DÖNEKLER ÖNCE ÖVDÜLER ŞİMDİ İSE LANET OKUYORLAR!


Halk Tv haberine göre :

15 Temmuz 1016 darbe kalkışması elebaşısı olarak tespit edilen Fetullah Gülen 83 yaşında ABD’de ölmüş. Ölüm haberinin duyulması ardından Gülen’e lanetler(*) yağdıranlar (bir zamanlar) en çok övenler arasından çıkmış!

Övgücüleri arasında Ömer Çelik, Hakan Fidan, Vedat Işıkhan, Numan Kurtulmuş, Bekir Bozdağ gibi AKP’liler ile Mustafa Destici ve Nagihan Alçı geliyormuş.


Bekir Bozdağ:
“Terörist başının ölümü, Türkiye’nin FETÖ ile mücadelesini asla zaafa uğratmayacaktır” demiş.
Ancak R.T.Erdoğan’ın, başbakanlığı döneminde Gülen’e yaptığı “Bu hasret bitsin” çağrısı ardından dönemin Başbakan Yardımcısı Bozdağ da “Arzumuz bu hasreti bitirip gelmesidir” diye Gülen’e çağrıda bulunmuş.
2011 yılında TBMM’deki konuşmasında ises “Fetullah Gülen bu ülkenin yetiştirmiş olduğu değerli bir kıymettir…. Bu ülkenin milli ve manevi değerlerine bağlı nesillerin yetişmesi için hizmet yapıyor. Her şeyi de açık, devletin denetimi, gözetimi altında açık, her şeyi göz önünde.” sözleriyle övmüş ha övmüş.

Numan Kurtulmuş:
Gülen ölümü üzerine ” Ömür boyu hapiste çürüsün istedik” demiş.
Ancak önceden ettiği ” Hocaefendi’nin yerinde olsam Türkiye’ye gelirdim. Türkiye’de yetkili bir yerde olsam gelmelerini temin ederdim. Eğer, eğitimin çok üstünde siyasi faaliyetler şeklinde dönüştürmek istiyorlarsa da buyursunlar gelsinler, partilerini kursunlar.” lafları da vaki.

Hüseyin Çelik:
Fethullahçı yapının yargıda güçlendiğine dair haberlerle ve FETÖ hakkındaki eleştirilere,
“ Cemaat devleti ele geçirmiş, devlete sızmış, bunlar kargaları güldürür” diyerek yanıtlamış.
Öte yandan 2014 yerel seçimler öncesinde ” İster adına ‘hizmet cemaati’ deyin, ister ‘Fethullah Gülen Hoca Efendi’ye gönül vermiş insanların oluşturduğu sivil toplum hareketi’ deyin. Bizim bu insanlarla bir derdimiz olamaz” ifadelerini kullanmış.

Bülent Arınç:
Yolsuzluk, rüşvet operasyonlardan(17-25 Aralık 2013) birkaç ay önce ” Hocaefendi bana göre siyaset üstü bir insan. Bir partinin dar kalıpları içinde, ya da hükümetin her yaptığına ‘aferin’ diyecek bir düşüncede görmemek lazım. Türkiye ve dünyayı yakından takip ediyor… pek çok şeyi daha objektif ve yukarıdan bakarak…”demiş.
2013’ün Mayıs ayında ise ABD’de Fethullah Gülen’le görüşmeye gitmeden önce Erdoğan ile yaptığı görüşmede de “Sayın Başbakanımıza da gitmeden önce konuyu açtım. İzin verir misiniz dedim. Çok memnun oldu. Bizden bir emelleri olur mu? Bir tavsiyeleri olur mu, onu da öğren dedi. Farkında olmadığımız herhangi bir yanlışımız olursa, bu konuda da bizi aydınlatmasını rica etti” sözleriyle böbürlenerek anlatmış.

Binali Yıldırım:
2013 yılında Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’nın İzmir etkinliğinde Gülen’i ” Dünyada her kim sevgiye muhtaç. O’nun hayatını anlat bilsin ki ilaç. Aç herkese aç sineni aç, onun gibi ilaç’ diyen Fethullah Gülen hoca efendinin dilidir” sözleriyle övmüş.

Fatma Şahin:
Gaziantep’deki 10. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları etkinliğinde “Bugün bu yapılan çalışmada büyük bir emek, büyük bir vefa, büyük bir cefa, büyük bir fedakarlık, büyük bir azim ve büyük bir kararlılık var. Bir idealin nasıl bir zafere dönüştüğünün göstergesi, bir ilim ordusunun nasıl başardığının işareti… Bu başarının baş mimarı Fethullah Gülen abimizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.” demiş.

Ahmet Davutoğlu:
Aynı etkinlikte Gülen’i ” Bu faaliyetleri yapan, bu faaliyetlere katkıda bulunan, başta ‘Muhterem Hocaefendi’ olmak üzere tüm öncülere de selam olsun” diyerek selamlamış.

Süleyman Soylu:
2011 yılında Fetullah cemaatinin faaliyetlerinin askıya alınmasını isteyen, MHP lideri Devlet Bahçeli ve CHP’li İsa Gök’e karşı ” Hakkında bütün dünyanın övgüler düzdüğü, aslında bütün memleketimizin minnettar olması lazım gelen bir anlayışa çirkin bir saldırıya muhatap olmamak lazım…. Allah rızası için bu ülkenin her noktasına…. Afrika’dan Asya’ya kadar Balkanlara kadar Amerika’ya kadar her noktada bu milletin temel değerlerini dünyayla birleştirmeye çalışan bir anlayışa şiddetle saldırıyorlar…. milliyetçilik adına, bu ülkenin geleceği adına kabul etmem mümkün değildir.” sözleriyle Gülen’i savunmuş.

Mustafa Destici:
Geçmişte “Net olarak şunu da söyleyeyim tabi ki ben Hizmet hareketini bir terör örgütü olarak görmüyorum. Bunu daha önce de söyledim hele ki silahlı terör örgütü. O zaman ortada silahların olması lazım, örgüt üyelerinin olması lazım, militanların olması lazım” sözleriyle savunmuş.

Nagehan Alçı:
Gülen’in ölümüyle ilgili “ FETÖ tabirini ilk kullananlardan biri olarak….… Fethullah Gülen bu ülkenin gerçek bir hukuk devleti olmasını engelledi, adalete ve demokrasiye dair umudu olan milyonların geleceğini çaldı.” demiş.
Geçmişteki Tv programında ise, “Fetullah Gülen hareketi ile AK Parti taraf değiller birbirlerine alternatif de değiller. Birbirlerinin kader arkadaşı, güç birliği yaptılar. … Milyonların gönlüne taht kurmuş bir ismin kendi vatanından uzak olmasını anlamsız buluyorum. Bence Fettullah hocanın hala Amerika’da olması kendi vatanından uzak kalması Türkiye’ye zarar veriyor. Dönerse Türkiye’ye Ergenekon mücadelesinin altını boşaltmak isteyenlere iyi bir cevap olur.” sözleriyle FETÖ’ye sahip çıkmış.

KİMDİR BU FETULLAH GÜLEN?
Soğuk savaş günleri… Türkiye hedef seçilir. 1952’de NATO’ya girildikten sonra adım adım ilerlenir. Hem devlet içinde hem dışında Gladyo örgütlenmeye başlar. . F. Gülen Erzurum örgütünün kurucularından olduğu Komünizmle Mücadele Derneği’dir.
ABD’nin hedefindeki Orta Asya’da CIA’nın “Yeşil Kuşak” projesi devreye sokulur. SSCB’nin dağılma sürecinde burada FETÖ aktif rol oynar.
Yugoslavya’nın parçalanması süreci ardından FETÖ Balkanları mesken seçer.
Çin-ABD rekabetinde Afrika’da ortaya çıkar ve önemli bir rolü vardır.
Irak’ın bölünme sürecinde FETÖ Irak’ın kuzeyindedir.
Etkili olduğu Asya’da ipleri ABD’nin elindedir.
Kullanışlı araç olan FETÖ, CIA’nın projelerinde üstün başarı gösterir.
Özetle: Fetullah Gülen ve örgütü hep ABD’nin beyzbol sopası olan NATO hizmet etti.
(BU YAZI DERLEMEDİR)
(*) Lanet (Arapça: Tanrının sevgi ve ilgisinden yoksun olma, beddua. Lanetleme Tanrı tarafından olursa “dünyada iyilik ve hidayetten, âhirette lütuf ve merhametten mahrum bırakma”, insan tarafından olursa “küfür, sövme, hakaret, beddua” anlamına gelir.

Mehmet BOZ
This entry was posted in Fetullah Gülen. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *