SAVAŞ GÜNLERİNDEN ANILAR

SAVAŞ GÜNLERİNDEN ANILAR


İkinci Dünya Savaşı sırasında Konya Öğretmen Okulu’nda yatılı okuyan annem çok tutumlu bir kadındı. Evde hiçbir şey atılmazdı, bayatlayan ekmekten en sevdiğim ekmek tatlısı yapılır, küçülmüş giysiler paketlenir köy okullarına gönderilirdi. Ve evde bakliyat kavanozları her daim dolu olurdu. Çünkü annem İkinci Dünya Savaşı’nda şeker bulunmadığı için çayın üzümle içildiği, karneyle alınan ekmeğin son kırıntısına kadar yendiği zamanları biliyordu. Bir de bit meselesi vardı. Annem okuttuğu çocukların bitlerini temizler, benim de saçlarıma hiç durmadan gaz yağı sürerdi.
Bu bit meselesine çok sonraları belgeselci Tahsin İşbilen’in “Asya Minor” belgeselinde rastladım. Şöyle: Almanlar tarafından işgal edilen Yunan adalarında yaşayan komünistler her tarafından su alan takalarla gece yarıları Türkiye sularına girmeyi başarmışlar ve Türkler de onları yoksul evlerinde misafir etmişlerdi. Yıllar sonra Türkiye’ye kaçarak kurtulan bir komünist militan belgeselde şöyle sesleniyordu: “Bizim bitlerimiz birbirine karışmıştır, biz düşman olamayız!”
Bu arada babamın Edirne sınırında dört yıl askerlik yaptığını da söylemeliyim. Bunları neden anlatıyorum? Benim savaşla ilgili ilk hikâyelerim bunlardı. Sonra soykırımları, ölüm kamplarını, dünyanın hiçbir zaman savaşsız kalmadığını öğrendim. Güneydoğu’da savaşlarda ölenlerin kemiklerini bekleyen analar da bana çok şey öğretti. Vatikan’ın Hitler’le para karşılığı anlaşma yaptığını, zengin Yahudilerin Latin Amerika’ya taşınmak için Vatikan’ın aşırı gayret gösterdiğini ayrıca, Yahudi işadamlarının Hitler rejimi için çalıştıklarını da öğrendim. Örneğin Rusya steplerinde donmasın diye arkadan itişli motorlu Volkswagen Hitler’in isteği üzerine yapılmıştı. Yani Yahudi sermayesi Hitler’in bal gibi de yanındaydı. Binlerce yoksul, barış yanlısı Yahudi, engelli yurttaş, komünistler, çingeneler ölüm kamplarında yakılırken!
Yani savaş şu güzel dünyamızda bitmeyen bir yara. Ve her devletin, en çok da sermayenin başını çektiği bir ölümcül çıban. Bilmiyoruz, yerleri bile gizli laboratuvarlarda dünyayı yok etmek için ne tür silahlar yapılıyor? Dünya hiç olmadığı göç dalgalarıyla sarsılıyor. Artık savaş hukuku diye bir şeyin önemi kalmadı. Bir zamanlar düellonun bile kuralları olan dünyamızda şimdilerde kim bastırırsa o kazanıyor.

CUMHURİYET – Işıl Özgentürk – 22.10.2023
“Savaş, anaokullarına mescit, rekor kıran dolar”
Başlıklı yazıdan bölüm alıntısı
This entry was posted in Uncategorized. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *