HAYATIN İÇİNDEN * Öğretmenim

Mine G. Kırıkkanat – 28 Kasım 2021 Pazar
kirikkanat@mgkmedya.com

Öğretmenim


Hayata acelemiz vardı. 

Öğretmenim…” değil, “Örtmenim!” derdik size Halil Öğretmenim. Soyadınızı unuttum, bağışlayın. Ama adınızı, duruşunuzu ve inancınızı asla. 

Bir köylü çocuğuydunuz kuşkusuz; fakat bizi öylesine iyi eğittiniz ki Ankara Tepebaşı Fevzi Atlıoğlu İlkokulu’nda öğrendiklerimle İstanbul’da girdiğim tüm sınavları kazanmış, sonunda Notre Dame de Sion’un Çalıkuşu”* yetiştiricilerine emanet edilmiştim.

Siz bilmezsiniz öğretmenim: Tepebaşı semtinde ilkokul yoktu, birinci sınıfa başladığımda. Çamurlara bata çıka Keçiören’e yürürdük. Hepimizin ayaklarında lastik çizmeler vardı, Samanpazarı’ndan satın alınan. Benimkiler biraz daha kaliteliydi; beş buçuk ay büyüğüm dayı oğlunun İsveç malı eski çizmelerini giyerdim. İkinci sınıfa geçtiğimde, bir askeri hangardan, boyuna kesilmiş konserve kutusu gibi teneke okul kuruldu, Tepebaşı’na. Ortaya bir soba konuldu. Baharda pişer, kışın donardık. Derken Halil Öğretmenim; hayırsever bir zengin, kendi adını taşıyan bir okul yaptırdı, teneke kutusunun yerine.

İLK AŞK

Ve siz çıkageldiniz.

Sanırım hepi topu iki takım elbiseniz vardı. Biri yazlık, biri kışlık. İki çift de Sümerbank ayakkabınız. Beyaz gömleğiniz, kravatınız ve takım elbiseniz, her zaman jilet gibi ütülüydü. Kabaralı ayakkabılarınız hep eski, ama gıcır gıcır cilalı. Sizi hiç bakımsız ve kirli görmedik. Simsiyah saçlarınız daima taralı, tıraşınız sinekkaydı olurdu. Tütün ve kolonya kokardınız. İtiraf ederim ki dokuz yaşındaki bütün kızlar size âşıktı, sınıfta.

Bense iki aşk arasında kalmıştım. Sizi seviyordum da, sizin çektiğiniz kulakları hep yangın kırmızısı, sınıfın en haylazı, en tembeli, ama en yeşil gözlüsü Murat’a da kayıyordu gönlüm. O gün bugündür, hep biraz bıçkın ve gönlü serseri erkekleri sevdim, Öğretmenim.

YOKSULLUK ENGEL DEĞİLDİ İNSANLIĞA…

Kuşkusuz varsıl değildiniz. Ama yoksulluğunuz göze batmazdı. Çünkü kimse pek zengin değildi, okulda. Bizim babalarımızın da üç takım elbisesi yoktu. Fakat onlar da kolonya ve tütün kokarlardı. Biri hariç. Emine’yi anımsıyor musunuz? Sütçünün kızı Emine’yi? O süt ve tezek kokardı. Bizim önlüklerimiz siyah, onun önlüğü griye çalan garip bir pamuklu; çünkü öylesi daha ucuzdu.

Ben Emine’yi hiç unutmadım. Çünkü sınıfın iki birincisi vardı: Emine ve Mine. Kuşkusuz Emine daha çalışkan ve birincilik onun hakkıydı. Ama işte galiba, ben daha lafazandım. Çene kuvvetiyle yakalardım, onun alın teriyle aldığı pekiyileri. Ve okula Marshall yardımları başladığında, benim burun kıvırdığım iğrenç kokulu toz sütleri, turuncu peynirleri Emine ses çıkarmadan içer ve yerdi. Siz, salt evlerinde doyamayan çocuklar, minicik kalpleri kırılmadan beslenebilsin diye, hepimizi mecbur ederdiniz dağıtılan süt ve peynirleri yemeye.

ŞANS, ADALET VE MARSHALL

Bir gün, General Marshall hediye kutuları gönderdi, okula. Her kutu bir çocuk için hazırlanmış, ancak yetersiz sayıda olduğu için her sınıfa bir kutu verilmişti. Sınıf birincileri, yani Emine ile benim aramda, kura çektiniz. Ben kazandım. Emine’nin yitiren bakışlarını hiç unutmayacağım, yıllar sonra keşke o kazansaydı diye düşündüm ama, o an çok mutluydum.

Beni yanınıza çağırdınız, Öğretmenim. Ve kulağıma, ADALETİN o kutudan bir şeyleri Emine’ye de vermek ve insanlığın paylaşmak demek olduğunu fısıldadınız. Kararı bana bıraktınız. İstemeye istemeye, birkaç küçük nesneyi, sanırım toka falandı, Emine’ye verdim.

Keşke tüm kutuyu verseydim, Öğretmenim. Çünkü büyüyünce anladım. O kutu da, birincilik de aslında onun hakkıydı. Sosyal adalet, şanssız doğanların kaderini değiştirmek olmalıydı.

KUTSAL ÖĞRETMENLİK

Özetle Halil Öğretmenim, bugün taşıdığım tüm insanca düşünceleri size borçluyum. Haksızlığa, adaletsizliğe ve fırsat eşitsizliğine karşı Emine’ler yüzündendir isyanım; bir ömürdür süren mücadelem…

Cumhuriyet ahlakı ve değerlerini koruyan, yaşatan tüm öğretmenlerimizi salt 24 Kasım’da değil, her zaman minnetle anıyorum, anacağım.

* Roman/Reşat Nuri Güntekin, 1922 


https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mine-g-kirikkanat/ogretmenim-1888239

This entry was posted in EĞİTİM, HAYATIN İÇİNDEN, MİNE KIRIKKANAT. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *