Eset gene Esad oldu olan Türkiye’ye oldu

SÖZCÜ – 23 Ağustos 2022 – Sözcü, Yılmaz Özdil

Eset gene Esad oldu olan Türkiye’ye oldu


Bizim Muhammed üsteğmendi, henüz 25 yaşındaydı, Suriye’de şehit oldu, eşi altı aylık hamileydi, ne evladını görebildi, ne evladı babasını görebildi…

Suriyeli Muhammed ise, buraya geldi, Türk vatandaşı oldu, müteahhit oldu, Akp’den milletvekili adayı oldu, asıl adı Muhammed el Sheikhouni’ydi, asrın liderimize hayran olduğu için, adını Muhammed Erdoğan olarak değiştirdi.

Bizim Muhammed Edirnekapı Şehitliği’ne gitti.
Suriyeli Muhammed hayırlısıyla Tbmm’ye gidecek.

Bizim Mahmut, uzman çavuştu, henüz 26 yaşındaydı, bizim Osman, uzman onbaşıydı, henüz 23 yaşındaydı, Suriye’de şehit oldular… Suriyeli Mahmut Osman ise, buraya geldi, Türk vatandaşı oldu, Suriyeli İşadamları Derneği başkanı oldu, çünkü, Türkiye’ye kaçan Suriyeli işadamları Tüsiad gibi Müsiad gibi dernekleşti, sivil toplum örgütü haline geldiler, muhalefet partilerine bile posta koyuyorlar, Mahmut Osman geçenlerde televizyona çıktı mesela, “güçleri varsa bizi göndersinler bakalım, sen kimi gönderiyorsun” dedi!
Bizim Mahmut’la bizim Osman bi tezkereyle Suriye’ye gönderildi.
Suriyeli Mahmut Osman “bizi göndermeye gücünüz yetmez” diyor.
Bizim Hasan, astsubay üstçavuştu, Suriye’de şehit oldu, Hasan’ın eşi cenaze töreninde ay yıldızlı tabuta sarılarak haykırıyordu, “sınıf arkadaşımdın, hayat arkadaşımdın, ben seni 15 yıl bekledim, bu defa son demiştin” diye dövünüyordu…
Suriyeliler ise, buraya geldiler, plajda deve güreşi yapıyorlar, nargile tüttürüyorlar, davul zurnalı havayi fişekli düğünler yapıyorlar, Suriye bayraklarıyla konvoy oluşturup, kornalarla şehir turu atıyorlar.
Bizim Şükrü, uzman onbaşıydı, askerden sonra işsiz kalmamak için tezkere bırakmıştı, bir ay sonra baba olacaktı, heyecanla beklediği bebişine kelebek işlemeli mini mini kıyafetler almıştı, Suriye’de şehit oldu…
Suriyeliler ise, buraya geldiler, lokantacılıktan kuyumculuğa, parfümericilikten fırıncılığa kadar her sektöre el attılar, Türkçe’nin geçmediği, Türk esnafın barınamadığı Suriye çarşıları kurdular.
Bizim Eyüp, uzman onbaşıydı, 23 yaşındaydı, anne babası ayrılmışlardı, ikisi de yoksulluktan bakabilecek durumda değildi, bu yüzden henüz kundaktayken yetiştirme yurduna bırakılmıştı, 18 yaşına kadar orada büyüdü, askere gitti, tezkere bıraktı, uzman onbaşı oldu, annesini buldu, babasını buldu, onları barıştırdı, yeniden bir araya getirdi, kuruşuna bile dokunmadan maaşlarını biriktirdi, anne babasına ev aldı, bebekliğinden beri hiç sahip olmadığı ailesini, yuvasını kurdu, Suriye’de şehit oldu…
Suriyeliler ise, buraya geldiler, sırf İstanbul’da 15 binden fazla şirket kurdular, Türkiye genelinde 20 bin kobi kurdular, holdingleşen Suriyeli var, İstanbul Boatshow’da beş milyon euroluk yatlar satıldı, dört tanesini Suriyeliler aldı, Kilyos’ta, Küçükçekmece’de 400 bin metrekare üzerine siteler inşa eden Suriyeliler var, Emlak Konut’un İstinye’deki 200 bin metrekarelik arazisine talip olan Suriyeli var, hastane sahibi olan Suriyeli de var, tahlil laboratuvarı kuran Suriyeli de… “Mağdur” denilen Suriyeliler bunlar.
Bizim Şevket, binbaşıydı, 38 yaşındaydı, dört yaşında kızı vardı, altı aylık oğlu vardı, oğlunu en son sekiz günlükken görebilmişti, altı aydır evine gelememişti, bu yüzden kızıyla fotoğrafı var ama, oğluyla henüz fotoğrafı yoktu, Suriye’de şehit oldu…
Suriyeliler ise, buraya geldiler, Suriyeli gençler için ücretsiz tiyatro, ücretsiz resim, ücretsiz müzik kursları var, ücretsiz judo öğreniyorlar, sayın devletimiz Suriyeli gençler için özel turlar düzenliyor, Erciyes’te ücretsiz kayak öğreniyorlar, İstanbul’dan Çanakkale’ye Antalya’dan Kapadokya’ya, ücretsiz kültür gezileri yapıyorlar, moralleri yüksek olsun diye gençlik kampları organize ediliyor, İznik gölünde piknik yapıyorlar, yapay tırmanış yapıyorlar, kano yapıyorlar, paintball oynuyorlar, parayı Türk milleti ödüyor, Suriyeliler hobi sahibi oluyor.
Suriye’de 284 şehit verdik, 81 şehrimize ateş düştü.
Suriyeliler 81 şehrimize yerleşti.
(İstanbullu üsteğmen Muhammed’le başlamıştık.
Şanlıurfalı teğmen Muhammed’le bitirelim bari.)
Bizim Muhammed teğmendi, henüz 24 yaşındaydı, annesi babası endişelenmesin diye Zeytindalı harekatı’yla Suriye’ye gönderildiğini ailesine söylememişti, Suriye’de şehit oldu, Şanlıurfa’da toprağa verildi…
Aynı tarihlerde, Suriyeli Muhammed buraya geldi, Akp Şanlıurfa milletvekilinin oğluyla pazarlık etti, Akp Şanlıurfa milletvekiline ait Tbmm araç kartını 48 bin dolara satın aldı.
Mercedes S400’le dolaşan Suriyeli Muhammed’in Tbmm araç kartıyla polis çevirmelerinde dokunulmazlık kazandığı ortaya çıktı. Asıl adı Muhammed Halebi olan Suriyelinin, Türk vatandaşlığı satın alıp, adını Muhammed Sabancı olarak değiştirdiği anlaşıldı.
Ve, neticeye bakıyoruz…
Yine bir U dönüşü.
Esad’tı.
Eset olmuştu.
Şimdi gene Esad oldu.
Olan evlatlarımıza oldu.
Olan Türkiye’ye oldu.
This entry was posted in DIŞ POLİTİKA, Yılmaz Özdil. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *