Oligarşi ve tarikatlar

Oligarşi ve tarikatlar

CUMHURİYET – Emre Kongar – 08.02.2024

Siyaset, bir ülkenin ya da toplumun güvenliğini sağlamak ve üretimini paylaştırmak kararlarını verecek olan yöneticileri belirleme ve denetleme etkinliğidir.
Siyaseti, yani kimlerin iktidar olacağını belirleme ve denetleme yöntemi, bir ülkenin ya da toplumun üretim biçimine bağlıdır:
İşte Oligarşi, insanlığın farklı üretim biçimlerindeki farklı dönemlerinde şöyle oluşur:
Toplayıcı-Avcı dönem: Sadece aile ve aşiret; reis kaba kuvvetle yönetir.
Din-Tarım dönemi: Asiller (krallar, sultanlar) ve din adamları, tarikatlar; hem inançlara hem geleneklere hem de kaba kuvvete dayanarak yönetirler.
Endüstriyel-Kentsel dönem: Seçimle iktidara gelenler, başkanlar, başbakanlar; kendi aileleri ve kendi küçük grupları adına toplumu sömürmeleri doğal ve normal olmadığı için, halkı mutlaka aldatarak ve/veya baskı altına alarak yönetirler.

Oligarşi terimi, Endüstriyel-Kentsel dönemlerde, sandıktan çıkan yöneticilerin, halkın çıkarlarını değil, kendi küçük gruplarının menfaatlerini düşündükleri ve bunları beslemek için, Demokratik rejimi yozlaştırarak bütün toplumu sömürdükleri olumsuz bir rejimi belirtir.
Bu Oligarşik rejim, genellikle Demokrasi görünümü altında, sadece sözde özgür ama özde baskı altındaki bir seçim mekanizması ile halka yutturulur ve bu rejimdeki Oligarşi şu gruplardan meydana gelir:
1) İktidara ortak olan siyasal partilerin merkez ve taşra örgütlerinin yöneticileri ve milletvekilleri.
2) İktidarla iç içe geçmiş olan ayrıcalıklı sermaye grupları.
3) Devlet yerine iktidarla özdeşleşen, üst düzey sivil, asker bürokratlar, yargı mensupları.
4) İktidarı desteklemek uğruna mukaddes din değerlerini siyasal olarak saptıran din adamları, iktidara destek veren din örgütleri, mezhepler, tarikatlar ve bunların dernekler, vakıflar görünümündeki uzantıları.
5) İktidara destek veren örgütlü suç çeteleri.

Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyeti kurduğunda Demokratik Rejimi hedeflediği için…
Türkiye Cumhuriyeti’nin, baskıcı bir din devletini savunanlar elinde bir Oligarşiye dönüşmesini önlemek amacıyla:
Otoriter bir yapıya sahip olan ve otoriter bir rejimi savunan tarikatları yasaklamış.
Ve inançlar üzerinden her türlü baskıyı engellemek için de laikliği Anayasal bir ilke haline getirmiştir.
Dolayısıyla laikliği savunurken Demokratik bir Cumhuriyetin, otoriter bir yapıya sahip olan ve otoriterliği savunan tarikatların kucağında gelişemeyeceğini de sürekli olarak vurgulamalıyız!
This entry was posted in Uncategorized. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *