Kemal Kılıçdaroğlu’na Açık Mektubum

Sayın Kılıçdaroğlu,
22 Mayıs 2010 tarihinde yapılan 33. CHP Olağan Kurultayı’nda Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı seçildiniz. Kısacası, tam onüç yıldır CHP Genel Başkanısınız. Tek bir başarıya imza atmadınız. Kaybettiğiniz her seçim “göreceli bir ilerleme”, “daha iyi bir geleceğin habercisi” olarak pazarlandı. Danışmanlarınızdan hiç biri, Batı demokrasilerinde ardarda seçim kaybeden liderlerin çekildiklerini siz söylemek cüretini gösteremedi.
Seçim usulsüzlüklerine vurgu yapıldı ancak bunları önleyecek önlemler bir türlü alınamadı. Cumhurbaşkanı adaylığınızı da bütün bu başarısızlıklarınızı unutturacak bir olay olarak kurguladınız. Bunun için akla gelebilecek gelemeyecek her tavizi verdiniz. Ve benim gibi binlerce, onbinlerce kişi “elim kırılsın, bu defa son” dedi ve yine sizin seçmene karşı kullandığınız yakışıksız deyiminizle “tıpış tıpış gidip” size oy verdi.
Üstelik bir iktidar değişikliğini gerekli kılacak en ehven koşulllarda. Ama olay bitti. Çünkü ne kendiniz ne de etrafınız güven ve umut kaynağı olmayı başaramadınız. Partinizin kimliğini değiştirdiniz. Verilen oylar da aslında bir “lider” olarak size verilmedi, sadece bir rejim değişikliği ümidine verildi. Ama en üzücü olan şu ki, halkımız Kurtuluş Savaşımızın Kahramanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu, dünyanın saygı duyduğu ilerici bir devlet adamı olan aziz Atatürk’ümüzün kadrini de bilemedi. Elbette o benim için çok daha derin bir acı.
Size diyeceklerimde inanın uzun meslek hayatımın bana öğrettiği üslubun dışına çıkmamaya, birikmiş düş kırıklıklarımı, kırgınlığımı, öfkemi baskılamaya çalışıyorum. Ama şu kadarını söylemeden de edemeyeceğim: Partinizin çöküşüne, içine düştüğü çelişkilere, parti içi demokrasinin yok edilişine sonsuz katkı yapan o sözde danışmanlarınızı, geleceklerini sadece sizin başta kalmanıza bağlamış kadrolarınızı de alın ve bir daha asla dönmemek üzere bu defa da sizler “tıpış tıpış” gidin bu halkın başından. Belli ki hala buna niyetiniz yok ama iyi düşünün.
Zira siz artık ümidin değil ümitsizliğin sembolüsünüz. Türkiye’nin ise Atatürk devrimlerine mutlak sadakate, laikliğin ihyasına, ilerici Kemalist gündemlere, gerçek sosyal demokrat partilere, onların çabalarıyla yeniden inşa edilecek bir hukuk devletine, demokrasiye ve halka yayılacak bir refaha, kıcasası kökten bir değişime ihtiyacı var. Ne siz ne de partiniz bu beklentilere cevap verme yeteneğine sahip değilsiniz. Bugüne kadar öğrenemediğiniz başarısızlığı kabullenme ve çekilme olgunluğu nedir öğrenin ve lutfen gidin artık.
Saygılarımla.
Emekli Büyükelçi Ali Tuygan
This entry was posted in Politika ve Gundem, SEÇİM - SEÇSİS, SİYASİ PARTİLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *