13 Ekim BAĞIMSIZ GAZETECİLİK PLATFORMU
“TÜGVA sultanlığı”
Cumhuriyet ve Birgün gazeteleri TÜGVA’daki
torpil listesini okuyucularıyla paylaştı.
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “TÜGVA sultanlığı” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Bilal Erdoğan’ın kurucusu olduğu TÜGVA’ya ait olduğu öne sürülen listeler eski bir vakıf çalışanı tarafından paylaşıldı. Belgelerde TSK’ye, Emniyet’e, bürokrasiye yerleşen ya da yerleştirilecek yüzlerce kişinin bilgisi ve referans olan yöneticilerin isimleri yer alıyor. İddiaya göre onlarca şehirde vakfın kiraları valilikler ve belediyelerce karşılanıyor. TÜGVA ise ‘yalan ve montaj’ dedi.
Sınıfların özel organizasyonlar için TÜGVA’ya tahsisine karşı çıkan İzmir Atatürk Lisesi Müdür Yardımcısı Bora Cangüloğlu, beşinci kez görevinden alındı. Cangüloğlu’na veliler, mezunlar ve sendikalar sahip çıktı. Eğitim-Sen; çağdaş, demokratik, laik, bilimsel eğitimden yana tutum alan eğitimcilere yönelik iftiralarla soruşturmalar açıldığını vurguladı.
İBB Başkanı İmamoğlu, belli vakıflara geçmişte yapılan tahsisleri iptal ettiklerini açıklamasına karşın iktidar gücünü kullanan TÜGVA, binaları boşaltmıyor. Büyükada İskelesi’nin üst katından çıkmayan TÜGVA, Üsküdar’daki tarihi İbrahim paşa Köşkü’nü de boşaltmadı. Köşkteki tabelada ‘TÜGVA İstanbul İl Temsilciliği’ yazıyor. Hukuki süreç devam ediyor.”
Birgün gazetesi habere manşetin altında, “TÜGVA’nın kutusu” başlığıyla yer ayırdı:
“AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın Yüksek İstişare Kurulu’nda yer aldığı TÜGVA’nın torpil listesi ortaya çıktı. TÜGVA’nın astsubay, polis özel harekat, adli hakim, subaylık gibi alanlar için hazırladığı listede, adayların T.C kimlik ve telefon numaraları ile bu kişilere kimin referans olduğuna dair bilgiler de yer alıyor. Gazeteci Metin Cihan’ın aktardığı belgelere göre, işlemleri TÜGVA Teşkilat Koordinatörü İbrahim Beşinci ve ona bağlı bir ekip yürütüyor. Referanslar arasında vakfın yöneticilerinin yanı sıra AKP’li vekiller de var.”
“Çıktı dokuza iner mi sekize”
Karar gazetesi manşetindeki, “Çıktı dokuza iner mi sekize” başlıklı haberinde, “Ekonomi yönetiminde uyarılara rağmen inatla sürdürülen hatalı politikalar doları beş yılda 3 liradan 9 liraya taşıdı. Ekonomistler kurdaki artış eğiliminin süreceğini işaret etti. Vatandaşın cebindeki parayı yutan döviz eğrisindeki gidişatın günlük önlemlerle durdurulamayacağı belirtildi. 2016’dan bu güne gelinen nokta, hepimize fatura ödeten ısrarın sonuç vermeyeceğini ve çözümün rasyonaliteye dönüşte olduğunu bir kez daha gösterdi.
Türkiye’de uzun süredir ortaya konulan güven sarsıcı yaklaşımın en somut yansıması kurda yaşandı. Uzmanların ‘Hatalı’ dediği faiz indirimi sonrası artan dolar, MB Başkanı’nın ‘TL’deki kayıp faizden kaynaklı değil’ ifadeleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları sonrası 9 lirayı aşarak tarihi rekor kırdı. Hatalı politikalarla adım adım gelen tablo ‘Hem 128 milyarı buhar eden hem kurun ateşini daha da artıran anlayış terk edilmeli’ dedirtti.
Ekonomistler de dolardaki tırmanışta hükümetin izlediği politikaların etkisine dikkat çekti: Bu kur artışları gelecek günlerde fiyat artışları olarak geri dönecek. Tablo vatandaşın delinen cebinde. Enflasyondan sonra iki basamaklı dolar kuruna bir adım kaldı. 2021’de TL dolara karşı en çok değer kaybeden para birimi. Bu yıl dış güçler yalanı için sebep de yok. Ekonomi yönetilemiyor. Ekonomik gerçeklikler inkar edildikçe Türk Lirası değer kaybediyor” ifadelerine yer verdi.
Benzer bir haber, “Her geçen gün fakirleşiyoruz” başlığıyla Birgün gazetesinin manşetindeydi:
“Dolar kuru 9 lirayı aşarak tarihi rekorunu tazeledi. Kur artışı doğrudan enflasyonu etkilerken milyonların alım gücü her geçen gün eriyor. Asgari ücret yılbaşından bu yana 71 dolar, emekli aylığı ise bir ayda 37 dolar eridi.
Ülke ekonomisi öyle bir sıkışmışlık içerisinde ki krizlerden kriz beğeniyor. Yüksek enflasyon, yüksek döviz kuru ve faiz üçgenine sıkışan ekonomide, iktidar sorumluluk almaktan uzak durmaya devam ediyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ekonomi çevreleri tarafından kabul görmeyen, ‘faiz sebeptir enflasyon sonuçtur’ ısrarı ile yüzde 19’dan yüzde 18’e düşürülen politika faizi kararının döviz kuru üzerindeki etkileri sürüyor. Türk Lirası, eylül ayının başından bu yana yaklaşık bir buçuk aylık süreçte dolar karşısında yüzde 8’lik değer kaybı yaşadı. Dolar/TL, dün itibarıyla tarihi zirvesini 9 liranın üzerine taşıdı.
TL’deki değer kaybının sonuçları ise birçok üründe fiyat artışları ve tüketicinin alım gücünün biraz daha düşmesi olarak yansıyor. Kur artışının tüketicilere en doğrudan etkisi enflasyon üzerinden oluyor. Zira eylül itibarıyla yüzde 19,58 olarak açıklanan tüketici fiyatlarındaki artış karşısında milyonlarca ücretlinin ve emeklinin geliri azalıyor. Geniş kesimler yoksullaşıyor. Yılbaşında 2 bin 825 olarak açıklanan asgari ücretle bugün yalnızca 313 dolar alınabiliyor. 10 milyondan fazla çalışanın asgari ücret ve civarında bir gelirle geçinmeye çalıştığı düşünüldüğünde artan kur karşısında alım gücü giderek yok oluyor. Eylül ayının başında 8,30 seviyesinde olan döviz kuru ile 340 dolar alınabiliyordu. Sadece bir ayda yaşanan erime 27 dolara denk gelirken bunun Türk Lirası karşılığı 244 lira.”