DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI ÜZERİNE *** KADINLAR GÜNÜ * Bir gün gelecek kadınlar günü kutlaması yapmayacağız. Buna gerek kalmayacak. Kadınlarımız hak ettikleri layık oldukları yerde olacaklar. Kadını ikinci plana, erkeğin gerisine koyan törelerimiz geleneklerimiz ve yanlış din yorumlarını geride bırakacağız.

KADINLAR GÜNÜ

Prof. Dr. Coşkun Özdemir

Bir gün gelecek kadınlar günü kutlaması yapmayacağız. Buna gerek kalmayacak. Kadınlarımız hak ettikleri layık oldukları yerde olacaklar. Kadını ikinci plana, erkeğin gerisine koyan törelerimiz geleneklerimiz ve yanlış din yorumlarını geride bırakacağız.

Türkiye cumhuriyetinin kurucusu büyük ATATÜRK kadın özgürlüğüne kadın eşitliğine büyük önem ve öncelik vermişti. O uygar, çağdaş aydınlanmacı bir ülke yaratmak amacında idi ve kadının toplumda her alanda yer alması bunun vazgeçilmez bir gereği idi. Oysa kadın yüz yıllardır Allah’ın emri varsayılarak erkeğin gerisinde onun, yönetim ve denetiminde bırakılmıştı.

Cumhuriyet eğitim, hukuk sanayi ve güzel sanatlar alanlarında büyük devrimler gerçekleştirdi. Dünyanın saygın ülkelerinden biri haline geldi. Bu kalkınmayı dünyanın birçok devlet adamı, yazar ve düşünürü bir mucize olarak karşılamış ve bu gelişmelerin mimarı Mustafa Kemal Atatürk’ü övgü ile takdir ile anmıştır ve anmaya devam etmektedir.

Sanırım hiçbir devlet adamının yabancı ülkelerde bu kadar çok sayıda büstü ve heykeli yoktur. Ne yazık ki Türkiye halkının küçümseyemeyeceğimiz bir bölümü, politikacının bilinçsizliği ve aydınlanmadan uzak kalışı ve oy sevdasının önceliği nedeni ile dünyanın en itibarlı kaynaklarının bu takdirini paylaşamamıştır.

Çok sık yineliyorum çünkü bu gerçek açıkça gizleniyor: Türkiye’nin benzersiz kalkınması ve devrimlerine ÇOK PARTİLİ DÜZENE GİRİŞİMİZLE BİRLİKTE ağır bir DARBE vurulmuştur.

Türkiye halkının akla, bilime aydınlanmaya dayanan iyi bir eğitim görerek bilinçlenmesi istenmemiştir. Toprak ağaları ve devrimi benimsemeyen POLİTİKACI işbirliğine AMERİKA destek vermiş MARSHAL PLANI TRUMAN DOKTRİNİ ile birer aydınlanma odağı olan HALKEVLERİ ve KÖY ENSTİTÜLERİ KAPATILMIŞTIR. Yineliyorum, bu ülkeye onun masum halkına vurulmuş en büyük DARBEDİR ve aslında mümkün olsaydı HESABI SORULACAK DARBE BU İDİ. Tüm siyasal yaşamımızın demokrasimizin bunca yıldır aksamasında, halkın cephelere bölünmesinde, Kürt sorununun çözümsüzlüğünde, tüm olumsuzluklarımızda BU DARBENİN YANSIMALARI en güçlü faktör olmuştur.

Bu çok açık gerçeği saklamak iyi niyetle bağdaşmaz. Kürt, Arap, Çerkez, Türkmen, Yahudi ve diğer etnik grupların hümanist halkçı bir eğitim görerek bu okullardan mezun oluşunu, onların bilime sanata yakın, sınıf bilincine de varmış gençler olarak bu eşsiz okullardan çıkıp yurda dağılışlarını düşünebiliyor musunuz?

TÜRKİYE, İKTİDARLARI ve HALKI ile birlikte LAİKLİĞİ AYDINLANMAYI ve BİLİMİ BENİMSEMEDİKÇE HUZURA KAVUŞAMAYACAKTIR

Türkiye’ye gerçekçi gözlerle baktığımızda, öncekiler gibi bugünkü İKTİDAR da çıkarcı bencil yalaka okumuşları bir yana koyarsak desteğini başlıca EĞİTİM BİLİM YOKSUNU ÇOĞUNLUKTAN ALMAKTADIR.

Bugün yurdumuzda kadının yerine bir göz atacak olursak, sanırım dünya rekoru olması beklenen KADIN CİNAYETLERİ ile karşılaşırız. Son 5 yıl içinde bu cana kıymaların %1400 ARTTIĞI bildirilmekte.

Bir üniversite profesörü “ÖRTÜNMEYEN KADINLAR FUHUŞU DAVET EDERLER buyuruyor.

Maarif müdürlüğüne yeni atanan bir EĞİTİMCİ, “Kadınlar giyinip sokağa yalnız çıkarsa rastladığı her erkekle ZİNA ETMİŞ SAYILIR” diyor.

Üst düzey bir devlet adamımız “KADINLAR ağır başlı olsun, sesli GÜLMESİN KAHKAHA ATMASIN” demekte.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANININ bunlara hiçbir diyeceği yok ve o da “NİŞANLILARIN EL ELE TUTUŞAMAYACAĞINI bir odada yalnız kalamayacağını” söylüyor.

Halkın yarıdan çoğunun oyunu alan CUMHURBAŞKANIMIZ, “KADIN ve ERKEĞİN EŞİT OLAMAYACAĞINI asıl yerinin EV KADINLIĞI olduğunu 3 çocuk, daha iyisi -madem ki çamaşır makinası bulaşık makinesi var- 5 ÇOCUK sahibi olmasının uygun olduğu” tavsiyesinde bulunuyor.

Evet, ben 2017 yılında uygarlık ve çağdaşlıktan epey uzakta kaldığımız ve kadınlarımızın da buna uygun düşen bir yerde olduğu kanısındayım.

İktidar yandaşlarınca bir ENKAZA bir REKLAM ARASINA benzetilen CUMHURİYET DEVRİMLERİNE bütün gücümüzle SAHİP ÇIKMAMIZ gerektiğine inanıyorum

This entry was posted in AKIL FİKİR YAZILARI, İNSAN HAKLARI - DEMOKRASİ. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *