DOĞA-ÇEVRE-EKOLOJİ * Doğamız saldırı altında

Doğamız saldırı altında

Cumhuriyet – İbrahim GÜNDÜZ – 20 Şubat 2022 Pazar


Türkiye’de nerede orman, nerede dağ ve su kaynakları varsa siyanürlü-sülfürik asitli madenciler oradadır. Dağlar, dünyanın en değerli su depolarıdır. Bu açıdan barajlardan bile daha stratejik ve değerlidir. Bütün dünyada bir yıl içinde yaklaşık 3 bin 200 ton altın çıkarılır. Bu altını çıkarırken ortaya saçılan atıklar, dünyadaki milyarlarca ton üretimi yapılan diğer bütün madenlerin toplam atığından sekiz kat fazladır. Üstelik bu atıklar bir işlenmiş atık değildir, nükleer reaktör atıkları kadar tehlikelidir.


Türkiye’de kartel madenciliği, yağma-talan madenciliği Bülent Ecevit döneminde başlamadı. Türkiye’deki kartel ve yağma-talan madenciliğinin kökleri, neoliberal rüzgârların estiği Özal’lı yıllara uzanır. Özel şirketlere, kartellere Türkiye’nin ormanlarını, yaylalarını, köylerini açan Turgut Özal’dır. Ecevit, 2001 krizinin de etkisiyle yönlendirilmiştir. Abartılan tahminler, yalan yanlış raporlarla o ilk madenin açılması için, yani “Sarı Öküz” için her türlü oyun oynanmıştır. Köylerini, sularını, topraklarını korumaya çalışan Bergama-Ovacık köylüleri, “Alman Ajanı” ilan edilmiştir. Ekonomik krizden çıkışın yolu olarak altın madenleri gösterilmiştir, bugünkü gibi…

Bergama-Ovacık’ta açılan o ilk altın madeninin üzerinden 21 yıl geçti. Bugün 19 siyanürlü-sülfürik asitli yıkım merkezi var. 19’u da yolda. Ne kazandırdığı, ne zarar verdiği ortada. Binlerce makale, kitap yazıldı. Yüzlerce televizyon haberi yapıldı.

Türkiye; 1 ton ham altın üretmek için, 5 milyon ton taşı toprağı zehirliyor. Bugün Lidyalıların Paktolos Çayı’na “koyun postu” attıkları gibi kimse altın üretmiyor. Onlar antik çağlarda kaldı. Bugün Paktolos Çayına’na koyun postu atmıyorlar ama Munzur Dağları’na yılda 11 bin ton siyanür atıyorlar, yılda 122 bin ton sülfürik asit döküyorlar.

Kaz Dağları’nın yüzde 79’u, Ordu’nun yüzde 74’ü, Artvin’in yüzde 71’i, Muğla’nın yüzde 54’ü maden bölgesi ilan edildi.

ÖNEMLİ AYRIM

Türkiye’de tüm sanayide kullanılan 300 bin ton siyanürün yalnızca yüzde 1.5’i altın madenciliğinde kullanılıyor. Bu hesapla Türkiye’deki altın madenciliğinde yılda 4 bin 500 ton siyanür kullanılıyor olması lazım. Oysa sadece Erzincan- İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nde bir yılda 11 bin ton siyanür kullanılıyor. Konu elbette sadece siyanür değil. “Ağır metal” kaynağı olan milyonlarca ton “pasa”, zehirlenen su kaynaklarımız, kesilen milyonlarca ağaç. Say say bitmez…

Olay artık altının boyutlarını aştı. Kömür, mermer, taşocakları denilerek Türkiye’nin bütün dağları, yaylaları, meraları, köyleri saldırı altında.

İBRAHİM GÜNDÜZ – GAZETECİ


https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/dogamiz-saldiri-altinda-ibrahim-gunduz-1909358

This entry was posted in Calisma Dunyasi - Is ve Emekciler, KAPİTALİZM - LİBERALİZM, Madencilik ve Yeralti Kaynaklari, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *