İRTİCA VE YOBAZLIK – Bağnazlıktan da öte!

Bağnazlıktan da öte!

CUMHURİYET – Adnan Binyazar – 02 Ağustos 2024 Cuma

Kocaeli Derince Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri, Sosyal Bilimler Festivali Sosyalfest’te BIN (Beni İyileştiren Nesil) projesiyle Türkiye üçüncüsü oldu.
Öğrencilerin kaymakamlığa yaptığı ziyaretten sonra Derince İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün resmi sosyal medyasında paylaştığı fotoğraflarda kız öğrencilerin yüzlerinin karartıldığı görülüyor.
Gazetelerin tepkisinin ardından Derince İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü görseli resmi sayfasından kaldırmasına karşın herhangi bir açıklama yapmaya bile gerek duymamış.
KADINLARA YAPILANLAR 
Önce saçları gizlendi, sonra kara çarşaflara büründürüldü, yetmedi, siyahlıklarıyla balina yavrularını andıran çaputlar giydirildi. Toplumda kadını bu durumlara sokan bir kesim politikacı, onları dini bütün sayıp ödüllendiriyor.
Oysa o kocalar bilim, sanat, edebiyat, eğitimle ilgili birkaç kitap okumuş olsaydı kadınların mutluluk saçan yüzlerini karartacağına aydınlatır, bağnazlıklardan öte tutumlardan kaçınırdı.
KADIN-ERKEK SARGINLIĞI
Uygarlık kadın-erkek sargınlığı üzerine kurulmuştur. Gelişmiş ülkelerin çoğunda cumhurbaşkanı, başbakan, toplumsal düzeneği kuran, düşünce-bilgi-sanatla donanan kadındır.
Üniversitelerin çoğunda, kadın-erkek öğretim üyesi eşittir. Fabrikalarda, tarlalarda da öyle değil mi? Araç sürmede bile neredeyse kadın-erkek sayısı eşitlenecek.
Oralarda bu eşitlik sağlandığına göre, neden erkeklerin çıplak denecek düzeyde giyinmesine bir şey denmezken kadınlar çul çaput arasında soluk almaz duruma sokuluyor.
İnsan onurunu hiçe sayan bir adaletsizlik değil midir bu!
Kadın, Nâzım Hikmet’in deyimiyle, “korkunç ve mübarek elleri,/ ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamız, avradımız, yârimiz” kadınlar ne zaman koca baskından kurtulup gerçek anlamda özgürlüğüne kavuşacak? Her ay onlarca kadını canından etmenin önü ne zaman alınacak?
EĞİTİM YOKSUNLUĞU
Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin eğitimi devrimini şu sözüyle başlatmıştır:
“Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder.” 
Eğitimsel körelmenin nelere yol açtığını da 30 Ağustos 1925 yılında Kastamonu’da yaptığı bir konuşmada açıklıyor:
“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir ki bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?”
Platon da eğitim yoksunluğunun toplumu nasıl ilkeleştirdiğini binlerce yıl önce söylemiş:
“Demokrasi, eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler ürer.”  
Eğitimi yozlaştıranlar, Platon’la Atatürk’ün sözleri üzerinde düşünmelidir.
This entry was posted in DİN-İNANÇ, İrtica, ŞERİAT - İRTİCA - KARANLIĞIN AYAK SESLERİ, SİYASAL İSLAM, YOBAZLIK - GERİCİLİK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *