Yumak!


Yumak!

SÖZCÜ – Necati Doğru


Sonunda TÜSİAD da “çöküyoruz” diye açıklama yapmak noktasına geldi, gelmek zorunda kaldı. Nasıl oldu? Çok hızlı unutuyoruz. Gözlerime bak diyen bir maliye bakanı vardı; döviz rezervlerini erimiş olarak devraldı; Türk Lirası’nın namusunu, şerefini, izzet-i nefisini Amerikan dolarının korumasına bağladı.

Ekonomi batışa geçti.

Onu hakaret ederek görevden aldılar ve yerine yeni bir Maliye Bakanı, şimşek hızıyla atandı. Ve işte aradığımız finans dehası, işte beklediğimiz foncu, ABD’de okumuş, CEO olmuş ve kalbi vatan ve millet sevgisiyle dolu diyerek bir hanım Hafize Gaye Erkan Merkez Bankası Başkanlığı’na oturtuldu.

O da görevden atıldı.
Böyle!
Böyle!

Son 5 yıl içinde Merkez Bankası başkanı 6 kez, Maliye Bakanı da yine 7 kez değiştirilerek; “Ezdirmem. Ezdirmem asgari ücretlimi, emeklimi ezdirmem” sözleri 200 kez tekrar edilmişti. Sonunda asgari ücretli ile emekli, fitre verilebilir muhtaç insanlar durumuna düştü. TÜSİAD, bu duruma “çöküş” dedi.

Bu sonuç bir yumaklar yığını: Hem derin bir ekonomik kriz, hem derin bir demokrasi krizi, hem derin yargı, hem derin eğitim, hem derin ahlak, hem derin otoriter devlet, hem derin yasama, derin geriletici zihni doku krizleri bir yumak oldu.

Geriletici, çürütücü, yozlaştırıcı yumağın ana ürünü zihni doku sonunda; iktidar, kendisi de hiç istemediği halde, Cumhuriyet tarihinin “en yaman faizcisi” haline geldi. Faizle Türkiye hem içeriden hem dışarıdan soyuldu.

Vergiler artırıldı.
Yoksullaşma hızlandı.

Saltanat, gösteriş, devlet koltuğu paylaşmada zerre geri adım atılmadı. Devlet harcamalarında hiç frenleme yapılmadı. Türkiye, 30 milyon insanın açlık sınırında yaşadığı ülke haline geldi fakat Cumhurbaşkanı yurt dışı gezilerine 3 uçakla, 5 uçakla, makam aracını da beraber taşıyarak gitmekten vazgeçmedi.

Yumak!
Yumağı doğurdu.
Çöküşü hızlandırdı.

Hepsi kara deliğe dünmüş yatırımlardaki garantili ödemelere frenleme yapılmadı. Mallarına yüksek zam koyan şirketlerin fiyatları ve kârlarını yukarı çeken fırsatçılığına, tekelciliğin ve kartelciliğin at oynattığı eksik rekabet mahkumu piyasalara dur diyen çıkmadı.

Çabuk unutuyoruz!
16 bakanlık, 9 kurul, 4 ofis, 8 başkanlık ve 1 cumhurbaşkanı yardımcısı hepsi bütün gücü tek elinde toplamış başkan Erdoğan’a bağlı, ondan emir ve talimat alarak; “tek vücut çalışacaklar” aralarında hiçbir “yalpalanma-çatışma- kırılma” olmayacak ve 2023 yılına geldiğimizde Türkiye dünyanın en büyük 5 ekonomisi içine girecekti.

Tamamı yalan çıktı.
Türkiye çöküşe geçti.
Yumak!
Yumağı besliyor.

Karanlık işler, karanlık adamlar, karanlık beklentiler, karanlık tahminler, TÜİK verileriyle oynamalar ortaya çıktı. Hazine garantili projelerde Türkiye’yi soyduran boşluklar büyüdü. Verilen garantiler döviz sömürüsüne dönüştü. Tüm Bakanlıklar ve Cumhurbaşkanlığına bağlı kurumlarda ödenekler, harcamalar, bütçeler, makam aracı sayıları, dış geziler, iç yemlenmeler, dış yedirmeler, bol kepçe verilen fakat verimi artırmayan ve döviz bağımlılığını çoğaltan teşvikler hepsi tavan yaptı.

Merkez Bankası, yıl sonu enflasyon tahminini yükseltti. Emekliler, TÜİK bizi dolandırdı diye mahkemeye başvurdu. İşçiler Ankara’ya yürüyor. 15 işçinin çalıştığı işyerlerinde başlayan grevler bile valilerin baskısı ile yasaklanır oldu. 30 milyon insan açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edildi. Merkez Bankası, 8 yıl sonra ABD Hazine tahvili alımına başlamayı büyük başarı diye duyurdu.

Yumak, yumak içinde modeli sonunda büyük banka, holding, çok sayıda işçi çalıştıran fabrikaların sahibi işadamlarının üye olduğu TÜSİAD’ı da; “sistem çöktü” diye feryat etmek noktasına getirdi. Çöküşü vatandaş kendi hayatında yaşadığı için anketlerde “erken seçim isteyenlerin oranı yüzde 75’i” buldu.


TÜSİAD’a kayyum!

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan; “Ne işverenin, ne işçinin yüzü gülüyor. Halk sıkıntı içinde kamu (devletteki koltuk sahipleri) tasarruf yapmıyor. Moralimiz bozuk, güvensizlik içindeyiz. Bunun nedeni çöken sistem. Sistemin kendini düzeltme mekanizması olmalı, sorumlular hesap vermeli” dedi.

TÜSİAD’a dört koldan ağır iktidar saldırısı başladı: İktidar gazetecileri; “Postalcı Patronlar”  (Mahmut Övür-Sabah) ve “TÜSİAD’a sus derim.” (Ahmet Hakan– Hürriyet) yazıları yazdılar. TÜSİAD’ın yerine geçsin diye kurulan MÜSİAD’ın Başkanı Mahmut Asmalı, “TÜSİAD toplumsal huzuru bozuyor” diye ihbarcı suçlama yaptı. Başta Adalet Bakanı olmak üzere diğer bakanlar da TÜSİAD uyarısını; “siyasete ayar veriyor” diye çürütmeye kalkıştı. Ve Başsavcılık TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras için “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yaymaya teşebbüsten” soruşturma açtı. Bunun sonu TÜSİAD’a kayyum atamaya gidebilir. Çinliler bile Türkiye’ye doğrudan yatırım yapmaktan vazgeçebilir. TMSF’ye “Şirketlere kayyum atama yetkisi veren kanun da” zaten Meclis’te kabul edildi.

This entry was posted in FAŞİZM, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *