GEREK KALMADI
Zır deliye kaldı köyün meydanı
Değneğe, sopaya gerek kalmadı
Bir kuru soğana kırdı gerdanı
Pilava, lepeye gerek kalmadı
Eski köprülerden gelip geçen yok
Ata yurtlarına konup göçen yok
Can biten toprağı ekip biçen yok
Orağa, çapaya gerek kalmadı
Güzeller yaylada atmıyor turu
Nehirler, dereler akmıyor duru
Pınarlar kaybolmuş çeşmeler kuru
Vanaya, tıpaya gerek kalmadı
Borç, faiz köylünün canına yetmiş
Genç kuşak metropol şehire gitmiş
Dağda odun bitmiş, köyde iş bitmiş
Eşeğe, sıpaya gerek kalmadı
Büyükbaş, küçükbaş ithal edilir
Bizim meralarda tilki güdülür
Ekmek kuyruğuna erken gidilir
Anbara, depoya gerek kalmadı
İneğin, dananın başı çatılmış
Keçinin, oğlağın tozu atılmış
At, eşek, öküzler çoktan satılmış
Şifana, arpaya gerek kalmadı
Utanacak hâle güler arsızlar
Döner akıl verir yüzü nursuzlar
Fatura üstünden soyar hırsızlar
Kilide, kapıya gerek kalmadı
Pek kimse bilmiyor, ne şer, ne câiz?
Hutbeyi takvimden okuyor vâiz
Yüzde ellilerden düşmüyor fâiz
Borsaya, repoya gerek kalmadı
Vergi kaçıranlar yundu paklandı
Sonra birer birer öpüp koklandı
Suçlular övülüp rey’le aklandı
Sabuna, hipoya gerek kalmadı
Beyler sülâlece hüküm sürerler
Sümen altlarından defter dürerler
Koltuktan koltuğa koltuk verirler
Kuruma, yapıya gerek kalmadı
Bir bir kullanılır eldeki kozlar
Bir türlü erimez dağdaki buzlar
Evlenmeye korkar oğlanlar, kızlar
Kolyeye, küpeye gerek kalmadı
Oyunda kuralı kim nasıl koydu?
Anlayın! kim kimin altını oydu?
Bu Ozan AZÂBİ alkışa doydu
Ödüle, kupaya gerek kalmadı
Ozan Azâbi