Önce şu açıklamayı yapmak gerek;
Mesut Barzani’nin Şırnak ziyaretinde egemenlik haklarımızı yok sayarak beraberinde getirmiş olduğu, üniformasında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi bayrağı bulunan uzun menzilli ağır silahlı peşmergelerin Barzani’ye eşlik etmeleri gündeme bomba gibi düştü.
Irak KDP Başkanı Mesut Barzani, 29 Kasım’da Şırnak Üniversitesi, Şırnak Valiliği ve Cizre Kaymakamlığının işbirliğiyle bir otelde düzenlenen ‘4’üncü Uluslararası Melayê Cizîri Sempozyumu’na katılmış, şehirde de bir dizi ziyaretlerde bulunmuştu.
Türkiye’ye üniformalı ve ağır silahlı peşmergelerini de getiren Barzani’nin etkinlikte gövde gösterisi yapmasına karşı iktidar ve kamu yöneticileri sessiz kaldı…Türkiye’nin rızası ve TBMM’nin yetkilendirmesi olmadan yabancı bir askerin Türkiye’de silahlı görev yapması egemenlik ilkesine aykırı kabul edilir ve hukuken mümkün değildir. Türkiye’nin ceza kanunu da yabancı devlet adına izinsiz silahlı faaliyetleri suç olarak kabul ediyor.
Kabile devletleri dahil hiç bir ülke kendi ülkesini ziyarete gelen yabancı devlet adamları/ yöneticileri üniformalı, ağır silahlı askerleri ile kabul etmez. Şırnak’ta Devletimizin egemenliği yok sayılmış ve Barzani silahlı, üniformalı askerleri ile birlikte ülkemize gelmiştir. Şırnak’ta Devleti temsil eden vali, içişleri bakanı yardımcısı Münir Karaloğlu bu toplantının katılımcısıdırlar ve de her ikisi de Devletin egemenliğini, onurunu koruması gereken kamu üst düzey yöneticisidir. Her ikisi de gözleri önünde gerçekleşen bu duruma sessiz kalarak Devletin onurunu kırmışlardır. Önce sınırlarımız yol geçen hanı olmuştu, şimdi de EGEMENLİK hakkımız yok sayılmıştır.
Şırmak’ta silahlı peşmergeler
Barzani’nin katıldığı etkinlikte konuşma yapan AKP Şırnak Milletvekili Arslan Tatar, ise, Barzani’ye övgüler düzerek “Sen bizim gözümüzün nurusun. Biz senin anıların ile büyüdük. Biz Kürtlüğü senden öğrendik” ifadelerini kullanarak Barzani’yi göklere çıkartarak yağcılığın en güzel örneklerini verdi.
Bu arada Kürt’lerin eşit yurttaşlıktan gereken payı aldığı bu etkinliğe katılan içişleri bakan yardımcısı, AKP milletvekili Tatar ve Şırnak valisinin sözde Kürt kültürünü anmaya vesile olacak bu etkinliği yapması göstermiştir ki; Kürt’ler devlet içinde etkin makamlara gelmiştir.
Kendisine makam veren Devleti korumayan İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu ve Şırnak Valisi Birol EKİCİ görevden alınarak haklarında soruşturma açılmalıdır. Bu etkinlikte Cizre’de Barzani’nin de katıldığı toplantıda Barzani’ye güzellemeler yaparken aşağıdaki konuşmanın da yapıldığı iddia ediliyor;
“Kemalist Türkçü devlet son 100 yıldaki prangalarından kurtulmak istiyorsa önce anayasal olarak Kürt milleti ve Kürt dilini de aynen Türk milleti ve Türkçe gibi anayasal kayıt altına almalı ve Kürdistan’ın dört parçasındaki dört bölgeyi de federal yapılar olarak kabul etmeli. Federal devletler Türkiye’yi de güçlendirir. Ankara’daki Kemalist “tekçiler” ırka dayalı tekçi “Türkçülükte” ısrar etseler Ankara’ya hapsolacaklar!”
İçişleri bakan yardımcısının yaptığı iddia edilen bu açıklama son derece hayret verici ve şaşırtıcıdır. Ne yazık ki çok önemli bir kamu makamını işgal eden bu kişi öncelikle ANAYASA SUÇU işlemektedir. Anayasa’da teminat altına alınmış olan İLK DÖRT MADDE’ye karşı bir manifesto açıklaması yapılmıştır.
İsteklerin tamamı EMPERYALİZM tarafından talep edilen ve Büyük Ortadoğu Projesinin Türkiye’den istedikleri ile bütünleşik bir açıklamadır. Bu şaşkın bakan yardımcısı silahlı peşmergelere karşı sesiz kalmıştır. Şimdi de Türkiye’nin bölünmesini, parçalanmasına ve de Kürt Devletinin kurulmasına yol verecek anayasal değişiklikleri talep etmektedir.
Bu açıklama, Türkiye Cumhuriyetinin ÜNİTER yapısını doğrudan hedefe alarak, Türkiye’nin bölünmesini ve federasyon yönetimine geçilmesini, Türkiye’yi kuran TÜRK üst kimliğini yok sayarak, Anayasa’da belirtilmiş olan TÜRK tanımına eş KÜRT Milleti tanımını ve de TÜRKÇE’ye eş olarak KÜRTÇE talep etmektedir. Türkiye’yi kurtaran ve kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği aydınlanma, çağdaşlık, akılcı bilim yolunda olan, Laik Demokratik Cumhuriyeti benimsemiş olan Kemalist düşünceyi ve Kemalist’leri de Ankara’ya hapsetmekle tehdit etmektedir.
Tek adam rejiminin ülkemizi getirmiş olduğu yer işte budur. 1918 yılında İngiliz’ler İstanbul’u işgal ettiklerinde üst düzey görevli komiser Ryan Londra’ya çektiği telgrafta şöyle yazar;
“Göreve getirdiğimiz yöneticiler inançlı gibi gözüken müslümanlar olacak fakat bize hizmet edeceklerdir”
