AKIL FİKİR YAZILARI – Toplumsal illüzyon ve diktatörler

Toplumsal illüzyon ve diktatörler


Bu yazıda “toplumsal illüzyon” kavramını yaygın kullanımdan farklı şekilde tanımlayıp diktatörlerin “muhteşem” olarak algılanmasında bu illüzyonun etkisini belirtmek istiyorum.


Bazı kaynaklarda, Asch’in çizgi deneyinde olduğu gibi kişilerin yanlış olan çoğunluğun görüşüne bile bile katılmasına “toplumsal illüzyon” deniyor. Bence bu tür gerçekçi olmayan yargılar “toplumsal illüzyon” olarak değil, “toplum baskısından çekinme” olarak tanımlanmalıdır. Toplumsal baskıya maruz kalan kişiler, gruptan dışlanmamak için aksini düşünseler de çoğunluğun fikrine katılırlar. Toplumsal illüzyonda ise kişi gerçeği çarpıtarak yorumlar, yani bir algı sorunu yaşar.

BIREYSEL İLLÜZYONLAR
Gösteri yapan bir sihirbaz bireysel illüzyon yaratır. En bilindik sihirbazlık gösterisi şapkadan tavşan çıkarmaktır. İzleyiciler şapkadan tavşan çıkarıldığını gözleriyle görürler ama tavşan şapkadan çıkmamaktadır. İllüzyonistler, sanıldığı gibi sadece el çabukluğuyla hünerlerini sergilemezler, en son teknolojik yenilikleri takip ederler. Bir zamanlar Avrupalı sömürgeciler, Afrikalı kabile liderlerini insanlarının önünde küçük düşürmek için sihirbazlık yaparlardı. Örneğin sahneye gelen bir çocuk hafif madeni bir kutuyu kaldırırdı. Aynı şeyi kabile liderinin yapmasını isterlerdi ancak o kutuya elini sürmeden önce seyircilere fark ettirilmeden kutu mıknatısla zemine sabitlenirdi ve lider kutuyu kaldıramazdı. Sonra tepelerde Hz. İsa görüldü. Bu bir hologramdı. Hologramı gerçek zanneden temiz kalpli insanlar, “İşte mucize!” diyerek ağladılar.
DOĞAL İLLÜZYONLAR
Yüzyıllar boyunca insanlar sabahları Güneş’in doğduğunu, akşamları battığını gördüler, gece boyunca Güneş’in Dünya’nın altından dolaşarak sabah tekrar doğuya geldiğini düşündüler. Bundan emindiler. Galileo bunun yalnızca doğal bir illüzyon olduğunu söyledi. Gök kuşağı da bir doğal illüzyondur, gökte bir çember oluşmaz.
TOPLUMSAL İLLÜZYONLAR
“Kahinler papanın öleceğini bildiler, Marmara depremini bildiler!” Bildiler ama nasıl bildiler? Olayın illüzyon yanı şöyledir: Genellikle aralık ayında kâhinler yeni başlayacak yıla ilişkin felaket haberleri verirler, papanın, ünlü bir sanatçının öleceğini, büyük doğal afetler olacağını söylerler. Bu haberler basında çıkar. Verdikleri kötü haberlerin bir kısmı zaten gerçekleşme olasılığı yüksek haberlerdir, dünyada doğal afetsiz yıl geçmez. Ancak kâhinler bazen heyecanlanıp kişi adı vererek felaket tellallığı yaparlar. Geçmişte her yıl bir papanın adını vererek “Önümüzdeki yıl ölecek” dediler. Ben not ettim. O papa yıllarca ölmedi. Buna rağmen hiç kimse yıl bittiğinde “Hani papa ölecekti? Yalan söylediniz!” diye hesap sormadı, kehanet unutuldu. Sonunda papa öldü. Bunun üzerine birçok kâhin elindeki gazete kupürüyle, “Ben geçtiğimiz aralıkta bunu bilmiştim” diye ortaya çıktı. Bu kişilerin saygınlıkları ve kazançları arttı. İşte bu bir toplumsal illüzyondu. Bireysel illüzyonda sihirbazın marifetini izleriz, toplumsal illüzyon ise izleyenlerin düşünme becerilerindeki eksiklikten kaynaklanır.
Özal döneminde bir toplumsal illüzyonu milletçe yaşadık. Irak Savaşı’nda toplum Saddam’a kin duysun diye uzmanlar, “Saddam zehirli gaz atacak, pencerelerinizi naylonla kapatın” dediler. Ülkemizde naylon ve koli bandı satışı arttı, ben de kapattım. Gaz filan gelmedi, sadece koli bantlarının adı “Saddam bandı” oldu. O günlerde hızlarını alamayan uzmanlar, “Gaz kapıdan da girebilir, dış kapınızın altına ıslak havlu koyun” dediler. Biz apartmanca koyduk. Ancak komşulara oranla biraz daha ferasetli olduğum için Özal’ın uzmanlarını arayıp “Kapının altında bir milim, üst tarafında yarım milim açıklık var, üst tarafa da havlu koyayım mı?” diye sordum. Onlar ise, “Gerek yok, gaz çöker, alt tarafa koymanız yeterlidir” dediler, rahatladım. Tek katlı bir villada yaşıyor olsanız dış kapınızın altına havlu koymanız yeterli olabilir. Ancak yirmi katlı binalarda da alta havlu koydular, bu gazın yirminci kata ulaşana kadar önceki katlarda kapıların hem altına hem üstüne ulaşacağını kimse düşünmedi. Ben bu olayı yıllar sonra bir konferansta anlattığımda bir bey, “Hocam bunu söyleyen uzmanlardan birisi de bendim, o kadarını düşünemedik” dedi. Bunun meali, “Biz yalan söyledik” demekti.
Toplumsal illüzyona, yani göz göre göre aldanmaya çok örnek var. İnsanlar yüzyıllar boyunca -ve halen- matematik benzeri konularda erkeklerin kadınlardan üstün olduklarını düşündüler. Oysa binlerce araştırma, eşit beslenme, eşit eğitim verilmesi halinde, cinsiyetler ve ırklar arasında zihinsel açıdan anlamlı bir farklılık bulunmadığını gösterdi. (Bir zamanlar “Kompüter Kadınlar” vardı.) Kralların, padişahların, diktatörlerin olduklarından daha muhteşem algılanmaları da birer toplumsal illüzyondur, ışık körlüğüdür. Beş yüzyıl önce Avrupa’da bir ressam öğrencisine, “Kralın ayak parmağı ile çobanın ayak parmağını aynı çizemezsin” demişti. Osmanlı’da ise halk padişahın altı evliya gücünde olduğuna inanırdı, bu güçteki bir padişahın 33 yıl tahta kalıp da nasıl 1.5 milyon kilometre toprak kaybettiğini ise düşünmezdi. Hitler intihar etmeseydi de ülkesinde bir seçim yapılsaydı bence, herkesin değilse bile büyük bir kitlenin oyunu alırdı. Çünkü insanlar onun yaptıklarını değil hayallerindeki Hitler’i algılıyorlardı, bir de “Ama dağlara yol yaptı” diyorlardı. Bu durum toplumsal illüzyonun özetidir.
“Size bin yıl barış vadediyorum” diyen Hitler’e inanan çoktu; dünyada, “Arabayı, ambulansı, röntgeni, operayı ülkemize ilk biz getirdik” diyen siyasetçiler de vardır, onlara inananlar da. Kendinizi şapkadan tavşan çıkacağına hazırlarsanız, çıktığını görürsünüz.
Not: Bu yazıyı bitirdiğimde Kahramanmaraş’ta büyük bir deprem oldu. Kâhinleri, astrologları ciddiye alan toplum, yıllardır bu bölgede büyük bir deprem beklediğini söyleyen Prof. Dr. Naci Görür’ü ciddiye almadı; kendi ifadesiyle, yerel yöneticiler ve ülkeyi yönetenler ona kulak vermediler.

CUMHURİYET – Üstün Dökmen – 26 Şubat 2023 – https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/ustun-dokmen/toplumsal-illuzyon-ve-diktatorler-2055553
This entry was posted in AKIL FİKİR YAZILARI, FAŞİZM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *