AKIL FİKİR YAZILARI * “İdeolojisi olmayan insanın içi saman gibidir”.


“İdeolojisi olmayan insanın içi saman gibidir”.

Buna karşılık, ideolojiye sahip insanın içi de bazen çamur ve bataklığa dönüşmüş olabilir. İdeolojiler topluma belli bir yön vermeyi amaçlayan fikir kalıplarıdır, faşizm, komünizm, kapitalizm gibi. Dinleri de kutsallaştırılmış, Tanrı inancı ile yoğrulmuş ideolojiler olarak görebiliriz. “Siyasal İslam, inancın bir yorumunu devlet olanaklarıyla, yukarıdan aşağıya bütün topluma giydirmek isteyen ideolojidir.” İslam ideolojisinin bazı kesimleri çok olumsuz şekilde etkilediğini, IŞİD, El Nusra, Taliban gibi cinayet şebekelerinin, canlı bombaların ortaya çıkması için araç şeklinde kullanılmaya müsait olduğunu görebilmekteyiz.
Aslında, günümüzün bilim ve teknoloji (örneğin internet) çağında eskimiş, dünya gerçeklerinin gerisinde kalmış bir ideolojinin, artık misyonunu tamamlamış, etkisini yitirmiş olması gerekirdi. (Başta Suudi Arabistan) petrol zengini Arap ülkeleri ve onlara silah satan Amerika sayesinde İslam ideolojisi gücünü, etkinliğini sürdürebilmektedir. Ülkemizin kalkınması, gelişmesi, uygarlaşması için en uygun ideoloji olan Kemalizm, dincilik karşısında büyük yara almış, özellikle de laik eğitim alanında önemli ölçüde yenilgiye uğratılmıştır.
Çocuklarımızın kafası (üstte sözü edilen samandan çok daha tehlikeli) gerçek dışı dogmalarla, zararlı hurafelerle doldurulmuştur. ÇYDD, ADD gibi öğrencilere burs veren Sivil Toplum Kuruluşları, öncelikle Kemalist öğretmenlerin sayısını arttırmaya yönelik etkinlik ve yardımlarda bulunmalıdır. Muharrem İnce gibi öğretmen kökenli siyasetçiler, ilerici Öğretmen Sendikalarını daha fazla desteklemeli, yakından ilgilenip yol göstermelidir.
Kasım 2018 Erdal Atabek

En idealist tanımıyla laiklik, katı, değişmez dogmaları, dine dayalı inanç ve zihniyet kalıplarını reddetmek, bilimi, özgür düşünceyi özümsemektir. Özgür düşüncenin en üst noktası ise ateizme kadar uzanmaktadır. Toplumların gelişmişlik düzeyine baktığımızda, ateistlik oranı önemli bir kriter (ölçüt) olarak karşımıza çıkmaktadır. İskandinav ülkelerinde nispet %80’e kadar yükselmişken, çoğunluğu Müslüman olan geri kalmış ülkelerde inançsızların oranı %1’le sınırlı kalmaktadır, ki bu düşük değer ülkemizde AKP taraftarları için de geçerlidir diyebiliriz. CHP yöneticileri arasında laiklik ilkesini doğru şekilde kavrayabilmiş gerçek Atatürkçülerin azınlıkta olduğunu olaylar göstermektedir.
Ezanın Arapça okunmasını savunmak, Türkçesini uygun gören milletvekillerini cezalandırmaya kalkmak, CHP’nin temel felsefesine ve Atatürk ilkelerine yapılan en büyük kötülüktür. Fotoğraflarda sıkça Atatürk’ün yanı başında görünen Celal Bayar O’nun fikirlerini anlayamamış, Menderesle beraber irticayı hortlatarak, ezanı Arapçaya çevirterek laikliğe ihanet yolunun siyasal islamdaki önemli adımlarını atmıştı. O yol ülkemizi “din devleti” olma aşamasına getirmiş, İslam aleminin içinde bulunduğu karanlığa, bataklığa kadar sürüklemiştir.
Üstteki yazısında Erdal Atabek siyasal dincilerden kurtulmamız için yol göstermekte ve laik, çağdaş eğitim için çareler önermektedir. Şimdiki yönetim kadrosuyla CHP’nin kurtuluş çaresi olamayacağı gittikçe daha iyi anlaşılmaktadır. Gerçek Atatürkçüleri cezalandırmak yerine onlara yetki ve görev verilmesi, partiyi mevcut şartlarda tek kurtuluş çaresi olarak (benim gibi) görenlerin umutlanmasını, destek ve yardımlarının artmasını sağlayacaktır. Ülkemizin kurtulması, CHP’nin kurtarılmasına bağlıdır.
Dincilerin en çok da eğitim sisteminde yaptığı tahribat yüzünden halkımızın, özellikle de çocuklarımızın çok büyük bir kısmı vaktini ve enerjisini boşuna harcayıp doğru şekilde değerlendirememektedir. İslam aleminin derin gaflet uykusundan uyandırılması nasıl, ne zaman mümkün olabilecektir acaba? Bilim insanlarının dünya gerçeklerini cahil ve geri bırakılmış toplumlara anlatmakta daha başarılı olabilmeleri için neler yapılmalıdır?
25.11.2018 Kemal Rastgeldi

İslamofobi ve İslamofaşizm​

Yaklaşık 35 yıl İsveç’te yaşayarak Telefon Şirketi Ericsson’da mühendis olarak çalıştığım için Avrupa’daki Müslümanların durumunu yakından izleyebilmiştim. Batı kültürü ile uyum sağlamakta en çok zorlanan dinin İslamiyet olduğunu rahatça söyleyebiliriz.
Örneğin, Hollandada Parlementer Geert Wilders, Fransada yılların siyasetçisi Marie Le Pen hem yoğun (istila benzeri) göçler, hem de kontrolsüz yüksek doğurganlık nedeniyle Avrupa kültürünün, sosyal yaşantı ve uygarlık düzeninin tehdit ve tehlike altında bulunduğu konusunda sürekli uyarılarda bulunmaktadır. Ülkemizde siyasal islamın kaderimizi tek başına (ve “tek adamla”)belirleyecek ölçüde ne denli güçlenip yaygınlaştığı son seçimde bir kez daha görülmüştür. İslamofaşizm, yüce Atatürk’e rağmen, Türkiyeyi teslim alabilmiştir.
Kurtulmanın tek çaresi, başta CHP olmak üzere, yurtsever ve yürekli aydınlarımızın gerekli önlemleri almakta, (kör)inançla kandırılan halkımızı bilinçlendirmekte daha fazla gecikmemeleridir.
4.06.2023 Kemal Rastgeldi
This entry was posted in AKIL FİKİR YAZILARI, DİN-İNANÇ, İrtica, SİYASAL İSLAM, YOBAZLIK - GERİCİLİK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *