*SON* BİR DAHA UYARIYORUM ! * İktidara geldiğinden bu yana Türkiye Cumhuriyeti’nin temel kuruluş ilkelerine ve değerlerine yönelik saldırılarına ibretle şahit olduğumuz bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bu habis zihniyetin köklerini tarihte aramak gerekir. * Bu vatan onlara layık olan insanların elinde bir bütün olarak birleşmezse müstemleke olacaktır.”

Yeniçağ gazetesi
Muhiddin NALBANTOĞLU
m.nalbantoglu@yenicaggazetesi.com.tr
14.04.2017

Bir daha uyarıyorum!!

Değerli Türk Milleti;

16 Nisan Pazar günü sandık başına gidiyoruz. Sözde “Anayasa Referandumu”, gerçekte Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin geleceği oylanacak. Türk Devleti’nin temelleri ucu açık maddelerle ve tek kişiye sağlanan denetimsiz yetkiyle dinamitlenmek isteniyor. Üniter yapı hedef alınıyor, “özerkleşmeyle” başlayan sonu “Federalizmle” biten çöküş hedefleniyor. Aziz milletim; bu ahval şerait içinde damarlarındaki asil kana güvenmeli, kararını buna göre vermelisin Bundan dolayı üç yıl önceki makalemi yeniden yayımlayarak, bir kez daha uyarımı yapmak istiyorum. Allah, Türk Devletine ve Türk Milleti’ne zeval vermesin…

***

İktidara geldiğinden bu yana Türkiye Cumhuriyeti’nin temel kuruluş ilkelerine ve değerlerine yönelik saldırılarına ibretle şahit olduğumuz bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bu habis zihniyetin köklerini tarihte aramak gerekir.

Bizim neslin hafızasına nakşolmuş bir ifade vardır. Büyük Türk milliyetçisi rahmetli Prof. Remzi Oğuz Arık’ın günümüzden 70 yıl evvel kitaplarına geçirdiği bu söz şudur:

“900 yıldır bu yamalı coğrafya parçasını yekpare bir vatan yapmak için sınır sınır boşalan Oğuz boylarının kanı namına ayağa kalkıyoruz. “

Arkadaşlar!

Bu vatan onlara layık olan insanların elinde bir bütün olarak birleşmezse müstemleke olacaktır.”

İşte yeryüzündeki son Türk imparatorluğu olan Osmanlı’nın, benzeri doğmayacak bir kahramanın ölümü gibi kan ve ateş selleri arasında yıkılıp gitmesinden sonra o harabelerden dipdiri bir üniter Türk devleti çıkaran Atatürk’ün Cumhuriyet’i ifade eden veciz sözlerinin bugünlerde hatırlanması lazım gelir:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli yüce Türk kahramanlığı, yüksek Türk kültürüdür.”

Atatürk bu sözü tesadüfen söylememiştir. Bu söz, büyük bir millî tarih şuurunun birikimidir. Çünkü 1. Dünya Savaşı, sadece Osmanlı’nın değil, bütün monarşilerin ve bütün imparatorlukların yıkılması sonucunu doğuran bir savaştır. Yine bu konuda Atatürk’ün şu tespiti çok dikkat çekicidir: “Batılılar, çöken Osmanlı ile beraber imparatorluğun bünyesindeki bütün azınlık unsurlarıyla birlikte Türk’ün de çöktüğünü sandılar. İşte bunda yanıldılar. Türk çökmemiştir.”

Nitekim çağımızın en büyük dünya tarihçisi Arnold Toynbee de bu durumu şöyle ifade eder:

“Batılılar 200 yıldan fazla bir zaman içinde yaşlı Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasını paylaşmak için Türk’ün üstüne üstüne gittiler. Viyana’dan başlayan Türk bozgunu Ankara önlerindeki Sakarya Irmağı kenarında doğrudan doğruya Türk’ün kendisiyle karşılaştı. Korkunç bir ateş duvarına çarpmış gibi geriye döndü. Türklerin Sakarya’da kazandığı bu zafer dünya tarihinin en büyük dönüm noktasıdır. Artık Türklerin yeniden yükselme devri başlamıştır. Türklerin bu istiklâl mucizesi 80 yıl sonraki tarihçiler tarafından çağımızın en büyük olayı olarak görülecektir.”

Bu ifadelerden de anlaşıldığı gibi Batılılar, yüzyıllar boyunca Türkleri parçalamak ve yok etmek için çalışmıştır. Bu gayelerinden asla vazgeçmemiş olan Batılılar, artık günümüzde eski sistem ve metodunu değiştirdiler. Büyük Türk zaferinden beri millî birliğini kurmayı başaran Türkiye’yi yıkmak için yeni sistemler, stratejiler ve metotlar geliştirdiler. Ellerini hiç bir zaman Türkiye üzerinden çekmediler.

Şimdi dış güçlerin tertibi ile ısıtılıp ısıtılıp önümüze getirilen, “Yeni Osmanlıcılık” ve “Yeni Türkiye” kavramları içi boş ve kaos yaratmaya yönelik sinsi planlardan başka bir şey değildir.

Eskilerin deyimiyle, iktidar tarafından pazarlanan bu kavramlar tam manasıyla ham hayaldir. Eski filozoflar der ki; milletleri uyutmak için ya içi boş büyük hayallerle oyalayın veyahut küçük idealler peşinde koşturun.

Bugün için yapılan tam da budur. Batılılar, yine Türkiye’de asla vazgeçmedikleri senaryolarını sahneye koymak peşindedirler.

Ama biz biliyoruz ki eski Osmanlı bütün müesseseleriyle tarih olmuştur. Yeni ve güçlü bir Türk birliği olan Cumhuriyetimiz kök salıp büyük emeklerle ve atılımlarla gelişerek bugüne geldi. Artık, Osmanlı’nın sadece nostaljik bir kültürü yaşamaktadır. Batı’nın her türlü Türklüğü yıkmak ve yok etmek plan ve programlarına karşı yapılacak tek şey Cumhuriyet’e ve onun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, o aziz Türk evlâdının modern ve çağımızı aşan temel prensiplerine sarılmaktır.

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/bir-daha-uyariyorum-42414yy.htm

This entry was posted in ANAYASA, DURUM VAZİYETİ, FAŞİZM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *