TARİKATLAR VE CEMAATLER; LAİK CUMHURİYET, DEMOKRASİ, ÇAĞDAŞLIK, SOSYAL YAŞAM, MİLLİ EĞİTİM VE PEDOFİLİ İÇİN TEHDİTTİR

TARİKATLAR VE CEMAATLER; LAİK CUMHURİYET, DEMOKRASİ,
ÇAĞDAŞLIK, SOSYAL YAŞAM, MİLLİ EĞİTİM VE PEDOFİLİ İÇİN TEHDİTTİR

Naci Kaptan – 07 Aralık 2022

TARİKATLAR VE CEMAATLER, İKTİDAR TARAFINDAN TOPLUMUN VE
EĞİTİMİN ŞERİ İSLAM DEVLETİNE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ İÇİN KULLANILIYOR
Değerli okur,
Sizlerle yakın zamanda “Tarikatlar kıskacındaki Türkiye” başlıklı 7 bölümlük, yazı sonunda linklerini sunduğum yazı dizisini paylaşmıştım. Sanıyorum ki yazı dizisi önemine rağmen gözden kaçtı ve ilgi görmedi. Tarikatlar ve cemaatler ile kuran kursu konusunu önemi nedeniyle tekrar gündeme getirerek dikkat çekmenin yararlı olduğunu düşünüyorum. Neden diye sorarsanız;
Yaklaşan seçimin Ülkemiz için yaşamsal değeri vardır. AKP iktidarı oy tabanını Allah’ın adı ile öncelikle kamu görevlisi olduğunu unutan Diyanet İşleri Başkanını ve Diyaneti, camilerdeki din görevlilerini, tarikatları ve cemaatleri iktidarın propaganda aracı olarak kullanılıyor. Bu oluşumlar ve kişiler şüphesiz ki seçimde de aktif görev alacaklardır.
Özellikle tarikatlar ve cemaatler iktidarın koruması altında din alanından çıkarak ticarete yöneliyor, şirketleşiyor ve holdingleşiyorlar, zenginleşiyorlar. Bu oluşumlar iktidar tarafından topluma faydalı kuruluşlar statüsüne alınarak vergiden bağışık kılınıyorlar. İzinsiz bağış ve para toplayabiliyorlar. Bir lokma, bir hırka ile kandırılan ve “öteki dünya” için şartlandırılan müridleri köle gibi yönlendiriyor ve kullanıyorlar. Kendilerine iktidar tarafından tanınmış olan ÖZGÜR davranmak ve holdingleşmek serbestiyeti karşılığını iktidara hizmet ederek ödüyorlar.
KARŞI DEVRİM MENDERES’LE BAŞLADI
Başbakan Menderes, Meclis’e sunduğu hükümet programında, Atatürk devrimlerini, “Millete mal olmuş ve olmamış” diye ikiye ayırıyor ve “millete mal olmuş devrimlerin saklı tutulacağını” belirtiyordu. Böylece devrimleri istenen ve istenmeyen diye ikiye bölüyordu. Karşıdevrim başlamıştı. Menderes, Meclis’te milletvekillerine açıkça “Siz isterseniz hilafeti de geri getirebiliriz” demiştir. İktidarının birinci yılında DP, Aydınlanma Devrimleri’nin halka ulaşmasını sağlayan Halkevlerini, ardından Köy Enstitülerini kapattı. Arapça ezanın tekrar okutulmasını ve imam hatip okullarının açılmasını sağladı.
TARİKAT VE CEMAATLER KIŞLAYA’DA GİRDİ
15 Temmuz gazisi Emekli Kurmay Albay Güven Şağban, “15 Temmuz’dan sonra özellikle Jandarma da terfi eden generallerin birçoğunun tarikat ve cemaat üyesi olduğu yönünde bilgiler var” dedi. Emekli askeri hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok, Harp Okulları ve Astsubay Yüksekokulları’na giriş koşulları arasında bulunan ‘irticai faaliyete karışmamış olma’ şartının kaldırılmasının TSK’nın sonunu getirebilecek kadar tehlikeli olduğunu belirterek, “Tekkedeki amiral artık ihraç edilemez” dedi. Sözkonusu amiralin Kurdoğlu cemaatinden olduğuna ve bu cemaatin de Nurcular içerisinde olduğuna vurgu yapan Barış Pehlivan da, bu grupla ilgili Erdoğan’ın geçtiğimiz yıl dile getirdiği “Biz onları ihraç etmedik” şeklindeki sözlerini hatırlattı.
Askeri kışlalarda bulunan cami ve medreselerde farklı tarikatlardan olan askerler birlikte namaz kılmıyorlar. Cemaate mensup ast rütbeli askerler, komutanlarının emirlerine karşı geliyorlar. Bu askerler vatan görevi yaparken komutanın değil, kıdemli cemaat mensubunun sözünü dinleyecektir. Kışlaya giren din ve siyaset askeri düzeni ve hiyerarşiyi bozuyor. TSK sürekli güç kaybediyor.
M.E.B. EĞİTİMİ TARİKATLARA TESLİM ETTİ
‘TÜRKÇE ÖLMÜŞTÜR’; MEB, bakan yardımcılığına atanmış olan Nazif Yılmaz, 2014’te “Din Öğretimi Genel Müdürü” yapılan, köktenci Arap(ça)çı Nazif Yılmaz, bütün okullarımızı Arap dili (tabii dinciliği ile birlikte) istilasına çevirmek için çalıştı. İmam hatip okullarında Türkçe konuşulmasının yasaklanmasını savundu! “Türkçe ölmüştür” dedi!
iktidarın grup başkanvekili Mahir Ünal; Türkçe ve Latin harflerine geçiş ile “Düşünme yetimizi kaybettik” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı; Birlik, TÜRGEV, TÜGVA, İlim Yayma Cemiyeti, ENSAR gibi vakıflarla anlaşma imzalayarak eğitimi bir yerde bu dini vakıflara bırakmıştır. Bunlar, halk eğitim merkezlerinde Osmanlı Türkçesi, değerler olimpiyatı, namaz bilinci gibi eğitimler, diriliş temalı konferanslar, geziler, sportif faaliyetler düzenlemektedir.
Eğitimler öncelikle cemiyete bağlı merkezlerde yapılacaktır. Bu mümkün değilse, bakanlığın belirleyeceği mekânlarda yapılmaktadır. Eğitimlerdeki vakıf elemanı ile öğretmenlerin ücretlerini bakanlık ödemektedir. Protokoller 3-5 yıllık olarak yapılmıştır. Protokollerin iptalinde Ensar Vakfı hariç, diğerleri için Milli Eğitim Bakanlığı yetkilidir. Bu konuda Ensar Vakfı’na ayrıcalık tanınmıştır. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı ile okul öncesi kurumu açma konusunda anlaşma yapılmış, 12 yaşından küçük soyut işlemleri kavrayamayacak çocuklara dini eğitim verme yolu açılmıştır. Ders programlarında da değişiklik yapılarak Atatürkçülükten uzaklaşılmış, öğrencilere cariyelik, ukubat, muamelat, cihat, itaat etme öğretilmektedir. Felsefe, mantık, resim, müzik, beden eğitimi dersleri yok seviyesine indirilmiştir.
Eğitim politikaları, bireysel ve toplumsal yaşantıları doğrudan etkiler. Bu politikalardaki değişikliklerin etkisi uzun yıllar sürer. Hal böyle olunca, ülkemizde siyasi iktidar eliyle itaatkâr, sorgulamayan, düşünmeyen, yaratıcı olmayan, estetik ve sanattan uzak, her şeyi kabul eden, şükreden, geleceği bu dünya yerine ahrette arayan kuşaklar yetiştirmenin hedeflendiği açıktır.
HİRANUR VAKFININ BAŞKANI 6 YAŞINDAKİ KIZINI EVLENDİRDİ
İsmailağa cemaati bağlantılı Hiranur Vakfı’nın “onursal başkanı” Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G., babasının kendisini 6 yaşındayken imam nikâhıyla ‘evlendirdiğini’, çocukluğu boyunca her gün cinsel istismara uğradığını anlatarak şikâyetçi oldu.Habere göre, H.K.G. 1998’de İstanbul Fatih’te doğdu. Babası tarikatı yaymak için İstanbul Çengelköy’deki Hz. Hamza Cami Medresesi’ne gönderildi. Çengelköy’de müritlerin oturduğu bir apartmanda yaşıyorlardı. Karşı dairede tarikat mensuplarından Kadir İstekli vardı ve 29 yaşındaydı. Henüz 6 yaşındayken H.K.G.’ye gelinliğe benzeyen beyaz bir kıyafet giydirdiler, Kadir’i gösterip “O artık senin kocan” dediler.
İşte bu Hiranur Vakfı’nın valiliklerden kaymakamlıklara ve belediye başkanlarına kadar birçok kurumla işbirliği içinde olduğu ortaya çıktı.
Hiranur Vakfının Şanlıurfa Valiliği ile birlikte ortak eğitim çalışmaları yaptığı öğrenildi. Vakfın Facebook hesabından verilen bilgiye göre valilik ile birlikte Suriye’den öğrenci getiriliyor. İsmailağa Cemaati’ne bağlı olan vakfın Facebook hesabında şu bilgiler veriliyor: “Suriye olaylar nedeniyle yüz binlerce din kardeşlerimizin ölümüne ve bir o kadar da insanın evinden ve yurdundan olduğu büyük bir yara!… Bu konuda birçok sivil toplum kuruluşu hızla harekete geçerek Suriyeli kardeşlerimize kendi alanlarında ensarlık yapmaya çalıştılar. Bizler vakfımız aracılığı ile elhamdulillah asıl ihtiyaçlarının eğitim olduğunu düşünerek Urfa Valiliği ile ortak çalışma başlatarak 300 kadar Suriyeli çocuğu hocaları ile birlikte vakfımıza getirerek barınma ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamaktayız.”
Vakfın geçen yıl düzenlediği ve ‘icazet töreni’ adını verdiği etkinliğe ise hem devlet yetkilileri hem de AKP’liler katıldı. Törende hem Sancaktepe Kaymakamı hem de Sancaktepe Belediye Başkanı yer aldı. Vakıfın açıklamasında törene ilişkin şu bilgiler verildi: “Hiranur Vakfı’nda aldıkları eğitimle, İslâmî ilimlerde hocalık mertebesine ulaşan 63 kişiye icazetleri törenle verildi.
Vakfın devletle kurduğu ilişki bununla da sınırlı değil. Vakfa öğrenci getiren otobüsler de belediyeler tarafından karşılanıyor. Maraş’tan öğrenci getiren vakfın açıklamasında şu ifadeler kullanıldı: “Savaş mağduru yetim çocuklarımızın eğitimlerine başlamaları adına İstanbul’a gelişleri için desteklerini esirgemeyen Sancaktepe Belediye Başkanı Sn. İsmail Erdem’e bu örnek davranışı için sonsuz teşekkürler.”
Vakıf üyelerinin 2017 yılında İstanbul Sancaktepe’de bulunan bir imam hatip ortaokuluna giderek ders verdiği öğrenildi. Gerici vakfın üyeleri 15 Temmuz İmam Hatip Ortaokulu’nda dönemin müdüründen aldıkları izinle öğrencilerle temasa geçti. Bu duruma veliler isyan etti.

7 BÖLÜMLÜK YAZI DİZİSİ;
BÖLÜM 1 – https://nacikaptan.com/?p=102797
BÖLÜM 2 – https://nacikaptan.com/?p=102854
BÖLÜM 3 – https://nacikaptan.com/?p=102899
BÖLÜM 4 – https://nacikaptan.com/?p=102907
BÖLÜM 5 – https://nacikaptan.com/?p=103012
BÖLÜM 6 – https://nacikaptan.com/?p=103301
BÖLÜM 7 – https://nacikaptan.com/?p=103563
===============================
KAYNAKLAR
https://nacikaptan.com/?p=103696https://nacikaptan.com/?p=103613https://nacikaptan.com/?p=103776https://nacikaptan.com/?p=103800https://nacikaptan.com/?p=103868https://nacikaptan.com/?p=103859
https://nacikaptan.com/?p=103855
This entry was posted in DİN-İNANÇ, İrtica, ŞERİAT - İRTİCA - KARANLIĞIN AYAK SESLERİ, TARİKAT VE CEMAATLAR, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

One Response to TARİKATLAR VE CEMAATLER; LAİK CUMHURİYET, DEMOKRASİ, ÇAĞDAŞLIK, SOSYAL YAŞAM, MİLLİ EĞİTİM VE PEDOFİLİ İÇİN TEHDİTTİR

  1. Emin says:

    Yürekli bir gazeteci arıyorum…..Ucube sisteminin başkanı olan zat,a gazeteci şu soruyu sormalı….tecavüz edilen yavruya yapılan tecavüz(cinsel istismar) konusunda ki düşünceniz nedir…? Böyle bir anne ve babaya ağır ceza verilmesini talep ediyorum.Ülkemiz adına utanç vericidir.sayğılarla.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *