DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ARAP EMPERYALİZMİNİN TÜRKİYE GÖREVLİSİDİR * EN KISA ZAMANDA GÖREVDEN ALINMALI VE HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMALIDIR…

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş LAİK DEMOKRATİK CUMHURİYETE, ATATÜRK’E VE AYDINLANMA DEVRİMLERİNE DÜŞMAN BİR ARAP MİLLİYETÇİSİDİR. BU NEDENLE TOPLUMA ARAP KÜLTÜRÜNÜ VE İSLAM DEVLETİ OLUŞUMUNU DAYATMAKTADIR. ALİ ERBAŞ ARAP EMPERYALİZMİNİN BİR TEMSİLCİSİDİR. BU NEDENLE EĞİTİM SİSTEMİNİ BİR İSLAM DEVLETİNE UYGUN ŞEKİLDE DEĞİŞTİRMEYE, TÜRKİYE’Yİ ÇAĞDAŞ DÜNYADAN, AKILDAN VE BİLİMDEN KOPARTARAK ARAP CAHİLİYESİNE TAŞIMAYA ÇALIŞAN BİR GÖREVLİDİR. TÜM MUHALEFET PARTİLERİ, ERBAŞ’IN GÖREVDEN ALINMASINI SAĞLAMALI VE HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMALIDIR.
Naci Kaptan

Diyanet İşleri Başkanımız şaşırmıştır. AKP laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğu T.C. Anayasa mahkemesince saptanmıştır. Ancak oylamada bir oyla kapatılmaktan nasıl kurtarıldığı dahi belli değildir. O oyları veren T.C. Anayasa Mahkemesi üyelerinden biri de Atatürk’ün Okulu Harp Okulundan mezundur. Sonradan Hukuk bitirmiştir. Dz. K.K hâkim subaylığına nasip edilmiştir. AKP ondan sonra DİB nin artan laiklik karşıtı faaliyetleri ile laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmuş hatta yumağı dahi olmuştur. Laiklik karşıtı eylem demek Sünni Müslümanların dışında kalan tüm Müslümanların ve tüm gayri Müslimlerin yaşam hukukuna saygısızlık demektir. Bu durak iyi bir durak değildir. Deniliyor ki:
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ARAP EMPERYALİZMİNİN TÜRKİYE GÖREVLİSİDİR *
EN KISA ZAMANDA BAŞKANLIKTAN ALINMALIDIR…
El hak doğrudur. Sayın Cumhurbaşkanı Laikliğe bağlı kalacağına yemin ettiyse ve bunun da sorumlusu ortada iken, bu sorumluyu hala görevden almıyorsa işte bu durum ettiği yeminine, Anayasamıza, bağımsızlığımıza aykırı bir durumdur. Bu durumun sürgit sürdürülmesi asla mümkün değildir. Hiç vakit kaybetmeksizin bu kişi bu görevden ayrılmalı veya alınmalıdır.
Op. Dr. Aytekin Ertuğrul
(E ) Dz Tbp Kd. Alb.
Yakın Tarih Siyaseti Yazarı
Türk Milletinin Bir Ferdi
draertugrul@hotmail.com

İYİ Parti’den erken seçim çıkışı
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a
istifa çağrısı

ANKA – 31 Ağustos 2024

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, muhalefete seslenerek, “Erken seçim istiyorsanız, bu hemen gerçekleştirilmesi gereken bir talebe dönüştürülmelidir” dedi. Dervişoğlu, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaşı da istifaya davet etti.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin olağanüstü kurultayın milletvekili olduğu İzmir’e ilk ziyaretini gerçekleştirdi.
ERBAŞ’A İSTİFA ÇAĞRISI
30 Ağustos’ta okunan Cuma hutbesinde Atatürk’ün adının anılmamasına tepki gösteren Dervişoğlu, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı istifaya davet ederek, şu ifadeleri kullandı:
”Dün 30 Ağustos kutlamaları vardı. Bazı zaferler vardır ki unutulmazlar. Ağustos ayı Türklerin zafer ayıdır. Konuyla ilgili yapılan konuşmalar, gerçekleştirilen bazı törenlerde tarih şuurundan yoksun bazı çevrelerin yarın ne olacağını kestiremedikleri kelamları ettiklerine şahit oluyoruz. Görüyor ve müşaade ediyoruz ki 30 Ağustos’u kutlarken Cuma Hutbesi’nde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adı zikredilmedi. Diyanet işleri Başkanı maalesef ki bu olumsuz tavrını sürdürmeye devam diyor. Atatürk’ün kurduğu kurumun başında bulunan bu zat eğer Atatürk’e bir Fatiha’yı çok görüyorsa derhâl o koltuğu terk etmek zorundadır. Diyanet İşleri Başkanı’nı ve arkasındakileri derhal istifaya davet ediyorum.”

DİYANETİN ATATÜRK ALLERJİSİ

Nazım Peker – Eğitimci yazar
Türklük kader, din tercihtir, seçimdir.”
Gündem yine DİB ve DİB’in hazırladığı Atatürksüz Cuma (30.Ağustos.2024) hutbesi.
DİB ve mevcut başkan Atatürk’ten neden bu kadar rahatsızlar.
Eski yıllarda her imam, kendi Cuma hutbesini kendisi hazırlar ve okurdu. Camilerde birlik, hutbelerde düzen diye şimdilerde Cuma hutbeleri DİB’ten hazırlanıp, Türkiye’deki bütün imamlara gönderiliyor.
Bazı imamlar, bu hutbelere namaz saatine kadar hiç bakmıyorlar. Kimileri de telefondan okuyorlar.
    Diyanetin hazırladığı bugünkü hutbeyi okuduğumda her yıl olduğu gibi yine zaferlerden söz ediliyor ama… Bu zaferleri Türk Milletinin kazandığı yine söylenmiyor. Hutbedeki imamın ağzından yine Türk kelimesi çıkmayacak. 30 Ağustos’ta okunan son hutbede yine Atatürk’ün, yine Alparslan’ın adı anılmayacak… İstiklâl marşımızın sözleri söylenirken, şairi Mehmet Akif’in adı yine anılmayacak.
Malazgirt ve Büyük taarruz zaferlerine komuta eden komutanların, bu zaferleri kazanan milletin adı yine söylenmeyecek, yine anılmayacak… Peki bu isimler hutbede niye, niçin, neden yok.!?
                 Ey Diyanet! Türk kelimesinden neden bu kadar rahatsızlık duyuyorsunuz, neden huzursuzsunuz?
Tanrı göstermesin, ülke işgal edilse, işgal güçleri de Türk ve Atatürk kelimelerinin anılmasına izin vermezdi.
Bakın efendiler, beyler.!!
Milliyetçilik dinsizlik olmadığı gibi, Müslümanlık da Arap’cılık demek değildir… Kendinize gelin diyeceğim ama siz bilinçli olarak yapıyorsunuz sanırım. 
Bakın efendiler!
Hucurat süresinin 13. Ayetini okumanızı özellikle tavsiye ederim. Mealen ne diyor yüce Tanrı: “Ben sizi bir erkek ve bir dişiden yarattım. Sorulduğunda söyleyesiniz diye kavimlere(ırklara) ayırdım. Acemin araba, Arabın Aceme üstünlüğü yoktur. Üstünlük takvadadır.”
Ayrıca kişi kavmini sevmekle kınanamaz der yüce İslam.
Sorarım sizlere Atatürk size ne yaptı? Hangi büyük hata ve kusur etti de Atatürk’ü anmaktan kaçınırsınız?
Siz din insanları ki, Atatürk DİB’i kurup sizlere bir statü vermişken, maaşa bağlayıp geçiminizi garanti altına almışken.
DİB’ten önceki halinizi hatırlar mısınız?
Köy muhtarının, köy ağasının ağzının içine bakardınız; üç beş koyun keçi, üç beş teneke buğday versin diye.
Sorarım bu nankörlük niye?
Sahi neden bu asil millete ve Atatürk’e şaşısınız?
Neden bu asil milletin camilerinde Türk ve Atatürk kelimesi yasaklı?
Lütfen kendinize gelin. Irkçılık yapmayın lakin bu asil milleti ve onun değerlerini de en azından sayın sevmeseniz bile.
Bu milletin ekmeğini ye, suyunu iç, ödediği vergilerinden maaşını al, tahsis edilen lojmanında otur, kullandığın doğalgaza, elektriğe, suya para ödeme, zırhlı Mercedes’ine bin ama ona ve değerlerine düşmanlıktan da vaz geçme.
Siz hangi milletin, hangi devletin din insanlarısınız?
Altı yıl Almanya’da öğretmenlik yaptım. Tanıdığım dört papazda Alman milliyetçisi idi.
Siz bu asil milletten neden bu kadar kopuksunuz? Atatürk size statü vermekten, düşmanları denize dökmekten, dinde yeri olmayan (Rum:33 ve Enam: 159’ayetleri okumanızı öneririm.) Tekke ve zaviyeleri kapatmaktan, merhum Elmalılı M. Yazır’a Kur’an meali yaptırmaktan başka ne kusur eyledi, söyler misiniz?
Ne mutlu Türküm diyene!..
This entry was posted in DİN-İNANÇ, İrtica, ŞERİAT - İRTİCA - KARANLIĞIN AYAK SESLERİ, SİYASAL İSLAM, TARİKAT VE CEMAATLAR, YOBAZLIK - GERİCİLİK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *