ÜZÜM VE ŞARAP

Alpagut bağlarında, bir yanımda öküzgözü, öteki yanımda boğazkere üzümleri. Anadolu topraklarında şarap üretimi 10 bin yıl öncesine dayanıyor. Göbeklitepe’den, Hitit’ten, Urartu’dan, Frigya’dan Kuzey Mezopotamya’ya… Osmanlı, Avrupa’ya yılda 300 milyon litre şarap ihraç ederken günümüzde üretim 75 milyon litre.

Türkiye dünyada en büyük bağlara sahip 5. ülke ama üretilen üzümün sadece yüzde 3’ünden şarap yapılıyor. Bu oran öteki ülkelerde yüzde 80-85. Oysa 1 kilo üzüm ihraç etmek 80 cent; 1 litre şarabın değeri ise 3 dolar. Yeni Zelanda’nın bağları bizimkinin onda biri ama bizden 275 kat daha çok şarap ihracatı var! (Hani Müslümanız ya, çalmak çırpmak, her gün kadın öldürmek serbest ama şarap üretmek tu kaka!
Öküzgözü ve boğazkere, ikisinin de kaynağı Doğu Anadolu. Türkiye’de ikisinin bir arada yetiştirildiği tek bağ Alpagut bağları. Bu ikisini yerinde işleyebilen tek tesis, Mey|Diageo Elazığ Şaraphanesi.
Atatürk’ün teşvikiyle 1930’larda şaraplık bölge ve üzüm araştırmalarına başlanmış. Rivayete göre 1937’de demiryolu hattı için Elazığ’a geldiğinde kendisine öküzgözü şarabı ikram edilmiş ve bölgenin potansiyelini ortaya koyan bu ikram buranın kaderini değiştirmiş. Bu amaçla uzmanlar getirtilmiş.
O günlerde kurulan şaraphanelerden, günümüze ulaşıp hâlâ üretim yapan tek tesis. Arada elbet elden geçmiş, genişlemiş; insana, doğaya, ekosisteme saygılı bir kültürel ve toplumsal alana dönüşmüş.
İKİ ÜZÜM, İKİ GÖZÜM
Şarap kültürü, ülkemin doğusundan batısına yüzyıllardır edebiyatın, şiirin, şarkıların, türkülerin, manilerin, folklorumuzun, doğamızın ve insanımızın bir parçası olmuş.
Bizdeki kadar üzüm çeşidi dünyanın hiçbir yerinde yok. Bundan yararlanmak gerek. Yeter ki aklımızı kullanalım, yeter ki tüm üreticiler birlik olsun. Yeter ki iklim krizinin, çevre kirliliğinin, ekosistemin yozlaşmasının bilincinde olup önlemler alalım. Yeter ki bu potansiyeli, tarıma ve turizme yapabileceği katkıları bilip önemini kavrayabilelim.
“Öküzgözü&Boğazkere: Anadolu’dan Geleceğe Miras” adlı muhteşem bir kitapta Aylin Öney Tan, “Tamamlayıcı Tezatlık” yazısında iki üzümü öküzgözü ve boğazkereyi Dicle ve Fırat’a benzetiyor:
“Bence öküzgözü işveli Dicle; boğazkere ise deli Fırat’ın ta kendisidir. Ne olursa olsun, öküzgözü ve boğazkere bu toprakların kızı ve oğludur. Biri ruh ise öbürü tendir. Her ikisi de toprağın ta kendisidir. İki gözüdür” diyor. Aynen öyle!
(Cumhuriyet – Zeynep Oral’ın Elazığ’da bağbozumu: Şarap kültürü kadınlardan sorulur! – 08.10.2023 tarihli yazısından bölüm alıntıları)
This entry was posted in Uncategorized. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *