Atatürk’ü anlayabilmek * Osmanlı’nın çöküşü sonrası işgal altındaki topraklarda yeni bir ulus yaratan Atatürk, köhnemiş bir yapıyı akıl ve bilim ışığında yeniden inşa etmiştir.

Atatürk’ü anlayabilmek

CUMHURİYET – HAMZA KİE
EĞİTİMCİ YAZAR – 12 Kasım 2024

Atatürk, yalnızca bir milletin kaderini değiştirmekle kalmamış, evrensel ilerlemenin simgesi olmuştur. Atatürk’ü anlamak, yalnızca tarihi başarılarını hatırlamak değil, bu zaferlerin ardındaki zihinsel dönüşümü kavramaktır. Hem savaş meydanlarındaki zaferleri hem de bir milletin modernleşmesi için verdiği mücadele, onu diğer liderlerden farklı kılmaktadır. “Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir!” sözü, bugün ve geleceğimiz için bir ilkedir.

Osmanlı’nın çöküşü sonrası işgal altındaki topraklarda yeni bir ulus yaratan Atatürk, köhnemiş bir yapıyı akıl ve bilim ışığında yeniden inşa etmiştir. Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim şekli değil, halkı ve bireysel özgürlüğü önceleyen bir anlayışın simgesidir. Atatürk’ün “İlelebet payidar kalacaktır!” sözü, Cumhuriyetin kalıcılığını vurgular.
Atatürk modernleşmeyi bir araç değil, sürekli değişimin bir unsuru olarak görmüştür. Atatürk’ün devrimlerinin sürekliliğini sağlayan, toplumun gereksinimlerini doğru analiz etmesiydi. Hilafetin kaldırılması, kadın hakları, harf devrimi ve laiklik ilkelerinin anayasal temele dayandırılması, onun ileri görüşlülüğünün örnekleridir.
Atatürk, bağımsızlık mücadelesini yalnızca işgalcilere karşı değil, geri kalmışlık, dogmalar ve toplumsal bölünmüşlüğe karşı da vermiştir. Bu mücadele, yalnızca askeri zafer değil, toplumun her katmanını yeniden şekillendiren bir kültürel devrimdir.
DEVRİMLERİNİN AMACI
Atatürk’ün “Hâkimiyet, kayıtsız şartsız milletindir!” sözü, halkın iradesine dayalı bir devlet kurma amacını ifade eder. Bu ilke, Cumhuriyetin temel maddelerinden biri olarak laiklik ilkesini de beraberinde getirmiştir. Laiklik, din ve devlet işlerinin ayrılmasını ve bireysel özgürlüklerin güvencesi olmayı amaçlar.
Cumhuriyetin ilanı ile devrimler, toplumu her alanda dönüştürmeyi amaçlamıştır. Eğitimden hukuka, ekonomiden kültüre kadar yapılan reformlar, ulusun çağdaş uygarlığa ulaşması için atılmış önemli adımlardır. Harf devrimi, halkın okuryazarlığını artırmış; kadınlara verilen haklar, toplumsal yaşamda daha etkin bir rol oynamalarını sağlamıştır. Atatürk, Türk kadınına sadece eşitlik değil, toplumsal yaşamın güçlü bir parçası olma vizyonu sunmuştur.
Her geçen gün, Atatürk’ün devrimlerinin öneminin ve kalıcılığının daha fazla farkına varılmaktadır. Bu, onun birleştirici gücünün ve ilerlemeci vizyonunun canlı bir göstergesidir. Gelecek nesillere Atatürk’ü anlatmak, devrimlerini aktarmak ve Türkiye’nin çağdaş uygarlık yolundaki ilerleyişini sürdürmek en büyük sorumluluğumuzdur.
BİZE KALAN MİRAS
Atatürk’ün düşünsel mirası, bugünün çözüm yollarını sunan evrensel ilkeler bütünüdür. Çağdaşlık vizyonu, ayrılıkları ortadan kaldırmayı ve özgürlük anlayışını güçlendirmeyi amaçlar. Atatürk’ü anlamak, onun açtığı Aydınlanma yolunda ilerlemek, ilkelere sadık kalmak ve akıl ile bilimin rehberliğini kabul etmektir.
Atatürk, tüm dünya milletlerine örnek bir lider olarak ulusuna ve insanlığa bir mesaj bırakmıştır: Ulusal özgürlük, bireysel özgürlük ve toplumsal adalet, bir toplumun ayakta kalabilmesi için vazgeçilmez temellerdir. Türkiye Cumhuriyeti, bu temeller üzerinde yükselmiş ve ancak bu değerlere sahip çıkıldıkça güçlenmeye devam edecektir.
Atatürk’ün devrimleriyle şekillenen Türkiye Cumhuriyeti, yalnızca geçmişin değil, aydınlık bir geleceğin de teminatıdır. “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” sözü, onun milletine duyduğu güvenin özlü bir ifadesidir.
Bugün Türkiye’yi bağımsız ve çağdaş bir ülke olarak ayakta tutan temel değerler, tüm bu ilkelerdir. Zorluklara ve karşıtlıklara rağmen bu ilkeler, milletin yol göstericisi olmaya devam edecektir. Cumhuriyeti yaşatmak, her yurttaşın kendine ve geleceğe karşı sorumluluğudur. Atatürk’ü anmak ve ona layık yaşamak için akıl, bilim, sanat ve laik Cumhuriyet yolundan sapmadan çalışmalıyız. En büyük sorumluluğumuz, onu minnetle anmak, mirasına sahip çıkmak ve Cumhuriyeti geleceğe taşımaktır. Bugün ve yarın, Atatürk’ün çağdaş Türkiye’sine sahip çıkarak, onu anlayarak daha bilinçli çalışmalı, onun izinden sapmadan ilerlemeliyiz. Çünkü Atatürk, bir sembol değil, bir değerdir.
This entry was posted in ATATURK, CUMHURİYET - DEMOKRASİ - ÇAĞDAŞLIK, DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *