TARİKATLAR VE ÇOCUK ÖLÜMLERİ * HER TAŞIN ALTINDAN “MENZİL” ÇIKIYOR! * Cemaat dehşetinde yeni gelişme: Menzil, ölen iki çocuğun okuma yazma bilmeyen babasına belge imzalatmış * CHP’den ‘Menzil’ isyanı

Cemaat dehşetinde yeni gelişme:
Menzil, ölen iki çocuğun okuma yazma
bilmeyen babasına belge imzalatmış

cumhuriyet.com.tr – 21.06.2023

Menzil Cemaati’nin çiftliğinde iki küçük çocuğun öldüğü ve üzeri kapatılan olaya dair ortaya çıkan yeni ayrıntılara göre, cemaat okuma yazma bilmeyen aileyi kandırarak şikâyetçi olmayacaklarına dair belge imzalatmış.


Menzil Cemaati’nin Konya’daki çiftliğinde 2 ve 3 yaşındaki iki çocuğun yaşamını yitirdiği ve üzeri kapatılan olaya ilişkin yeni bir skandal açığa çıktı.
BirGün’den İsmail Arı’nın haberine göre, Menzil Cemaati mensupları, Türkçe okuma yazma bilmeyen ve iki çocuğunu kaybeden acılı aileyi kandırarak belge imzalatmış.
Cemaatin Konya’nın Karatay ilçesindeki “Nazar Çiftliği” adı altında faaliyet yürüttüğü çiftlikte, kaçak olarak çalıştırılan Suriyeli ailenin bir çiftin iki küçük çocuğu traktöre bağlı yem karma makinesine kapıldı. 21 Aralık 2018 tarihinde yaşanan olayda, 2 yaşındaki Selin ve 3 yaşındaki Mehmed isimli kardeşler olay yerinde feci şekilde hayatını kaybetti.
O dönem bu olayı haberleştirerek abonelerine servis eden Anadolu Ajansı ile birçok gazete de çiftliğin Menzil Cemaati’ne ait olduğunu gizledi. Cemaat, iki çocuğun öldüğü olayın üzerini kapattı.

ÖNLEM ALMADIĞI ORTAYA ÇIKTI
Çocukların ölümünün ardından şüpheliler hakkında “Taksirle iki kişinin ölümüne neden olma” suçundan Konya Ağır Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açıldı. Olayla ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda, traktör ile yem karma makinasına bağlandığı yerde yaklaşmayı önleyici herhangi bir korumalığın bulunmadığı, çevrede herhangi bir uyarı ikaz levha ve işaretlerinin yer almadığı belirtildi. Yani çiftliği işleten cemaatin önlem almadığı, olayın göz göre göre gerçekleştiği bu raporla ortaya kondu.
“MAKİNELERİ HOR KULLANDI”
Mahkeme çiftliğin resmi sahibi olan Menzil mensubu Rayhan Tülek ile onun işlerini yürüten Mehmet Değiş ve Semerkand Vakfı’nın Konya Şubesi’nin müdürü de olan Bekir Başpınar’ı toplamda 60 bin 700 TL adli para cezasına çarptırdı. Üç kişiye “Taksirle iki kişinin ölümüne neden olma” suçundan verilen para cezası 20 ila 24 taksitlere bölündü. Ayrıca olayda Rayhan Tülek yüzde 40 oranında asli kusurlu, onun işlerini yürüten Mehmet Değiş ev Bekir Başpınar ise yüzde 20’şer oranında asli kusurlu bulundu. Baba Hasan Ramazan ve anne Döne Abid’in yüzde 10’ar tali kusurlu sayıldı. Mahkemede tanıklık yapan cemaat mensupları, iki çocuğu kaybeden babanın makineleri “hor kullandığını” belirterek “tedbirli kullansaydı bu olay yaşanmazdı” dedi.
Anne ve babaya ise “Çocuklarını kaybetmeleri ve olay sebebiyle derin üzüntü yaşamaları” nedeniyle herhangi bir ceza verilmedi. Çiftliğin resmi sahibi ile sorumlularının toplam yüzde 90 oranında kusurlu bulunduğu feci olayda ailenin şikâyetçi olmadığı da belirtilerek sorumlulara hapis cezası verilmemesi, çiftliğin mühürlenmemesi ise dikkatleri çekti. Mahkeme, “Ailenin şüphelilerden” şikâyetçi olmadığını belirtse bu durumun nedeni ortaya çıktı.
‘KAN PARASI’ VERİLDİ
Menzil Cemaati, çocuklarını kaybeden acılı babayı kandırarak imzalattığı “belgeyi” mahkemeye sundu. Belgeye göre, cemaat mensupları tarafından baba Hasan Ramazan ile anne Döne Abid’e, olaydan sadece bir ay sonra, 26 Ocak 2019 tarihinde 20 bin TL para verildi.
Ardından aileye “İki çocuğumuzun ölümü ile sonuçlanan olayla, Hasan Ramazan’ın (baba) çalışmasından kaynaklı her türlü ücret vs. haklarımızın tamamını ve eksiksiz olarak Nazar Çiftliği’nden aldık. Hiç kimseden davacı ve şikâyetçi değiliz” ifadelerinin yer aldığı belge imzalatıldı. Ayrıca belge çiftliğinin resmi sahibi Menzilci Rayhan Tülek ile Cumali İsmail ile Zeki Gürüz isimli iki şahsın “şahit” sıfatı ile imzası da yer aldı.
BABA TÜRKÇE OKUMA YAZMA BİLMİYOR!
BirGün’ün ulaştığı baba Hasan Ramazan ise Türkçe okuma yazma bilmediğini, belgede ne yazdığını bilmeden imzaladığını belirtti. Ramazan yaşadıklarını şöyle anlattı:
“İki çocuğumu kaybettikten sonra çiftlikte durmak istemedik. Ayrılacağım zaman size harçlık veriyoruz dediler. 20 bin TL verdiler ve bir belge imzalattılar. Türkçe okuma yazmam yok. Belgede ne yazdığını bilmiyordum. Sana verdiğimiz para için imzalatıyoruz dediler. Sonra belgede çocuklarımın ölümü için şikâyetçi olmayacağımın belirttiğini öğrendim. Bana bunu söylememişlerdi. Haberim yoktu. Çocuklarımın yem karma makinesine için onları defalarca uyardım. Çiftlikte hayvanlardan birinin zarar göreceğini düşünerek uyarmıştım, çocuklarımın başına geleceği hiç aklıma gelmezdi. Üç kuruş paradan kaçtılar, önlem almadılar.”
Aile sonuçlanan kamu davasının ardından çiftliğin sorumluları ve resmi sahibi olan Menzil Cemaati mensuplarına tazminat davası açtı. Geçtiğimiz şubat ayında sonuçlanan davada cemaat mensuplarının aileye yaklaşık 700 bin TL maddi tazminat ödemesine karar verildi.

12 yaşındaki Abdülbaki Dakak’ın şüpheli ölümü:
CHP’den ‘Menzil’ isyanı

ANKA – CUMHURİYET – 16.06.2023

CHP Grup Başkanı Özgür Özel, Şanlıurfa’da kayıp olarak aranırken Semerkand Vakfı’na ait olduğu belirtilen kaçak medresenin yanındaki ahırda ölü bulunan Abdülbaki Dakak’a ilişkin “Abdulbaki Dakak yavrumuzun eğitim gördüğü belirtilen bu kurumun derhal kapatılması, ismi geçen vakfa ait benzer yerlerin de bir an önce denetim altına alınması gerekmektedir” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Şanlıurfa’da 12 yaşındaki Abdülbaki Dakak’ın şüpheli ölümüyle ilgili yazılı açıklama yaptı.
Özel, Meclis’i göreve çağırırken “Türkiye’nin kanayan yarası haline gelen örgün eğitim dışında yer alan yüz binlerce çocuğumuzun kamu denetimi dışında tarikat ve cemaatlerin eline bırakıldığı gerçeğiyle yüzleşmeli ve bir daha benzer olayların yaşanmaması için gerekli önlemler alınmalıdır, bu konuda Parlamento üzerine düşeni derhal yerine getirmelidir” dedi.
Özel’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Şanlıurfa’da Menzil Cemaati mensuplarınca kurulan Semerkand Vakfı’na ait olduğu belirtilen kaçak bir medresede eğitim gördüğü ifade edilen 12 yaşındaki Abdulbaki Dakak isimli yavrumuzun, kursun yakınlarındaki ahırda şüpheli biçimde ölü bulunmuş olması, tüm Türkiye’yi sarsmıştır. Yavrumuzun, kurstan defalarca ayrılmak istemesine rağmen ailesinin buna izin vermediği ileri sürülmektedir.
“DERHAL KAPATILMALI!”
Bu vahim olay hakkında açılan soruşturmayı çok yakında takip ettiğimizi bütün kamuoyunun bilmesini isteriz. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun bu olayı incelemesi ve gerçeklerin açığa çıkması için var gücüyle çalışması gerekmektedir. CHP Grubu olarak TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyelerimiz Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere’yi olaya ilişkin incelemelerde bulunmak üzere görevlendirdik. Abdulbaki Dakak yavrumuzun eğitim gördüğü belirtilen bu kurumun derhal kapatılması, ismi geçen vakfa ait benzer yerlerin de bir an önce denetim altına alınması gerekmektedir.
Türkiye’nin kanayan yarası haline gelen örgün eğitim dışında yer alan yüz binlerce çocuğumuzun kamu denetimi dışında tarikat ve cemaatlerin eline bırakıldığı gerçeğiyle yüzleşmeli ve bir daha benzer olayların yaşanmaması için gerekli önlemler alınmalıdır, bu konuda Parlamento üzerine düşeni derhal yerine getirmelidir. Ülkemiz, benzer olaylarla çok sık karşılaşmaktadır. Bu yaşananlarda Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının, laikliği aşındıran uygulamalarının yanı sıra Millî Eğitim Bakanlığı’nın vakıf görünümlü tarikat ve cemaatlerle birlikte çalışmayı alışkanlık haline getirmesinin rolü büyüktür.
“MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI’NIN GEREĞİNİ YAPMASI ŞARTTIR”
AKP iktidarının bilerek ve isteyerek kamu denetiminin dışında tuttuğu ve adeta teşvik ettiği bu yapılar çocuklarımızın gelişiminde ciddi bir deformasyon yaratmaktadır. Bu tür yapılar Millî Eğitim Bakanlığı’nın denetimi altına derhal alınmak zorundadır. Cumhuriyetimizin kurucu felsefesine de anayasaya da açıkça aykırı biçimde faaliyet gösteren bu tür yapı ve yapılanmalar hakkında benzer facialar yaşanmadan Millî Eğitim Bakanlığı’nın gereğini yapması şarttır. Çocuklarımızın üstün yararı ilkesini her platformda savunan bir siyasi parti olarak, benzer sorunların bir daha yaşanmamasını temin etmeyi sorumluluğumuz ve 28. Yasama Döneminde önceliğimiz olarak belirledik.
TBMM’de önceki yasama dönemlerinde kurulan benzer içerikli Araştırma Komisyonlarına ait raporların gereğinin yapılmadığı açıktır. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının yanlış politikaları; Adana Aladağ’da kaçak bir cemaat yurdunda yaşanan yangında ve Konya Taşkent’te ruhsatsız binada yaşanan patlamada çocuklarımızın ölümüne neden olmuştur. Enes Kara’nın Elazığ’da kaldığı cemaat yurdunda intiharını unutmamız mümkün değildir. Kanuna aykırı eğitim kurumu açmayı 6 aydan 3 yıla kadar hapisle cezalandıran Türk Ceza Kanunu’nun 263’üncü maddesini 2013 yılında tüm uyarılarımıza karşın kaldıran Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, bu ölümlerin, bu faciaların sorumlusudur. Bu konuda mevzuatta atılması gereken adımlar başta olmak üzere kapsamlı bir çalışmayı hazırlayacak ve en kısa sürede kamuoyunun dikkatine sunacağız.”
This entry was posted in İrtica, SİYASAL İSLAM, TARİKAT VE CEMAATLAR, YOBAZLIK - GERİCİLİK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *