DOĞA-ÇEVRE-EKOLOJİ * Atatürk Orman Çiftliği Talanına Danıştay “Dur” Dedi…

Atatürk Orman Çiftliği Talanına Danıştay “Dur” Dedi…

      Orhan Özkaya (Arş-Yazar)

        Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin büyük başarısı
    Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun oy birliğiyle verdiği kararını, yandaş medya ve basın kuruluşu hiçbir şekilde ele almadı ve halktan da gizledi. Sadece halka yakın medya ve basın değerlendirdi. Oda Başkanı Tezcan Karakuş Candan, yaptığı açıklama da,  “Bir ülkenin Cumhurbaşkanı’ nın hukuken kaçak olduğu tescillenmiş bir yapıda oturması kabul edilemez, Kaçak Saray acilen tahliye edilmelidir” diyerek kararı değerlendirdi. “Atatürk Orman Çiftliği’nde hukuka, vicdana aykırı bu ülkenin kurucusunun iradesini dışlayan Kaçak Saray, Atatürk Orman Çiftliği talanıyla ilgili 150’yi aşkın davamız devam ediyor. Danıştay İdari Dava Daireleri’nin verdiği bu karar, Kaçak Saray’ın yapımı süresince hukuku arkadan dolanmaktı. Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nun 271 sayılı ilke kararına tarihi SİT alanlarına kamu hizmet binasının yapılacağına dair ibare koyma amacıydı” verilen kararlarına karşı mücadelemiz sürdü.
        Artık iş kararın uygulanmasına geldi
    “Bunun anlamı Kaçak Saraya ilişkin Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin o dönemde verdiği ‘Yürütmeyi Durdurma’ kararını boşa çıkararak Kaçak Sarayı meşrulaştırmaktı. İdari Dava Daireleri Genel Kurulu Saray’ ın itiraz işlemini ret etti: “Tarihi alanlarda kamu hizmet binalarının yapılamayacağının altını kalın çizgilerle oy birliği ile bir kez daha çizdi.” “Bu karardan sonra beklenti çok nettir. Kaçak Saray’ın boşaltılması… Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak Kültür Bakanlığı’na, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne, Atatürk Orman Çiftliği alanlarında Kaçak Saray’a dair verilen tüm ruhsat ve iskânların iptal edilmesi anlamını taşıyan bu kararın yerine getirilmesidir.” “Atatürk’ün şartlı bağışına uygun bir şekilde yapının tahliye edilmesi için yazı yazacağız. Bu karar tüm Türkiye için hakikatli bir müjdedir. Adaletin belli noktalarında Cumhuriyete olan inanç Atatürk’e olan saygı ve sevgi devam etmektedir. Umut ve müjde budur işte. Kaçak Saray tahliye edilinceye kadar mücadelemiz devam edecek. Müjdeler Olsun Türkiye ” demek suretiyle yıllarca süren mücadelenin sonucunu almanın onurunu yaşıyorlar.
        Bu durumdan Muhalefet de ders çıkarmalı
    Çiftlikteki vasiyete aykırı yapıların imara uygun ve yasal alanlara taşınması söz konusu edilmeli, iktidara geldiklerinde bu kaçak yapılaşmaları hiçbir şekilde korumamalılar. Ayrıca Atatürk’ün vasiyeti her şeyin üstünde tutulmalıdır. Oran, Çankaya gibi yerlere taşımak mümkündür. Bilim Merkezi olarak yapılacak binalar bu taşınan yapı ile değerlendirilebilir. Yoksa Danıştay kararı üzerine “Bilim Merkezi” şeklinde bir değişiklik yapmak da aynı şey anlamına gelir. Öncelik, Atatürk’ün emanetine sevgi, saygı gelmelidir. Bu aynı zamanda halka, yasaya ve kendini inkâr etmeme anlamı taşır. Yasal olarak vasiyet ne referandumla ne de kanunla değiştirilemez. Hele Atatürk’ün halkına yönelik arzusunda gedik açmak kabul edilemez. Ankara Mimarlar Odası, halkın içinden gelmiş ve bu konuların uzmanı, ehli, liyakat liyakat dendiğine göre işte tam da burada liyakat söz konusudur. Bu nedenle bundan sonra yapılacak uygulamalara taraf durumdadır.
            İstanbul’un güzelliğini ve tarihi yapılarını yitirdik
    Uygar ülkeler tarihi kent yapılarını korumuşlar, modern, ucube yapılaşmaya karşı ilgi duymamakta ve tarihlerini turizme sunmaktadır. Bunlar arasında İtalya, (özellikle Roma) Fransa,(Paris) Almanya (Münih ve Berlin)  ve ispanya( Madrid ve Barsoleno) gelmekte. Ülkemizde Arap mimarisine özenerek gökdelen özentisine eğilim görgüsüzce moda halini aldı. İstanbul tarihi özelliğini gökdelen çöplüğüyle yitirdi. Hâlâ Yerebatan Sarayı, Topkapı, Sultan Ahmet Camisi, Dikili Taş, Galata Kulesi ve Kız Kulesi gibi kalan birkaç yapıyla işi sürdürmeye çalışıyoruz. Yapay bir İstanbul ortaya çıkararak, “İstanbul’a ihanet etmeye devam ediyoruz” denmesine rağmen rant, yağma ve yıkımdan vazgeçilmiyor. Mimarlar Odası Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Atatürk’ün iradesini esas almazken mevzu bahis 450 yıl önceki vakıf mülkiyeti olunca vakfedenin iradesinin esas alınması gerektiğine hükmedilmiştir. AOÇ alanlarının en geniş sınırlarının Atatürk’ün şartlı bağışı ve vasiyetine uygun hale getirilmesi aslına rücu etmesi için hukuksal süreç başlatıyoruz” diyerek davayı sonuna kadar sürdürmüşlerdir. Danıştay 10. Dairesi’nin Ayasofya’nın ibadete açılması kararının ardından Mimarlar Odası Ankara Şubesi, AOÇ için harekete geçmiş. Candan yazılı açıklama yaparak, Danıştay’ın Ayasofya kararında Fatih Sultan Mehmet’in ‘şartlı bağışının’ gerekçe gösterildiğini hatırlatmıştır.
        Danıştay’ın Ayasofya kararı ilkesizlik örneğidir 
    Mustafa Kemal Atatürk’ün de AOÇ hakkında şartlı bağışı olduğuna dikkat çeken Candan, şu ifadeleri kullandı: “AOÇ, Atatürk kendi mal varlığını arazilerin ıslah edilmesi, düzenlenmesi, çevrenin güzelleştirilmesi, halka gezilecek ve eğlenecek alanlar yapılması, ucuz ve temiz gıdanın üretilmesi için halkına vakfetmiş durumda. AOÇ’nin Atatürk’ün şartlı bağışı ve vasiyeti ihlal davamızda yargı vasiyeti ve şartlı bağışı bırakanın ya da bağışlayanın, yani bu ülkenin kurucusu Atatürk’ün iradesini esas almazken mevzu bahis 450 yıl önceki vakıf mülkiyeti olunca vakfedenin iradesinin esas alınması gerektiğine hükmetmiştir. AOÇ alanlarında bu karara istinaden aynı yolları izleyerek, AOÇ alanlarının en geniş sınırlarının Atatürk’ün şartlı bağışı ve vasiyetine uygun hale getirilmesi aslına rücu etmesi için hukuksal süreç başlatıyoruz.”“Hukukçularımızla  Anayasa ve idare hukukçularıyla süreci değerlendirdik aşamaları belirledik, hazırlığa başladık…AOÇ aslına rücu edene kadar mücadeleye devam edeceğiz. Bu süreçte bize destek olmak isteyen herkesi, dayanışmaya davet ediyoruz.” diyerek sonuca gitmişlerdir. 
This entry was posted in DOĞA - ÇEVRE, Doga - Cevre - Ekoloji - Tarim, ÖZELLEŞTİRMELER, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *