KARŞI DEVRİM * HOLDİNGLEŞEN TARİKATLAR, CEMAATLER 2

KARŞI DEVRİM * HOLDİNGLEŞEN TARİKATLAR, CEMAATLER 2

Naci Kaptan – 15 Temmuz 2023

Devletlerde, toplumlarda temel bilim eğitimlerini almış akılcı düşünen bireylerin yetiştirilmesi  için, O devletlerin eğitim politikalarının akılcı çağdaşlığa ve aydınlanmaya dönük olması gerektir. Ancak bu yapıda olan toplumların uygarlık ve bilim yarışına girmeleri  olanaklıdır. Bilgisayar, akıllı telefon, araba, ve yeni teknolojiler yaratan toplumlar çağdaş ve akılcı eğitimin sonucudur.
AKP iktidarı ve tarikatlar ve cemaatler çağdaş gelişmelere, aydınlanmaya karşıdır. Bu yapıdaki düşünce tarzında, çağdaş bilimin temeli olan derslere gerek yoktur. Daha ilköğretimde olan çocuklar kız/ erkek ayrılmalı, din ağırlıklı eğitim almalıdır. Onlara göre ilköğretimi bitiren kız çocukları eğitimi bırakmalı ve evde kalmalıdır. AKP/ Erdoğan’ın iktidarını sürdürebilmesi için düşünmeyen, sorgulamayan, biat eden cahil kulların yetiştirilmesi gerektir.

ÇOCUKLARA KURAN KURSU
Daha önce de küçük çocuklara (4-6 yaşlarda) Kuran kursu olarak din eğitimi verilmesi konusunu açıklamıştık. Çocukların henüz soyut kavramları değerlendirecek zihinsel gelişim çağına gelmeden yapılacak inanç eğitiminin “telkin” olacağını belirmiştik. Diyanet İşleri Başkanlığı bu yaz aylarında da küçük çocuklara ve ilkokul çağı çocuklarına “Kuran kursu” açılacağını duyurdu.- Başkanlık bu yıl 3.5 milyon çocuğun bu eğitimi alacağını, ailelerin çocuklarını bu eğitime katılmaları için teşvik etmelerini istedi.
DİN KÖKENLİ EĞİTİM
Atatürk Türkiyesi, 1923 yılında Cumhuriyetin ilan edilişinden beri en önemli konuyu “laik eğitim” olarak görmüştür. Mustafa Kemal Atatürk “cehaletle savaş” olarak tanımladığı durumu değiştirmeyi devrimlerinin güvencesi olarak görmüştür ki yerden göğe kadar haklıdır. (CUMHURİYET – Erdal Atabek – 10 Temmuz 2023 Pazartesi)

Yirmi yıldır “Cumhur İttifakı” olarak iktidarını sürdüren “Otokratik Tek Şahıs Yönetimi”; yüzyıllık çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni “parantez arası kayıp süre” olarak değerlendirmektedir! Devletimize evrensel düzeyde büyük itibar ve saygınlık kazandıran kuruluş özelliği, büyük liderimiz Atatürk’ün demokratik, laik ve devrimci devlet felsefesidir. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti’mizin laik ve devrimci yasaları, 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilen “Öğretim Birliği Yasası”, anayasamızın 174. maddesi ile koruma altına alınmıştır.
700 binden fazla eğitim fakültesi mezunu öğretmen görev beklerken MEB ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında 842 lise ve ortaokula, “manevi danışman” sıfatıyla imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kuran kursu hocası görevlendirilmesi, anayasamızda öngörülen laikliğe aykırılık oluşturan bir suçtur. Laiklik; saygı ile andığım usta gazeteci İlhan Selçuk’un tanımı, “aklın inançtan, bilimin dinden tam bağımsızlaştırılmasıdır.”
Türkiye Cumhuriyeti’mizin kurucu lideri Atatürk; laik ve çağdaş Türkiye’nin iç düşmanının; tarikat, cemaat ve dinci yobaz vakıflar olduğunu iyi bildiğinden, “tekke ve zaviyeler” de 677 sayılı devrim yasasıyla yasaklanıp kapatılmıştır! Bu nedenle, aklını inancına kurban etmiş; bilimsel mantığını da hurafelerle yok etmiş olan toplumun, özgür düşüncesi; din bağnazlığına esir olmaktan kurtarılmıştır.
Yirmi yıldan beri Milli Eğitim Bakanlığı’nca 20 bin köyde taşımalı eğitim yapılmaktadır. Oysa, bu köylerin hepsinde okullar açık olsaydı, yüz binlerce görev bekleyen öğretmenin bu okullarda daha etkili eğitim yapmaları sağlanmış olacaktı!
Eğitim kurumlarında ciddi bir stratejik eğitim planlaması yapılmamaktadır! Kurumlardaki öğrenci sayısı göz önüne alınarak ülkemizin somut öğretmen gereksinimi hiç dikkate alınmamıştır. Bilim dışı değerlendirme ile “4+4+4 uydurması yanında” lise ve ortaokulların yerine, dini mesleki gereksinme varmış gibi, kız ve erkek imam hatip ortaokul ve liseleri mantar gibi yaygınlaştırılmıştır!
Anayasamızın özünü oluşturan laiklik felsefesine aykırı eğitim sistemi ile birbirine karşıt düşüncede bireyler yetiştirmek, toplumsal sosyolojik yapımızı gelecekte tehlikeli bir şekilde ayrıştıracaktır!
Bütün okullar ile Kuran kursları, tüm eğitim kurum ve kurslarının, MEB’in uygulama, gözetim ve denetimi altında yürütülmesi anayasal zorunluluktur. Stratejik eğitim planlaması, geleceğe dönük ülke gereksinmesi hiç düşünülmeden, yurdumuzun çeşitli bölgelerinde gereksinme dışı ilahiyat fakültesi açılmıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından “Diyanet Akademisi” açma girişimi; “Öğretim Birliği Yasası”nın açıkça yok sayılmasıdır! Kılık kıyafet devrimi yapılmamış gibi, dinsel icazet törenleri ile öğrenim yaşındaki kavuklu, sarıklı özel giysili öğrencilerin, akın akın sokaklarda gövde gösterisi yapmaları; anayasamızda, uyulması zorunlu olan laiklik ilkesi ve devrim ruhu ile bağdaşmamaktadır! Diyanet İşleri Başkanlığı’nca, gösterişli bir törenle Ankara adliyesinde dini öğretim için Kuran kursu açılması da anayasamızın temeli olan laik devlet anlayışının iflasıdır! (CUMHURİYET – Av. Kemal ONUR – 29 Haziran 2023 Perşembe)

Tüm bunlar olurken, MEB ve DİB ikisi birlikte dini vakıflarla protokollar yaparak tarikat ve cemaatleri okullara sokarken bir başka haber de Adalet Bakanlığından geldi;
“Ankara Adliyesi’nde 2022 yılında açılan Kuran kursundan sonra şimdi de İstanbul’da Kuran kursu açıldı. İstanbul Anadolu Savcılığı, İstanbul Anadolu Adalet Sarayı’nda hâkim, savcı ve personelin çocukları ve gençler için Kuran kursu başlayacağını duyurdu. Kartal Müftülüğü tarafından organize edilen Kuran kursu 7-20 yaş arasındaki kız ve erkekler için adliyenin mescidinde verilecek. Adliyedeki kurs çocuklarını kursa göndermeyenlerin fişlenebilecekleri tartışmalarını da gündeme getirdi.”
 Hukukçu Celal Ülgen bu gelişmelere; Laiklik ilkesinin benimsendiği bir ülkede adliye içinde Kuran kursu açılmasını doğru bulmuyorum. Bunun bir adım ötesinin hilafeti çağıracağını düşünüyorum” derken, Emekli müftü Gani Aşık ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Tarikatlar ve cemaatlere bağlı vakıf ve dernekler yargı kurumlarında, devlet tesislerine dini öğretme maskesi altında örgütleniyor. Bunların asıl hedefi, ayak seslerini güçlü biçimde işittiğimiz şeriat devletine taban kazandırmak. Bu örgütlenme biçimleri, Meclis’te de uygun ortamı sağladıklarında anayasal düzenlemelerle bir bütünlük haline getirilmeye çalışılacak.”

Erdoğan’ın NAS politikaları ile ekonomisi batan Türkiye şimdi de her bir yanından tarikatlar ve cemaatler tarafından sarılıyordu…

Naci Kaptan – 15 Temmuz 2023
This entry was posted in DİN-İNANÇ, İrtica, SİYASAL İSLAM, TARİKAT VE CEMAATLAR, YOBAZLIK - GERİCİLİK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *