YURTSEVER VATANDAŞA SESLENİŞ * 20 yıldır yaşananları olağan bir siyasi süreç olarak kabul ederseniz çok yanılırsınız.

EMPERYALİZMİN UZANTISI  SİYASAL İSLAMCILAR


Dün küfrettiklerini, bunların günahına ortak olmam, hesap sormazsam namussuzum dediklerini bugün övenler, rüzgarla 180 derece dönenler, adam satanlar, ilkeli olmayanlar, dün kara dediklerine bugün ak diyenler, genelde sağcılardan, milliyetçi ve siyasal islamcı olanlardan çıkıyor. Ama haksızlık da etmeyelim,  solcu liberallerden, maskeli Atatürk’çülerden de topaç fırıldaklar çıkar. Her şeye rağmen Siyasal islamcılar, milliyetçi gözüken DÖNGEL TOPAÇLAR daha bir fazladır. En ağır sözleri söyledikleri adamın kapısına giderek kul olurlar.

Geçmişten örnek mi istersiniz; Kurtuluş Savaşı yıllarında işbirlikçi sözde din adamı Mustafa Sabri, Atatürk’ ve arkadaşlarına “yankesiciler”, “eşkıyalar”, “hainler”, “Allah’tan korkmayan ve peygamberden utanmayan mahluklar”, “yalancılar”, “caniler”, “zalimler”,“katil canavarlar”,“alçaklar” diye LANET okumuştu. İskilipli Atıf İngilizler ve Yunanlılarla işbirliği yapmıştı.

Atıf Hoca’nın kurduğu cemiyet, Aralık 1919’da “Teâlî-i İslâm Cemiyeti” adını almıştır. Bundan sonra Atıf Hoca cemiyet başkanı, Mustafa Sabri Efendi ise ikinci başkan olmuştur. Teâlî-i İslâm Cemiyeti “İngiliz yanlısı, Kuvvayi Milliye Düşmanı ve Din İstirmacısı bir cemiyettir”

İngiliz Muhipleri Cemiyetinin kurucusu resmiyette Sait Molla gözükse de, aslında bu faaliyetin baş mimarı İngiliz Gizli Servisi İstanbul Şubesi Başkanı Papaz Frew’dir. Cemiyet, Kurtuluş Savaşına karşı kayıtsız şartsız İngiliz taraftarlığını savunmuştur. Cemiyetin kurucusu Sait Molla, Papaz Frew’e gönderdiği mektupta Mustafa Sabri Efendi ile anlaştığını bildirmiştir.

Görüldüğü gibi Osmanlı’nın son dönemlerinde padişah tarafından İngiliz’lere istanbul’un anahtarı verilirken din adamı giysili, cübbeli sarıklı hocalar işgal güçleri ile işbirliği yapıyordu. Günümüzde de bunların torunları genlerinden aldığı mirasla yine işbirlikçilik yapıyorlar.

Burada tırnak arası bir cümle yazmak isterim; ” 1920’lerde İstanbul’un işgalinde İngiliz komiser Ryan Londra’ya gönderdiği telgrafta şöyle diyordu; “İş başına öyle kişiler getiriyoruz ki dindar gözükecekler fakat bize hizmet edecekler”. İşte böyle değerli okur, 1920’den buyana değişen birşey yok…

Günümüz siyasal islamcıları, cuma namazlarını kaçırmazlar, dindar görünürler fakat değillerdir. her nasılsa tüm tv yayıncıları camide mevzilenmiştir ve sözde devlet böyüklerinin ne kadar inançlı olduklarını kayda almaktadır. Bunların elleri beytül malın, devlet hazinesinin içindedir. Sürekli olarak topluma yatırıma gidecek olan paraları çalarlar, her bir işten/ ihaleden rüşvet alırlar. Sürekli yalan söylerler. Toplumu Din ve Kuran ile, Allah ve dua ile kandırırlar. Cami avlularında siyasi mitingler, konuşmalar yaparak dini alanları kirletirler. Bilirler ki özellikle eğitimsiz ve mütedeyyin vatandaşı en güzel buralarda kandırırlar. 

Türk İslam kelimelerinden hemen İslam kısmına devşirirler. Bunlar devre göre ümmetçi de olurlar. Cumhuriyeti bırakıp saraycı da olurlar.  Bunlara göre; Türkçülük bölücülüktür. Milliyetçiliği yerlere serdik diyene koşarlar. Geçmişte de YUNAN işgali normaldir, din açısından caizdir, halifelik çağrısıdır destek olalım diyen zihniyetle iş tutanlar aynı zihniyetli omurgasızlardır… “Keşke Yunan kazansaydı” diyenler, diyeni onurlandıranlar da bunlardır.

Kendilerine bir VATAN, bağımsızlık armağan eden ulus kahramanına ihanet eden, kötüleyen, yabancıların çıkarlarına hizmet eden nankörler de bunlardan çıkar. Düşünmezler ki O yüce kahraman Gazi Paşa Atatürk olmasaydı, ne yurtları, ne bayrakları, ne ezanları, ne ibadet edecekleri camileri, ne de Türk’lükleri olmayacaktı. Türk’lük ve Türk’ler İç Anadolu’dan Asya’ya sürülecekti… Türk’ler asimile edilerek tarihten silinecekti.

Bugüne kadar ülkeyi soyanlar, yolsuzluğa başvuranlar, halkı yoksulluğa mahkum edip yandaşlarını zengin edenler işte bu dönekler, ne olduğu belirsiz Siyasal İslamcılardır. Dava dedikleri ise TÜRK ‘lük ve İSLAM dini değil, paradır…

2 gün sonra sandık başına giderek LAİK DEMOKRATİK CUMHURİYETİN, PARLAMENTER REJİMİN, İNSANCA HUZURLU YAŞAMIN, BAĞIMSIZLIĞIN, ADALETİN, AYDINLANMA DEVRİMLERİNİN, SOSYAL DEVLETTE EŞİT YAŞAMIN, LİYAKATIN oylamasını yapacağız. 

Çocuklarımıza, ya aydınlık bir Türkiye,

Ya da Vahabi islamına bulanmış, hizbullahçı, karanlık bir ülke bırakacağız… 

Seçim sizin..

Naci Kaptan – 25 Mayıs 2023


20 yıldır yaşananları olağan bir siyasi süreç
olarak kabul ederseniz çok yanılırsınız.

-İktidarın planlı ve kasıtlı icraatlarını klasik bir muhalefet anlayışıyla basit bir siyasi beceriksizlik, yandaşa rant sağlama ve irtikap mantığı içinde açıklamak, gözü açılmamış siyasi bir saflık ve budalalıktır…
AKP, alıştığımız manada bir siyasi parti değil bilakis ihvancı geleneğin temsilcisi olan, marjinal içgüdüsel reflekslere sahip Cumhuriyetin düşmanı bir partidir.!
Hatta parti ifadesinin ötesinde içeriği ve faaliyetleri itibarıyla her şeyi göze almış bir siyasal İslam örgütüdür..
Bu yapı dış destekli bir proje ile iktidarı ele geçirdiği günden itibaren Cumhuriyet Türkiye’sini yönetilecek değil darülharp mantığı içinde fethedilecek bir ülke olarak görmüştür.!
T.C. bu örgütsel yapının nezdinde her zaman kafirler tarafından kurulmuş ve yıkılması gereken bir küffar devlettir.!
Mevcut yapıyla geçmişten illiyet bağı bulunan ve Almanya’da devlet destekli örgütlenmiş olan kara sesin de ifade ettiği gibi Baş Kafir ise maketini sembolik olarak idam ettikleri Mustafa Kemal Atatürk’tür.!
Bu yüzden kafir ülkesi kabul ettikleri T.C. Devleti’nin malını, mülkünü yemek, banka faizini almak, talan etmek, içini boşaltmak uyguladıkları darülharp nedeniyle hak ve helaldir.!
Onlar yıllardır bu ülke ve laik toplumla hep savaş halinde oldular ve bunun için de çaldıklarını hırsızlık malı değil hep ganimet olarak gördüler.!
Yok ettikleri milletin hazinesi değil küffarın kasası oldu.! Aynı zamanda küffar kabul ettikleri laik toplumun iffeti, namusu, kızları da malı gibi haktı, helaldi.!
Şimdi anladınız mı;
Onca malın, mülkün haraç, mezat satılmasını.!
Hazinenin tamtakır boşaltılmasını.!
Her türlü milli servetin iç edilip ganimet misali paylaşılmasını.!
Milletin malıyla büyük bir ihtişam ve saltanat içinde yaşam sürme nedenlerini.!
Buna rağmen milletin ve evlatlarının sefalete terk edilip borç batağında yaşatılmasını ve bundan da büyük bir zevk alıyor olmalarını.!
Sübyanların ırzına geçilip çocuk yaşta hoca nikahı kıyılmasını.!
Alay edercesine akıl dışı garip açıklamalar yapılmasını.!
Tüm ekonomik kuralların yok sayılmasını.!
T.C. ibarelerinin parçalarcasına sökülmesini.!
Milli bayramları kutlanmama girişimlerini ve garip bahaneleri.!
Haddini aşan keşke Yunan kazansaydı söyleminin nedenini.!
Hain cenazelerine yapılan devlet törenlerini ve tabutlarına omuz vermelerini.!
Devlet dairelerinde Atatürk posterlerinin baş aşağı asılma nedenlerini.!
Türk’ün destanı Ergenekon’a kara çalma girişimlerini.!
Onca generali tutuklayıp büyük bir zevkle rütbelerini sökmelerini.!
TSK’yı ve bağlı tüm askeri kurumları tahrip etmelerini.!
Türk bayrağının üzerinde bağdaş kurup değersizleştirmelerini.!
İstiklal Marşı’nda ayağa kalkmamalarını.!
Andımıza karşı olmalarını ve ısrarla yasaklattırmalarını.!
Türklük ifadesine olan düşmanlığın nedenini.!
Atatürk’e ve kahramanlara yapılan onca hakaret ve saygısızlıkları.!
Şehide kelle askere tane demelerini.!
Askerimizin başına çuval geçirildiği gün alaycı sözlerini ve tebessümlü yüz ifadelerini.!
Sürekli olarak anayasanın ilk dört maddesini hedef almalarını.!
Demografik yapıyı tahrip etmek ve ihvancı yapıya uygun yeni bir toplum inşa etmek için adeta bir kavimler göçüne dönüştürülmüş milyonlarca sığınmacının ülkeye girmesine göz yummalarının ve vatandaşlık vermeye başlamalarının nedenini.!
Her türlü itiraza rağmen pişkin ve soğukkanlı tutumlarını.!
Kayıp silahların çözülmeyen akıbetini.!
Kendi yandaşlarına verilen aşırı silah ruhsatlarının nedenini.!
Muhalefet edenlerin havadan sudan sebeplerle tutuklanmalarını.!
Bir korku imparatorluğunun kurulmuş olmasını.!
Medyadaki yoğun algı yönetiminin sebebini.!
Daha yazacağım çok şey var lakin sizleri yormayayım..
Zannediyor musunuz ki yıllarca sarf ettikleri böylesi bir çabayı bir anda yok kabul ederler ve sıradan bir seçimle sessiz sedasız çekip giderler.!
Öyleyse çok safsınız.!
AKP bu ülkede kaybedeceği hiçbir seçimi y a p t ı r m a z . !
2023 bunlar ve dolayısıyla hamileri için bir rövanş tarihidir, parantez olarak kabul ettikleri bir dönemin 100. yıl seneyi devriyesinde kapanacağı kin ve intikam günüdür.!
Mevcut muhalefet ve sıradan söylemler bunlara vız gelir.!
Yukarıda ifade ettiğim gibi finale çok az kaldı.!
Artık uyanma ve Atatürk çizgisindeki tüm muhalefet partilerinin, sivil toplum örgütlerinin ve toplumun milli bir ruh içinde tek parça olma vaktidir.!
Bu bir müdafaa-i hukuk mücadelesidir…
Yoksa geçmiş olsun Türkiye’m…

Dr. Vecdet Öz
This entry was posted in İHANET VE YABANCI YANDAŞLAR, İrtica, Politika ve Gundem, RADİKAL İSLAM, ŞERİAT - İRTİCA - KARANLIĞIN AYAK SESLERİ, SİYASAL İSLAM, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *