Bülent Esinoğlu – 19.12.2021
<bulentesinoglu@gmail.com>
Kaybolan güvenin sınıfsal karakteri
Servet sınıfı, sağ popülizmin asıl sahibidir. Onlar iktidarların, politikalarının, servetten yana sürüyor mu, sürmüyor mu ona bakarlar. Servetten yana sürüyorsa güvenmeye devam ederler, yoksa güvenlerini geri çekerler.
Servet sınıfı için “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” siyasetinin devam edip etmediği önemlidir. Sermayenin önünde, devlet kurallarının engelinden, hoşlanmazlar.
Halk ise, kendi inançları çerçevesinde, günlük yaşamını sürdürüp, sürdürememesine göre, iktidara güvenir veya güvenmez. Servet sınıfının iktidara güveni, servetini büyütüyorsa, güveni de büyür. Halk ise, işi aşı varsa güven duyar.
Siyasal İslam, bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler tarafına teminat vererek iktidara gelmişti. Serbest piyasa sözcüğü bunun göstermelik adıydı. Servet sınıfına bu teminatı verirken, halka inancını yaşaması üzerine, garanti ederek güven verdi.
İşler iki yerde sarpa sardı. Birincisi, kapitalizm dünya çapında, içinden çıkılamayacak yapısal bir krizin içine girdi. Tüm dünyada, servet sınıfı, servetini koruyup koruyamayacağı güvensizliğinin içine düştü.
Dolayısı ile servet, yatırım yerine, altın, gümüş, mülk, garantili tahviller limanına çekildi. Alacaklı servet sınıfı, alacaklarını alıp alamayacağı korkusu içinde, alacaklarını tahsil etme telaşına düştü.
Yatırımlar durunca, devlet de yatırımlar için harcama yapamaz hale geldi. Kaynak kalmadı. Borç ödemeleri bastırdı. Güven yıkıldı. Borcu çok olan ülkeler, kendilerini felaketin içinde buldular.
Servet sınıfı, bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler siyasetinin devamını istiyor. Oysa artık kaynak yok. Öte yandan, iktidar, ortaya çıkan kriz sebebiyle, inanç gruplarının desteğini de alamaz konuma geldi.
Çünkü ruhban sınıfı olsun, tarikatlar olsun, 20 yılda, kendi inanç dünyalarına göre bir düzen kurulsun diye bekliyorlardı. Hayal kırıklığına uğradılar. Bu hayal kırıklığı hem ideolojik hem maddi hayal kırıklığı oldu.
Siyasal İslam bu kaynak yokluğunda ne kendi tabanına ne de servet sınıfı isteklerine cevap verebilir.
Kaynak yoksa, güven de yoktur. Yeni model diyorlar. Yatırımsız, kaynaksız, plansız, felsefesiz yeni model olmaz.
Aslında zaman kazanmaya çalışıyorlar. Acaba dünya eski dünya dengelerine yeniden oturur mu diye… Amerika eski hegemonyasını eski yerine koyamayacağına göre, eski dengeler bitti.
Amerika dünyaya güven vermiyor. Amerikan sermayesinin yerli ortakları da güven vermediler. Sağ popülizmin sonuna gelindi. Kaynak yoksa, sadece emeğe dayalı radikal kararlar geçerlidir. Bu iktidarın, emekten ve çalışandan yana düzenler kurmayacağı, 20 yılda ortaya çıkmıştır.
Tarikatlar ile devrim yapıldığı görülmemiştir. Mücadelenin karakteri, en azından, düşünce düzleminde değişmiştir. Siyasal İslam’ın bir çıkışı kalmamıştır. Güvensizliğin hızla yükselmesi bundandır.