GERÇEKLER

İbrahim’in Melkisedek ile karşılaşması ve sunu vermesi.

GERÇEKLER

Muazzez İlmiye Çığ

Mekke Allah’ın evi değildir. Allah kişi değildir ki evi olsun. O ev Hz. İbrahim’in Hacer ile ondan doğan İsmail için yaptığı evdir. Hiçbir kutsallığı yoktur.

Peki, Hacer kimdir?
Kuran’da ismi geçen Mısırlı kadındır. Çocuğu olmayan Sare tarafından İbrahim’e sunulduğunda henüz genç yaştaydı, İsmail’i doğurdu. Arapların devamı buradan gelir.
Hacer İslam kaynaklarına göre, Mısır firavunlarından Senan bin Ulvan’ın İbrahim’in karısı Sare’ye hediye ettiği bir köledir. İbrahim, çocuğu olmayan Sare’nin izniyle Hacer’le evlenir. Sare’nin yıllar sonra İbrahim’den İshak adında çocuğu olur. Yahudilerin devamı buradan gelir.
Peki, İbrahim kimdir?
Aramidir. Mezapotamya’da, Sümer topraklarında, Ur şehrinde doğmuştur. (Şimdiki Irak). Hz. İbrahim’in babasının adı Târahdır (Azer).
Hz İbrahim Hz. Muhammed’den 2500 yıl önce yaşamış Yahudilerin atası, İsrail’in kök kurucusudur. O dönemde İslamiyet yok ki Müslüman olsun. Putperestti.
Peki, herkesin ona tapmasını istediği putunun adı neydi? El-ilah(Allah).
Peki, Erkeklerde sünneti çıkaran kimdi?
İbrahim.
Peki, Sünnet olmayan kişi kimdi?
İbrahim? (Abraham)
Peki! Sünnet ne anlama gelir?
Ben de İbrahim’in putuna inanıyorum demektir.
Peki, Biz kimiz?
Türk.
Neden sadece Yahudi ve Müslüman erkekleri sünnetlidir?
Hani namaza dururken ‘döndüm kıbleye’ diyorsun ya kardeş, İşte o aslında döndüm, Kibele ‘ye demektir.
Gerçi namaz da İslamiyetten bin yıllar önce pagan (putperest) dinlerinde yapılan bir tür tapınma ayinidir de o konuya hiç girmeyeceğim şimdilik.
Kibele ise Friglerin bereket tanrısının adıdır. Cennetten gelmiş diye ağlayarak kafanı içine soktuğun, Hacerul Esved isimli taş da, Kibele’nin vajinasını {doğurganlığı} temsil eder. Şekline bakarsan anlaman zor olmayacaktır.
Sonra cehennem diye bir yerin varlığına inanıyorsun. Yok öyle birşey.. Senin cehennem dediğin şey, bugünkü İsrail topraklarında bulunan ve tabanından petrol ve metan gazları çıktığı için sürekli yanan G-hinnom isimli vadinin adıdır, ve ‘azap verici yer’ anlamına gelir.
Sümerler döneminde ağır suçluları oraya atıp yakarlarmış. Sonra bu vadinin ismi Sümerlerden Tevrat’a ordan da senin inandığın kitaba kopyalanmış. Zaten inandığın dinin tamamı Sümer, Mısır ve Yunan mitolojilerinden kopyalanmış.
Azıcık okusan, merak etsen anlayacaksın ama işte. Neyse..
Bir de Allah var tabi İslamiyet öncesi arapların çok tanrılı dinlerindeki en kudretli tanrısı olan El-ilah. Namıdiğer ay tanrısı. Yani bugün senin Allah diye inandığın şey aslında Ay tanrısı El-ilah’tan başkası değildir. Hani şu minarelerin tepesindeki ay var ya… Hah işte o ay tanrısını temsil eder…
Muhammed çok tanrılı dinlere son verdi ve kabedeki en kudretli put olan El-ilah’ı tek tanrı olarak kabul ettirdi yaşadığı topluma. Allah diye bir yaratıcının olduğu Muhammed’e ayetlerle bildirilen yeni bir durum olsa babasının adı “Abdullah’ olmazdı.
Aynı şeyi zamanında, Mısır firavunu, Akheneton da yapmak istedi. Çok tanrılı dinleri ve firavunların kutsiyetini yok etmeye kalkıştı ama sarayın ileri gelen rahipleri ve yobaz halkı tarafından linç edildi maalesef.. Tüm firavunların ihtişamlı mezarları varken, Akheneton’un mezarı dahi yoktur.
Ha bir de Yahudilerden nefret ediyorsun, kullandığın isimler bile onların isimleri
Josef – Yusuf
Jackop – Yakup
Abraham – İbrahim
Tothmoses- musa
Elyesa – İlyas
Daha liste uzar gider…
Ne Arap, ne de Yahudi soyuyla hiçbir ilgimiz yoktur.
Peki, neden onların efsanelerine uyup bu tür tapınım işlerini yapıyoruz?
Bir Arap ile Yahudi inancı ki Cumhuriyetimizi batırıyor.
Biz halen gerçekleri göremiyoruz.
Yerin dibine batsın kör cehalet.
Bir dinin ayakta kalabilmesi, onun ekonomik olarak da güçlü olmasına bağlıdır.
Çorak bir arazide olan Mekke’nin gelir kaynağı da, kutsal olan Kâbenin tavaf edilmek için dünyanın her yerinden gelen müslümanların ziyaretiyle sağlanıyor.
Velhasıl, bir şeye inanıyorsun ama neye inandığını bile bilmiyorsun. Merak edip araştıranlar da fikrini söylediği zaman kuduz gibi saldırıyorsun. Çünkü verecek mantıklı bir cevabın yok.
Sen, gerçekler yerine bağnazlığı tercih ediyorsun. İnancın başkalarının haklarına, özgürlüklerine ve yaşamına müdahale ediyor. İşte sorun da burda başlıyor
Yoksa kimse senin dinine, inancına düşman felan değil.
Neye inanırsan inan, nasıl ibadet edersen et, beni ilgilendirmez.
Yeterki inancını başkalarına diretme.
Kendin gibi düşünmeyenlerin fikirlerine ve yaşamlarına saygı duy..
İyi ve ahlaklı bir insan olmanın senin inandığın din kitap ile bir ilgisi olmadığını idrak et artık. Unutma, sahip olduğun din yaşadığın topluma zarar vermediği sürece saygıyı hak eder…
This entry was posted in Uncategorized. Bookmark the permalink.

One Response to GERÇEKLER

  1. emin says:

    SN.Muazzez ilmiye çığ,a teşekkür ederim.Bu kadar cesurane yazıları tekrar gündeme getirmeniz içinde ayrıca teşekkür ederim.Ülkeden kaçma zorunda bırakılan bilim adamı İlhan Arsel,in de Şeriattan kıssalar 1-2 olmak üzere kitabını anımsadım…Bu arada katledilen Turan Dursun da bu cesur yüreklerden birisiydi.Anıları önünde saygıyla eğiliyorum.sayğılar

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *