I. Dünya Savaşı sonrası Mütareke döneminde başta Osmanlı başkenti İstanbul olmak üzere pek çok vatan toprağı işgal edilmiş, Osmanlı ordusu terhis edilmiş, silah ve cephanesine el konulmuş ve İstanbul Hükümeti işgaller karşısında varlık gösterememiştir. Bu süreçte Anadolu’da ortaya çıkan Milli Mücadele hareketi, bir taraftan silahlı mücadeleyi yürütmüş diğer taraftan halkı işgaller karşısında örgütlemeye çalışmıştır.
BÖLÜM I
Yavuz Grubu:
İşte bütün bu olumsuz olaylar neticesinde, Zabitân Grubu’nun bir müddet sonra adını değiştirdiği ve yine Muğlalı Mustafa Bey başkanlığında Yavuz Grubu olarak faaliyetini devam ettirdiği anlaşılmaktadır.
Yavuz Grubu’nun mührü, Yavuz Sultan Selim’in resmini taşıyordu.
Yarbay Mustafa (Muğlalı) Bey tarafından, Ankara’da Müdâfaa-i Milliye’ye ve Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye (Genelkurmay) Reis Vekili Fevzi (Çakmak) Paşa’ya “Çok Acele” kaydıyla gönderilen ve üzerinde “Yavuz Grubu” nun mührü bulunan 12 Mart 1337 (1921) tarihli bir şifreli raporda (belgede);
Felah-ı Vatan Grubu mühürü
Anadolu’ya takalarla nakledilmek üzere Sarıyar Bölgesi’nde sahile yakın bir noktada Teşkilât tarafından saklanan 570 adet mavzer ile 4 hafif makinalı tüfek ve 10 sandık cephanenin, Askerî Nigâhban tarafından İngilizler’e ihbarı neticesinde kaybedildiği, ancak gönüllü subayların kaçarak saklanmaya muvaffak oldukları bildirilmekte, ayrıca İngilizler adına ajanlık yapan şahıslardan bahsedilmekte ve bu şahısların Adapazarı yönünden Anadolu’ya gönderildikleri belirtilmektedir.
Muğlalı Mustafa Bey’in yakalanma tehlikesi sebebiyle, Eylül 1921’de İstanbul’dan Anadolu’ya geçmesinden sonra Yavuz Grubu’nun faaliyetlerinin sekteye uğradığı anlaşılmaktadır.
Hamza, Mücâhid, Muhârip ve Felâh Grupları:
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’nin 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da toplanmasından ve Ankara Hükümeti’nin, İstanbul’un etkisini pasifize eden bir güç olarak ortaya çıkmasından sonra başta İstanbul olmak üzere, ülkenin her tarafındaki gizli direniş gruplarının tek bir merkezden, Ankara’dan yönetilmesi kararlaştırılmıştır. Bu cümleden olarak, Anadolu’ya subay, silâh, cephane ile malzeme göndermek ve istihbarat yapmak amacıyla, Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti (Genelkurmay Başkanlığı)’ne bağlı olarak 23 Eylül 1920 tarihinde İstanbul’da Hamza Grubu kurulmuştur. Ancak grup, şifre anahtarlarının düşmanın eline geçmesi ve Ankara’dan gönderilen kurye çantasının yolda kaybolması üzerine adını değiştirmek zorunda kalmış ve 15 Aralık 1920 tarihinden itibaren Mücâhid adını almıştır. Bu grup da kısa bir zaman sonra adını değiştirmeye mecbur kalmış ve 23 Şubat 1921 tarihinde Muhârip adını alarak faaliyetine devam etmiştir. Nihayet grup, 31 Ağustos 1921 tarihinde Felâh adını almıştır.
Fevzi (Çakmak) Paşa, grupların devamlı olarak adlarını değiştirmelerini, İngiliz Servisi’nin faaliyetlerine bağlamaktadır.
Felâh Grubu da, Ankara’ya subay ve cephane gönderimi ile istihbarat teminine ağırlık vermiş, Millî Mücadele lehinde propaganda faaliyetinde bulunmuştur. İstihbarat konusunda özellikle Yunan ordusunun durumu ile ilgili haberleri Ankara’ya iletmiştir. Felâh Grubu, İngiliz taraftarı Damad Ferid Paşa tarafından Anadolu’ya gönderilen ajanların listesini de ele geçirerek, Ankara’da Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti’ne göndermiştir.[18] Felâh Grubu’nun faaliyetlerine ise 4 Ekim 1923 tarihinde son verilmiştir.
Millî Mücadele döneminde, Anadolu’ya silâh, cephane, malzeme ve istihbarat temini amacıyla daha başka gruplar da faaliyet göstermekte idiler. Bu küçük gruplar arasında, İmalât-ı Harbiye, Muâvenet-i Bahriye, Nâmık, Ferhâd, Kerimî ve Fethiye Deniz Grupları sayılabilir.
Askerî Polis (Ayn-Pe) Teşkilâtı :
Ordu içerisine sızan yabancı ajan faaliyetlerine ve propagandasına karşı koymak amacıyla, 18 Temmuz 1920 tarihinde Garp Cephesi Komutanlığı’na bağlı olarak Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti tarafından Askerî Polis (Ayn-Pe) Teşkilâtı kurulmuştur. Teşkilât, başlangıçta başarılı hizmetler vermiş, ancak daha sonraları gizliliğe riayet etmediği ve yetkilerini aşarak her işe karıştığı gerekçesiyle 21 Mart 1921 tarihinde lağvedilmiştir.
Müsellâh Müdafâa-i Milliye (M.M.) Grubu:
Edinilen tecrübelerin ışığında ve belirlenen yeni hedeflere ulaşılabilmesi amacıyla, 1921 yılı başlarında Fevzi (Çakmak) Paşa’nın direktifi ile Hüsamettin Ertürk tarafından İstanbul’da Müsellâh Müdâfaa-i Millîye Grubu (M.M. /Mim Mim) kurulmuş ve 3 Mayıs 1921 tarihinde TBMM Hükümeti tarafından resmen kabul edilmiştir. M.M. Grubu, asker ve sivil kesimden oluşan kadrolarıyla İstanbul’da geniş bir ajan ve haber ağı kurmayı başarmış, Anadolu’ya silâh ve cephane kaçırılması faaliyetlerini organize etmiş, düşman karargâhlarına, işbirlikçi gruplara ve yabancı misyonlara sızarak çok sayıda önemli belge ve bilgiyi elde etmiştir. Grub’un faaliyetlerine İstanbul’un kurtuluşundan sonra, 5 Ekim 1923 tarihinde son verilmiştir.
Tedkik Heyeti Âmirlikleri:
Askerî Polis Teşkilâtı’nın kapatılmasının istihbarat faaliyetleri açısından doğurduğu boşluk, yine Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti tarafından kurulan ve 1 Nisan 1921-22 Haziran 1922 tarihleri arasında Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde faaliyet gösteren “Tedkik Heyeti Âmirlikleri” vasıtasıyla giderilmiştir. Âmirlikler, komünist faaliyetler, ajan faaliyetleri, azınlıkların tutum, davranış ve düşmanla işbirlikleri, Yunanlılar’ın işgalleri ve zulümleri, halkın Millî Mücadele karşısındaki tavrı gibi konular üzerinde çalışmıştır. Tedkik Heyeti Âmirlikleri de, personelinin kimliklerinin deşifre olması sebebiyle, 22 Haziran 1922 tarihinde lağvedilmiştir.
Geçit Teşkilâtı:
1922 yılı sonları ile 1923 yılı başları arasında, Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti tarafından I.Ordu Komutanlığı’na bağlı olarak, İstanbul ve Trakya’ya yeniden yapılacak bir saldırıya karşı koymak, İngiliz işgal birliklerini takip ve kontrol etmek amacıyla, Geçit Teşkilâtı Kumandanlığı (GTK) adı ile bir teşkilâtın kurulduğu görülmektedir. Lozan Barış Görüşmeleri (20.11.1922-7.2.1923)’nin, 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması ile sonuçlanmasından sonra, Fevzi (Çakmak) Paşa’nın emri üzerine 8 Ağustos 1923 tarihinde Teşkilât’ın faaliyetlerine son verilmiştir.
Tedkik Heyeti Âmirlikleri’nin kapatılmasından sonra bunların yaptıkları istihbarat, propaganda, takip ve araştırma görevleri, Ordu Kurmay Başkanlıkları’na bağlı olarak çalışan İstihbarat Şubeleri tarafından yürütülmeye başlanmıştır. 1922 yılının ortalarından, Cumhuriyet döneminde 1926 yılının başlarına kadar bu görevleri Ordu Müfettişlikleri İstihbarat Şubeleri devam ettirecekler[20] ve aşağıda görüleceği gibi, Ordu Müfettişlikleri de bu görevleri Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti’nin talimatı üzerine, Millî Emniyet Hizmeti (M.E.H.) Riyâseti Şubeleri’ne devredeceklerdir.
Felah Grubu da bu süreçte Ankara tarafından desteklenen ve İstanbul’da kurulan gruplardan birisidir. Grup istihbarat ve propaganda faaliyetlerinin yanında, basılı gazeteleri İstanbul halkına dağıtarak Anadolu’da sürdürülen Millî Mücadeleye destek olmuştur. Grubun Anadolu hareketine yönelik en önemli faaliyetlerinden biri de İstanbul’dan güvenilir subay ve memurları Anadolu’ya geçirerek Millî Mücadeleye fiili olarak katkıda bulunmasıdır.
Felah-ı Vatan Grubu, 1920’de toplanan son Osmanlı Meclis-i Mebûsan’ında Milli Mücadele’ye yandaş üyeler tarafından oluşturulan meclis grubudur. Grup başkanlığına Rauf Bey (Orbay) getirilmiştir.
Bu milletvekilleri mecliste Mustafa Kemal’i başkan seçtirme amacı gütse de, onu başkan seçtiremedi. Müdafaa-i Hukuk Grubu yerine Felah-ı Vatan (Vatanın Kurtuluşu) grubunu kurdular. Müdafaa-i Hukuk adını kullanmaktan çekindiler. Ancak kongrelerin ulusal bağımsızlık ile ilgili kararlarını onaylatmayı başardılar. Bu kararların genel adı Misak-ı Millî kararlarıdır. Bu kararlar 6 maddeden oluşur.
1) Mondros Mütarekesi’nin imzalanması sırasında düşman devletlerinin işgali altında kalan ve özellikle Arap çoğunluğun yaşadığı yerlerin geleceği o bölge halkının serbestçe verecekleri oylara göre tayin edilecektir. Bunun dışında kalan Türk ve İslam çoğunluğunun bulunduğu bölgeler ise bölünemez ve ayrılamaz bir bütün sayılacaktır.
2) Halkoyu ile ana vatana katılmış olan Kars, Ardahan ve Batum için gerekirse tekrar serbestçe halkoyuna başvurulması kabul edilecektir.
3) Batı Trakya’nın hukuki durumu orada oturanların tam bir hürriyetle verecekleri oylara uygun olacaktır.
4) İstanbul şehri ve Marmara’nın güvenliği her türlü tehlikeden uzak kalmalıdır. Boğazların dünya ticaretine ve ulaşımına açılması bizim ve ilgili diğer tüm devletlerin birlikte verecekleri karara bağlı olacaktır
5) Azınlıkların hakları, komşu ülkelerdeki Müslüman halkın da aynı haklardan yararlanması şartıyla tarafımızdan tanınacak ve sağlanacaktır.
6) Siyasi, adli ve mali gelişmemize engel olacak sınırlamalar kaldırılacaktır.
Bu maddelere karar verilen toplantılar İtilaf Devletleri’nin baskısından kurtulmak için gizlice yapılmıştır.
BÖLÜM II
Felah Grubu’nun Milli Mücadele’deki Faaliyetleri
Kübra Kayabaşı* 06.05.2019
Dünya Savaşı sonrası Mütareke döneminde başta Osmanlı başkenti İstanbul olmak üzere pek çok vatan toprağı fiilen işgal edilmiş, Osmanlı ordusu terhis edilmiş, silah ve cephanesine el konulmuş ve İstanbul Hükümeti işgaller karşısında varlık gösterememiştir. Bu süreçte İstanbul’da Karakol Cemiyeti, Zabitan Grubu, Yavuz Grubu ve Müdafaa-i Milliye gibi gizli grupları kurularak istihbarat, propaganda ve mühimmat sevkiyatı faaliyetleri ile Anadolu Hareketini desteklemişlerdir.
Felah Grubu da bu süreçte Ankara destekli olarak kurulan gizli gruplardan biridir. Grup, istihbarat ve propaganda faaliyetlerinin yanında, İstanbul’dan güvenilir subay ve memurları Anadolu’ya geçirerek Milli Mücadeleye fiili olarak katkıda bulunmuştur. Milli Mücadeleye pek çok katkıda bulunduğu bilinen grup faaliyetlerine, Hamza Grubu adı ile 23 Eylül 1920 tarihinde başlamıştır. Sırasıyla Mücahit, Muharip ve Felah isimlerini alarak 4 Ekim 1923 tarihinde son bulana kadar faaliyetlerini sürdürmüştür.
Giriş
Millî Mücadele, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türk halkının haklı direnişinin ve millet olarak var olma mücadelesinin adıdır. Aynı zamanda işgal devletleri karşısında yalnız kalan Anadolu halkının esaret belgesini kabul etmeyerek işgallere karşı koyuşunun
yansımasıdır. 1Mondros Mütarekesi sonrası Avrupalı devletlerin işgalleri karşısında İstanbul Hükümeti’nin teslimiyetçi yaklaşımına karşın Osmanlı ülkesinde yaşayan halkın çözüm yolu ise kendi içerisinde çeşitli gruplar kurarak mücadele etmek olmuştur.
Bu gruplardan en önemlileri arasında Mondros ile lağvedilen Osmanlı ordusunun yerine alternatif bir güç olarak görülen, Kuvâ-yı Milliye (Millî Kuvvetler) birliklerinin yanı sıra,
istihbarat ve silah sevkiyatı alanında hizmet vermiş olan Karakol Cemiyeti, Zabitan Grubu, Yavuz Grubu, Mim Mim Grubu gösterilebilir. Felah Grubu da, Anadolu’ya subay, silah, cephane, malzeme göndermek ve istihbarat yapmak amacıyla Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti’ne bağlı olarak İstanbul’da kurulmuştur. Mustafa Kemal’in de desteklediği
bu teşkilatlar, kendisinin liderliğindeki Milli Mücadele’ye önemli katkılarda bulunacaktır.
Felah Grubu hakkında en önemli eser, Serdar Yurtsever tarafından 2015 yılında kaleme alınan Milli Mücadele İstihbaratında İstanbul’da Gizli Bir Grup Felah adlı eseridir. Bu çalışmasında Yurtsever, Milli Mücadele’de istihbaratın önemi ve Felah Grubu’nun istihbarata yönelik faaliyetlerini ayrıntılı bir şekilde ele almaktadır. Felah Grubu ile alakalı
bir diğer önemli eser ise, Mesut Aydın’ın 1992 yılında kaleme aldığı Milli Mücadele Dönemi’nde TBMM Hükümeti Tarafından İstanbul’da Kurulan Gizli Gruplar ve Faaliyetleri adlı çalışmasıdır.
Milli Mücadele Dönemi’nde İstanbul’da kurulan gizli gruplar hakkında önemli çalışmalar
yapılsa da Felah Grubu’nun Anadolu’ya yaptığı yardımlar hakkında ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır. Bu nedenle Felah Grubu’nun Milli Mücadele’deki faaliyetlerini ele alan bu çalışma ile literatüre katkı sağlamaya çalışılacaktır.
Felah Grubu’na Giden Süreç
Millî Mücadele döneminde Anadolu hareketine yardım amacıyla kurulan gizli gruplardan birisi de Felâh Grubu’dur. Mondros Mütarekesi sonrasında işgallerin artarak devam etmesi, İstanbul’un işgali ve Sevr Antlaşması’nın İstanbul Hükümeti’ne zorla kabul ettirilmesi karşısında Ankara Hükümeti’nin desteğiyle ortaya çıkan bir harekettir. Anadolu’ya subay, silâh, cephane ile malzeme göndermek ve istihbarat yapmak amacıyla, Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti’ne bağlı olarak, Ankara’nın onayı alınarak kurulmuş olan ilk gizli grup Felâh Grubu’dur.
Felah Grubu kuruluş çalışmalarına ‘Moltke’ adıyla birkaç kişi ile başlamış, merkez olarak Eminönü Balıkpazarı’na dönen köşede Hüseyin Hüsnü Eczanesi’nin tavan arası belirlenmiştir. Mühendis İhsan’ın Selimiye’deki evi ve Neşet Bey’in Beylerbeyi’ndeki Hazım Paşa Yalısı faaliyetlerin yürütüldüğü diğer yerlerdir.
Felah Grubu’nun ilk teşkilatının ismi Hamza Grubu olup, 23 Eylül 1920 tarihinde faaliyetine başlamıştır. Hamza Grubu’nun kurucusu Yüzbaşı Neşet Bey’dir. Neşet Bey Ankara’ya giderek Mustafa Kemal Paşa tarafından kabul görmüş ve ondan aldığı direktif ile İstanbul’a dönerek çalışmalara başlamıştır. Aslında Hamza Grubu’nun kuruluşu ile ilgili çeşitli iddialar vardır.
Bunlardan birisi grubun, daha sonra amirliğini yapan Ekrem (BAYDAR) Bey’in, Hamza Grubu’nu kendisinin kurduğunu iddia etmesidir. Ekrem Bey, Mustafa Kemal Paşa’ya yazdığı mektupta, esaretten döndüğünü, bir Erkân-ı Harbiye subayı olarak vatana hizmet
etmek istediğini belirtmiştir. Bu isteğine karşılık Mustafa Kemal Paşa’nın da İstanbul’un işgalinin yakın olduğu, kendisinin İstanbul’da kalarak İstihbarat ve Yardım Başkanlığı vazifesini yapmasını ve hemen teşkilatlanmasını bildirdiğini ifade etmiştir.
Hamza Grubu yaklaşık üç ay kadar faaliyette kaldığı dönemde, İstanbul’daki bazı zararlı dernek üyelerinin künyelerini Ankara’ya göndermiş, muhbirlerini Bursa, İzmir ve Manisa’ya kadar sokarak, Yunan ordusunun harekâtı ile ilgili Ankara’yı bilgilendirmiştir.
Hamza Grubu üyelerinden Şakir Muzaffer Bey’in İngilizler tarafından yakalanması ve grup şifrelerinin İngilizlerin eline geçmesi sonucu Aralık 1920’de grup, isim değiştirerek “Mücahid” adını almıştır. Mücahid Grubu da yazışma ve faaliyetlerini 23 Şubat 1921 tarihine kadar sürdürmüş, bu tarihten sonra “Muharip Grubu” adını almıştır.
Sakarya Savaşı hazırlıkları sürerken, Muharip Grubu’ndan Genelkurmay’a gelen mesajda, “İzmit’e kaçak fişek ve askeri gereç götüren motorun, 9 Ağustos 1921 tarihinde İstanbul’a dönerken bir İngiliz devriye motoru tarafından durdurulup arandığı, kaçak fişeklerin
ve gereçlerin teslim edildiğini gösteren makbuzun İngilizlerin eline geçtiği, grup adı ve mührünün deşifre olduğu, kaptan ve mürettebatın tutuklandığı” bildirilmiştir.
Bu gelişme üzerine Ankara tarafından şifre ve mührü değiştirilen grup, 31 Ağustos 1921 tarihinde “Felah Grubu” adını almıştır. Millî Mücadele döneminde İstanbul’dan Ankara Hükümeti’ne her türlü destek ve yardımı sağlayan Felah Grubu, Millî Mücadele’nin
sonuna kadar faaliyetlerini sürdürmüştür.
Fevzi (Çakmak) Paşa, grupların devamlı olarak isimlerinin değiştirmelerini İngiliz İstihbaratının tuzağına düşmelerine bağlamaktadır. Bu durum I. Dünya Savaşı’nda yenilen Osmanlı Devleti’nin 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Mütarekesi’ni imzalamasıyla İngiltere’nin Anadolu’yu kontrol altında tutabilmek için Felah Grubu’nun Milli Mücadele’deki Faaliyetleri Mustafa Kemal önderliğinde başlayan Millî Mücadele’yi engellemeye çalıştığını göstermektedir.
Felah Grubu’nun Teşkilat Yapısı
Felah Grubu içerisinde görev dağılımı yapmış, 5 şube şeklinde
örgütlenerek aşağıda yer alan şekli ile faaliyetlerini gerçekleştirmiştir:
1.Şube; istihbarat, propaganda ve bunlarla ilgili vazifeleri yapmak üzere teşkilatlanmıştır. Şube müdürü Erkân-ı Harb Yüzbaşısı Seyfettin Bey (kod adı Yıldız), şube memuru ise Topçu Mülazım-ı evvel Rıdvan Bey’dir. Grubun eleman istihdam etmeyi düşündüğü yerler; Harbiye Nezareti, İşgal kuvvetlerinin İrtibat zabitlikleri, Ecnebi sefaretlikleri, İstanbul Merkez Kumandanlığı, İstanbul Polis Müdüriyeti ve Hariciye Nezareti’dir. İstihbarat çalışmaları, İstanbul’un çeşitli semtlerinde meydana getirilen merkezler aracılığı ile yürütülmüştür. Bu merkezler grup mensuplarının evlerinde tesis edilmişti. Biri Fatih, ikisi Şişli ve başka biri de Eminönü civarındaydı.
2.Şube; Kıtaât-ı Fenniye şubesi olup telgraf, telsiz ve diğer muharebe malzemesinin Anadolu’ya gönderilmesi ile görevlidir. Şube müdürü Telgraf Yüzbaşısı Hilmi Bey’dir. Hilmi Bey, Ankara’nın emri ile İstanbul’da kalması mahzurlu görülerek Anadolu’ya çağrılmış ve orada istihdam edilmiştir.
3.Şube; Muâmelât-ı Zatiye Şubesi olup personel işleri, subayların tedarik ve sevki, posta işlemleri, Anadolu’ya gönderilecek tüm aleyhtar memurlar ile casusların hakkında bilgi elde edilmesinden sorumludur. Şube müdürü Erkân-ı Harb Yüzbaşısı Neşet Bey (kod adı Ay), şube memuru ise Topçu Yüzbaşısı Rasim Bey’dir.
4.Şube; Mühimmat Şubesi olup mühimmat ve harp malzemeleri tedarikinden sorumludur. Şube müdürü E. H. Yüzbaşısı Ekrem Bey (kod adı Güneş), şube memuru ise Yüzbaşı İsmail Hakkı Efendi’dir.
5.Şube; Levâzım Şubesi olup levazım işleri, subay sipariş işlemleri, askeri eşya tedariki, tüm hesap işlemlerinin tutulmasından sorumludur. Şube müdürü Yüzbaşı Sabit Bey (kod adı Işık Hadi), şube memuru ise Yüzbaşı Vasfi Efendi, Yüzbaşı Kemal Efendi ve Yüzbaşı Arif Efendi’dir. Başkanlığını Erkân-ı Harb Binbaşısı Ragıp oğlu Ekrem (Baydar) Bey’in
yaptığı Felah Grubu’nun 20 kişiden oluşan üyeleri ve görevleri aşağıda yer alan şekildedir.
1) Ragıp oğlu Ekrem (Tophane), Rütbesi: Erkân-ı Harb Binbaşısı, Görevi: İstihbarat ve Yardım Başkanlığı.
2) Mehmet oğlu Aziz Hüdâi (İstanbul), Rütbesi: Binbaşı, Görevi: Siyasi İstihbarat.
3) Süleyman oğlu Kerim (Selanik), Rütbesi: Yüzbaşı, Görevi: Şifre Subayı.
4) Sadık oğlu İsmail Hakkı (Edirne), Rütbesi: Yüzbaşı, Görevi: Şifre Subayı.
5) İbrahim oğlu Kemal, Rütbesi: Yüzbaşı, Görevi: Askeri İstihbarat.
6) Nezir oğlu Bedii (Kuzguncuk), Rütbesi: Üsteğmen, Görevi: Osmanlı Hükümeti Genel Kurmayı’nda İstihbarat
7) Ahmet oğlu Fehmi (İstanbul), Rütbesi: Yüzbaşı, Görevi: Zât İşleri.
8) Yusuf Ziya oğlu Cevdet (Midilli), Rütbesi: Yüzbaşı, Görevi: Anadolu’ya subay sevki ve tebligâtı.
9) Yahya oğlu Rasim (Üsküp), Rütbesi: Yüzbaşı, Görevi: Nakliye işleri.
10) Arif oğlu Eyüp (İstanbul), Rütbesi: Yarbay, Görevi: Topçu malzemesinin Anadolu’ya nakledilmesi.
11) Hüseyin oğlu Mehmet Emin (İstanbul), Rütbesi: Yüzbaşı, Görevi: Topçu malzemesinin Anadolu’ya nakledilmesi.
12) Osman oğlu Ahmet Ağa (İstanbul), Rütbesi: Üsteğmen, Görevi: Sevk edilecek malzemenin saklanması.
13) Kazım oğlu Hüseyin Hüsnü (İstanbul-Bakırköy), Rütbesi: Yüzbaşı, Görevi: İstihkâm ve ulaşım aracı temin edilmesi.
14) İbrahim oğlu Mehmet Ali (Girit), Rütbesi: Yüzbaşı, Görevi: Muharebe araçlarının temin edilerek Anadolu’ya gönderilmesi.
15) Edip oğlu Ali Saip (İşkodra), Rütbesi: Hesap memuru, Görevi: Hizmete ve hizmetlilere ait hesap işleri.
16) Mehmet Aziz oğlu Vasfi (İstanbul), Rütbesi: Yüzbaşı, Görevi: Levâzım işleri.
17) Osman oğlu Seyfettin (İstanbul), Rütbesi: Yüzbaşı, Görevi: Levâzım işleri.
18) Saim oğlu Saffet (Trabzon), Rütbesi: Üsteğmen, Görevi: Kurye subaylığı.
19) Hüseyin oğlu Ziya (Kırşehir), Rütbesi: Üsteğmen, Görevi: Sevkiyât
20) Ahmet oğlu İbrahim Ethem (İstanbul), Rütbesi: Teğmen, Görevi: Sevkiyât
Felah Grubu’nun, kurulduğu tarihten itibaren kısıtlı ve sayısı az olan personeli ile organize olarak imkânlar dâhilinde Millî Mücadele’de üstlendiği önemli görevi yerine getirmeye çalıştığı anlaşılmaktadır.
BÖLÜM III
Felah Grubu’nun Gizliliği
Felah Grubu yaptığı faaliyetlerin açığa çıkmamasına yönelik bir takım tedbirler almıştır. Grup, İstanbul’da varlığını sürdürdüğü dönemde gizli adreslerde faaliyetlerde bulunmuş ve sık sık bulundukları adresleri değiştirmişlerdir. Grup yöneticileri Ay-Güneş-Yıldız gibi takma isimler kullanmışlar, Ankara-İstanbul arasında haberleşme kuryeler aracılığıyla
sağlanmış, her ay kuryelerin kullandığı parolalar değiştirilmiş, telgraf yazışmalarında şifre kullanılmış, herhangi bir tehlike durumunda ihtiyat gruplarına geçiş için hazırlıklarda bulunulmuş, grup isimleri kısaltma olarak yazışmalarda kullanılmış ve Ankara’ya gönderilmek üzere hazırlanan raporların açık halinin şifre ile gönderilmesi sonrasında
raporların açık hali yakılarak imha edilmiştir.
Felah Grubu’nun almış olduğu önlemlere bakıldığında gizliliğe riayet edildiği görülmektedir. Grup gizli bir şekilde yapılanma ve faaliyetlerini gerçekleştirme içerisinde bulunarak aslında açığa çıkma veya grup üyeleri içerisinden birisinin ihaneti ile karşı karşıya kalınma ihtimaline karşılık tüm üyelerinin görevden geri kalmamaları amaçlanmıştır.
Felah Grubu gizlilik içinde faaliyetlerini devam ettirmeye çalışmasına rağmen bazı üyeleri açığa çıkmaktadır. İşte bu şekilde açığa çıkan üyeler, grubun çalışmalarını tehlikeye atmamak için Anadolu’ya geçmek zorunda kalmışlardır.
Felah Grubu’nun Anadolu ile Haberleşmesi Felah Grubu, kurulduğu tarihten itibaren Anadolu ile haberleşmeyi çeşitli yollarla sağlamıştır. Grubun ilk teşkilatı olan Hamza Grubu gerekli makam ve merkezlerle irtibatını kuryeler aracılığıyla sağlamıştır. Grup,
Ankara’dan veya sahillerdeki istihbarat zabitliklerinden gönderilecek olan kuryelerin kendileri ile direkt olarak temasa geçmelerini uygun bulmayarak, verdikleri adreslere müracaat etmelerini ve bu suretle irtibatın sağlanmasını uygun görmüştür.
Grubun, Ankara ile haberleşmesini temin edecek diğer bir yol ise sahillerdeki istihbarat zabitlikleri ile şifre haberleşmesidir. Bu yol ile haberleşmenin gerçekleşmesi için en müsait durumda bulunan İstihbarat Zabitliği, İnebolu İstihbarat Zabitliği idi.
Grup tarafından hazırlanan herhangi bir yazı veya rapor, kurye aracılığıyla İnebolu’ya
gönderilerek orada şifre ediliyor ve telle Ankara’ya ulaştırılıyordu. Böylece kurye ile haberleşme işgal altında bulunan İstanbul’da güvenilir bir yol olduğu için tercih edilmiştir.
Felah Grubu, Ankara ile hızlı bir şekilde haberleşmeyi gerçekleştirmek için İstanbul telgraf Müdürü İhsan (Pere) Bey ile görüşmeler yaparak büyük postanenin bodrum katında gizli bir telgraf merkezi oluşturulmuştur. Telgraf hatlarına ait bir planın bulunmamasına karşın, telgraf çavuşu Hacı Mümtaz’ın hatları ve istikametlerini ezbere bilmesinden faydalanılarak, Ankara yönüne hat tahsisi sağlanmıştır.
Postanenin bodrumunda kurulan haberleşme merkezine yapılacak baskının haber alınması üzerine, gizli haberleşme merkezi aynı gece İhsan Bey’in evinin bodrumuna kurulmuştur. Telgraf müdürünün evine taşıdığı makineler, günün her saatinde çalışmış, Mustafa Kemal Paşa’ya haberler ulaştırılmıştır.17 Felah Grubu tarafından İstanbul’dan Anadolu’ya haberlerin ulaştırılması ve yardımların yapılması İngilizleri rahatsız etmiştir.
İstanbul’dan Anadolu’ya silah kaçırıldığını düşünen İngiliz İstihbarat Teşkilatı, İstanbul’daki İngiliz Siyasi Temsilciliğine silah kaçırma işlemlerinin hangi yollarla yapıldığına dair rapor vermiştir. Bu raporda İstanbul’dan Anadolu’ya silahın iki yolla kaçırıldığı belirtilmiştir.
Birincisi, Haydarpaşa-İzmit bölgesidir. Bu yolda tren yolu ve kayıklarla kaçakçılık
yapılmıştır. İkincisi ise, Karadeniz limanlarına yapılan sevkidir. İngiliz İstihbarat Servisi, bu yollar üzerinden yapılacak kaçakçılığın önlenebileceğini dile getirerek alınabilecek tedbirleri şu şekilde sıralamıştır:
1.Pendik-İstanbul arasının tamamen boşaltılması, Pendik’ten
sivillerin çıkarılarak bölgenin işgal altına alınması.
2.Karaburun’dan Pendik’e, Pendik’ten Karadeniz’e kadar denetim altına alınması, Karaburun-Pendik arasında kontrol amaçlı gemilerin bulundurulması, Pendik-İzmit arasında İngiliz kuvvetlerinin iki kat artırılarak Kağıthane önlerinde önlem alınması.
3.İstanbul’da, Anadolu’ya askeri malzeme sevkiyatıyla uğraşan şubelerin mühürlenerek bu işi yapan subayların Anadolu’ya sürülmesi. Bu durum, bir taraftan İngilizler Anadolu’da işgal faaliyetlerini gerçekleştirirken, diğer taraftan İngiliz İstihbarat Servisi’nin, Ankara Hükümeti faaliyetlerini ve Ankara Hükümeti’ne destek veren kişi ve kuruluşları kontrol altında bulundurmak ve Anadolu’ya yapacakları yardımları ne şekilde olursa olsun önlemeye çalıştığını göstermektedir.
Felah Grubu’nun Propaganda Faaliyetleri
Felah Grubu, Millî Mücadele’ye karşı olanların olumsuz yönde yaptıkları propagandanın İstanbul halkı üzerinde etkisini azaltmak ve yok etmek amacıyla karşı propaganda faaliyetleri gerçekleştirmiştir. Grup, kurulduğu tarihte Ankara’ya gönderdiği yazıda, propagandanın önemine işaret etmiştir.
https://www.mit.gov.tr/tarihce/birinci_bolum_B4.html
https://tr.wikipedia.org/wiki/Felâh-ı_Vatan
VAKANÜVİS- Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi/ International Journal of Historical – Researches, Yıl/Vol. 4, Sayı/No. 2, Güz/Fall 2019 ISSN: 2149-9535