BİR CUMHURİYET ÖĞRETMENİNİN EĞİTİM SAVAŞI

Değerli aydın, yazar Cumhuriyet öğretmeni sayın Mahiye Morgül’ün eğitim savaşı BERAATLA sonlandı ve haklılığı ortaya çıktı


Pedagojik yanlış içeren ders kitaplarına İdare Mahkemelerinde açtığım davaları ve Cumhuriyet Savcılığına yaptığım suç duyurularını okurlarım çok iyi anımsayacaktır. İki kez de ben mahkemeye verildim, ikincisi yeni sonuçlandı, ondan da beraat ettim.
İlkinde, mavi balina ile sembolize edilen intihar oyunu görselini Matematik kitabının kapağına koyan Talim Terbiye Kurulu Başkanı kendisine hakaret ettiğim iddiasıyla Ankara’da bana dava açmıştı, beraat etmiştim. İkincisinde yine aynı mavi balina görselini “Bana da Türkçe” adlı ders kitabına koyan özel bir yayınevi İstanbul’da bana dava açtı. Kitabın başka pedagojik yanlışları da vardı.
‘Sakıncalı ders kitabını MEB bastığı zaman suç duyurusu yapıyorum da neden özel yayınevi basınca suç duyurusu yapmayayım’ diye düşünerek “Bana da Türkçe” (1.Sınıf) kitabını basan, kaç adet bastığını da künyesine koymayan özel yayınevinin bastığı kitap hakkında suç duyurusu yapmıştım. Savcılığa verdiğim dilekçeyi Odatv internet gazetesi yayınlamıştı. Yayınevi, ticari dokunulmazlık zırhına girdi ve müşteri kaybına sebebiyet verdiğim iddiasıyla bana ve editörüm Barış Terkoğlu’na dava açtı.
Yani çocuklar milli servetimiz değil mi?
Böyle kitapların çocuğun ruhsal ve zihinsel gelişimine verdiği zararı konuşmak onların kârına engel olarak görülüyor!
Çocuğun eğitim hakkını kötüye kullanmayı suç olarak hükme bağlayan bir yasamız maalesef henüz yapılmadığı için böyle oluyor.
Mavi balina görselini ve intihar oyununu üreten ulusötesi eğitim tekeli, hiç şakası yok, kendine dil uzatanları yutuyor! Kökleri ortaçağda çocukları kaçırıp köle olarak satmaya kadar uzanan batının liberal eğitim şirketleri yenidünya dedikleri yeni kölelik düzeninde çocukları para kazanacakları meta olarak görmeye devam ediyorlar. İki köleci sistem de borçlu devletlerde görülüyor, iki bin yıllık tarih farkı olsa da, devlet aldığı dış borca karşılık çocuklarını köle veriyor!
İki bin yıl önce borç köleliğini kaldıran Oğuzlu imparatoru Kuruş’un adı paramızda duruyor. MÖ 29 Ekim 535 yılında altın silindire yazdığı borçlanma yasağı İslamın kuruluş felsefesine “faiz haramdır” olarak girdiği halde, hatta TC Anayasasına Mustafa Kemal Atatürk tarafından “Denk Bütçe” şartı konduğu halde, bugün Oğuzlu köklerimizden de, İslamın kuruluş felsefesinden de, kurucu Anayasamızdan da koptuk, borç içindeyiz, açık bütçelerle yönetiliyoruz. Amerikan SPAN şirketinin sömürgeci eğitim modelini dayatan Dünya Bankasına boyun eğiyoruz. Çocuklarımızı köle verdik onlara, farkında değiliz.
Neyse ki bizim ülkemizde kamucu köklerimizden gelen toplumcu duyarlıkla yapılmış yasaları işleten hakimlerimiz var. Avukatım Neslihan Özfidan gibi işini yüreğiyle yapan donanımlı hukuk savunucularımız var. Her iki davada da avukatım olan Neslihan Özfidan hanım sayesinde mavi balina saldırısını beraatle atlattım.
Dört yıldan beri İstanbul’da devam eden davada Cumhuriyet gazetesinin yazarlarından Barış Terkoğlu ile birlikte yargılanıyorduk. Çünkü davaya konu köşe yazım Odatv internet gazetesinde yayınlandığı zaman gazetenin editörüydü. O nedenle dava ikimize birden açıldı. Birlikte yargılanıyorduk. Mahkemede benim hakkımda çok güzel şeyler söyledi. Yazılarımı yayınlamakta herhangi bir sakınca görmediğini ifade ederken “Mahiye hanım bir Cumhuriyet öğretmenidir” dedi. Onurlandırdı beni.
Mahkeme 4 Ekim 2022 tarihinde sonuçlandı. Barış Terkoğlu ve ben, ikimiz de beraat ettik. Karar şöyle:
“GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi 15 gün içerisinde eklenecek gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
Sanıklar hakkında 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa Muhalefet suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, yapılan yargılama sonucunda yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle CMK’nun 223(2)-a maddesi gereğince sanıkların AYRI AYRI BERAATLERİNE”…
Bu karar çocuklarımız üzerinden para kazanmak isteyenlere verilmiş ihtardır. Çocuğun zihinsel fiziksel ruhsal gelişimini örseleyen bu ders kitaplarını basmaya devam eden Milli Eğitim Bakanlığına da uyarıdır. Kimse eleştirmezse MEB bu kitapları satın alıp okullara dağıtıyor. Bakın ELLE ile okuma yazma öğreten 1.Sınıf kitabı, ağırlık yerine KÜTLE diyerek yanlış cümleler öğreten 2.sınıf Matematik kitabı bu sene de yerinde duruyor.
Beraat kararına sevinemiyorum bile. Velilerimiz ise çocuğunu daha ne tehlikelerin beklediğini bilmiyor.
2023 yılında eğitim sisteminde en büyük yıkım yaşanacak, seçimden önce bir anayasa değişikliği daha yapılacak, işte orada dananın kuyruğu kopacak, Cumhuriyetimizin 100.yılına denk getirecekleri bir yıkımın eğitim ayağında neler olacağını 20 yıl öncesinden gördüğüm için tehlikenin farkındayım. Halkımızın da tehlikeyi fark etmesi için açık seçik yazıyorum, zaman zaman risk alıyorum, gücüm yetmiyor, umutlu değilim. Çünkü aynı tuzağa yeniden çekiliyoruz, yine “türbana bak” oynatacaklar bizi ve en demokratik(!) şekilde “sosyal” kelimesi çıkartılacak anayasadan, tarikatlara ayrı din olma serbestliği gelecek, bunu da o sihirli kelimeyi kullanarak yapacaklar; “demokrasi”! Bütün tarikatlar çok demokrat kesilecekler ve hepsi ayrı din vergisi toplama hakkına sahip olmak için AKP’yi destekleyecekler.
DİB buharlaşacak, ya MEB? O da piyasadan ders kitabı almayı serbestledi. İlk 4 yıl (6-9 yaş) sadece okur-yazarlık öğretilen ve Matematik dersi hiç olmayan ama zorunlu İngilizce dersi olan Köy Anaokulları sistemi gelecek. İngilizce konuşma dadıları gelecek Güney Kore’den, Protestan Evangelist misyoner köy kızları. Dikkat edin, 4 yıllık anaokulu maddesini bütün partiler ortak geçirecekler. Alevi Sünni çatışması yaptıramadıkları milletimize İslamcı tarikat savaşları ve buna göre okullar sistemi gelecek. Nasıl anlatayım?
Üç kız öğrencim var, haftada 2 saat benimle ücretsiz Geometri çalışmaya geliyorlar. Ortaokul öğrencisi bu üç kızımla örnek eğitim başladım, ne yaptığımızı ileride anlatacağım. Bir de şifa bilgileri topluyorum, sirke yapıyorum dağıtıyorum. Peteğin kenarındaki sirden bal sirkesi yapmayı öğretiyorum, kanser sardı her yanı, kanser olmamak için bal sirkesi öneriyorum. Ya da sirkeli ballı ılık su, sabahları bir bardak. Kanser olmadan önce korunmak lazım.
Kanser teşhisi konulduğunda üzerine sirke anası tatbik etmek kitleyi yok edebilir. Evde sirke anası bulundurmak lazım. Ancak, temizliğe kimyasal ürünler kullanan kadınlara bal sirkesinin de yapacağı bir şey yok. Çevremdekilere bunları anlatarak moralimi yüksek tutuyorum.
1 Ekim’de Arhavi ADD Şubesinde ders kitapları üzerine yaptığım söyleşi az kişiyle ama niteliği yüksek bir söyleşi oldu. İleride Arhavi’nin Sümer / Oğuzlu tarihindeki önemi üzerine yazacaklarım olacak.
Mahiye Morgül /7.10.2022
This entry was posted in EĞİTİM, MAHİYE MORGÜL. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *