PERDE ARKASI ; ŞEKER FABRİKALARI NEDEN KAPATILIYOR * TÜRKİYE ÜZERİNDE EMPERYALİST OYUNLAR ; CARGILL – NBŞ/ FRUKTOZ – III

ARAŞTIRMA YAZISI

PERDE ARKASI ; ŞEKER FABRİKALARI NEDEN KAPATILIYOR *
TÜRKİYE ÜZERİNDE EMPERYALİST OYUNLAR ; CARGILL – NBŞ/ FRUKTOZ
BÖLÜM I-II-III-IV-V-VI-VI
ARAŞTIRMA YAZISI BÖLÜMLERİ
https://nacikaptan.com/?p=55255 – BÖLÜM I-II
https://nacikaptan.com/?p=55274 – BÖLÜM III
https://nacikaptan.com/?p=55757 – BÖLÜM IV
https://nacikaptan.com/?p=55808 – BÖLÜM V
https://nacikaptan.com/?p=55965 – BÖLÜM VI

Bölüm III

Naci Kaptan
26 Şubat 2018

Şeker-İş Sendikası Başkanı İsa Gök ;

Şeker fabrikalarının satılması halinde çoğunun işletme maliyeti nedeniyle kapatılacağını, Türkiye’nin şekerde Avrupa Birliği (AB) pazarı durumuna düşeceğini söyledi.“Toplum sağlığı ve milli sanayi açısından ülkemizin en stratejik kurumlarının başında gelen şeker fabrikaları, işçi, üretici ve devletin içinde olduğu bir modelle yönetilmelidir. Avrupa’daki sistem de bu şekildedir. ABD gibi en liberal ülkede bile devlet, şeker üretiminden elini çekmemiştir” dedi.

Şeker fabrikalarının satılması halinde sonunun Et ve Balık Kurumu gibi olacağını, fabrikaların kapatılıp değerli arsalarına AVM ve rezidansların yapılacaktır.Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ’ye ait 14 fabrikanın satış yöntemiyle ayrı ayrı özelleştirilmesi kararına karşı Danıştay’da dava açtı.

Resmi Gazetede yer alan ilana göre 14 şeker fabrikasından Bor, Çorum, Kırşehir ve Yozgat fabrikalarının ihalesi 3 Nisan’a, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu ve Turhal fabrikaları için 11 Nisan’a, Afyon, Alpullu, Burdur, Elbistan ve Muş fabrikaları için 18 Nisan’a kadar teklif verilebilecek.

Şeker-İş uyardı: Fabrikalar satılırsa nişasta bazlı şekere mahkum oluruz

ABD merkezli Cargill, “şeker fabrikalarınızı özelleştirin” diyorsa durup bir düşünmemiz gerekmiyor mu? Elin Amerikalısı ısrarla niye fabrikalarımızın satılmasını istiyor?

Şekerin üretim bütünlüğünü bir bozdunuz mu fabrikaları kimin aldığının ve kaça satıldığının hiçbir önemi yok. Fabrikaları satarsanız çiftçiyi de ürünü de sektörü de kişilerin veya işletmelerin inisiyatifine terk etmiş oluyorsunuz. Ve üretim bütünlüğü bozulduğu için de birçok fabrika kendiliğinden kapanır .Şeker fabrikalarına alıcı olanlar Fabrikaları daha iyi işletmek için değil çok değerlenmiş arazileri üzerinden rant sağlamak için ve Türkiyenin şeker üretimini yok ederek NBŞ’nin piyasaya hakim olması içindir.

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde Cargill devrede

CHP Edirne Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Okan Gaytancıoğlu, hükümetin şeker fabrikalarını apar topar elden çıkarmak istediğini belirterek, bu süreçte nişasta bazlı şeker ürüten Cargill’in devrede olduğunu savundu. Gaytancıoğlu, “Önce Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki kapasitesi düşük fabrikalarla, arazisi değerli olan fabrikalar hariç, 15 fabrikanın satışı yapılacak. Eskişehir ve Ankara gibi arazisi değerli fabrikalar da ikinci ihale ile elden çıkarılacak” dedi.

696 sayılı KHK ile Şeker Kurumu’nun kapatıldığını anımsatan Gaytancıoğlu, “Bağımsız bir düzenleyici otoritenin olmamasının, sektörün dengesini bozduğunu” belirterek, nişasta bazlı şeker (NBŞ) ithalat ve üretiminin tamamen denetimsiz olduğuna dikkati çekti.

Bu süreçte, sektörün özelleştirilmeye açılmasının, “geri planda işleyen bir plan olduğunu düşündürdüğünü” belirten Gaytancıoğlu, “Belirli lobi gruplarının etkisi altında, TÜRKŞEKER başta olmak üzere, kamu elinde katma değer üretmeye devam eden kamu şirketlerinin, bu değişiklikle, apar topar, kamuoyunda ciddi bir tartışma ve değerlendirme şansı olmaksızın elden çıkarılmak istenmesi, yanlıştır” dedi.

Şeker fabrikalarının satışı konusunda Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na bilgi edinme hakkı çerçevesinde yönelttikleri soruya bir cümlelik bir “çalışma yapıyoruz” yanıtı verildiğine dikkati çeken Gaytancıoğlu, şunları kaydetti:

“Ülkenin stratejik kuruluşları olan şeker fabrikalarının üretim, verimlilik ve rekabeti açısından hiçbir strateji belirlemeyen hükümet, şeker fabrikalarını sessiz sedasız yeniden satışa çıkarmaya hazırlanmaktadır.

Başbakan Binali Yıldırım’ın geçtiğimiz günlerde şeker fabrikalarının bulunduğu bölge milletvekilleri ile özel bir toplantı yaptığı ortaya çıkmıştır. Toplantıda, bölge milletvekillerine ‘özelleştirmenin gerekleri’ anlatılmıştır. Toplantı sonrasında kamuoyuna bir açıklama yapılmazken, satış ilanına önümüzdeki günlerde çıkılması beklenmektedir. Alınan bilgilere göre hükümet ilk olarak, Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki kapasitesi düşük fabrikalarla arazisi değerli olan fabrikalar hariç, 15 fabrikanın satışını yapacak. Eskişehir ve Ankara gibi arazisi değerli fabrikalar da ikinci ihale ile elden çıkarılacak. Kamunun elindeki 25 şeker fabrikasına yönelik hiçbir yatırım ve planlama yapmayan hükümet, fabrikaları sadece bütçeye ek gelir sağlamak için satışa çıkaracak.”

Cargill devrede

Avrupa’nın son 15 yılda şeker fabrikaları başta olmak üzere şeker sektörünü yeniden yapılandırarak, pancardan şeker üretiminde rekabetçi bir konuma geldiğini vurgulayan Gaytancıoğlu, “Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi de ülkenin pancar üretiminden çekilmesini gündeme getirerek, Türkiye, şeker ihtiyacını tamamen mısırdan yapılan nişasta bazlı şekerlerden karşılamaya başlayacaktır” dedi.

Okan Gatancıoğlu, bu süreçte NBŞ kotaları artırılarak şeker piyasasını tamamen kendi kontrolüne almaya çalışan Cargill’in başta Tarım Bakanlığı olmak üzere ilgili bakanlıklara, milletvekillerine ve kurum yöneticilerine özel sunumlar yaptığına işaret etti.

Şeker fabrikalarının bilinçsiz bir şekilde özelleştirilmesi ile Türkiye’nin şekerde de ithalatçı duruma geleceği ve şeker piyasasının tamamen Cargill’in kontrolüne gireceği tehlikesine dikkati çeken Gaytancoğlu, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun “Nişasta bazlı şekerlerin insan sağlığına büyük zararlarının bulunduğu, kotaların düşürülmesi ve NBŞ’nin gıda maddelerinde kullanımının sınırlanması” yönünde bir raporu bulunduğunu da anımsattı.

Şeker fabrikaları avucumuzun içinden kayıp gidiyor!

Şeker pancarı için tehlikeli bir süreç başladı. Hükümetin politikasızlığı böyle devam ederse telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşı karşıya kalabiliriz. Şeker Kurumu’nun kapatılmasıyla birlikte buradaki politikasızlık daha da derinleşti. Tarım Bakanlığında oluşturulacak Daire Başkanlığı, şeker pancarı için nasıl bir politika ortaya koyacak bilemiyorum ama gidişat hiç de iç açıcı değil.

Türkiye’de üst kurullara karşı olumsuz algıdan dolayı Şeker Kurumu’nun kapatılması belki ‘alkışlanabilir’ ancak sektördeki politikasızlığı kimse ne görüyor ne de sorguluyor! Asıl sorun da bu. Daha açık söylemek gerekirse, şeker fabrikaları avucumuzun içinden kayıp gidiyor ama biz ‘üst kurul’ tartışmaları ile uğraşıyoruz.

Şeker Kurumu kapatılmalı mıydı yoksa kapatılmamalı mıydı? Açık söyleyeyim işin burasında değilim. Hükümet çıkar der ki; ‘Şeker Kurumu artık sektördeki ihtiyaçlara cevap vermiyor onun için sistem değişikliğine giderek şekerle ilgili bütün düzenleme ve denetleme yetkisini Tarım Bakanlığı’nın bünyesine alıyorum’ der ve kimse buna itiraz etmez.

Niye? Çünkü bu bir politikadır ve bir kararlılığın göstergesidir. Ama Şeker Kurumu’nun kapatılmasında ne böyle bir politika ne de bir kararlılıktan söz edebiliriz. Bundan dolayı da hükümette Şeker Kurumu’nun niye kapatıldığının cevabını verebilecek bir tane ‘Bakan’ bile bulamazsınız! İşte asıl buna kaygılanmamız gerekiyor.

Şeker fabrikaları açısından zaten yıllardır sancılı bir süreç işliyordu ancak Şeker Kurumu’nun ‘politikasızlığın’ bir sonucu olarak kapatılmasıyla birlikte bu fabrikalar bütün saldırılara karşı savunmasız bırakıldı. Yani Cargill için bu fabrikalar artık ‘yumuşak lokma’ haline getirildi.

Şeker Kurumu’nun kapatılmasına kimler sevindi diye bir bakarsanız ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.

Diğer yandan Cargill, geçtiğimiz kampanya döneminde kotaların artırılmamasının intikamını bu kampanya döneminde ağır bir şekilde almaya hazırlanıyor. Hem de öyle böyle değil! Bunu nereden çıkardın diyeceksiniz. Sektörden saklanıyor ama Cargill, Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği’nin (NÜD) yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldı. Peki, bu kararı nasıl okumamız gerekiyor? Kokusu yakında çıkar ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, şeker fabrikaları aleyhine yakında büyük bir kampanya başlatılırsa şaşırmayın!

Zaten, İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Mete, bunun ilk işaretini verdi. Sayın Mete, Cargill’e karşı bir duruş sergiliyormuş gibi görünse de yalan-yanlış bilgilerle şeker fabrikalarının aleyhine verdi veriştirdi! Öyle ki sanayicilerin yaptığı şeker ithalatı savunmak için şeker fabrikalarının üretim maliyetlerini bile çarpıtmaktan geri kalmadı! Dahası kamu şeker fabrikalarını sanki bir şirket fabrikasıymış gibi göstermeye kalkıştı!

İşte böyle…

ABD’nin Cargill’i kendi çıkarı için politikasında değişikliğe gidiyor! Zekeriya Mete gibi isimler yalan yanlış bilgilerle şeker fabrikaları üzerinde ahkâm keserek kamuoyunu yanıltıyor!

Hükümet ne yapıyor? Politikasızlığı yüzünden şeker fabrikalarını yumuşak lokma haline getiriyor!

Sonra da çıkıp üretim ve tarımdan bahsediyorlar!

Şeker fabrikalarına sahip çıkmak bu kadar zor mu arkadaş! Bu fabrikalar neden sahipsiz bırakılıyor? Neden çürümeye terk ediliyor? Bu fabrikalar, onun bunun saldırısına maruz bırakılmayacak şekilde neden yapılandırılmıyor?

Dahası Atlantik’in ötesindeki ABD, Türkiye’deki fabrikasına bu kadar sahip çıkarken, biz kendi vatanımızdaki fabrikalara neden bu kadar duyarsızız?

Devam edecek

KAYNAKLAR

http://www.milligazete.com.tr/makale/1507075/sadettin-inan/seker-fabrikalari-neden-satilmamali
https://www.birgun.net/haber-detay/seker-fabrikalarinin-ozellestirilmesinde-cargill-devrede-205391.html
http://www.milligazete.com.tr/makale/1480369/sadettin-inan/seker-fabrikalari-avucumuzun-icinden-kayip-gidiyor
This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, Calisma Dunyasi - Is ve Emekciler, Dizi Yazilari, Doga - Cevre - Ekoloji - Tarim, Ekonomi, GDO, TARIM - EKOLOJİ, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *