Yavaş yaşam felsefesi: CİTTASLOW

Yavaş yaşam felsefesi: CİTTASLOW

Naci Kaptan – 04.12.2024

İtalyanca “Citta” (şehir) ve İngilizce “Slow” (Yavaş) kelimelerinden oluşan Cittaslow kelimesi, “Sakin Şehir” anlamında kullanılmaktadır. Cittaslow kavramının Türkçe karşılığını “yavaşkent” olarak tanımlandı. Simgesi salyangozdur.


Cittaslow “yaşam kalitesine önem verilen şehirlerin uluslararası ağı olarak tanımlanmaktadır”. Cittaslow, yerel değerleri koruyan, tarihi ve kültürel dokunun devamlılığını sağlayan, kendi kendine yetebilen enerji kaynaklarını teşvik eden, geleneklerin yaşatılmasını benimseyen, insanların birbiriyle iletişim kurarak sosyalleşebilecekleri, bir yaklaşımla kentlerin geliştirilmesini hedefler.
.
Bu kapsamda Cittaslow hareketi kentlerin, geleneksel kimliklerini oluşturan özelliklerinin (yöresel mutfak, yerel müzik ve folklor, geleneksel sivil mimari doku, geleneksel el sanatları, yerel yaşam tarzı vb.) ekolojik ve sürdürülebilirlik yaklaşımıyla korunması ve yaşatılması esasına dayanan uzun vadeli bir yaklaşımdır.
Bu hareketin temelleri 1999 yılında İtalya’nın Orvieto şehrinde “Slow Food” hareketine öncülük yapan Greve, Orvieto, Bra ve Positano’nun belediye başkanları tarafından atıldı. Slow Food hareketini kentsel boyuta taşımak amacıyla Greve in Chianti Belediye Başkanı Paolo Saturnuni’nin önderliğinde geliştirildi. Cittaslow, belediyelerin üye olabildiği, Merkezi İtalya’da bulunan uluslararası bir birliktir
Birliğe üye olmak isteyen kentlerin üye olabilmeleri için birliğin belirlediği kriterler üzerinden değerlendirilmesi ve Cittaslow felsefesine uygunluğu denetlenmektedir. Birlik kurulduğu zaman 59 olan bu kriterler 2013 yılında Uluslararası Bilim Komitesi tarafında yapılan bir çalışmayla güncellenmiş ve sayısı 70’e çıkmıştır. Kurulduğu ilk yıllarda İtalyan kentleri arasında yaygınlaşan hareket, günümüzde 30 ülkede 200 üyeye sahiptir. Dünyanın ilk ve tek Cittaslow Metropolü 2021 yılında İzmir olmuştur.
Cittaslow hareketinin kuruluş amacı kentlerin kendi kimliklerine sahip çıkarak küreselleşme sonucu ortaya çıkan kentlerin birbirine benzemesine, aynılaşmasının önüne geçilmesidir. Kentlerin yönetilirken yerel yemeklerine, yöresel mimarisine, geleneklerine, göreneklerin, zanaatlarına, esnafına sahip çıkılması ve desteklenmesi, birliğin üye kentler için ortaya koyduğu kriterler vasıtasıyla sağlanmaya çalışılmaktadır.
Cittaslow hareketinin kuruluş amacı kentlerin kendi kimliklerine sahip çıkarak küreselleşme sonucu ortaya çıkan kentlerin birbirine benzemesine, aynılaşmasının önüne geçilmesidir. Kentlerin yönetilirken yerel yemeklerine, yöresel mimarisine, geleneklerine, göreneklerin, zanaatlarına, esnafına sahip çıkılması ve desteklenmesi, birliğin üye kentler için ortaya koyduğu kriterler vasıtasıyla sağlanmaya çalışılmaktadır.
Daha sürdürülebilir, daha sağlıklı ve daha verimli yaşamanın yolu Cittaslow akımını benimsemekten geçiyor. Peki bu akım nasıl doğdu ve neler vadediyor?
Kahvenin, pizzanın ve sanatın anavatanı İtalya’da 1980’lere gelindiğinde ilginç bir akımın ayak sesleri duyulmaya başlandı: Cittaslow. İtalyanca “şehir” anlamına gelen “citta”, İngilizce yavaş anlamına gelen “slow” kelimelerinin birleşiminden ortaya çıkan bu “yavaş hareketin” ilk adımı yemek oldu.
Yavaş hareketin temelleri, 1986 yılında İtalya’da başladı. Roma’nın en hareketli ve tarihi meydanlarından Plazza di Spagna’da açılan bir McDonald’s her şeyin başlangıcı oldu. Yemek gibi zor ve ustalık gerektiren bir işin böyle basite indirgenmesini İtalyan şefler kabul edemezdi. Onlar için iyi bir peynir elde etmek için bile günlerin, hatta haftaların geçmesi gerekirdi.
Ünlü İtalyan şef Carlo Petrini liderliğindeki grup, Plazza di Spagna meydanında makarna fırlatarak Amerikan tarzı fast food zincirine karşı ilk tepkiyi gösterdi. Bu sadece basit bir etki-tepki eylemiyle sınırlı kalmadı. Dünya genelinde onlarca şef bir araya geldi ve Slow Food Birliği’ni kurdu.
“Yavaş Gıda” ileride etkileri daha geniş kitlelere yayılacak olan Yavaş Hareketin de öncüsü oldu. Şeflerin yaktığı bu meşale, öncelikle moda dünyasına sıçradı. Sürekli değişen ve büyük bir pazara sahip olan moda sektörü için imkansız görünen bu akım aslında kullan-at hareketine karşı bir tepkiydi.
“Ucuz olan her şeyi almayın”
Slow Fashion (Yavaş Moda); insanların çok miktarda ucuz giysi almasının önüne geçme fikrini benimsedi. Bu fikir dünyanın önde gelen markaları tarafından da olumlu karşılandı. Burberry, geleneksel moda haftasının dışına çıkarak yeni sezon kıyafetlerini önceden yayınlamayı reddetti ve ‘see now, buy now’ stratejisiyle tüketici ihtiyacına yönelik devrim niteliğinde bir adım attı.
Gucci tasarımcısı Alessandro Michele, 2018 İlkbahar/Yaz koleksiyonunu çıkardığı Milano Moda Haftası’nda şu notu paylaştı: “Kişinin kendini kaybetmesine neden olan hız düşüncesine direnin! Ucuz olan herhangi bir şeyi alma illüzyonuna kapılmayın.”
“Yavaş Gıda” ve “Yavaş Moda” akımlarını takip eden felsefelerden bir diğeri, aynı zamanda Yavaş Hareketi en çok yayan akım olan “Yavaş Şehir” (Cittaslow) oldu. Cittaslow hareketi, hızlı ve tüketime dayalı şehir yaşamına alternatif olarak ortaya çıktı. Cittaslow’un temel amacı son derece basit: Hayatı, hayattan zevk alacak bir hızda yaşamak.
Cittaslow , Yavaş şehir, mega kentlere oranla nüfusu az fakat nitelikli şehirlerden oluşuyor. Söz konusu akım, günümüzün hızlı ve tüketime dayalı dünyasına eleştirel bir bakış açısı getiriyor. Cittaslow hareketinin dünya çapında 30 ülke ve 200 şehir üyesi bulunuyor.
Bu ülkelerden biri de Türkiye. Türkiye’de 26 şehir/ belde, Yavaş Şehir ünvanına sahip. Türkiye ayrıca Cittaslow ülkeleri arasında en fazla üyesi olan dördüncü ülke. Hareketin doğum yeri olan İtalya 75 ülke ile birinci sıradayken, Türkiye 26 üye ile ikinci sırada.
Foça 29.11.2021 tarihinde ‘Yavaş Kent’ ünvanını aldı.
Türkiye’nin Cittaslow unvanlı kentlerini tanıtan Sakin Şehir Öyküleri belgesel serisinin dördüncü bölümünde, mitolojisi ve tarihiyle büyüleyen Foça konu alınıyor. Beş bin yıllık geçmişi, denizle iç içe yaşamı ve koruma altındaki taş evleriyle Foça, sakin şehir unvanını hak eden bir Ege kasabası.
Foça’nın fok diyarı olarak bilinen sahilleri, Siren Kayalıkları’na dair efsaneleri ve Phokaialı denizcilerin izlerini taşıyan sokakları, balıkçıları, sandallar arasında gezinen pelikan kuşları bu kentte yaşamayı ayrıcalıklı kılıyor. Foça Karası üzümü ve Karataş efsanesi gibi yerel değerler ise belgeselde dikkat çekiyor.

Biraz hızlı gitmiyor muyuz?

Yavaş gıda, yavaş moda hatta yavaş şehir… Tüm bunlar ne anlama geliyor veya tam olarak ne işe yarıyor?
En basitinden yavaş hareket doğayı koruyor. Yaşamın yani insanın doğal ritmine uyum sağlamak yerel ve geleneksel besin maddelerini korumak, hayvan türlerini koruma altına almak, yediklerimizi tanımak ve nasıl üretildiğini bilmek için çağrıda bulunuyor.
Küçük kentlerde istihdam ve sosyal olanakların eksikliği nedeniyle özellikle genç nüfus büyük şehirlere göç ediyor. Ekonomik gücü olmayan kentler zamanla ölmeye başlıyor. Kentin ancak kendi kimliğine sahip çıkarak kalkınması mümkün. Kentin doğasına, esnafına, kültürüne, tarihine, yemeklerine, ürünlerine saygı duyarak bir kalkınma içinde olması, sosyal ve ekonomik hayatın canlanması kentin ayakta kalması için şart.
Tüm bunların ışığında belki de kendimize şunları sormamız gerekiyor: En son ne zaman gökyüzüne bakıp hayal kurdum? En son ne zaman bir yere yetişmek zorunda olmadan yavaş yavaş yürüdüm? Neyse ki bunun için geç kalmış değiliz. İşe biraz frene basarak başlayabiliriz.
Bir kentin Cittaslow olması için Cittaslow felsefesine uygun hareket etmesi, nüfusunun 50.000 altında olması ve Birliğe sunduğu başvuru dosyası üzerinden yapılan değerlendirmeden geçer puan alması gerekmektedir. Başvuru sürecinde aday kentlere Genel Merkez’den veya Ulusal Ağlardan temsilciler giderek yerinde değerlendirme yapabilir. Cittaslow üyelik kriterleri şu alt başlıklarda yer almaktadır:
Çevre politikaları
Altyapı politikaları
Kentsel yaşam kalitesi politikaları
Tarım, turizm, esnaf ve sanatkarlara dair politikalar
Misafirperverlik, farkındalık ve eğitim için planlar
Sosyal uyum
Ortaklıklar

Türkiye’deki sakin şehirler
Ahlat, Bitlis/ Akyaka Muğla/ Arapgir, Malatya/ Eğirdir, Isparta/Finike Antalya/ Foça, İzmir/ Gerze, Sinop/ Gökçeada, Çanakkale/ Göynük, Bolu/Güdül, Ankara/ Halfeti, Şanlıurfa/ İzmir/ İznik, Bursa/ Kemaliye, Erzincan/ Köyceğiz, Muğla/ Mudurnu, Bolu/ Perşembe, Ordu/ Safranbolu, Karabük/ Seferihisar, İzmir/ Şavşat, Artvin/ Uzundere, Erzurum/ Vize, Kırklareli/ Yalvaç, Isparta/ Yenipazar, Aydın/ Daday, Kastamonu/ Taraklı, Sakarya
This entry was posted in HAYATIN İÇİNDEN, KÜLTÜR - EĞİTİM - ÇAĞDAŞLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *