HAYATIN İÇİNDEN BİR ÖYKÜ *** ERMENİLERİ KESTİK Mi..?

ERMENİLERİ KESTİK Mi..?

Ali Nejat Ölçen

1962 yılında bu satırları yazan kişi Ali Nejat Ölçen eşi Makbule Ölçen ile birlikte, Almanya’da Kiel üniversitesinde bir akşam toplantıya davet edilmişti. Yemeğin ortalarına doğru, masanın ucunda yuvarlak yüzlü kişi, saçlarını tam ortasından iki yanına ayırıp, tutkalla başına yapıştırmış gibi görünüyordu. Kadehini kaldırdı:

-Kestiğiniz Ermeniler’in anısına, dedi.

Eşim Makbule Ölçen, Özürlüler Yokuşu kitabında olayı şöyle anlatıyor(*):

“Nejat’ı dürttüm, tepki göstermesini bekliyordum,oysa o da kadehini kaldırmıştı. Bizler genç Cumhuriyetin insanlarıydık, Osmanlı dönemi bizi ilgilendirmiyordu. Ondan bunları söylemesini bekliyordum. Oysa umursamadan, kadehini kaldırmış, şarabını sonuna kadar içip bitirmişti.Yanımda piposunu tüttürüyordu. Davet sahibi hanım, çok zarifti ve bizlerin gücenmemesi için çaba harcıyor, eşimin çalışkan olduğunu söylüyor,yaptığı araştırmanın ne denli beğenildiğini anlat-maya çalışıyordu. Birlikte olmaktan onur duyduğunu da eklemişti sözlerine. Nejat neden susmayı yeğlemişti anlamıyordum.

Yemeğin sonuna doğru onun da kadehini kaldırdığını gördüm.

-Öldürdüğünüz Yahudilerin anısına,dedi.

Ayağa kalkmış,saçları başına yapışık adama bakmaya başlamıştı. Bir anda ortalık sesizliğe büründü, ev sahibi kadının ayağa kalkıp kadehini kaldırdığını gördüm. Onu gövdesi akü ile ısınan savaş malülü denizaltı subayı da izledi. Eşim hala ayakta tüm masadakilerin kadehlerini kaldırmasını bekliyordu. Sonunda kadehler kalktı, şaraplar içildi, isteksizce yerine oturdular.

Soru sorma sırası eşime gelmişti:

-Kaç milyon Yahudi öldürdünüz?
Yanıt gene Nejat’tan geldi:

– Altı milyon. Onlar size saldırmış mıydı? Hayır? Yaşlı, genç, çocuk, kadın,erkek ayırımı yapmadan hepsini öldürdünüz. Oysa biz bir iç savaş yaşadık. Hiçbir çocuğa kadına ve yaşlı insana dokunulmadı.

Saçları başına yapışık adam:
-Konuyu burada kesemez miyiz,lütfen.

-Sizler hepiniz, ülkemize dost olarak gelirsiniz, dilediğiniz kadar kalabilirsiniz, paranız tükenince her hangi bir evin kapısını çalıp konuk olabilirsiniz. Fakat düşman olarak gelirseniz başınızı bırakıp, sadece gövdenizi ülkenize geri göndeririz. Bizim bin yıllık tarihimizin özetidir bu.

Yaşlı deniz subayı ayağa kalktı,kadehini uzattı:
– Ölçen ailesinin onuruna,dedi.

Uzun giysili hanımlar rahatladılar,kadehler havaya kalktı yüzümüze bakarak yerlerine Ey emperyalizmin kanlı suratlı bireyleri ve Almanya Cumhurbaşkanı Herrn Joachim Gauck, ABD’deki Başkan Mr.Obama, şunu biliniz ki sizlerin tarihi de kurşun kalemle değil, hem de vahşice kanla yazılmıştır. Hiç birinizin kendinizi aklama ve bir başka ülkeye soru sorma hakkınız yoktur. Mr. Obama, sen başkanı olduğun ülkeye tutsak bir ırkın bireyi olarak gidip yerleşmedin mi? 1980’li yıllara kadar beyazların bindiği otobüse, yemek yedikleri lokantaya girebiliyor muydun?

Bugün İslam dünyasının sizlerin silahlarıyla birbirlerini öldürmelerini sağlarken vicdanınız titremiyor mu? Irak’a demokrasiyi güvercinlerle mi füzelerle mi götürmeye giriştiniz? Vietnam’da ne arıyordunuz? Hiroşima’yı unuttunuz mu, halâ kolsuz bacaksız doğan çocukları? Sen ey Fransa, Cezayir ‘de kaç bin masum insanın canına kıydın? Hanginizin elinde insan kanı yok?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına 23 Nisan 2014 günü kanlı emperyalizme hoş görünmek uğruna, 1915’de ülkesini savunan Osmanlı ordusunu arkadan vurmaya girişen Taşnak’ın gözü kanlı canileri için taziye bulunma cüretini irtikâb eden başbakan, Osmanlı Devletinden özür dilemelisin. Böyle biline çare buluna.

Dr.Ölçen

(*) Makbule ölçen, Özürlüler Yokuşu.baskı:Ajans Türk, 2005,s.114-115.İkinci baskı, 2013,s.113.

This entry was posted in ERMENİ SORUNU, HAYATIN İÇİNDEN. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *