgınca saldırı, cehennemin kapılarını sonuna kadar açmıştır ve İsrail bunu fırsat bilerek her gün binlerce Filistinliyi oradaki alevlerin üzerine savurmaktadır.
En masum olanlar, yani çocuklar ve kadınlar (petrol zengini islam ülkeleri uzaktan bakarken) bu cehennem ateşinde (benim yüreğimle beraber) en çok yananlardır. Başka bir islami terör çetesi (DEAŞ) “cihat” uygulayarak bu kez Rusya’daki bir konser salonunu dün cehenneme çevirdi. Sanatla ilgilenmeyi (yüce Atatürk çok önemseyip desteklemiş olsa da) o gibi örgütler günahkarlık sayarak cezalandırır. Utanç duymamızı gerektiren başka bir durum da, Suriye’ye saldıran, tahrip eden islami terör örgütlerine başımızdaki tek adamın verdiği sınırsız destektir.
İktidardaki siyasal İslamcıların laiklik ilkesini çiğneyerek eğitimi dinselleştirmesi, kuran kurslarını, tarikatları destekleyip beslemesi “sayesinde” fanatik, acımasız, “cihatçı terörist” adayları rahatça örgütlenip ülkemizde de (daha önce nispeten ufak çapta tanık olduğumuz gibi) her an eyleme geçebilecek (patlamaya hazır) çok ciddi tehdit ve tehlike potansiyeli oluşturmaktadır.
Kendini yenileme, dünyanın hızla değişen yaşam şartlarına ayak uydurma yeteneği, şansı bulunmayan bir ortaçağ Arap ideolojisinin zararlı etkilerinden, “geri zekalılığa” (I.Q. düşüklüğüne) sürüklemesinden başta kadınlarımızı, masum çocuk ve gençlerimizin körpe, savunmasız beyinlerini, ayrıca hurafe ve “kutsal” masallarla kandırılan saf halkımızı korumak, uyarı ve eleştirilerde bulunmak yürekli, vicdanlı aydınlarımızın en öncelikli (ve en “kutsal”) görevi sayılmalıdır.
Kendini aydın (hatta Atatürkçü) olarak nitelendiren (ve iyi niyetlerinden asla şüphe duymadığım) bazı yurtseverlerin inatla, ısrarla İslamiyeti tümüyle savunmasını, şirin göstermeye çalışmasını, bu ilerlemiş yaşımın (94) sağladığı bilgi ve birikime rağmen, (bir muamma gibi) anlamakta zorlandığımı belirtmek isterim. Parti olarak da tek kurtuluş ümidimizi (başta laiklik olmak üzere) Atatürk ilkelerini, O’nun başlattığı reform, aydınlanma girişimlerini içtenlikle, korkusuzca savunabilecek bir yenilenmiş CHP olarak görmekteyim.
Kemal Rastgeldi – 23.03.2024
Posted in Uncategorized | Leave a comment

TARİKATLAR VE CEMAATLER TSK’DA KADROLAŞIYOR MU? * Teğmenleri İhraç Edenlerin İsimleri Niye Gizlendi?

 

Teğmenleri İhraç Edenlerin İsimleri Niye Gizlendi?

Tarih: 15/03/2024 | Yazar: Müyesser Yıldız

Geçtiğimiz 10 Kasım’da Tuzla Piyade Okulu’ndaki Atatürk’ü Anma Töreninde bir teğmenin yakasına Atatürk fotoğrafı takmaması üzerine yaşanan olaylardan sonra TSK’dan ihracına karar verilen teğmenler, sözkonusu kararın iptali için İdare Mahkemesi’ne başvurmaya başladı. Başvuruda, ihracın nedeni olarak gösterilen “askeri atmosferi zedeleme” şeklindeki gerekçenin hiçbir kanunda yer almadığı vurgulanırken, oybirliğiyle ihraca karar veren Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu üyelerinin isimlerinin gizlendiğine de dikkat çekildi.
10 Kasım Atatürk’ü Anma Töreni’nde yakasına Atatürk fotoğrafı takmayan ve “tarikatçı” olduğu öne sürülen teğmen ile onu destekleyen iki teğmenin yanı sıra, onlara tepki gösteren dört teğmen Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) kararı, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in onayıyla TSK’dan ihraç edilmişti.
Kararın taraflara tebliğinin ardından dört teğmen arasında yer alan Ö.S.’nin 11 avukatı, ihracın durdurulması ve iptali için İstanbul İdare Mahkemesi’ne başvurdu.
TSK’da Tarikatlara Göz Yumulduğu Algısı Oluştu”
Anayasa Mahkemesi, AİHM, Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin benzer idari soruşturmalara ilişkin kararlarına bolca atıf yapılan başvuruda, ana başlıklarıyla şunlar vurgulandı:
– Disiplin soruşturması kapsamında düzenlenen belgeler ve deliller YDK toplantısından önce verilmedi, dosyayı sadece inceleyebileceğimiz belirtildi. Böylece delillere ulaşımımız engellenerek YDK toplantısında sözlü ve yazılı savunma hakkımız kısıtlandı.
– Disiplin soruşturmasını yaptıran EDOK Komutanı Korgeneral Zorlu Topaloğlu ve Kara Kuvvetleri Komutanı, “TSK’dan ayırma cezası verilmesi” teklifine katıldıkları yönünde kanaat bildirerek ihsas-ı reyde bulundu. Kara Kuvvetleri Komutanı’nın, cezalandırma teklifine katılmasından sonra ilk disiplin amirlerinin bağımsız, tarafsız ve objektif bir değerlendirme yaparak karar verebilmesi askeri hiyerarşide mümkün değildir. Nitekim benzer uygulaması nedeniyle idari yargıda davaları sürekli iptal olan Jandarma Genel Komutanlığı, disiplin soruşturma raporunda “komutan kanaati” bölümünün açılmaması yoluna gitmiştir.
– Verilen cezada müvekkilin hangi fiiliyle hangi askeri hizmete engel olunduğu (eğitim, spor, bakım, istihbarat, tören, vs.) ortaya konmamış, hiçbir kanunda yeri olmayan “askeri atmosferi zedelemek” gibi bir terim kullanılmıştır.
– Müvekkilin, mevcut anayasal düzene karşı çıkıp Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı olmadıklarında şüphe bulunmayan üç teğmen ile aynı kefeye konularak TSK’dan ihraç edilmesi kamuoyunda da büyük tepkiyle karşılanmış, TSK’da tarikat yapılanmalarına göz yumulduğu algısının oluşmasına yol açmış ve TSK personeli üzerinde büyük hayal kırıklığı yaratmıştır.
– Olaylara karışmadığı belirlenen müvekkil sadece bir WhatsApp paylaşımı nedeniyle, ek soruşturma kararı alınmadan dosyaya dahil edilmiş ve kendisinin ihracına karar verilmiştir. WhatsApp yazışmaları da mahkeme kararı olmaksızın elde edilmiş, hukuka aykırı delil niteliğindedir.
Bir Suç İşledi ki Askeriyeden Kovuldu”
Başvuruda, “kişiyi temel geçim kaynağından yoksun bırakmak gibi telafisi imkânsız bir sonuç doğuracak ihraç kararının, soyut fikir yürütmeleri ve faraziyelere değil, somut delillere dayandırılmasının yasal bir zorunluluk” olduğu kaydedilirken de şu değerlendirmeler yapıldı:
Evlilik hazırlığı içindeki müvekkil düğün için birçok borç yapmış, ancak maaş alamaması nedeniyle borçlarını ödeyemez duruma düşmüştür. Bunun yanı sıra ailesine ve yakınlarına bu durumu açıklama sorunu hayatını çekilmez hale getirmiştir. Çevresindeki insanlar olayın ayrıntılarını bilmedikleri için kendisine bir suçlu gibi davranmakta, ‘Bir suç işlemiştir ki, askeriyeden kovulmuştur.’ şeklindeki konuşmalara şahit olmaktadır. Ayrıca, yürütmenin durdurulması kararı verilmemesi halinde dava sonunda ihraç işlemi iptal edilse dahi müvekkil kurs kaybedeceğinden, emsallerinden bir yıl geç göreve başlayacaktır. Bu da rütbe ve kıdemin çok önemli olduğu askerlik mesleğinin emir komuta yapısını zedeleyici sonuç doğuracaktır.”
İsimsiz İmzasız Resmi Belge
İdare Mahkemesi’ne yapılan başvurunun en ilginç bölümüne gelelim.
Teğmenler ve avukatlara tebliğ edilen YDK kararında Başkan ile üyelerin isim ve imzalarının olmadığının altı çizilerek şu tespitler yapıldı:
Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre bir resmi belgede düzenleyenlerin, onaylayanların isim ve imzaları olmak mecburiyetindedir. YDK kararının resmi belge olduğunda tartışma yoktur. İsim ve imzaların bulunmaması, işlemin yetki unsurunun denetimini de engellemektedir.”
Ardından da hangi durumlarda resmi belgelerdeki isimlerin yazılamayabileceğine ilişkin olarak Kaçakçılıkla Mücadele, Terörle Mücadele, Tanık Koruma ve MİT kanunlarında yapılan özel düzenlemeler anlatılıp, “Hangi kamu görevlisinin kimliklerinin ne şekilde gizlenebileceği bizzat kanunlarda düzenlenmiştir. Yüksek Disiplin Kurulu başkan ve üyelerinin kimliklerinin karartılmasının hiçbir yasal dayanağı ve meşru amacı bulunmamaktadır.” denildi ve YDK kararının isimli, imzalı suretinin TSK’dan istenmesi talep edildi.
İki Üyenin Özelliği
Sahi, kararı verenlerin isimlerinin gizlenmesinin sebebi ne olabilir ki? Acaba olası tepkilerden mi çekinildi?
Hemen burada, teğmenlerin ihracından sonra kaleme aldığımız bir yazıyı hatırlatalım. Kararın oybirliğiyle alındığını öğrendiğimizde en şaşırdığımız kısmın şu olduğunu belirttik:
Kurulda Balyoz kumpasına maruz kalmış ve yıllarca hapis yatmış iki isim var. TSK’da tarikat-cemaat yapılanmalarının nasıl bir tehlike olduğunu en iyi onların bilmesi gerekir, değil mi? Mutlaka biliyorlardır. İşte en azından onların, bu ihraç kararına muhalif kalması beklenmez mi? Demek ki, ‘buyruk’ büyük yerden!..”
Evet, teğmenler davasında artık top yargıda. Bakalım bu süreçte nelere tanık olacağız!..
Müyesser YILDIZ – 15 Mart 2024

12punto link: https://12punto.com.tr/yazarlar/muyesser-yildiz/tegmenleri-ihrac-edenlerin-isimleri-niye-gizlendi-26964
Posted in Uncategorized | Leave a comment

FEYM Grubu ve AYAcademy Bilgilendirme Bülteni (25 Mart 2024)

FEYM Grubu ve AYAcademy
Bilgilendirme Bülteni
(25 Mart 2024)


1. Ermeni Meselesi
a.  Massis Yayınları, yakın tarihte yayımlanan “Ermeni Sosyal Demokrat Hınçak Partisi: Politika, İdeoloji ve Ulusötesi Tarih” başlıklı kitabın tanıtımına ev sahipliği yaptı. Amerika Ermeni Konseyi Yönetim Kurulu üyesi Alison Ghafari, tanıtımdaki sunumuna Massis Yayıncılık’ın Ermeni toplumu içindeki önemini vurgulayarak başladı. (AYAcademy’ye rakip..) https://massispost.com/2024/03/massis-publishing-presents-academic-book-on-the-history-of-social-democrat-hnchakian-party/
b.  Ermenistan Ulusal Meclisi’nin çoğunluktaki Sivil Sözleşme Grubunun milletvekili olan Arusyak Julhakyan, oybirliğiyle Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Mülteci ve Göçmen Çocuklar ve Gençler Alt Komitesi Başkanı seçildi. https://news.am/eng/news/813664.html
c.  Birleşmiş Milletler (BM) 30 yıl sonra Azerbaycan haritasını güncelledi. 2024 tarihli ve 3761 sayılı güncel BM haritasında Azerbaycan’daki coğrafi isimler yenilendi ve asli ismleri verildi. Daha önce BM Genel Sekreteri Temsilcisi Stefan Dujarric, “BM Güvenlik Konseyinin, Azerbaycan’ın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü teyit eden kararlarını hatırlatmak istiyoruz ve Ermenistan’ı bunlara tam saygıyla yaklaşmaya çağırıyoruz” değerlendirmesini yapmıştı. https://www.qha.com.tr/turk-dunyasi/bm-30-yil-sonra-azerbaycan-haritasini-guncelledi-486717
ç.  Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sınırın çizilmesi süreci devam ederken, Ermeni toplumunda Başbakan Nikol Paşinyan’a yönelik protesto dalgası genişliyor. Ermenistan içindeki intikamcı güçler, iki ülke arasında barış anlaşmasının imzalanmasını engellemek için çeşitli provokasyonlara başvuruyor. Konuyla ilgili Azeri siyaset bilimci ve insan hakları savunucusu Dr. Ahmet Şairoğlu, 8 köyün Azerbaycan’a devredilmesinin kaçınılmaz olduğunu ve Bakü’nün bu konuda geri adım atmayacağını söyledi. https://www.shahidov.com/?p=16888
d.  Azernews sitesinde Qabil Ashirov tarafından kaleme alınan “Terörizm Ermenilerin askeri ve siyasi yöntemidir.” başlıklı makale yayınlanıyor. Makale; “Moskova’daki Crocus Belediye Binası’nda gerçekleşen terör eylemi, eski Sovyet cumhuriyetlerindeki birçok kişiye Ermeni terör gruplarını hatırlattı. Bu barbarca suçu Ermenistan’a bağlayanların pek çok nedeni var. Çünkü Ermeniler, Sovyet sonrası alanda ve dünyada terör örgütleriyle meşhur olan tek millettir ve en önemlisi bununla gurur duymaktadırlar.” tespiti ile başlıyor.  https://www.azernews.az/analysis/223673.html

2.  AYAcademy Bülteni
Hastaya Zarar Veren Yanlış Tıbbi Uygulamada Hastanın Korunmasına Yönelik Yasal Formülasyon” başlığı ile yayınlanan akademik makaleye ilişkin bilgiler AYAcademy’nin aşağıdaki sosyal medya kanal linklerinde yayınlanmaktadır.
https://www.instagram.com/ayacademy.org.tr/
https://www.facebook.com/ayacademy.org.tr/
https://www.linkedin.com/company/ayacademy/
https://www.threads.net/@ayacademy.org.tr
https://www.tiktok.com/@ayacademy.org.tr
https://twitter.com/ayacademy_tr
https://t.me/AYAcademyTelegram
https://www.youtube.com/@AYAcademy_TR
https://www.youtube.com/shorts/tOdz6Q8oXVg

Saygılarımla,
Serkan KORKMAZ
Posted in Uncategorized | Leave a comment