Toplumsal yozlaşma

Toplumsal yozlaşma

CUMHURİYET – Dr. Ramazan Başak – 22 kasım 2024

Bugünlerde vicdanı olan herkesin kendine sıkça “bize neler oluyor” diye sorduğunu düşünüyorum. Gerçekten toplumda infial yaratan son olaylara bakıldığında toplumsal çöküşün derin izleri görülmektedir. Bu konuda dozu giderek artan yüzlerce örnek verilebilir. Ancak bu yazımızda ahlaki değerlerdeki yozlaşmanın son iki halkası olan para karşılığında yenidoğan bebeklerin ölüme gönderilmesi ve önemli bir kamu bürokratının denetlemekle yükümlü olduğu sektör temsilcilerini düğününe davet etmesi ve düğünde milyonlarca değerindeki para ve takıların takıldığı iddiası ele alınacaktır.
SAĞLIKTA ÇÜRÜME
Sondan başlayalım. Yenidoğan bebeklerin bilimsel gerçekler dikkate alınmadan sadece ticari olarak özel hastanelere yönlendirilmesi ve bunun sonucunda şu ana kadar tespit edilebilen 12 bebeğin ölümüne neden olunması toplumsal yozlaşmanın en son halkalarından biridir.
Kamuoyunda gerekli denetimlerin ve önlemlerin zamanında alınmadığına ilişkin yaygın bir kanaat vardır. Çünkü bizzat sağlık bakanının da belirttiği gibi bu olay Mart 2023’te bir ihbar sonrasında ortaya çıkmış ve Ekim 2024’te suça karıştığı iddia edilen hastanelerin ruhsatları iptal edilmiştir.
Ülkemizde gelişmiş ülkelerin aksine denetim kültürünün zayıf olması nedeniyle birçok önemli olayın ortaya çıkması yalnızca ihbarlara kalmaktadır. Hesap verilebilirlik ve şeffaflık mekanizmaları tam çalışmadığı için buradaki süreç de yapılan ihbarın kamuoyunda yaratacağı tepkiye ve ihbar konusu ile ilgili olarak yönetimin alacağı tavra göre ilerlemektedir.
Son yaşanan skandalda da böyle olmuş, bebeklerin para karşılığı ölümüne neden olan kirli yapı zamanında tespit edilebilecek iken bu olmamış, gelen bir ihbarla soruşturma başlamıştır. Ancak geçici bir önlem olarak adı geçen hastanelerin bahsi geçen bölümlerinin faaliyetleri durdurulmamış ve sonrasında birçok bebeğin ölümüne ve sakat kalmasına neden olunmuştur.

BDDK DÜĞÜNÜ
Toplumsal çürümeye verilebilecek bir diğer örnek de kamuoyunda “BDDK düğünü” diye ifade edilen olaydır. Özetle; kurumun başkan yardımcısı düğününe finans sektörünün temsilcilerini davet etmiş ve sadece takı takılması amacı ile düzenlendiği izlenimi veren düğünde, damat ve geline milyonlarca lira değerinde para ve ziynet takıldığı iddia edilmiştir. Kamuoyunda en az 15 -20 milyon TL arasında bir değerden bahsedilmektedir. Üstelik beş yıldızlı bir otelde yapılan bu düğünü aynı zamanda bu otelin ortaklarından olan özel bir bankanın finanse ettiği de dile getirilmektedir.
ETİK SORUN
Bu olay kamuoyunun gündeminde geniş bir yer bulunca ilgili bakanlık konuyu Kamu Görevlileri Etik Kurulu’na havale etmiştir. Kurul, 2004 yılında 5176 sayılı yasa ile kurulmuş olup kamu görevlilerinin uymaları gereken etik davranış ilkelerini belirlemek ve uygulamayı gözetmekle yetkilidir. Kanunun 5’inci maddesine göre kurulca yapılan başvurulara yönelik incelemelerin üç ay içerisinde tamamlanması ve sonucunun da ilgililere ve Cumhurbaşkanlığı ve Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı makamına yazılı olarak bildirilmesi gerekmektedir. Yani kurulun incelenen olayın etik olup olmadığına karar verilmesi dışında herhangi bir yaptırım gücü yoktur.
Geçmiş deneyimlere ve BDDK mensubunun bağımsız ve özerk bir kurumun yöneticisi olduğunu unutarak, kurumun ne kadar siyasallaştığını kanıtlar biçimde bir siyasi partiye aidiyetini açıkça gözler önüne serdiği dikkate alındığında buradan herhangi bir ceza ve yaptırım kararı beklenmemektedir.
Oysa görüntülere de dayanan söz konusu ciddi iddialar sonrasında sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından bu görevlinin geçici olarak görevden uzaklaştırılması gerekirdi. Bu durumda konu ile ilgili olarak finans sektöründe yapılacak incelemenin objektif olması olanaklı mıdır? Sonuç olarak ülkemizin en güzide kurumlarından olan BDDK’nin bu şekilde gündeme gelmesi çok üzüntü verici olmuştur.
Yine kritik görevlerde bulunan kamu görevlilerinin haklarında en önemli kararları aldıkları ve idari ve adli ceza raporlarına muhalefet ettikleri kurumlara ve bankalara transfer olmaları da toplumsal yozlaşmanın bir başka önemli göstergesidir.
Dolayısıyla toplumsal yozlaşma giderek artmaktadır. Yüzlerce örnek arasında yukarıda verilen sadece bazı örnekler bile bunu açıkça ortaya koymaktadır. Ekonomik bozulma güven verici ve akılcı politikalarla kısa vadede düzeltilebilir. Ancak toplumsal çürümenin önüne geçilmezse, toplum olarak şu an ödediğimiz ağır bedelin çok daha fazlasını on yıllar boyunca gelecek nesiller ödeyecektir.
This entry was posted in YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *