Abdurrahman Dilipak’ın açıklaması;
Yılmaz Özdil’in “PUDRA ŞEKERİ” başlıklı benim yazımdan alıntılar yaptığı eski bir yazı, benim yazım olarak sosyal media ve whatsapp gruplarında yoğun bir şekilde paylaşılıyor. Benim 2019 da yazdığım yazının aslı şöyle: “Parti” değil “Party”
PARTİ DEĞİL PARTY
Abdurrahman Dilipak – 13 Temmuz 2019
Şeytan fazla mesai yapıyor, Ankara’da, İstanbul’da.. Nasıl olur da siyaset perdesi arkasında “İslamcıları” bir yere monte eder, Türkiye’yi yönetecek kadroları allayıp pullayıp bir yerlere yerleştirir.
Kim gelirse gelsin, Şeytan bir yolunu bulacaktır. Şeytanın şerrinden mutlak anlamda emin olan bir kul var mı! Bu dünya hayatı nasıl başladı. Hz. İbrahim’den bile vazgeçmeyen bir lanet olası biri var. Ve onun en çok kullandığı üç alet, para/mal, kadın/fahşa, makam/güç. Buna zaafı olanlara dikkat! Bu işlerde harama açık kapı bıraktınız mı, Şeytan nefsinize taht kurar, o sizi, siz toplumu yönetirsiniz İns’in Şeytanına dönüşürsünüz. Onun için “Rabbım beni bana bırakma” denilmiştir. “İhtirastan uzak dur, çünkü ihtirasla istediğin şey bir imtihana dönüşür de, dua ile istenen belanız olur” denmiştir.
Neyse, yeni parti oluşumuna bakıyorum!. Üzülüyor tabii insan. AK Parti’nin hali pür melali, yeni oluşuma doğru yokuş aşağı gider gibi koşanlar, bugünkü sonucun müsebbibleri, kaşığı belinde dolaşan birtakım adamlar şirinlik muskalarını takıp, yeni oluşum için kapı kapı dolaşıyorlar. Uluslararası sistemin monitörleri olup-bitenleri izliyor ve adamları ile süreci dizayn etmeye çalışıyor. Cemaat, STK, işadamı, vakıf, dernek, oda, bürokrasi çevresinden birçok kişi ve kurum manken kız gibi gülücükler saçıyor.
Ben üzülerek bakıyorum ve bekliyorum. Geldikleri yerdekiler, gittikleri yerdekiler, insanları çoğu siyasi bir sarhoşluk içindeler sanki. Gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var, hissetmiyorlar sanki. Aşk ve öfke gözlerini kör etmiş! Hele bir taşlar yerine otursun, söyleyecek çok söz var..
Neyse, bugünkü konumuz o değil. Parti değil Party’yi konuşacağız. Kadın, aile, cinsiyet eşitliği, gençlik, aile, fuhuş, uyuşturucu bağımlılığı, marka ve lüks tutkusu, Piercing, Tatto, Moda derken geldiğimiz noktayı yazacağım bugün.
Bizim “Modern muhafazakârlar”ın geldiği nokta dudaklarınızı uçuklatacak noktaya geldi.. Ha! Unutmadan, artık su geçiren oje ve abdeste mani olmayan dudak boyalarımız var. Helal likör, bira, şarap ve şampanyalarımız da var. Yakında rakı, votka da çıkar. Tabii ki, onlar da “Helal” etiketli satışa sunulacak! Hani biz onlara benzemeyecektik!? Bakın siyasilerimiz, bürokrasimiz benzer bir akıl tutulması ve ahlak zafiyeti içinde.
“Bebeğin Cinsiyetini Tahmin Partisi” diye bir parti duydunuz mu siz! Yok yok, en ilginci “After Umre Party”si! “Umrah Celebraty” veya “Umrah Mubarak” gibi yapılan, geleneksel kutlama ziyaretleri, törenleri yapılır ama bunlar doğrudan “Party” dedikleri şey yapıyorlar.. Eskiden Hac ve umreden dönenlerin evinde tebrik ziyaretleri olur, gelenlere tesbih ve seccade hediye edilirdi ama bu işin bir adabı olur. Rock müzik eşlinde “Zikir party”si bile var artık: “Tarikat dance Party”. “Yatta Happy Birthday Party” gibi rezaletler de yok değil. Hepsi “tesettürlü” tabii!
Ramazan İftarı’nı da “Party”ye dönüştürenler var. Süs, şatafat, müzik, kadınlı erkekli rengarenk giysiler içinde semazenlerle başlıyor ve devam ediyor. Baby Shower Party diye “Bebek doğmadan önce party”si de çıkmış. “Bebeğin cinsiyetini tahmin etme party”si de var, yakında “konuğun cinsiyetini tahmin etme partisi” de yaparlar! “Kız çocuğa 6. Ay kınası”
“Kur’an’a geçince”, “Hatim edince”, “Hafız olunca” elbette bir araya gelelim. Hani sünnet düğünü gibi. Bakın bazı yerlerde artık Sünnet düğününde kadın oynatanlar bile var. “Bekarlığa veda partisi” adı altında fuhşa özendirenler de çıktı. Ama hatim merasiminin arkasından, güya gençleri bu işe özendirelim diye “Funny zikir dance Party”sine dönerse bu iş, din oyuncak haline getirilir.
kusmak istiyorum pic.twitter.com/34l62SgCnw
— GORA (@GoraAhmet) April 20, 2019