BÜYÜK SIFIRLAMA – 1 * VATANSIZ PARA ve SIFIRLANACAK DEVLET/LER “The Great Reset”

Büyük Sıfırlama, Great Reset veya Global Reset

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) COVID-19 salgını sonrasında, ekonomiyi sürdürülebilir bir şekilde yeniden inşa etme önerisidir. Mayıs 2020’de Birleşik Krallık Prensi Charles ve WEF direktörü Klaus Schwab tarafından tanıtıldı. Yatırımları, karşılıklı ilerlemeye daha uygun hale getirerek ve çevresel girişimlere daha fazla odaklanarak, kapitalizmi geliştirmeyi amaçlamaktadır.
Salgını, riskli bir deney haline getirmekle eleştirilen öneri, bir dilekçe ile 72 saatten daha kısa bir sürede 80.000 imza toplanılarak durduruldu. Buna yanıt olarak bir komplo teorisi yayıldı ve bunun sosyoekonomik, çevresel değişiklikleri ve sözde “Yeni Dünya Düzenini” getirmek için kullanılacağını iddia etti. [https://tr.wikipedia.org/wiki/Büyük_Sıfırlama]

VATANSIZ PARA ve SIFIRLANACAK DEVLET/LER “The Great Reset”

Osman Başıbüyük

“Reset” sözcüğü artık gündelik yaşamımıza girdi. Ne zaman dijital aletlerimiz aksasa, teknolojiden hiç anlamayanımız bile, ilk iş “reset atıyor”. Reset tuşu mekanizmayı baştan kuruyor, bozduğumuz ayarları sıfırlıyor, ilk düzenine döndürüyor; tabii, daha temel bir arıza söz konusu değilse.[*]

Ağır ekonomik buhranlar halkı tepki vermeye zorlar ve sokağa döker. Çok partili demokratik sistemde partiler birbirinin rakibi, hatta düşmanıdır. Bu ekonomik oyunda, iktidar partisi boğazına kadar yolsuzluğa ve hukuksuzluğa batar. İktidardan düşerse kaybedilen sadece iktidar olmayacaktır.
Muhalefetin yarattığı yargılama korkusu, ülkeyi yönetenleri, Vatansız Para’nın dayatmalarına daha kolay boyun eğdirir. Sert siyasi çekişme, seçmen kitlelerini kutuplaştırır ve zamanla düşman kardeşler haline getirir. Ekonomik sıkıntılar ile bunalan halkın öfkesi, “karşı taraf” olarak gördüğü diğer partili vatandaşlara yönelir. Herkes düşman gördüğü tarafa saldırmaya başlar.
Saldırı önce medya, sosyal medya ve sonrasında sokağa taşınır. Hiç kimse farkında değildir ama kardeşler birbirine saldırırken asıl saldırı altında olan, asıl saldırdıkları Vatansız Para karşısında tek güvenceleri olan kendi devletleridir. Bu sürecin ağır yaşandığı dönemlerde ülke iç savaşın eşiğine gelir.
Ordunun sokağa müdahale etmesi kaçınılmazdır. Ordu bölünmedikten sonra devlet bölünmeyecektir. Ama hasar çok büyük olur. Bu arada Vatansız Para, darbeyi yapacak generallere göz kırpar. Para verecektir. Darbe ile sokağı kontrol altına alıp kanı durdurarak bölünmeyi önleme aynı zamanda gelen parayla ülke ekonomisini rahatlatma fikri generallerin Vatansız Para’nın dayatmalarına fit olmasını sağlar.
Bugün Türkiye hızla aynı tuzağa doğru sürükleniyor. Vatansız Para, sokağın gücünü devletlere kaşı kullanmayı planlıyor. 2022 yılının ilk aylarında sokak hareketlerini görmeye başlayacağız. Japon Bankası Nomura’nın yayınladığı Türkiye raporunda, iktidarın beş aşamalı planında öngörülen OHAL tahmini, bazı yabancı yatırımcıların bu süreci okuduğunu gösteriyor. Vatansız Para ise bu süreci okumuyor, planlıyor.
Türkiye’den sonra birçok ülke temerrüde düşecek, yani borçlarını ödeyemeyecek. Para yokluğu yaşanırken Vatansız Para tarafından suni olarak hazırlanmakta olan kıtlık ve gıda krizi halkları sokaklara dökecek. Devrim dalgası, Türkiye’den başlamak üzere dalga dalga bütün dünyaya yayılacak. (Çin hariç. Onlar bu süreci gördü.)
Bu esnada açlıkla sınanan kalabalıkların önüne “evrensel temel gelir” sloganını koyacaklar. Kovid-19 salgını ile insanları işten alıkoyarak evlerine hapsettikleri dönemde devlet yardımları ile bu sürecin kapısını araladılar. Şimdi patlayacak isyanlarla birlikte “bir ülkenin tüm vatandaşlarına herhangi bir şart aramadan düzenli nakdi ödenek tahsis etmesi fikri” kızgın kalabalıkları kendi devletlerine saldırmaya teşvik edecek. Devletleri kendi insanlarına yıktıracaklar.
Bakın bizde Soros’un çocukları TESEV, bu konuda çalışıyor. Sonuçta devletler teslim olacak. Devletlerin ekonomiyi kontrol etmede kullandığı en önemli araç, para basma yetkisini ellerinden alacaklar. Ne kadar süreceği belli olmayan evrensel gelir masalı ile kitleler bir müddet uyutulurken, uluslararası geçerliliği olan elektronik ve kripto paralar, devletleri ekonomik oyunun tamamen dışına itecek. Böylece bir süre sonra savunmasız ve tek başına kalan insanlar Vatansız Para’ya köle olacaklar. Çünkü sisteme karşı çıkanın tüm serveti ve ekonomik geliri bir düğmeye basmakla yok edilebilecek, ertesi gün karnını doyuracak ekmek alamayacak.
Hiç şüpheniz olmasın bu süreçte ilk teslim olan ülke Türkiye olacak. Osmanlı’da da böyle oldu. Vatansız Para, o dönemde imparatorlukları yıkıp cumhuriyet ile ulus devlet sistemine geçerken işe en zayıf halka Osmanlıdan başlamıştı. Maalesef Türkiye’nin çektiği para kıtlığı, ülke içerisinde empryalizmin az miktarda harcama ile operasyon yapılmasına müsaade etmektedir. Diğer yandan ülke içerisindeki kurulu düzen, Vatansız Para’nın istediği gibi at oynatmasına uygundur.
[*] [Barış Zeren / Odatv.com]
This entry was posted in Calisma Dunyasi - Is ve Emekciler, DÜNYA ÜLKELERİ, Ekonomi, EMPERYALİZM, KAPİTALİZM - LİBERALİZM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *