İÜ’de medrese dönemine dönüş:
‘Dualı mezuniyet töreni bilimi susturmaktır’
SOLhaber.com – Burcu Günüşen – 30.06.2025
İÜ Edebiyat Fakültesi’nin mezuniyet töreni programında “insanlık için dua” başlığı yer aldı. Prof. Dr. Cihan Demirci Tansel “Kırk yılımı gurur duyarak geçirdiğim üniversitemden ne yazık ki utanç duymaya başladım” dedi, uygulamayı “Medrese dönemine geri dönüş” diye niteledi.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezuniyet töreni yarın Merkez Kampüsü bahçesinde yapılacak. Üniversite tarafından açıklanan mezuniyet programında “İnsanlık için dua” başlığı yer aldı.
AKP iktidarının 2025 için ilan ettiği “Aile Yılı”na paralel bir şekilde fakültenin “Ailece Bilim” adını verdiği programda mezunların aileleri adına da konuşmalar yapılacak olması dikkat çekti.
Törende “İnsanlık için dua” başlığıyla yer alan programın kim tarafından, nasıl gerçekleştirileceğine dair ise bir ayrıntıya yer verilmedi.
İÜ Edebiyat Fakültesi’nin bu yılki mezuniyet programı
Prof. Dr. Tansel: Bu program, İÜ gibi köklü bir kurumda kabul edilemez
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nden geçtiğimiz yıllarda emekli olan Prof. Dr. Cihan Demirci Tansel, “Bu dualı mezuniyet töreni bilimi susturmaktır, bilim susarsa toplum karanlığa gömülür” dedi.
Konuya ilişkin değerlendirmesini sorduğumuz Tansel “İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin bu yılki mezuniyet töreninde ‘insanlık için dua’ programı, İstanbul Üniversitesi gibi köklü bir kurumda kabul edilemez. 1933 yılından günümüze kadar yüz yılı aşkın bir süredir Cumhuriyet’in gözbebeği olan bir üniversitenin, akademik bir törene dini bir ritüel eklemesi, yalnızca bir ‘program tercihi’ değil; üniversite kavramının temel değerleriyle ciddi bir çelişmedir. Medrese dönemine geri dönüş demektir” dedi.
‘Üniversite, dua edilen değil, düşünülen yerdir’
Laiklik ilkesinin yalnızca bir Anayasa maddesinden ibaret olmadığını aynı zamanda “birlikte yaşamanın güvencesi” olduğunu dile getiren Tansel “Laiklik, hiçbir inancı yasaklamaz ama hiçbir inancı kamu kurumlarının merkezine de yerleştiremez. Üniversiteler düşüncenin özgürce yeşermesi gereken alanlardır, din ve inanç buralarda öne geçerse bilimsel düşünceden söz edemeyiz. Üniversite, dua edilen değil, düşünülen yerdir. Duanın yeri kişinin özel alanları ya da cami, kilise sinagog vb. yerlerdir. Üniversiteler laik ve bilimsel olmak zorundadır” diye vurguladı.
Mezuniyet törenlerinin “gençlerin öğrencilikten çıkıp yeni bir hayata başladığı, bilimin, emeğin ve eleştirel düşüncenin kutlandığı anlar” olduğuna işaret eden Tansel bu özel törenlerde bir inanç biçimini öne çıkarmanın diğer tüm inançları ya da inançsızlığı dışarıda bırakmak anlamına geldiğini ifade etti.
‘Üniversiteler atanan rektör ve dekanlar aracılığıyla laiklikten uzaklaşıyor’
Prof. Dr. Cihan Demirci Tansel
Oysa üniversitenin kimsenin kendini dışlanmış hissetmediği, eşit yurttaşlığın yaşandığı bir ortak alan olduğunu dile getiren Tansel, üniversitelerin laiklikten uzaklaşmasına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Siyasi iklimin, toplumu her geçen gün daha fazla dinselleştirme yönünde baskı kurduğu bu dönemde, ne yazık ki üniversiteler atanan rektörler, dekanlar aracılığıyla laiklikten uzaklaşmaktadır. Özerk üniversite ülkemizde tamamen ortadan kalkarak siyasi iktidarın yönetim ve yörüngesinde yeniden şekillendirilmektedir. Bu da bilimsel düşüncenin ışığında ilerlemek bir yana gerilemeye neden olmaktadır.”
Tansel’e göre yapılacak olan bu töreni alkışlayacak olanlar, düşünmenin cezalandırılmasının artacağını, bilimsel gelişmelerin daha da yavaşlayacağını hatta bilimsel çalışma yapamayacak hale geleceğimizi fark etmeyecekler.
“Üniversiteler, dua edilecek yerler değil, özgür düşüncenin mekânı olmak zorundadır” diye vurgulayan Tansel bunu hatırlatmanın ülkede laik, bilimsel eğitimi savunan herkesin sorumluluğu olduğuna işaret etti.
‘Bu dualı mezuniyet töreni bilimi susturmaktır, bilim susarsa toplum karanlığa gömülür’
Tansel 40 yılını gurur duyarak geçirdiği üniversitesinden utanç duymaya başladığını da ifade ederken, bir an önce bu programdan vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.
Aydınlara ve akademisyenlere laiklik ve bilimsel düşünce için bir seferberlik çağrısında bulunan Tansel şunları söyledi:
“Üniversitelerin özerk bir şekilde dünya üniversiteleri ile yarışacak bilimsel çalışmalar üretmek yerine din ve dualarla uğraşması ne yazık ki güzelim ülkemizi ortaçağ karanlığına çekmek için gösterilen çabalardır.
Kırk yılımı gurur duyarak geçirdiğim üniversitemden ne yazık ki utanç duymaya başladım. Başta akademisyenler olmak üzere tüm aydınlar bir an önce Laiklik ve bilimsel düşünce ışığında çocuklarımızın ve gençlerimizin yetişmeleri için seferberlik ilan etmeli. Ancak bu yol ile var olabiliriz.
Laik ve bilimsel eğitim, her öğrencinin eşit yurttaş olarak var olabilmesinin temelidir. Bu dualı mezuniyet töreni bilimi susturmaktır, bilim susarsa toplum karanlığa gömülür.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezuniyet törenine ‘dua programı’ eklenmesi, bilimin yerini inanca bıraktığı tehlikeli bir eğilimin göstergesidir. Bir an önce yetkililer bu programdan vazgeçmelidir.”