Geçmişten ders alabilmek… * Bugün, “Kanlı örgütle bundan sonra da mücadele edilecektir” diyenler, başka cemaat ve tarikatlarla işbirliği yapmaktadırlar. 

Geçmişten ders alabilmek…

CUMHURİYET – Mustafa Gazalcı – 02 Kasım 2024

Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkıp dışa ve dine bağlı bir devlet kurmak için örgütlenen FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen, 21 Ekim 2024’te, kaçıp sığındığı ABD’de öldü. Ardında milyar dolarlık mal varlığı bıraktığı söyleniyor. Şimdi onu destekleyen, kullanan ABD’nin ve ardıllarının ne yapacağı merak ediliyor.

Yaklaşık 50 yıldır devleti ele geçirmeye çalışan, milletvekilleri, valisi, gazeteleri, fabrikaları, hastaneleri, bankaları, okulları olmuş, dünyanın çeşitli yerlerinde varlığını sürdüren kanlı, sinsi bir örgüt. Bu örgüt amacına ulaşmak için 15 Temmuz 2016’da yaptığı darbe girişimiyle 300’den fazla insanın ölümüne yol açtı, TBMM’yi bombaladı.

DAVA KAPATILDI

Biraz geriye gidelim. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı, Fethullah Gülen hakkında anayasal düzeni değiştirmeye çalıştığı gerekçesiyle 19 Mart 1999’da soruşturma açtı. İki gün sonra 21 Mart 1999’da sağlık sorunları gerekçesiyle ülkeden kaçtı. ABD’ye sığındı, örgütü oradan yönetti. Türkiye’den ziyaret için kapısını aşındıranlar oldu.
2001’de “laik devlet yapısı değiştirilerek yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak” gerekçesiyle Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Ancak bu dava önce uzun süre ertelendi, 2007’de “suçun oluşmadığı ve kanıt yetersizliği nedeniyle Fethullah Gülen aklandı. 2008’de de Yargıtay Genel Kurulu bu kararı oybirliğiyle onadı. Soruşturma ve dava açanların, klasörlerce kanıt toplayanların başına gelmedik kalmadı.
Karşıdevrim anlayışıyla açılan askeri casusluk, Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davalarlarla onca insan zarara uğratıldı, yaşamını yitirenler oldu.

ARAŞTIRILMASI ENGELLENDİ

Birçok kişinin, kuruluşun Fethullah Gülen’i ve örgütünü övdüğü, alkışladığı bir dönemde, 15 Mart 2003’te 72 milletvekilinin TBMM Başkanlığı’na verdiği meclis araştırma önergesi reddedildi. Reddedilen önergede örgüte bağlı o zamanki 500 okul ve 10 bin öğretmenin anayasaya ve Milli Eğitim Temel Yasası’na uyup uymadıklarının, bu öğretmenlere, okullara nasıl kaynak bulduklarının araştırılması istendi. Ancak örgütle içli dışlı olan AKP oylarıyla önerge gündeme alınmadı.
Yine AKP iktidarı 2003’te parasını devletin ödemesi kaydıyla 10 bin öğrenciye başta Fethullah Gülen’in okulları olmak üzere özel okullarda okutmak için yasa önerisi verdi. Bu öneri CHP’nin ve o zamanki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in karşı durmasıyla önlendi. Zamanın AKP milli eğitim bakanı 25.05.2005’te İskenderun’da, başka yerlerde Fethullah Gülen’e bağlı okulların açılışını yaptı. Örgüt üniversite için yapılan sınav sorularını çaldı, hakkı yenen gençler yerine kendi militanlarını yerleştirdi.
15 Temmuz 2016’dan sonra başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere kimi çevrelerin FETÖ ile ilgili söylemleri değişti. Dostluk söylemi yerine “kanlı örgüt, hain kişi” denmeye başlandı. Bizim okullarla ilgili verdiğimiz önerge akıllarına geldi ancak iş işten geçmişti.

FETÖ YERİNE BAŞKA TARİKATLAR

Örgüt ve elebaşısı önce korundu, desteklendi. Zamanında açılan dava, TBMM Başkanlığı’na verilen araştırma önergesi engellenmeseydi önlem alınır, tüm bu acılar yaşanmayabilirdi.
Bugün, “Kanlı örgütle bundan sonra da mücadele edilecektir” diyenler, başka cemaat ve tarikatlarla işbirliği yapmaktadırlar. 
Anayasaya, Öğretim Birliği ve Milli Eğitim Temel Yasası’na aykırı olarak öğretim birliğine dayalı laik ve bilimsel eğitim adım adım dinselleştirildi. Kalabalık sınıflarla, ikili öğretimle çocuklar bahçesiz okullarda dershane bulamazken yeni açılan okullarda mescit açılması zorunlu tutuldu. Eğitime, bilime aykırı ÇEDES tasarımıyla okullarda imam ve din görevlilerine ders verdirildi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bunlarla anlaşmayı sürdüreceklerini söylüyor.
Bu yüzden bir yandan tarikatlarla protokoller imzalayıp öte yandan Fethullah Gülen ölünce örgütüyle aralıksız uğraşacağız sözleri inandırıcı olmuyor. Geçmişten ders almayanlar yeni yanlışlara düşmekten kurtulamaz
This entry was posted in DİN-İNANÇ, İrtica, ŞERİAT - İRTİCA - KARANLIĞIN AYAK SESLERİ, SİYASAL İSLAM, TARİKAT VE CEMAATLAR, YOBAZLIK - GERİCİLİK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *