POLİTİKA-GÜNDEM * Hangisine güvenirsiniz?

Hangisine güvenirsiniz?

Yeniçağ – Orhan Uğurluoğlu

Bir yanda; Anayasayı bir kez daha çiğneyeceğini açıkça vurgulayarak
“Cumhurbaşkanlığına 3. kez adayım” diyen Recep Tayyip Erdoğan…
Bir yanda; “6’lı birliktelik onay verirse Cumhurbaşkanlığına adayım” diyen Kemal Kılıçdaroğlu.
Bir yanda; yüzde 51,41 oyla yani sadece yüzde 1,41 oyla, “Verin bu kardeşinize yetkiyi,
görün nasıl uçuracak Türk Halkını” diye kandırılan Türk Halkı…
Bir yanda; Ortada Demokles’in Kılıcı olması gereken ancak yasasını çiğneyerek
mühürsüz oyları kabul edip Tek Adam rejimine onay veren Yüksek Seçim Kurulu… (YSK)
Tablo Türkiye’de budur…
AKP+MHP+YSK Haziran 2023 cumhurbaşkanlığı seçiminde yeni kumpasların hazırlığındadır.
Türkiye’ye kurulmak istenen kumpaslar çok net şekilde ortaya çıkmıştır:
* Demokrasiyi yok etme kumpası,
* Anayasa’yı yok etme kumpası,
* Cumhuriyetin temeli olan “hukuk devleti” ilkesini yok etme kumpası,
* Yüksek Seçim Kurulu’nu yandaş yapma kumpası,
* Halkın iradesine ipotek koyma kumpası,
* Diktatörlük kumpası…
Değerli okurlarım,
Bir yanda; Recep Tayyip Erdoğan;
Anayasa ve yasaları çiğneyen,
İktidarda kalabilmek için aklıyla değil hırsıyla hareket eden,
Demokrasiye asla inanmayan,
Millî Görüş gömleğini çıkaran,
20 yılda tek bir fabrika açmayan,
Çiftçiye, “ananı da al git” diyen,
Gezi Parkı direnişçilerine, “Çürük, sürtük” diye küfreden,
Somalı vatandaşa tokat atan,
Kumpas davalarının, “savcısıyım” diyen,
FETO örgütünü devletin askeriyesine, yargısına, emniyetine, bürokrasisine ve partisine yerleştirip
“Paralel Yapı” oluşturarak 15 Temmuz hain darbe girişimine neden olan,
Amerikan Başkanının, “Ahmaklık etme” sözüne muhatap olan,
PKK uzantısı PYD/YPG’ye karşı yürütülen “Barış pınarı” askerî harekâtını, Amerikan Temsilciler Meclisi’nin, “Erdoğan ailesinin yurt dışındaki mal varlıkları bloke edilsin” kararı alması üzerine durduran,
Kozmik Oda sırlarının FETÖ’cülerin eline geçmesine neden olan,
Ekonomiyi çöküntüye uğratan,
Yurt dışına giden doktorlara, “varsın gitsinler” diyen,
Her seçimde milleti, “Türkiye gelişmiş 10 ülke arasına girecek” diye kandıran,
Tek alyansı ile gelip saraylarda yaşayan, aile vakıflarına topladığı
bağışlar ile Amerika’da bina ve çiftlik sahibi olan,
Türk milletinin birikimlerini sığınmacılara peşkeş çeken,
Türkiye’yi Suriye batağına sokan,
S-400 inadından Türkiye’yi Amerikan ambargosu sonucu F-35 savaş uçağı projesinden dışlanmak zorunda bırakan,
Emeklilikte yaşa takılan EYT’lilerin haklarını yiyen,
Atanmayan öğretmenler ordusu yaratan,
Emekli maaşlarını kuşa çeviren, Türk çiftçisi yerine yabancı ülke çiftçilerini zengin eden,
Kur Korumalı faiz sistemi ile fakirden alıp zengine veren,
Saraylarda uçak filoları ile şatafatlı yaşamı tercih eden,
AKP’li memurlarına aylık 4’er, 5’er maaş alma imkânı veren,
5 müteahhide dünyada devlet ihaleleri alma rekoru kırdıran,
“Şerefsiz, 15 Temmuz müsebbibi” denilen Birleşik Arap Emirlikleri ile Suudi Arabistan’la can ciğer kuzu sarması ekonomik ilişkiler kuran, Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iadesi için hukuki yolları kullanmayan,
Rahip Brunson için, “Bu can bu bedende, bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi (Rahip Brunson) alamazsınız. Ver papazı, al papazı” demesinden sonra Trump’ın, “ABD yaptırımlar uygulayacak” tehdidi üzerine papazı serbest bıraktıran,
Alman Şansölye Merkel’in tehdidi üzerine Almanya vatandaşı Deniz Yücel’i de serbest bıraktıran, Rus savaş uçağının düşürülmesi talimatını verip Türkiye’nin milyarlarca dolar turizm gelirinin kaybına neden olan,
Türk askerinin başına çuval geçirilmesi sonrası Amerika’ya nota verilmesi talebine, “Ne notası? Müzik notası mı?” diye yanıt verip Türkiye’nin itibarını yerle bir eden,
Bakanlarını bürokratlarını istifa ile değil, “af” yolu ile görevden alan,
Damadı Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı bırakıp kaçmasını dahi hazmeden,
163 bin kişiye dava açan,
Basın özgürlüğünü yok eden,
İfade özgürlüğünü askıya alan,
Korku devleti haline getiren,
Meclis’in yasa çıkartarak kabul ettiği İstanbul Sözleşmesini
tek imza ile yayınladığı KHK ile iptal eden,
Diplomasının aslını hâlâ ispat edemeyen,
Tek Adam rejimi ile demokrasinin askıya alınmasına neden olan,
Devlet mallarını ihalesiz peşkeş çeken,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmak için bebek katilinin mektubuna muhtaç olan, Terörist Osman Öcalan’ı seçim kazanma uğruna TRT’ye çıkartıp oy devşirmeye kalkan, 15 milyon vatandaşı sosyal yardımlarla yaşamaya mahkûm eden,
Milleti kutuplaştıran,
Nefret ve kin dili kullanan,
Aile vakıflarına milyonlarca dolar bağış toplayan siyasetçidir…
Bir yanda;
Demokrasiye inanan,
İnsan haklarına önem veren,
Parlamenter Rejim isteyen,
Medya özgürlüğünü savunan,
Millet İttifakı ile İstanbul ve Ankara başta 25 yıllık AKP saltanatını yıkan,
Şeffaf belediye ihaleleri dönemini başlatan,
Cumhuriyet tarihinde ilk kez, “Uzlaşmacı Siyaset” çerçevesinde birbirinden farklı siyasi görüşleri olan 5 partiyi bir araya getiren, Hoşgörü siyaseti ile milleti kucaklayan, “Tek Akıl” değil, “Ortak Akıl” siyaseti yürüten Kemal Kılıçdaroğlu’dur…
Farkı fark ettiniz mi?
Hangisine güvenirsiniz?
This entry was posted in Politika ve Gundem, SEÇİM - SEÇSİS, SİYASİ PARTİLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *