İNGİLİZ SEVENLER CEMİYETİ* HAİN SAİT MOLLA’NIN RAHİP FREW’LE YAZIŞMALARI * İNGİLİZ MUHİPLERİ CEMİYETİNİN iki yönü ve iki ayrı niteliği vardı. Biri açık yönü ve usulüne uygun girişimlerle Osmanlı’yı İngiliz boyunduruğuna almak, diğeri ise gizli yönüydü. Asıl faaliyet bu gizli yöndeydi. Osmanlı içinde örgütlenerek isyan ve ihtilâl çıkarmak, millî şuuru felce uğratmak, yabancı müdahalesini kolaylaştırmak.

                     Sait Molla                                                                                                Ajan, sözde Rahip Frew

İNGİLİZ SEVENLER CEMİYETİ

HAİN SAİT MOLLA’NIN RAHİP FREW’LE
YAZIŞMALARI: İHANET BELGELERİ

Naci Kaptan – Güncellendi 21 Ocak 2024

Üzücüdür ki ülkemiz hem Osmanlı, hem de Cumhuriyet döneminde çok hainler görmüş, ihanetler yaşamış ve de halen yaşamaktadır. Ülke yönetimine gelmiş olan özellikle son dönem padişahları ve de Cumhuriyet döneminin siyasetçileri kendilerine teslim edilmiş olan devleti ve ülkeyi zaman zaman yabancıların hakimiyetine teslim ettiler. Bunu sağlamak için ülkenin kurtuluşu ve bağımsızlığı için çalışan vatanseverleri tutukladılar, haklarında idam fermanı çıkardılar. Hatta dönem dönem idam ettiler. İdam edemediklerini karanlık suikastlarla katlettiler.
Aşağıda Padişah Vahdettin’in bile üye olduğu İNGİLİZ MUHİPLERİ CEMİYETİ, günümüz deyişi ile İngiliz sevenler cemiyetinin tarihçesini, bir ihanetin anatomisini  sunuyorum.

Sait Molla (d. 1880, İstanbul – ö. 14 Temmuz 1930, Atina), Osmanlı devlet adamı,
Şûrâ-yı Devlet üyesi, Adalet Bakanlığı Müsteşarı ve İngiliz ajanı.

İngiliz Muhipleri Cemiyeti (İngiliz Dostları Derneği), Sait Molla gibi üyeleri bünyesinde bulundurmuş ve hararetli bir şekilde İngiliz Mandasını savunan mandacı cemiyet. 20 Mayıs 1919’da kuruldu. İngilizlerden para yardımı alan bu cemiyet, Anadolu’da karışıklıklar çıkarmayı ve Kurtuluş Savaşı’nı engellemeyi amaçladı. Kurtuluş Savaşı’na karşı yapılan tüm yıkıcı eylemlerin ve örgütlenmelerin destekleyicisi oldu. İngiliz casusluğu görevini de yürüten Muhipler Cemiyeti üyeleri, İngiliz ajanı Frew’un talimatıyla, İstanbul’un en yoksul semtlerindeki Türk ailelerine her gün çok miktarda et dağıtarak işe başladı. Hürriyet ve İtilaf Fırkası ile iş birliği yapmıştır.
İstanbul’un işgalinden sonra özellikle kentin zenginleri ve ileri gelenleri, mevcut durumlarını muhafaza etmek ve işgalden menfaat sağlamak maksadıyla bu derneğe üye olmuşlardır.
İngiliz ekonomik sermayesiyle güçlenen teşkilat, desteklediği diğer yan kuruluşlarla Anadolu’da oluşan Kuvâ-yı Milliye’yi yok etmeye yönelik hareketini hızlandırdı. Marmara ve Ege bölgelerinde çıkan isyanlar dahil, Konya-Bozkır ayaklanmaları ile Konya Delibaş Mehmet İsyanı hareketinde de büyük rolleri olan cemiyetin yayın organı “İstanbul” gazetesiydi.

Türk millî kuvvetlerin Anadolu’ya hakim olmalarıyla siyaset sahnesinden silindiler.
Atatürk, Nutkunda bu dernek ile ilgili şunları söylemiştir:

Nutuk/1. bölüm/İngiliz Muhipleri Cemiyeti

İstanbul’da çeşitli maksatlarla gizli ve açık olmak üzere kurulmuş, parti veya dernek adı altında birtakım kuruluşlar da vardı.
İstanbul’da önemli sayılabilecek kuruluşlardan biri İngiliz Muhipleri Cemiyeti idi. Bu addan, İngilizlere dost olanların kurduğu bir dernek anlaşılmasın. Bence, bu derneği kuranlar kendi şahıslarını ve kendi çıkarlarını gözetenler ile, kendi çıkarlarının korunma çaresini Lloyd George (Loyt Corc) hükûmeti aracılığı ile İngiliz himâyesini sağlamakta arayanlardır. Bu zavallıların, İngiliz Devleti’nin Osmanlı Devleti’ni bir bütün olarak korumak ve himaye etmek isteğinde olup olamayacağını bir defa olsun dikkate alıp almadıkları, üzerinde düşünülmeye değer.
Bu cemiyete girenlerin başında Osmanlı Padişahı ve Halîfe-i Rûy-i Zemîn unvanını taşıyan Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nâzırı olan Ali Kemal, Âdil ve Mehmet Ali Beyler ile Sait Molla bulunuyordu. Cemiyette Rahip Frew (Fru) gibi İngiliz milletinden misyoner/ casuslar da vardı. Yapılan işlemlerden ve gösterilen faaliyetlerden anlaşıldığına göre, cemiyetin başkanı Rahip Frew idi:
Bu cemiyetin iki yönü ve iki ayrı niteliği vardı. Biri açık yönü ve usulüne uygun teşebbüslerle İngiliz himâyesini sağlama amacına yönelmiş olan niteliği idi. Öteki de gizli yönüydü. Asıl faaliyet bu gizli yöndeydi. Memleket içinde örgütlenerek isyan ve ihtilâl çıkarmak, millî şuuru felce uğratmak, yabancı müdahalesini kolaylaştırmak gibi haince teşebbüsler, derneğin bu gizli kolu tarafından idare edilmekte idi. Sait Molla ‘nın derneğin açıktan yaptığı çalışmalarında olduğu gibi gizli çalışmalarında da ondan daha çok rol oynadığı görülecektir. Bu dernek hakkında söylediklerim, sırası geldikçe yapacağım açıklamalar ve gereğinde göstereceğim belgelerle daha kolay anlaşılacaktır.

Üyeleri
İngiliz rahip, ajan ve misyoner Robert Frew
Osmanlı Padişahı ve Halîfe-i Rûy-i Zemîn unvanını taşıyan Vahdettin,
Damat Ferit Paşa,
Kâmil Paşazade Şevket Bey
Abdullah Cevdet
Sait Molla
Dahiliye Nazırı, gazeteci Ali Kemal
Filozof, şair Rıza Tevfik

SAİT MOLLA
Mütareke Dönemi’nde (1918-1922) Türk Kurtuluş Savaşı’na muhalefeti ve İngiliz taraftarlığıyla öne çıkmış bir isimdir. Atatürk’ün Nutuk adlı eserinde üzerinde önemle durulan şahsiyetlerden biridir. Yüzellilikler arasında yer alır.
1918 yılı sonunda Yeni İstanbul (Türkçe İstanbul) gazetesini yayınladı. Gazetenin 9 Kasım 1918 tarihli ilk sayısında “İngiltere ve Biz” adlı bir yazı yayınlayan Sait Molla, 1919 yılında İngiliz Muhipler Cemiyeti’ni kurarak cemiyetin başkanlığını yaptı. 1920 yılında bir süre Adliye Müsteşarlığı görevinde bulundu.
Yurt Dışına Kaçışı
26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz sonucu Türkler tarafından kesin zafer elde edilmesi üzerine Kuva-yımilliye’ye başından beri muhalefet etmiş olan Sait Molla, telaşa düşen diğer bazı muhalifler gibi İngiliz elçiliğine sığındı. Kendisine İngiliz General Harrington tarafından özel bir pasaport verildi. Bu pasaportla Mudanya Mütarekesi öncesinde ülkeyi terk etti.
Türkiye’nin İngiliz himayesi altına girmesi konusunda en faal çalışmış kişilerden birisi olan İngiliz ajanı Rahip Frew ile Sait Molla arasındaki yazışmalar ele geçmiş ve bu mektuplarda Frew’dan yüklü miktarlarda para aldığı ve bu paraları isyan çıkartmak amacıyla Anadolu’daki bazı şifreli isimlere gönderdiği anlaşılmıştır. Nutuk’ta belgeler bölümünde Rahip Frew’a yazdığı mektuplar verilmiştir. Ajan Frew’a yazdığı mektuplarda Kürt Teali Cemiyeti mensuplarına ve doğudaki faaliyetleri için para gönderdiğini yazmıştı.

Sait Molla’nın “Üstad” dediği, İngiliz ajan Rahip Frew’a yazdığı mektuplar, 1919 ve 1920 yıllarındaki iç isyanlarda bu ikilinin oynadığı rolü, apaçık gözler önüne sermektedir. Mustafa Kemal ATATÜRK, Söylev’de bu ihanet belgelerine geniş yer vermiş ve onların gençliğe duyurulmasını istemiştir. Bu konuya ilişkin olarak dileğini Mazhar Müfit’e (Kansu) iletmiştir.


“Belgelerin kopyalarını al. Ben yazmasam sen yazarsın. Yazarsam sen de anılarını yazdığında bunları anlatmayı unutma. Çünkü bunlar, Ulusal Savaşımızda karşı karşıya kaldığımız gizli ve açık bin bir türlü güçlük ve oyunlara ilişkin asal kanıtlardır.
Başımıza neler örülmek istendiğini ve nasıl direndiğimiz ve daha doğrusu ulusun isteklerine uygun biçimde ve onun desteğiyle nasıl çalıştığımız görülmeli ve gelecek kuşaklar için ders olmalı, uyanıklık sağlanmalıdır. Aslında her şey unutulur. Fakat biz her şeyi gençliğe bırakacağız. O gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır. Gelecek umudunun ışıklı çiçekleri onlardır[i].”

Sait Molla’nın rahip Frew’e gönderdiği ‘raporlarından verilecek örnekler ihaneti açıkça göstermektedir:

11 Ekim 1919
“…Damat Ferit Paşa Hazretleri’nin yanına gittim. Biraz daha sabretmeleri ve beklemeleri gerektiğini sizin adınıza kendilerine bildirdim. Damat Ferit Paşa, size teşekkür etmekle birlikte, Kuvayı Milliye’nin Anadolu’da büsbütün kök saldığını ve karşı bir saldırışla hayın başları tepelettirmedikçe kendisinin Sadrazam olamayacağını ve böylece Padişahın da onayından geçen sözleşme hükümlerinin Konferans’ta savunulmayacağını söyledi.
 Ayrıca Kuvayı Milliye’nin dağıtılması için Yüksek İngiltere Hükümeti katında tez elden girişimlerde bulunularak ortak bir notanın, milletvekilleri seçiminden önce, İstanbul Hükümeti’ne verilmesini ve çetelerimizin Adapazarı, Karacabey ve Şile’de Rumlara karşı girişecekleri saldırıları tutamak yapıp, Kuvayı Milliye’nin güvenliğini bozduğu gerekçesiyle işi çabuklaştırmaya çalışmanızı, İngiliz basınının Kuvayı Milliye’ye karşı yayın yapmasının sağlanmasını ve özel olarak torpito ile gönderilen ‘E.B.K. 19/2’ye dün görüştüğümüz işler üzerinde telsiz ile emir verilmesini rica ediyor.” (Damat Ferit iktidardan düşmüştür. İngiliz desteği ile bir an önce iktidara gelmek için sabırsızlanmaktadır. Ferit, Barış Konferansında,İngilizlerle anlaşmaya varılmış görüşleri savunacağını bildirmektedir.)
23 Ekim 1919
“Ankara’dan ‘N.BD. 295/3’ …Önceki ödeneği harcamış olduğu için yeniden ödenek istiyor. Gizli örgütümüzün genişlediğini ve haydut başkanlardan yakasını kurtaran muhiplerimizin (İngiliz sevenler) şimdilik köylerde kalarak el altından işe başladıklarını muştuluyor (müjdeliyor) ve son yaptığımız ustaca düzenlemelerin verimli olacağını bildiriyor. ‘M.K.B.’ pürüzsüz Türkçesi yüzünden önemli işler çeviriyormuş. Hele hocalığına diyecek yok diyor.”
29 Ekim 1919
“Kürt Cemiyeti, söz verdiği halde, bir iş yapamadı”
“Bozkır’a gidecek adamlarımız tanınmış kişiler olduklarından, çokça korkuyorlar. Konya’da ‘K.B. 81/1’e, sizin adamınız aracılığıyla olayın kızıştırılması için bildirim yapılarak, propaganda kurullarının bu konu üzerinde çalışmaya çağrılması gereğini ve zorunluluğunu bildirir, saygılarımı sunarım.”
4 Kasım 1919
“Kürt Teâli Cemiyeti’ndeki yakın dostlarımızla görüştüm. Yeni geldikleri için birkaç gün sonra, verilen emre uygun olarak gerekli düzenlemeleri yapacaklarını, yalnız Kürdistan’a gönderilecek çeşitli arkadaşlar için büyük bir ödenek verilmesi gerektiğini söylediler[ii].”
Görüldüğü gibi, Sait Molla’nın resmi görevi British Relief Fund (İngiliz Yardım Fonu) olan, ama İngiliz haber alma servisi ajanı olarak çalıştığı anlaşılan Rahip Dr. Robert Frew’a yazdığı mektuplar, bu ikilinin ulusal harekete karşı bazı ortak girişimlerde bulunduklarını, Anadolu’da karışıklıklar çıkartılmasına çalıştıklarını belgeliyordu 11 Ekim–5 Kasım 1919 günleri arasında yazılan mektuplara göre belirlenen gerçekler şöyle özetlenebilir:

Sait Molla ile R. Frew arasında çok sıkı bir işbirliği kurulmuştur. Sait Molla Frew’a “Sayın dostum” ya da“Üstadım” diye hitap etmektedir. Onunla sık sık buluşmaktadır.

Sait Molla, Padişah Vahdettin ve Damat Ferit ile Frew arasında da bir tür aracılık yapmaktadır. Padişah’ın ve Sadrazam’ın isteklerini Frew’a aktardığı gibi ondan bazı girişimlerde bulunmasını da istemektedir.
S. Molla bir İngiliz ajanı olan R. Frew’den para istemekte ve almaktadır. Görünürde bu paralar İstanbul’da ya da Anadolu’da Ulusal Harekete karşı çalışan dernek üyelerine ya da gizli polislere gönderilmektedir. Örneğin Frew tarafından verilen 2.000 lira Adapazarı’nda Hikmet Bey’e gönderilmiştir. Karacabey’de bulunan kod numaralı bir ajana da 1.200 lira yollanmıştır.
İngiliz Muhipler Derneği’nin Ankara, Kayseri, Karaman, Konya gibi merkezlerde“kod” numaralarıyla çalışan ajanları vardır. Ulusal Hareket aleyhine olaylar yaratmaya, ayaklanma çıkartmaya ya da ayaklananlarla ilişki kurmaya çalışılmaktadır.Sait Molla, “Çetelerimizin bir bölüğü yok ediliyor!” diye yakınmaktadır.
İngiliz Muhipler Derneği ve Sait Molla, Kürdistan Teâli Cemiyeti ile de yakın ilişki içindedir. Gerçi Kürt derneğinden de“Söz verdiği halde bir iş yapmadı” diye yakınmaktadır. Ama yine de o dernekteki yakın dostlarıyla görüştüğünü ve verilen yönerge doğrultusunda Kürdistan’a adamlar göndereceğini söylemektedir. Ancak bunlar için “Büyük bir ödenek” verilmesi gerektiğini eklemektedir.
Mektuplar R. Frew’in dolayısıyla da İngiliz temsilciliğinin, mebus seçimlerinin yapılmasını istemediklerini de kanıtlamaktadır:
“Seçimleri askıda bırakmak ve geciktirmek için gerek Mustafa Sabri (Şeyhülislam) ve gerek Hamdi (Evkaf Bakanı) ve Vasfi Efendilerle uzun uzadıya verdiğiniz yönerge sınırları içinde görüştüm. İşi kabul ettiler. Mahallelerde propaganda başladı. Bol para dağıtıp halkın kafasını karıştıracaklardır”
S. Molla, M. Kemal’in İstanbul’a dönmesini sağlamak için ona ve arkadaşlarına yumuşak davranılmasını istemektedir:
“Birkaç kez söylemek istediğim halde unutuyorum M. Kemal Paşa’ya ve onu tutanlara biraz yumuşak davranmalı, kendisi tam bir güvenle buraya gelebilsin. Bu işe pek önem veriniz. Kendi gazetelerimizde onu destekleyemeyiz”
This entry was posted in İHANET VE YABANCI YANDAŞLAR, Tarih, YANDAŞ - ÇIKARCI - YAĞCILAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *