Hayat koca bir yalan

Hayat koca bir yalan

KARAR – İbrahim Kahveci – 24/05/2023

Şu 3 günlük dünyaya geldik ve gidiyoruz. Acaba arkamızda ne bırakıyoruz. Yaşarken ne bırakıyoruz ölünce ne bırakıyor olacağız. İslam Ansiklopedisi bilgilerine göre İmam-ı Azam Ebû Hanefi şöyle anlatılıyor:

“Ebû Hanîfe ticaretle uğraşan varlıklı bir ailenin çocuğudur. Kendisi de ilim öğrenmeye başlamadan önce kumaş tüccarlığı yapmıştır. Ömrünün elli iki yılı Emevîler, on sekiz yılı Abbâsîler döneminde geçen Ebû Hanîfe, Emevî Halifesi Abdülmelik b. Mervân’dan (685-705) başlayarak son halife II. Mervân zamanına (744-750) kadar geçen bütün olaylara, hilâfetin Emevîler’den Abbâsîler’e geçişine şahit olmuştur. Ebû Hanîfe’nin Ehl-i beyt’e karşı kalbî yakınlık ve bağlılık duyduğu ve Hz. Ali evlâdını sevdiği kesindir. Bu sebeple Emevîler’in Ehl-i beyt’e karşı tutumu sertleşince Ebû Hanîfe onları açıkça tenkit etmekten çekinmemiştir. Üst üste gelen bu olaylar âlimlerin Emevî hilâfetini açıktan tenkit etmelerine, dolayısıyla hilâfetin sarsılmasına sebep olmuştur. Son halife II. Mervân, gönüllerini almak ve yönetime karşı muhalefetlerini yumuşatmak için Irak Valisi İbn Hübeyre aracılığıyla birçok âlime memuriyetler teklif etmiştir. Bu arada Ebû Hanîfe’ye de Kûfe kadılığı veya beytülmâl eminliği teklif edilmiş, her türlü baskıya rağmen kabul etmeyince de hapsedilmiş ve dövülmüştür. Sonra Abbasiler gelince beklenen olmadı… Ebû Hanîfe Abbasi hilafetine karşı açıkça tavır almaya başlamıştı. Bunun üzerine Halife Mansur, Ebû Hanife’nin kendisine bağlılığını test etmek için on Bağdat Kadılığını teklif etmiş ama kadılığı kabul etmeyince yeniden hapse atılmış. Hapiste işkence ve dövülmeler sonucu 767 yılında vefat etmiştir. Zehirlenerek öldürüldüğü ve hapishaneden cenazesinin çıktığı da söylenir.”

Sanırım İmam-ı Azam’ın kim olduğunu tekrar söylememe gerek yok. Şimdi bu vakaları neden anlattığıma geleceğim.
İktidar ve iktidara bağlılık. Ya da ülke’nin bugünü yerine asıl yarınını düşünmek ve bu dünyada görevlerimizi yerine getirmek. Dünya’da nice nice alimler zamanlarında linç edilmiş, toplumlar tarafından öldürülmüşlerdir. Ama bu dünyada nice nice zenginler de gelip geçmişlerdir.
Mesele bugünü yaşamak mı yoksa bu yalan dünyaya kanmayıp gelecek nesillere bir kıymet bırakmak mı?
Eskiden Samsun/Terme ilçesinde ortaokul-lise öğrencisi iken bir üniversite okuyan öğrenci dahi gelse oturur saatlerce onları dinler bir bilgi almaya çalışırdık. Şimdi ben bile bırakın ilçeyi köyüme bile gittiğimde HAİN gözüyle karşılanıyorum. Ne bir bilgi isteyen var ne de bir değer gören. Hurafe ve safsatalar ile yıkıma giden bir ülke olduk.
Rahmetli Turgut Özal “Ortadirek” diye bir orta sınıf oluşturmaya çalışıyordu. Yıllardır söylerim; Recep Tayyip Erdoğan “Tabansınıf” ile değeri ve bilgiyi ülkemizde çöpe attı. Özal’ın kurmaya çalıştığı Türkiye’yi ve tüm değerleri yıkıverdi.
Ülke cahiliye bir ortaçağ karanlığına gidiyor.
O kadar cesaretliler ki “artık doktor bile dövebiliyoruz” noktasındalar. (Bu arada doktor dövülmesinin bu tabansınıf olayından geldiğini yıllardır yazıyordum zaten. O sokak röportajında bilinen gerçek sadece dile getirildi.
A-)2017 yılında 18-45 yaş grubunda mutsuzum diyenlerin oranı %9,72 iken 2022 yılında bu oran %16,21’e çıktı. Alt yaş grubunda mutsuzluk +6,49 puan artarak 45+ yaş üstü nüfusun mutsuzluk oranının da üzerine çıktı. Çünkü Başkanlık Sistemi ile 45+ yaş grubunda mutsuzluk sadece +2,72 puan arttı.
B-)Alt yaş grubunda mutluyum diyenlerin oranı Başkanlık Sistemi ile -11,04 puan gerilerken üst yaş grubunda -5,73 puan geriledi. 2017 yılına kadar üst yaş grubundan daha mutlu olan alt yaş grubu artık çok daha karamsar.
C-) AK Parti’nin ilk iki döneminde lise ve altı eğitimli gruptan çok ama çok daha mutlu olan yükseköğretim görmüş kesim 2016 sonrası adeta karamsarlık içine çökmüş durumda. 2004-2012 arası dönemde lise ve altı eğitimlilerin ortalama mutluluk oranı %58,09 iken yükseköğretim görmüşlerin mutluluk oranı %65,44’idi. 2017-2022 yıllarında ise lise ve altı eğitimlilerin mutluluk oranı %52,22’ye (-5,87 puan düşüş) gerilerken, yükseköğretim mezunlarının mutluluk düzeyi %50,90’a (-14,54 puan düşüş) iniyor.
Burada şu soruyu sormamız lazım: Alt eğitim ve ileri yaş grubu ne görüyor da üst eğitim ve genç yaş grubu bunu göremiyor?
“Reisi yedirmeyeceğiz”
“Erdoğan’a karşı birleşmişler”
Vs vs gibi söylemler Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin değerinin önüne bile geçti. Mesele Türkiye mi Reis mi?
Mesele Türkiye ise bunu hem ülkemizdeki hem de dünyadaki önde gelen iktisatçıların hepsi büyük bir kriz ve ekonomik çöküş ile karşı karşıya olduğumuzu verilerle zaten anlatıyorlar. Ama bizler bugün bu uyarıları yaparken HAİN, DÜŞMAN vs gibi yaftalarla uyarıcıları suçluyoruz.
Aslında yıllarca ezilmişliğin intikamını aldığımızı sanıyoruz ama o intikamı ülkemizin geleceğini yıkarak alıyoruz. Ya da iktidar gücünden meydan okuyoruz ama aslında çocuklarımızın gelecek umutlarını söndürüyoruz.
Bir ülke nasıl yıkılır derseniz ileride tarih kitaplarına geçecek şekilde bunu yapıyoruz. Venezuela ile beraber içeriden yıkılmak nasıl olur diye Türkiye okutulacak… Bırakacağımız miras sanırım Türkiye’nin yıkılması olacak.

https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/hayat-koca-bir-yalan-1596525
This entry was posted in HAYATIN İÇİNDEN, Politika ve Gundem, Uncategorized. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *