YIKTIN PERDEYİ EYLEDİN VİRAN…* AKP, ‘başörtüsü’ tartışmasında vites yükseltti, özgürlükler hedefte

ÜLKENİN GÜNDEMİNDE TÜRBAN YOKKEN;

Gündemde yüksek enflasyon, iktidara yönelik rüşvet iddiaları, sosyal medyaya sansür yasası, işsizlik, derin yoksulluk, enflasyon, kamu talanı, akıl almaz büyüklükteki yolsuzluklar, milyonlarca göçmen/mülteci, iflas eden ekonomi varken TÜRBAN konusunu ortaya atmak akıl dışıdır. Giderek güçlenmekte olan siyasal islamın yoluna taş döşemektir. Tıpkı Bahçeli’nin Erdoğan’a uygun bir anayasa yapalım demesinin aynısıdır!!!
Geçmiş zamanda irtica büyüyerek yükselirken bir soru üzerine Kılıçdaroğlu’nun; “İRTİCA VAR DİYEMEM” sözü unutulmadı. Aslında O zamanlarda irtica kanatlanıyordu… Bu nedenle şimdilerde Türkiye tarikatlar ve cemaatler ülkesi oldu.
Temel ve hayati konular varken, sorun olmayan, gündemde olmayan başörtüsü-türban  konusunda teklif verilmesi AKP’nin gündemi değiştirmesine imkan verdi. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a pas atarak, onun yerine “Cambaza bak” diyerek gündemi değiştirme olanağını yarattı.
Bu açıklama neden özellikle 4 Ekim Medeni Kanun’un kabulüne denk getirildi. Bir politikacının önemli konularda açıklama yaparken konunun tarih içindeki bağlarına bakması gerektir. Üstelik de komşumuz İran’da kadınlar zorla örtüldüğü karanlıktan çıkabilmek için, örtünmemek için toplum hareketlerinde kadınlar vurularak öldürülürken. Türban dememek için BAŞÖRTÜSÜ diyerek, ülkemizin çok önemli hayati konularının üzeri türbanla Kılıçdaroğlu tarafından kapatılıyor.
Kılıçdaroğlu’nun uyumakta olan bir sorunu ortalık toz duman iken gündeme getirmesi çok yanlış olmuş ve CHP tabanında güven kaybı yaratmıştır. Bu davranış gereksiz zamanda “Türbanlı Bacılara” bir göndermedir. Bilinsin ki “Atılan taş, ürkütülen kuşa değmeyecektir” Bu durum CHP tabanında bir sorgulama yaratmıştır. Üstelik konu BAŞÖRTÜSÜ deyişi ile masumlaştırılan ve siyasi bir simge olan, siyasal islamın en görünür simgesi olan TÜRBANDIR…
Seçim öncesinde Kılıçdaroğlu’nun bu türban çıkışı ikinci bir Ekmelettin vakası olarak siyasi tarihe not düşecek ve CHP’nin tabanı bu deyişi sorgulayacaktır.
Bu teklifin kabul edilmesi halinde kamuda çalışan kadınlar arasından çarşafla gelip üzerine cübbesini giyip yargıç kürsüsüne çıkan veya takke ve şalvarla gelip üzerine cübbe giyen erkek kamu görevlilerine yol açılmıştır. Tıpkı amiral üniforması üzerine cübbe, sarık giyen amiral gibi…
Temennim odur ki Kılıçdaroğlu AKP’nin YENİ ANAYASA yapmak için çağrısına, tuzağına düşmesin. Hatta “İstikşafi” görüşmelerle kandırıldıkları görüşmeleri de unutmasın.
Ne kadar üzücüdür ki; Atatürk’ün emanetleri olan Laikliği, medeni kanunu korumak görevi olan CHP, kendisine emanet edilmiş olan bu görev ve sorumluluğu istismar ederek siyasal islama katkı vermektedir.
Ne diyelim; “Yıktın perdeyi eyledin viran…”
Naci Kaptan – 07 Ekim 2022

AKP, ‘başörtüsü’ tartışmasında vites yükseltti, özgürlükler hedefte

CUMHURİYET – Sefa Uyar – 07 Ekim 2022

Eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Ali Rıza Aydın, “AKP baştan beri siyasal İslamla olan barışıklığını ve niyetini artık ‘anayasaya yazmak gerekir’ demeye getiriyor” dedi.
CHP’nin yasa değişikliği önerisi, AKP’nin “ilave” önerileriyle anayasa değişikliği aşamasına çekildi. Eski Anayasa Mahkemesi (AYM) raportörü Ali Rıza Aydın, öneriyi “laiklik” vurgusu yaparak eleştirdi. Aydın, üniversitelerde türban serbestisi öngören 2008’deki anayasa değişikliğine ve AYM’nin söz konusu değişikliği, Türkiye’nin laik yapısının vurgulandığı anayasanın ikinci maddesine aykırı bularak iptal etmesine işaret etti.
“SİYASAL İSLAM NİYETİ”
Tartışmanın, “2008’deki kararın başka bir sahnesi olduğunu” kaydeden Aydın, “CHP, anayasa değişikliği yerine yasa değişikliği öneriyor. Aslında yapılan, yasa değişikliğiyle anayasanın ikinci maddesinin değiştirilmesi, dolaylının dolaylısı bir yolla laik hukuk devletine müdahale edilmesi ve ortadan kaldırılmasıdır” ifadelerini kullandı.
2008’den bu yana “anayasa ve toplum tarafından güvence altına alınmış laikliğin ortadan kaldırıldığını, dinin devlete, siyasete, hukuka, eğitime, toplumsal yaşam tarzına sokulduğu dönemin yaşandığını” kaydeden Aydın, “AKP; ‘anayasa değişikliği’ derken baştan beri siyasal İslam ile olan barışıklığını ve niyetini artık anayasaya yazmak gerekir demeye getiriyor” dedi.
“ÖZGÜRLÜĞE SINIRLAMA”
Son dönemde yaşanan yasaklar ve toplumun çeşitli kesimlerinin hedef alınmasına değinen Aydın, şunları kaydetti: “Olası yasa değişikliğiyle özgürlüklerin ve laikliğin kısıtlanması süreci hızlanır. Kadın, çocuk, toplumsal cinsiyet, sanat, düşünce ve basın özgürlükleri, bütünüyle dinsel özgürlük ideolojisiyle sınırlandırılmış olacak. Hatta bir kısmı dinsel yasaklar kapsamına rahatlıkla sokulabilecek.”
İlerici Kadınlar Derneği Başkanı Umut Kuruç ise yapılacak anayasa değişikliğinin, “son dönemdeki yasaklar ve kadınların hedef alınması şeklinde yaşananların anayasal zemine oturtulması anlamına geleceğini” belirtip şunları söyledi: “Bu, AKP’nin, cemaat ve tarikatların beklediği fırsattı. Her gün kadınlar öldürülüyor. Bürokrasi, tarikat ve cemaatler arasında paylaştırılmış durumda. Değişiklik, bunların gücünün tahkim edilmesi anlamına gelir. Gerici kuşatma önce kadınları hedef alarak başlar, bütün toplumu esir alır. Türkiye geri dönülmez biçimde karanlığa doğru yuvarlanır. CHP bu sürecin ortağı haline geldi. Geriye cumhuriyetin hiçbir kurumunu bırakmamak üzere bir saldırı var. Buna CHP de dahil.”
“ÖDEVİ OLMALI”
Atatürkçü Düşünce Derneği Kurucu Üyesi ve eski Genel Başkanı Prof. Dr. Özer Ozankaya, CHP lideri Kılıçdaroğlu’na yönelik açık mektup yayımladı. Atatürk’ün, Erzurum Kongresi hazırlıkları sürerken Mazhar Müfit Kansu’ya “Zaferden sonra hükümet biçimi Cumhuriyet olacaktır. Padişah ve hanedan konusunda zamanı gelince gereken işlem yapılacaktır. Kadınların örtünüp kapanması kalkacaktır. Fes kalkacak, uygar uluslar gibi şapka giyilecektir. Latin harfleri kabul edilecektir” notunu yazdırdığına işaret eden Ozankaya şu ifadeleri kullandı: “Bu kalıta sahip çıkmak, CHP genel başkanının da birincil ödevi olmak gerekir düşüncesindeyim.”
“GEÇ OLABİLİR”
Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Dursun Atılgan da “Türban, çarşaf, sarık, cüppe gibi giysiler kılık kıyafet yasasına aykırıdır. Laik, demokratik ve özgürlükçü Türkiye Cumhuriyeti devleti, özgürlükleri kısıtlamak için özgürlük isteyen köktendinci kesimlere fırsat veremez. Aksi takdirde her şey çok geç olabilir” ifadelerini kullandı.

https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/kemal-kilicdaroglu-basortusu-cikisinin-nedenlerini-acikladi-oy-hesabi-yapmadim-teklif-sadece-basortusu-ile-ilgili-1989453
This entry was posted in İrtica, Politika ve Gundem, SİYASAL İSLAM, TARİKAT VE CEMAATLAR, YOBAZLIK - GERİCİLİK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *