DURUM VAZİYETİ * TÜRKİYE KADINLAR FEDERASYONU (TKDF) Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında suç duyurunda bulundu

DURUM VAZİYETİ


PARTİLİ CUMHURBAŞKANININ RUHSAL VE MENTAL DURUMU 
Muhalif toplum kesiminin ahlâk ve haysiyetini  aşağılayan  ÇÜRÜK ve SÜRTÜK kelimelerini kendi ülkesinin insanlarına söyleyen bir kişinin devleti yöneten bir makama gelmiş/getirilmiş olması çok üzücüdür. Erdoğan’ın yaşadığı ağır stres nedeniyle mantık ve akıl dışı davranışları ve söylemleri gittikçe artıyor. Öfkesini kontrol edemiyor. Kelimelerinin nereye gittiğinin farkında değil. Bozulmuş olan ruhsal yapısını dışa vuruyor, topluma aktarıyor.  Cumhurbaşkanının tıbbi desteğe ihtiyacı olduğu görülüyor. Böylesi iniş çıkışları olan, söylediğinin tersini ertesi gün söyleyen, tarihi olayları çarpıtan, olmamış olayları olmuş gibi söyleyerek toplumu düşmanlaştıran, bölen  bir yöneticinin olduğu ülkeler güç ve saygınlık  kaybeder, bağımlı kılınır, sömürülür, parya olur…Toplum baskı ve eziyet ile yönetilir. İnsanlar barışı, huzur ve güveni kaybeder. Ülkenin rengi solar. Böylesi bir yönetici özel bir şirketin müdürü bile olsa kısa zamanda işini kaybeder.
Faşist yöneticiler dahil dünyada hiç bir yönetici kendi halkını Erdoğan gibi sürekli aşağılamamıştır. ve düşününüz ki böylesi bir yöneticiye her türlü kararı alma yetkisi yandaş AKP yöneticilerin çabaları ve satılmış medya desteği ile başkanlık üzerinden verilmiştir. Ve bu kişi tek başına SAVAŞ AÇMA yetkisine bile sahiptir. Ne kadar ürkütücü değil mi?
Unutulmasın ki bu evrende hiç bir kötülük, baskı, mezalim kalıcı değildir. Sultan Süleyman’a, faşist Hitler’e, Mussoloni’ye bile kalmayan bu dünya ne Erdoğan’a ne de AKP’ye kalacaktır. Toplumun aydın bireylerinin dikkat çektiği tehlikelerin ayırdına varan ve “Kıral çıplak” diyerek GÜNAH ÇIKARTACAK yurtsever AKP kadrolarına gerek vardır… Bilinir ki şeyh uçmaz , müridi uçurur.  Kral yalnızlaştıkça gücünü kaybeder. Kralları güçlü kılan yanlarındaki dalkavukları ve “evet efendimcilerdir”

Bir duvar yazısı şöyle yazıyordu;
Dünya 4.5 milyar yaşında. Şansa bakın ki, biz gençler
70-80 yıllık  ömrümüzde gele gele AKP zamanına geldik…

Diplomasının bile olmadığı yazılan, söylenen ve hileli bir referandumla cumhurbaşkanlığı makamını ele geçirmiş olan Erdoğan kendisine muhalif olanlara, ülke aydınlarına, yazarlara, akademisyenlere, gazetecilere sürekli olarak hakaret etmektedir. Hakaret ettiklerini ise kendisine bağımlı kıldığı yargı ile tutuklatarak, hapsetmektedir.
Düşünün ki lise öğrencileri bir tweet nedeniyle dahi okulda sınıflarından alınarak tutuklanmaktadır. Fetö yargıçlarının başlattığı düzmece davalarla 90 yaşını aşkın yurtsever komutanlar hücrede iken AKP tarafından oluşturulan para karşılığı “aklanma piyasası” ile suçluların, fetöcülerin, Işid teröristlerinin davaları beraatla sonuçlanmaktadır. Taşların bağlandığı, köpeklerin salındığı bir ülkeye döndük.
Anayasal hak olan toplu yürüyüşlerde katılımcılar çok ağır polis baskısı ile karşılaşıyor. gaz, cop, ters kelepçe, darp, basın mensuplarının bile dövüldüğü tutuklandığı bir zamandayız. Toplumsal baskı sürekli artıyor. Bunda en büyük pay partili cumhurbaşkanı, baskıcı içişleri bakanı, kanunsuz emirleri uygulayan polis şefleridir.
Bir vatandaş olarak düşüncem Erdoğan’ın devlet yönetiminden en kısa zamanda ayrılması gerektiğidir. Türkiye her bir gün hem sosyal hem de ekonomik olarak batıyor, dağılıyor, karanlığa gidiyor. Bu durumdan sadece Erdoğan sorumlu değildir. Çevresine kümelenmiş olan Erdoğan’ı besleyen, büyüten çıkar grupları, sözde bakanlar, parti üst yöneticileri ve bu sisteme destek vererek ülkeyi dibe çeken bir otokrata destek veren bürokratlardır.
Türk toplumu uyanmıştır. Baskıya, mezalime, zulume karşı çıkacağı zaman yaklaşıyor. O kadar çok ah aldılar ve zulüm yaptılar ki tarifi olanaklı değil.   Halkına eziyet eden, lokmasını çalan, sadece gününü değil geleceğini bile ipotek ederek satanların tamamı, en tepeden en aşağıya Türkiye’ye, halkına yaptıkları kötülüğün hesabını içinde Fetöcü, AKP’li savcı ve yargıçların olmadığı bağımsız mahkemelerde hukukun gerçek savcı ve yargıçlarına, tüm yaptıklarının hesaplarını tek tek vereceklerdir.
Bir yurttaş olarak en büyük dileğim Türkiye’yi bu duruma taşıyan 400-500 kişiyi YAPTIKLARININ  hesaplarını  vermek için  mahkeme sıralarında bağımsız yargıçlarn ,  karşısında oturduklarını görebilmektir.
Gün doğumu yaklaşıyor…
Naci Kaptan

TÜRKİYE KADINLAR FEDERASYONU (TKDF)
Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında suç duyurunda bulundu
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan başvuruda, Erdoğan hakkında “Hakaret” (TCK 125) ve “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya aşağılama (TCK 216) suçlamaları ile dava açılması talep edildi.
İstanbul – BİA Haber Merkezi – 03 Haziran 2022, Cuma

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, Gezi eylemcileri için ‘çürük ve sürtük’ diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan başvuruda, Erdoğan hakkında  “Hakaret” (TCK 125) ve “Halkı Kin ve Düşmanlığa  Tahrik veya aşağılama (TCK 216)  suçlamaları ile dava açılması talep edildi.
TIKLAYIN-Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “sürtük” hakaretinden dava açılabilir mi?
Dilekçede, “Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti Meclis Grup Toplantısında, Gezi Direnişinin 9. yıl dönümü nedeniyle geziyi hedef alarak yaptığı değerlendirmede, Gezi’ye katılan vatandaşlara yönelik (Bunlar böyle, bunlar sürtük, bunlar çürük ) ifadelerini kullanmıştır.
TIKLAYIN-TKDF ve İzmir Barosu Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunacak
“AKP Genel Başkanı, kadınlara yönelik bu aşağılama, küfür, hakaret ve ayrımcılık ifadelerini, ‘zaten bana kimse bir şey yapamaz, hangi savcı iddianame imzalayabilir, hangi hâkim beni mahkûm edebilir?’ zihniyeti ile yapmıştır.
TIKLAYIN-Erdoğan’ın “sürtük” sözüne vekillerden suç duyurusu
“Türk Dil Kurumu sözlüğünde ‘sürtük’ kelimesinin karşılığı, ‘aynı anda birden fazla kişiyle gönül eğlendiren kadın, hayat kadını, orospu, fahişe’ olarak yer almaktadır. ‘Çürük’ ve ‘sürtük’ kelimeleri toplumda aşağılama ve küçük düşürme amacıyla kullanılan, kişiyi kötüleyerek ayrımcılığa uğratılarak hedef gösterilmesin amaçlayan anlatımlardır.
TIKLAYIN-Erdoğan’a yurttaşlardan “sürtük” tepkisi: Hakaret davası açabilir miyiz?
“Halkın kürsüsü olan TBMM çatısı altında, alenen bir cinsiyete karşı edilen küfür, hakaret ve bir cinsiyetin aşağılanması asla kadınlar tarafından kabul edilemez olduğu için, bu suçun failinin kanunlarımızdaki yasal karşılığı ceza ile cezalandırılmasına dair suçu ihbar zorunluluğumuz doğmuştur. Söz konusu cinsiyet temelli ayrımcılık içeren açıklamalar, başta Anayasa md.10, CEDAW md.5, AİHS md.14’de düzenlenen ayrımcılık yasağının ihlali niteliğindedir” denildi. (RT)
TIKLAYIN-Erdoğan’dan Gezi Direnişi’ne katılan yurttaşlara: Bunlar çürük, sürtük*
This entry was posted in FAŞİZM, Politika ve Gundem, YANDAŞ - ÇIKARCI - YAĞCILAR, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *