Bu Beyanlar Bir İç Savaş İmasıdır
Güner YİĞİTBAŞI – Hukukçu – 05/01/2022
Ne talihsiz bir ülke ve milletiz.
Millet olarak gerçekten büyük bir günah işlemiş olmalıyız ki; Tanrı, bizi ERDOĞAN iktidarı eliyle cezalandırıyor.
Anayasasında; ”insan hak ve özgürlüklerine, hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik ve laik sosyal bir bir hukuk devletidir, herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. “yazan, ancak uygulamada ve fiiliyatta bunlardan eser bulunmayan, anayasayı ihlal ederek varlığını sürdürmeye çalışan, kendisine yönelik cebir ve şiddet içermeyen demokratik bir eleştiri ve muhalefet eylemini dahi, iktidarı devirmeye yönelik bir darbe girişimi, şiddet ve terör eylemi olarak değerlendirerek, milletin anayasal demokratik silahsız ve saldırısız barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını terörizm olarak yaftalayan, saltanatını sürdürebilmek için, kardeşi kardeşi vurdurarak bir iç savaş çıkmasını dahi göze alabilen ve bunun imasını yapan gözü dönmüş ve kararmış, demokrasiden nasibini almamış bir iktidarın tehditleri ve pençesi altında yaşamaya mahkum edilmeye çalışılan, muhalif çoğunluğun, sandık yoluyla tahakküme mahkum edildiği bir toplum haline getirilen ATATÜRK Türkiye’sinin acınacak hale düşmüş olmasının büyük üzüntüsünü yaşıyoruz.
Demokrasinin nimetlerinden yararlanarak iş başına gelen ve sonra demokrasinin (D) sini dahi hatırlamayan, 20 yıldır sürdürdüğü iktidarını kaybetme korkusunun esareti altına giren ve beni devirecekler korkusuna ve vehmine kapılarak, her geçen gün daha da otokratikleşen ERDOĞAN; geçtiğimiz gün, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında yaptığı çok talihsiz bir konuşmasında; “Her fırsatta utanmadan, sıkılmadan sokaklara döküleceklermiş, meydanlara döküleceklermiş. Ya siz 15 Temmuz’u görmediniz mi? Nereye dökülürseniz dökülün. 15 Temmuz’da o sokağa dökülenlere bu millet nasıl dersini verdiyse siz de dökülün siz de aynı dersi öyle alırsınız. Cumhur İttifakı olarak hepinizi önümüze katarız ve gideceğiniz yere kadar kovalarız. ” beyanlarında bulunma gafletine düşmüş.
Bu sözleri, demokrat, demokrasiye ve halkın iradesine saygılı, Türk Milletinin birliğini temsil eden ve tarafsız olması gereken bir Cumhurbaşkanı nasıl söyleyebilir, bu sözleri çekinmeden ve alenen söyleyebilen bir Cumhurbaşkanı, nasıl demokrat olabilir, nasıl anayasanın üstünlüğünü, en önemlisi de kendi meşruiyetini savunabilir?
Gerçekten bir akıl tutulması ile karşı karşıyayız toplum olarak.
Demokratik ve barışçıl anayasal protesto hakkını kullanmak isteyen muhalefet, silahsız ve saldırısız sokağa ve meydanlara çıkarsa, meşru hükümeti devirmeye teşebbüs etmiş sayılırmış, lafa bak beri gel.
Anayasanın 34. maddesinin her Türk yurttaşına tanıdığı en temel hakkı kullanmak üzere, silahsız ve saldırısız sokakta yürümesi ve meydanlarda toplanarak iktidara yönelik protesto ve muhalefet eyleminde ve söyleminde bulunması, darbe teşebbüsü sayılırmış, halk sokağa çıkar ve 15. Temmuz darbecilerine verdiği dersi, muhalif demokratlara da aynen verir ve kovalarmış, tıpkı 15. Temmuzda darbe girişiminde bulunan kendi yoldaşları silahlı, tanklı, tüfekli, harp uçaklı, bombalı FETÖ Terör Silahlı Örgütü mensuplarına yaptıkları gibi.
Siz, bu yalanlarınızla, Türk Ceza Kanununun darbe suçlarını düzenleyen ilgili maddelerinde öngörülen suçlarda koşul olarak aranan, şiddet ve cebir ögesini yok sayarak, kendi kafanıza ve işinize geldiği gibi yeni suçlar mı yaratmak istiyorsunuz, sizin hukuk danışmanlarınız yok mu, kanunsuz suç ve ceza olmaz diye evrensel bir ceza hukuku ilkesinin varlığı size hiç hatırlatılmadı mı, nedir bu cehalet, şayet cehalet değilse, nedir bu hiddet ve tehdit, nedir bu demokrasiye yönelik başkaldırınız?
Şu gerçeği asla unutmayınız. Halkımız parti ve görüş ayrımı yapmadan, iktidarın yandaşı ve muhalifi top yekün demokrasiye ve laikliğe sahip çıkmak için 15. Temmuz darbe girişimcilerine karşı sokağa çıkarak mücadele edip, şehit ve gazi oldular. ERDOĞAN’ı ve AKP iktidarını sevdikleri, ERDOĞAN’ın kara kaşı, uzun boyu için değil. ERDOĞAN’ı, henüz bir tık daha FETÖ’den demokrat ve laik gördükleri için, daha ehveni şer buldukları için ERDOĞAN ve iktidarına, daha doğrusu onların şahsında demokrasiye ve laikliğe sahip çıktılar, geldiğimiz şu anda ise; sizin, FETÖ’den ne farkınız kaldı ki; milletimiz, size yönelik, silahlı, cebir ve şiddete dayalı gerçek bir darbe girişimi olmadığı halde, sokağa çıkıp demokratik haklarını kullanan silahsız çoğunluğa karşı koysunlar? dua ediniz de, o çok güvendiğiniz azınlık yandaşlarınız, sizin saflarınızı terk etmesinler.
Biz çok iyi anlıyoruz sizin gerçek niyetinizi. Halkı, Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı diye ikiye bölmeye çalıştığınız yetmiyormuş gibi, anayasanın 34. maddesinin öngördüğü en temel demokrasi hakkı olan, silahsız, saldırısız ve barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanan veya kullanmak isteyen muhalif çoğunluğu, 15. Temmuz silahlı cebir ve şiddete dayalı darbe girişimcisi eski yoldaşlarınızla bir tutma gafletinde bulunarak, kardeşi kardeşe kırdırmayı ve ülkede bir iç savaş çıkararak, oluşacak kaos ortamından yararlanmak suretiyle, kaybedeceğinizden adınız gibi emin olduğunuz seçimleri iptal ederek, saltanatınızı sürdürmek istiyorsunuz, sizin niyetinizin bu olduğu, ipe sapa gelmez gerçek ve hukuk dışı beyanlarınızdan açıkça anlaşılıyor.
Sizde biraz cesaret varsa, çıkın ortaya ve açıkça, demokrasiye paydos, seçim meçim yok, ben ölene kadar sarayda oturmaya ve Türk Halkını sömürmeye devam edeceğim, var mı bana yan bakan deyiniz.
Bizler de kaderimize razı olalım, ya da her ne pahasına olursa olsun, demokrasiye sonuna kadar sahip çıkalım.
Aklınızı başınıza devşiriniz. Sizin yaptığınız, sonu olmayan bir çılgınlık ve çıkmaz sokak.
https://haberguncel.blogspot.com/2022/01/bu-beyanlar-bir-ic-savas-imasidir.html