YOLSUZLUKLAR * DEVLETTE MEDİCAL SOYGUN

Devlet böyle soyuluyor para yabancıya akıyor

SÖZCÜ – Haber Merkezi – 04 Kasım 2024

Tıbbi cihazların alımında büyük paralar dönüyor. 1000 TL’lik ürünler 100 katı fiyatla 100 bin TL’nin üstüne satın alınıyor, tasarruf peşindeki Maliye uyuyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı olan Devlet Malzeme Ofisi, 15 dolarlık tıbbi malzemeleri 142 bin TL’den satın almış. Oda TV’den Can Özçelik, devletin nasıl soyulduğunu belgeleriyle ortaya çıkardı.
Hastane randevu sistemindeki aksaklıklarla başlayan sağlık sektöründeki sorunlar, yenidoğan bebekleri yoğun bakım ünitesinde ölüme terk eden çetenin ortaya çıkmasıyla yeni bir boyut kazandı.
Maliye tasarruf peşindeyken sağlık sisteminde başka bir delik ortaya çıktı. Tıbbi cihazların alımında milyarlarca lira yurtdışına akmış.
YERLİ ÜRETİCİ EZİLİYOR
Devlet Malzeme Ofisi, kamu hastaneleri için, milyonlarca hastanın kullandığı tıbbi cihazların alımını yapıyor. Sağlık marketleri üzerinden yapılan bu alımlarda ise Türkiye’de üretilen yerli ve milli ürünler yerine yurtdışından, dolar üzerinden satılan ürünler tercih ediliyor. Yerli üretici, sektörde yabancı şirketlere karşı eziliyor.
İlk örnek Amerika Birleşik Devletleri’nden… Amerika’da yalnızca 50 dolar (1.720  TL) olan bir tıbbi cihazı, Türkiye’de Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı olan Devlet Malzeme Ofisi, sağlık marketi üzerinden ihalesiz olarak 80 bin TL karşılığında satın alıyor.
Başka bir örnek ise şöyle: İnternet sitesinde 30 dolara (1.030 TL) satılan bir ürüne Devlet Malzeme Ofisi tarafından 132 bin TL ödeniyor.
Yine ameliyatlarda kullanılan bir ürün olan TightRail…Normal fiyatı 40 dolar (1.375 TL). Ancak Devlet Malzeme Ofisi bu ürünü 142 bin TL’ye satın alıyor.
15 dolara (515 TL) satılan ve yoğun bakım ünitelerinde kullanılan bir cihazı satın almak için devlet yine 142 bin TL’lik bir ödenek ayırıyor.
İddiaya göre satın alınan ürünler Sağlık Uygulama Tebliği’nde belirlenen tavan fiyatlara göre değil yüksek fiyatlarla alınıyor. Yerli ürünler ve üretici yerine yabancı ürün ve üreticilerin Devlet Malzeme Ofisi tarafından neden tercih edildiği ise bilinmiyor.

DEĞERLİ GAZETECİ YAZAR ÇİĞDEM TOKER’İN KONUYLA BAĞDAŞIK BİR YAZISI
Tıbbi cihaz hurdalığı
SÖZCÜ – Çiğdem Toker – 20 Aralık 2019
Sağlık; kamu tarafıyla, hekimiyle, personeliyle, hastaneleri, onların yönetimi, tıbbi cihaz, malzeme piyasasıyla tarafı çok sayıda olan devasa bir sektör. Milyonlarca yurttaşın hayatını doğrudan ya da dolaylı etkiliyor. Sağlık politikasına yön verenlerin hatalı kararları yurttaşların sağlığı, devletin de bütçesi ve kamu kaynakları üzerinde u
Ankara’daki şehir hastanesini işleten CCN Holding’in kazanması için (Sağlık Bakanlığı ile sözleşmeleri var) kapatılan Numune Hastanesi’nde, çalışır durumdaki tıbbi cihazların hurdaya ayrıldığı haberine atıf yapan yazıma etkileyici okur mesajları geldi. Sözcü okurları, bu durumun yalnızca Numune’deki cihazlarla sınırlı olmadığını vurguluyor. Gerçekten de devletin müteahhitlerle imzaladığı sözleşmeler sonucu devreye alınan ve alınacak şehir hastaneleri dolayısıyla, Ankara’daki ve Türkiye’nin pek çok yerindeki hastanelerde çalışır durumdaki tıbbi cihazların akıbetinin hurda olduğu/olacağı daha önce konuluşuyordu. O günlerin geldiği anlaşılıyor. Okurlar, şehir hastanesi açıldığı için kapatılan hastanelerdeki cihazlar arasında 10-15 yıl ömrü olduğu halde yetkisiz ellerde sökülüp uygunsuz koşullarda depolanan cihazlara yazık olduğunu belirtiyor.
“HURDA ENKAZ KÖHNE YÖNETİMİ”
Öte yandan bu önemli sorun, geçtiğimiz hafta Ankara Kızılcaham’da yapılan 5. Tıbbi Tedarik Kongresi’nde tartışılmış görünüyor. Kongrenin internette yayımlanan programında bakanlık bürokratı Muhammet Gülyurt’un“
Tıbbi Cihazlarda Hurda Enkaz Köhne Yönetimi-Dünya Uygulamaları”
başlıklı bir sunum ile anıldığı görünüyor. Eğer yapıldıysa bu tip sunumların kapalı ve dar katılımlı toplantılardan çıkıp bütün kamuoyunu aydınlatacak zeminlere taşınmasında büyük yarar var.
İmzalanmış olan sözleşmeler dolayısıyla belli ki bu “israf”ın (!) arkası gelecek. Yani şehir hastaneleri açıldıkça, oradaki patronlar kazansın diye kapatılan köklü ve daha küçük ölçekli hastanelerdeki cihazlar, ömürleri olduğu halde kullanım dışında tutulacak. Peki bu hurda işlerinden, yok pahasına satmaktan kim nemalanacak? Bütçede gereksiz kaynak savurganlığına yol açan bu işlemlerin sorumlusu kim olacak?
Bu sorun, yani şehir hastanelerinin açılmasıyla artan giderler, boşa yapılan harcamalar ve kayıplar tıbbi cihazla sınırlı değil. Ankara’da kapatılan hastanelerin hasta potansiyelinin tamamının Bilkent’teki Ankara Şehir Hastanesi’ne aktarılmadığı sektörün içindeki isimlerce dile getiriliyor.
Şehir hastanesinin uzaklığının caydırıcı olduğunu, kapatılan Numune’ye giden hastaların Ankara Hastanesi ve Gülhane’ye kaydığı belirtiliyor. Şehir hastanesinde her birinde farklı işlem yapılan kuleler arasındaki mesafe düşünüldüğünde neden caydırıcı olduğu daha iyi anlaşılıyor. Büyük büyük diye övünülen hastane içinde, bir kuleden diğerine gitmek için hasta yönlendirme aracı beklemek gerekiyor. Bu güçlükler yaşanırken ikinci bir şehir hastanesinin de açılması için hazırlıkların sürdüğü belirtiliyor.
BÜYÜK İHALEYE ERTELEME
Bu arada yeni bir gelişmeyi de paylaşalım. Bir önceki yazıda 30 Aralık’ta yapılacağını duyurduğum, teklifleri ABD Doları üzerinden alınacak.
Sanayi İşbirliği Projesi kapsamındaki beş kalem tıbbi cihaz alım ihalesi ertelendi.
Bu erteleme beşinci oluyor. İçeriği ve şartnamesi bir yana, bu kadar çok ertelemenin Kamu İhale Kanunu’na aykırı olduğunu belirtelim. Sahi 2 senedir yapılamadığı ya da bir nedenle yapılmadığı halde, bu ihaleden neden vazgeçilemiyor?
This entry was posted in Saglik, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *