TALAN EDİLEN KAMU VARLIKLARI * ÜLKEMİZİN MİLLİ İLAÇ FABRİKASI NEDEN KAPATILDI?

ÜLKEMİZİN MİLLİ İLAÇ FABRİKASI NEDEN KAPATILDI?

Naci Kaptan – 24 mart 2022

AKP’nin geçmişi, Türkiye’yi daha zengin, daha çağdaş ve daha mutlu yapabilecek, istihdamı, üretimi arttıracak olan kamu kurumlarını kapatarak, özelleştirerek ülkemize yapmış olduğu kötülüklerle doludur.
Atatürk’ün başlattığı tarım ve sanayileşme hamlesi sürecinde yapılmış olan tüm kamu varlıklarımız yabancı küresel firmaların ve devletlerin isteklerine uygun satılmış, kapatılmış elden çıkartılmış, işlevsiz hale getirilmiştir. AKP bu politikalarıyla emperyalizme ve küresel firmalara hizmet etmiştir. Bugünlerde ülkemizin yaşamakta olduğu derin yoksulluk, işsizlik, çok yüksek enflasyon, pahalılık AKP’nin küresel firmalara sunduğu işbirlikçi politikaların sonucudur. Bu nedenlerle Türkiye çok yoksullaşmış, dışa bağımlı olmuştur.
Bilindiği gibi ülkemiz ilaç konusunda da dışa bağımlıdır. Bu nedenle ilaç fiyatları çok yüksek olup bazı ilaçlara da ulaşılamıyor. Ülkemiz, 2005 senesine kadar SSK Bomanti ilaç fabrikasına sahipti. Özellikle genç kuşaklar tarafından pek bilinmeyen bu konuyu araştırdım ve 2005 senesinde AKP tarafından kapatılmış olan ilaç fabrikasının hikayesini okumanıza sunuyorum.

Zamanın ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ESKİ
BAKANI YAŞAR OKUYAN şöyle diyordu:

Dönemimde fabrikayı kapattırmak istediler;

“SSK İlaç Fabrikasının 20 çeşit ilaç ürettiğini, bunun da bu ilaçların orijinalleri veya başka ilaç üreten firmaların ilaç fiyatları ile bir maliyet analizi karşılaştırması yapma imkanı verdiğini belirten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eski Bakanı Yaşar Okuyan, ilaç  sektörünü rahatsız eden konunun bu olduğunu, bu nedenle ilaç sanayicilerinin, lobilerin ilaç fabrikasını kapattırmak istediklerini, fabrika hep yıllardan beri ilaç sektörünün, ilaç sanayinin gözünde bir ur olarak olarak görüldü ve mutlaka kapatılması için yoğun çabalar sarf edildi. Benim bakanlığımdan önce de bu oldu. Benim bakanlığım döneminde de bu oldu. İlaç sektörü kurnazca davranıyor. Doğrudan doğruya ortaya çıkmıyor ama bunu bazı gazetelerde yazdırıyorlar, bazı partilere söylettiriyorlar, bazı milletvekillerini devreye sokuyorlar. Veyahut da sağlık bakanlarını, bazı bakanları şu veya bu gerekçeyle ama sonuçta o ilaç fabrikasının kapatılması gibi bir konuda devreye sokmak suretiyle hep fabrikanın kapatılmasını  gündeme getirdiler.” dedi.
Zamanın Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, Bakan olduğu günden beri, “sağlıkta dönüşüm” adını verdiği bir politikayı hayata geçirmeye çalışıyordu. Buna sağlığın alınıp satılan bir mal haline getirilmesi çalışması demek daha doğru olur. Yani paran varsa sağlık hizmetlerinden yararlanabilirsin; paran yoksa sürünürsün.
Sayın Bakan’ın “sağlıkta dönüşüm” adını verdiği politikasının özü bu. SSK Hastanelerinin devri TBMM’den geçti; ardından SSK İlaç Fabrikası kapandı. Peki kime yaradı bu; özel hastanelere ve ilaç sektörüne. SSK İlaç Fabrikası’nın ürettiği aynı içerikli ilaçları işçiler şimdi dört-beş katı fiyatına alıyor.
Bomanti SSK İLAÇ FABRİKASI 1979 yılında kar amacı gütmeksiniz kuruldu. 2005 yılında ilaç patronlarının baskısına boyun eğen zamanın başbakanı Erdoğan ve sağlık Bakanı Recep Akdağ tarafından kapatıldı.
İlaç firmalarının eczanelere yüksek fiyatlarla satmakta olduğu ilaçları çok ama çok ucuza mal ederek Devlete ve SSK’ya  15 yılda tam 120 milyon dolarlık tasarruf gerçekleştirdi. İleride birçok örneğini özelleştirmelerde göreceğimiz değerli bir kamu varlığının özel sektöre kurban verildiği görüldü.
SSK Sağlık İşleri Genel Müdürü Servet Rüştü Karahan, fabrikanın yıllardan beri kuruma ve Türk halkına çok önemli hizmetler verdiğini söylüyor. İlaç hammaddelerinin ABD ve Avrupa’dan temin edildiğini belirten Karahan, buna rağmen eşdeğerlerinden çok daha ucuza mal edildiğini ifade ediyor. Fabrikanın üretimi sayesinde geçen yıl 40 trilyon liralık tasarruf edilmiş.
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu ise SSK’nın uzun bir mücadele sonunda kurduğu fabrikadan böyle kolayca vazgeçilmemesi gerektiğini açıklayarak. SSK’nın aynı kalitedeki ürünü daha ucuza üretmesinden bazı kesimlerin rahatsızlık duyduğunu ileri süren Başoğlu, uluslararası ilaç firmalarının fabrikanın kapatılması için yıllardır baskı yaptığını kaydediyor. İlacın stratejik bir ürün olduğuna işaret eden Başoğlu, SSK ilaçlarının piyasada satılabilmesine imkan verecek bir yasal düzenlemeyle fabrikanın kurtulabileceğini sözlerine ekledi. Fakat AKP iktidarı uluslarası ilaç şirketlerinin baskısına boyun eğerek bu değerli tesisi modernleştirmek yerine kapatmayı tercih etti.
Kâr amacı gütmeksizin kurulan fabrika yıllardır ilaç devlerinin hedefindeydi. Petrol-İş İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı Reşat Tüysüz, yıllardır pek çok hükümet döneminde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlarının baskı altında tutulduğuna dikkat çekerek, “Direnç gösteren Bakanlar koltuklarından oldu” diyerek “Devletin ilaç fabrikasının elinde her biri milyon dolar değerinde 26 ilacın üretim ruhsatı bulunduğunu, Hükümetin, ilaç devlerinin baskılarına boyun eğerek fabrikaya hammadde alımını engellediğini belirterek, fabrikada üretim yapılacak hammadde kalmadığı için üretimin duracağını açıkladı.”
SSK nın sağlık harcamalarında ilacın payının yüzde 50 olduğu ve  ilaç fabrikasının ucuz üretimiyle sektörde denge işlevi gördüğünü açıklandı. SSK’dan daha ucuza satan yerli ve yabancı firma yok.
Petrol-İş Sendikası, İstanbul-Şişli’de kurulu SSK İlaç Fabrikası’nda üretilen 20 çeşit ilaç ile yerli ve yabancı firmaların ürettikleri eşdeğer ilaçların fiyatlarını araştırdı. Yerli ve yabancı firmaların ürettiği ilaçların, SSK İlaç Fabrikası’nda üretilen eşdeğer ilaçlara göre pahalılık oranı yüzde 20 ile yüzde 646 oranında değişiyor. SSK’nın ürettiği toplam 20 çeşit ilaç yerli ve yabancı ilaç üreticilerinin ürünlerine göre ortalama olarak ise yüzde 159 daha ucuz.
SSK’nın ürettiği 20 çeşit ilaç ile yerli ve yabancı firmaların ürettiği 95 çeşit eşdeğer ilacın fiyatları karşılaştırıldı.  Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü’nün 1 Ağustos 2004 tarihinde onayladığı fiyatlar üzerinden yapılan kıyaslama, ilaçta nasıl korkunç ve haksız kazançlar sağlandığını ortaya koyuyor.
Örneğin B kompleks vitaminler arasında yer alan SSK’nın Vitabeks kapsül ilacında adet birim fiyatı 48 bin lira iken Münir Şahin firması tarafından satılan eşdeğer ilaç BEVİTOL 20 TB ‘nin (tablet) adet birim fiyatı 358 bin lira. Yani bu firma bu ilacı SSK İlaç’a göre yüzde 646 oranında daha pahalıya satıyor. Santa Farma firması ise aynı türden BENORAL 30TB adlı ilacı birim fiyat üzerinden SSK’ya göre yüzde 353 daha pahalı olarak piyasaya sürüyor.
SSK’nın ürettiği 20 çeşit ilaç ile yerli ve yabancı firmaların ürettiği 95 çeşit eşdeğer ilacın fiyatları karşılaştırıldı.  Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü’nün 1 Ağustos 2004 tarihinde onayladığı fiyatlar üzerinden yapılan kıyaslama, ilaçta nasıl korkunç ve haksız kazançlar sağlandığını ortaya koyuyor. Örneğin B kompleks vitaminler arasında yer alan SSK’nın Vitabeks kapsül ilacında adet birim fiyatı 48 bin lira iken Münir Şahin firması tarafından satılan eşdeğer ilaç BEVİTOL 20 TB ‘nin (tablet) adet birim fiyatı 358 bin lira. Yani bu firma bu ilacı SSK İlaç’a göre yüzde 646 oranında daha pahalıya satıyor. Santa Farma firması ise aynı türden BENORAL 30TB adlı ilacı birim fiyat üzerinden SSK’ya göre yüzde 353 daha pahalı olarak piyasaya sürüyor.
SSK’nın ürettiği ilaçlar, bu ilaçların orijinalleri veya diğer ilaç üreticisi firmaların ilaç fiyatları ile maliyet analizi yapma imkanı veriyor. Bu durumdan rahatsız olan yerli ve yabancı ilaç firmaları, her dönemde siyasi iktidarlara baskı yaparak, SSK İlaç Fabrikasını kapattırmak için baskı yaptılar.
Sağlık her insanın ihtiyacıdır, sosyal devletler vatandaşlarının sağlık ihtiyaçlarını devlet tarafından sağlamaktadır. Türkiye devletinin sağlık sağlık kurumu SGK- sosyal güvenlik kurumudur.
Sağlık harcamaları bireyden başlayarak aile ve devletin bütün vatandaşları için en öncelikli harcamalardır. bir kurumun sağlıklı korunması milli olmasıdır, milli olmak kurum içerisindeki üretimin milli olmasıdır, sağlık ihtiyaçları bütünüyle milli olması çok zor olan ihtiyaçlardır, bu yüzden birçok ilacı yurt dışından getirtilerek tedariki mümkün olmaktadır.
.
Zor zamanda dışarıya bağımlılığının zararı nedeniyle, her önemli kurum gibi çok önemli olan sağlık kurumunun ihtiyaçlarının olabildiğince Milli Devlet tarafından sağlanması gerekir, bunun için SSK ilaçlarını üreten bir fabrika yaparak ihtiyaçlarının öne mli bir kısmını yerli üreterek sağlamakta idi, bu hem tasarruf sağladı hemde milli ihtiyaç idi.
Kâr amacı gütmeksizin kuruldu. Buna rağmen SSK ya dolaylı yoldan kâr sağladı. Türkiye de ISO 9002 kalite belgesine sahip tek ilaç fabrikası olan tesis, 1979 da 4 milyon 858 bin dolara mal edilerek kâr amacı gütmeksizin kuruldu. SSK ya dolaylı yoldan kâr sağladı.
– 35 milyon SSK lının ilaç ihtiyacının büyük bir kısmının ucuza mal edildiği Şişli deki fabrika…
– SSK nın ilaç ihtiyacının yaklaşık yüzde 10 unu karşılayan Şişli Bomonti deki SSK İlaç Fabrikasında, ağrı kesici, antibiyotik, vitamin ve öksürük şurubu gruplarından toplam 22 kalem ilaç üretiliyordu.
– Devletin ilaç fabrikasının elinde her biri milyon dolar değerinde 26 ilacın üretim ruhsatı vardı.
Ayrıca üretilen ucuz ilaçlar ile SSK 120 milyon dolar tasarruf etti. 2004 yılında SSK’ye kira hariç 40 milyon gelir sağladı.– 35 milyon SSK lının ilaç ihtiyacının büyük bir kısmının ucuza mal edildi.
– Petrol İş Sendikası’nın yaptığı araştırmaya göre, ilaçlar piyasa ortalamasından yüzde 159 daha ucuz.
– İlaç firmalarının eczanelere 30 TL ye sattığı antibiyotikleri 3 TL ye imal etti.
– ilaç fabrikasının ucuz üretimiyle sektörde denge işlevi gördü.
– Şişli deki bu fabrika sayesinde 15 yılda tam 120 milyon dolarlık tasarruf gerçekleştirdi.
– 105 işçiye iş sağlıyor idi, bu her ailede yaklaşık 4 kişiden 400 kişinin yaşam ihtiyacının sağlanması demektir.
1979 yılında kurulan Şişli Bomonti’deki fabrika SSK’nin ilaç ihtiyacının yaklaşık yüzde 20’sini karşıladı. Türkiye’nin ISO 9002 kalite belgesine sahip tek ilaç fabrikası olan SSK İlaç Fabrikası, SSK eczanelerinin kapatılmasından sonra yasa gereği SSK eczaneleri dışında kamu ya da özel eczanelere ilaç satamadı.
O dönem piyasa değeri yaklaşık 4 milyon TL’ye yakın ilaç hiç piyasaya çıkmadan çöpe atıldı. SSK ilaç firmaları ile fiyat pazarlığı yapabilirken, piyasa tamamen ilaç tekellerine terk edildi.
AKP Bomonti’deki SSK İlaç Fabrikası’nı 2005’te kapattı. Dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ kapatma kararını, “Bizim ilaç fabrikamız olsun diye bir niyetimiz yok” diye savundu.
AKP Hükümeti, Bomonti’deki SSK İlaç Fabrikası’nı 2005’te kapattı. Dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ kapatma kararını, “Bizim ilaç fabrikamız olsun diye bir niyetimiz yok” diye savundu. 13 yıl aradan sonra hükümet yaşanan ilaç sıkıntısı ve yüksek fiyat sorununu çözmek için yerli ilaç çağrısı yaptı…
Yerli ilaç üretiminin iktidarları döneminde durdurulduğunu “unutan” Erdoğan, sağlık alanında “yerlileşme” ve “millileşme” ihtiyacı olduğunu ifade etti. Erdoğan, “Hem ilaç hem tıbbi cihaz sektörlerimiz büyük ölçüde dışa bağımlı, bundan kurtulmamız gerekiyor” dedi.
AKP hükümetinin fabrikayı kapatması ile tamamen ithal ilaca mahkûm olan Türkiye’de döviz kurundaki büyük artış ilaç sorununu daha da büyüdü. Ülkeyi ilaç krizine sürükleyen süreç şöyle gelişti:
Piyasa ilaç firmalarına terk edildi: SSK’nin ilaç ihtiyacının yaklaşık yüzde 20’sini karşılayan, Türkiye’nin ISO 9002 kalite belgesine sahip tek ilaç fabrikası olan SSK İlaç Fabrikası, AKP tarafından kapatıldı. 1979 yılında kurulan Şişli Bomonti’deki fabrika, SSK eczanelerinin kapatılmasından sonra yasa gereği SSK eczaneleri dışında kamu ya da özel eczanelere ilaç satamadı. O dönem piyasa değeri yaklaşık 4 milyon YTL’ye yakın ilaç hiç piyasaya çıkmadan çöpe atıldı. SSK ilaç firmaları ile fiyat pazarlığı yapabilirken, piyasa tamamen ilaç firmalarına terk edildi.
SSK’nin gelir kaynağı kesildi: Fabrikanın 1979 yılından 2005 yılına kadar SSK’ye 15 milyon dolar civarında kira ödediği ve kâr devrinde bulunduğu kayıtlara yansıdı. Ayrıca üretilen ucuz ilaçlar ile SSK 120 milyon dolar tasarruf etti. 2004 yılında SSK’ye kira hariç 40 milyon gelir sağladı.
Ucuz ilaç bitti: Fabrika kapatıldığında ağrı kesici, antibiyotik, vitamin ve öksürük şurubu gruplarından toplam 22 kalem ilaç üretimi yapıyordu. Petrol-İş Sendikası’nın o dönemde yayımladığı araştırma raporunda “İlaçlar piyasa ortalamasından yüzde 159 daha ucuz” tespiti yer aldı.
Sağlık meslek örgütleri dinlenmedi: 2005 yılında sağlık meslek örgütlerinin “Türkiye’yi ilaç tekellerinin kâr hesaplarına mahkûm etmeyin” isyanları duymazlıktan gelindi. 2005 yılında İşyeri Temsilcisi olan Abdullah Akbaş SSK İlaç Fabrikası’nın zarar ettiği iddialarına “2004’te sadece satışlardan 40 milyar lira kâr ettik” yanıtını verdi.
Akbaş, kullanılan hammaddenin yüzde 99’unun ithal olmasına rağmen özel sektörden daha ucuza mal etme sebeplerini “Özel sektör gibi kâr amaçlı üretim yapmıyoruz” diyerek açıkladı. Bütün bu itirazlara ve gerçeklere rağmen fabrikanın kapanışı engellenemedi.
AKP ülkeyi ekonomik ve toplumsal olarak “talan etmek” partisidir. Sağlık ve ilaç sektörüne büyük ekonomik katkıda bulunan, İlaçta dışa ve iç ilaç sektörüne karşı denge sağlayan Bomonti’deki SSK İlaç Fabrikası AKP tarafından 2005’te kapatıldı. Daha sonraları Refik Saydam Hıfzısıhha’ya da sıra gelecek ve ülkemizi dışa bağımsızlıktan kurtaran kurumlar geliştirilmek yerine özel sektör daha çok kazansın diye kapatılacaktı.
KAYBOLAN İLAÇ RUHSATLARI VE DEMİRBAŞ MALZEMELER;
SSK Bomanti ilaç fabrikası kapatıldıktan sonra talanlar başladı. Devletin ilaç fabrikasının elinde her biri milyon dolar değerinde 26 ilacın üretim ruhsatı bulunduğu biliniyor. Araştırdım fakat bu ruhsatların akibeti hakkında bir bilgiye ulaşamadım. Büyük olasılıkla bu her biri milyon değerinde ruhsatlar birileri tarafından buharlaştırıldı. Haklar satıldı ve geliri birilerinin cebine girdi.
Talanlar sadece bununla kalmadı, 2014 Yılının Şubat ayında SGK’da 180 kamyon hurdanın kaybolduğu haberi gündeme düştü.  Eski SSK ilaç Fabrikası ve Bomonti’deki deponun Ocak 2014’e kadar devredilmesi gerekiyordu. İlk gidilen yer Kadıköy Göztepe’deki depo oldu. 12 Haziran’da gidilen depoda karşılaşılan tablo, yaşanan skandalın ilk halkası oldu. Buradaki defterler üzerinde yapılan incelemede, depodan 15 Aralık’ta hurda yüklü iki kamyonun çıkış yaptığı belirlendi. Araçların plakası üzerinde yapılan sorgulamada C.K. firmasına ait oldukları belirlendi. Ancak kurum kayıtlarına giren herhangi bir para görünmüyordu.
Ziyaretçi defteri üzerinde yapılan incelemede, bu iki araç dışında 14 Kasım-2 Aralık arasında hurda yüklü 11 aracın daha çıkış yaptığı belirlendi. İncelemede, söz konusu araçlara, eski il müdür yardımcıları M.Y ve E. U.’nun talimatı ile çıkış yaptırıldığı belirlendi. Kurtköy’deki depoya bakıldığında ise 16 Kasım 2012’de hurda yüklü 5 aracın çıkış yaptığı, talimatın ise M.Y. tarafından verildiği belirlendi.
ARAÇ KAYIT DEFTERLERİ TEK TEK YOK EDİLDİ
Göztepe ve Kurtköy’deki incelemeden bir gün sonra da Bayrampaşa’daki depoya bakıldı. Bu depodaki ziyaretçi defteri kaydının ise 9 Nisan 2013’ten itibaren başladığı görüldü. Durum güvenlik görevlilerine soruldu. Alınan yanıt, eski defterin M.Y. tarafından alındığı, bir daha da geri verilmediği şeklinde oldu. Söz konusu depoda elde edilen 8 ayrı hurda çıkış tutanağından 7’sinin resmi satışlarda görülmediği belirlendi. Süreyyapaşa, Cibali, Tuzla’daki depolarda yapılan incelemelerde de benzer durumların yaşandığı, araç giriş-çıkışlarını gösteren defter ve kayıtların il müdür yardımcıları M.Y, M.K. ve eczacı M.E.K. tarafından belli tarihlerde alındığı tespit edildi. Yapılan incelemelerde Bomonti’deki depoda, 13 Mart-27 Mart tarihleri arasında 85 TIR veya kamyonun çıkış yaptığı belirlendi.
Ancak söz konusu hurdaların satışına ilişkin de hiçbir kayda rastlanmadı. Yine aynı depoda Mart-Haziran 2012 döneminde 31 adet, eski SSK İlaç Fabrikası’ndan ise 38 hurda yüklü kamyon veya TIR’ın çıkış yaptığı belirlendi. Ancak sadece 10 araçlık hurdanın satışı kayıtlarda ortaya çıktı. Yine Tuzla OSB’deki depodan çıkış yapan 9 TIR hurda kâğıda ilişkin de satış kaydına rastlanmadı. Yapılan ön incelemede, sadece göstermelik birkaç ihale yapıldığı, hatta bu ihalelerin bazılarında da önce ihaleye konu malların satıldığı, daha sonra ihale yapıldığı belirlendi. Suçlanan isimlerden üçü 9 ay kadar öncesine kadar İstanbul’da il müdür yardımcısı konumundaydı. Söz konusu isimlerden bugün halen birkaçı başka illerde SGK il müdürü, il müdür yardımcısı ve hatta müfettiş olarak görev yapıyor.
Göztepe ve Kurtköy’deki incelemeden bir gün sonra da Bayrampaşa’daki depoya bakıldı. Bu depodaki ziyaretçi defteri kaydının ise 9 Nisan 2013’ten itibaren başladığı görüldü. Durum güvenlik görevlilerine soruldu. Alınan yanıt, eski defterin M.Y. tarafından alındığı, bir daha da geri verilmediği şeklinde oldu. Söz konusu depoda elde edilen 8 ayrı hurda çıkış tutanağından 7’sinin resmi satışlarda görülmediği belirlendi. Süreyyapaşa, Cibali, Tuzla’daki depolarda yapılan incelemelerde de benzer durumların yaşandığı, araç giriş-çıkışlarını gösteren defter ve kayıtların il müdür yardımcıları M.Y, M.K. ve eczacı M.E.K. tarafından belli tarihlerde alındığı tespit edildi.
Yapılan incelemelerde Bomonti’deki depoda, 13 Mart-27 Mart tarihleri arasında 85 TIR veya kamyonun çıkış yaptığı belirlendi. Ancak söz konusu hurdaların satışına ilişkin de hiçbir kayda rastlanmadı. Yine aynı depoda Mart-Haziran 2012 döneminde 31 adet, eski SSK İlaç Fabrikası’ndan ise 38 hurda yüklü kamyon veya TIR’ın çıkış yaptığı belirlendi. Ancak sadece 10 araçlık hurdanın satışı kayıtlarda ortaya çıktı. Yine Tuzla OSB’deki depodan çıkış yapan 9 TIR hurda kâğıda ilişkin de satış kaydına rastlanmadı. Yapılan ön incelemede, sadece göstermelik birkaç ihale yapıldığı, hatta bu ihalelerin bazılarında da önce ihaleye konu malların satıldığı, daha sonra ihale yapıldığı belirlendi. Suçlanan isimlerden üçü 9 ay kadar öncesine kadar İstanbul’da il müdür yardımcısı konumundaydı. Söz konusu isimlerden bugün halen birkaçı başka illerde SGK il müdürü, il müdür yardımcısı ve hatta müfettiş olarak görev yaptığı belirlendi.

KAYNAKLAR
https://www.istanbulgercegi.com/2005te-ssk-ilac-fabrikasini-kapatan-akp-13-yil-aradan-sonra-yerli-ilac-cagrisi-yapti_182560.html
https://www.milligazete.com.tr/haber/747832/ssk-ilac-fabrikasi-yabanci-tekellere-kurban-ediliyor
https://petrol-is.org.tr/haber/iste-lobilerin-ssk-ilac-fabrikasini-kapattirmak-istemelerinin-nedeni-644
https://www.sabah.com.tr/gundem/2014/02/05/buyuk-skandalin-perde-arkasi-ortaya-cikti
https://calismaortami.fisek.org.tr/icerik/zorunlu-aciklama

Kaybedilen bir milli değer SSK İLAÇ FABRİKASI ..

TALAN EDİLEN KAMU VARLIKLARI * ÜLKEMİZİN MİLLİ İLAÇ FABRİKASI NEDEN KAPATILDI?

This entry was posted in ÖZELLEŞTİRMELER, Saglik, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

One Response to TALAN EDİLEN KAMU VARLIKLARI * ÜLKEMİZİN MİLLİ İLAÇ FABRİKASI NEDEN KAPATILDI?

  1. emin says:

    Türkiye aydınların hiyanetini yaşamaktadır..özelleştirme .anlatılmamıştır. ..Özelleştirme hayatımıza 12 eylül faşist darbesi ile dayatılarak soyguna entegre edilmiştir……Özalla başlayan süreç Çiller ,le devam ederek bu günlere gelinmiştir…..muhalefette buna çanak tutmuştur.özelleştirme az gelişmiş ülkeleri talan eden bir demokrasi silahıdır.önemli bir konuya işaret etmişiniz teşekkürler.sayğılar

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *