İşgalden İhtilale Millî Mücadele Hareketi
Türklerin Avrupa’daki ilerleyişini 1683’te Viyana’da durdurmayı başaran Avrupa devletleri, bundan sonra Türklerin Avrupa’dan, hatta Anadolu’dan atılmaları gerektiğini düşünmeye başlamıştır. Bu düşünce zamanla büyük bir haçlı anlayışına dönüşmüş ve paylaşım planları, Rus Çarı Deli Pedro ile Avusturya İmparatoru II. Joseph zamanlarında başlayarak Sevr Antlaşması’na kadar devam etmiştir.
İki ülke arasında başlatılan bu çalışmalara daha sonra Avrupa’nın diğer ülkeleri de katılmıştır. Avrupa devletlerinin paylaşıma dönük niyetleri 1815’te Viyana Kongresi’nde “şark meselesi” tabiriyle ortaya çıkmıştır. Burada, Osmanlı topraklarında yaşayan gayrimüslim tebaanın himayesini anlatan “şark meselesi” tabiri, zamanla daha geniş bir anlam ifade etmeye başlamıştır.
Rus Çarı I. Nikola’nın Ocak 1853’te Osmanlı Devleti için kullandığı “hasta adam” tabiri ise paylaşımın hızlandırılması, “şark meselesi”nin nihayete erdirilmesi amacını taşımıştır. Dolayısıyla Osmanlı Devleti, 19. yüzyıldan itibaren birçok taraftan baskı altına alınmış, 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi, Trablusgarp ve Balkan savaşları sonucunda Avrupa’daki topraklarının tamamını kaybetmiştir.20. yüzyılla birlikte başlayan bloklaşmalar, dünyayı büyük bir savaşa sürüklerken, kendi topraklarında cereyan edecek savaşta tarafsız kalması imkânsız olan Osmanlı Devleti’ni Almanya ile ittifaka sürüklemiştir.
Böylece 4 yıl sürecek olan savaş, Avrupa devletleri açısından Osmanlı’nın tasfiyesi için bulunmaz bir fırsatı ifade etmiştir. Savaş boyunca İtilaf bloğundaki ülkeler, kendi aralarında imzaladıkları gizli anlaşmalarla Osmanlı toprakları için paylaşım planları yapmış ve savaş sonunda da bu planları uygulamaya geçirmişlerdir. Aslında daha savaş başlamadan, 1911’de İngiliz diplomat Sir Mark Sykes tarafından yazılan mektupta kullanılan:
“Türkiye diye bir şey artık var olmamalı. İzmir Yunanlıların olacaktır. Adana İtalyan, Güney Toroslar ve Kuzey Suriye Fransız, Filistin ve Mezopotamya İngiliz ve geri kalan, İstanbul dâhil Rusya (…)” ifadeleri, Osmanlı Devleti’nin topyekûn imhasına çalışıldığını göstermektedir.
İstanbul, Londra, Sykes-Picot, St. Jean de Maurienne gibi gizli anlaşmalarla paylaşılan Osmanlı toprakları üzerinde birçok millete bağımsız devletler vaat edilmiş, Rusya’nın savaştan çekilmesiyle de söz hakkı daha çok İngiltere ve Fransa’ya geçmiştir. Özellikle Ortadoğu coğrafyasının paylaşımı birçok kez bu iki devleti karşı karşıya getirirken, izlenen iki yüzlü politikalar Ortadoğu’da uzun yıllar sürecek olan istikrarsızlığa sebep olmuştur.
Anadolu topraklarının paylaşımı ise Osmanlı Devleti açısından I. Dünya Savaşı’nın bittiğini ifade eden 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Mütarekesi ile başlamıştır. Mütareke’nin hemen sonrasında İtilaf Devletleri, Anadolu topraklarında işgallere başlamışlar ve emperyal amaçları doğrultusunda Türk milletini bağımsızlığından ederek boyunduruk altında yaşamaya mahkûm etmek istemişlerdir.
https://www.academia.edu/58748297/İşgalden_İhtilale_Millî_Mücadele_Hareketinin_Diplomatik_Boyutu?email_work_card=thumbnail
Tekin Önal – Türkiyat Mecmuası – Journal of Turkology, 29, ‘Milli Mücadele’ Özel Sayısı (2019): 89-125DOI: 10.26650/iuturkyat.652128Araştırma Makalesi / Research Article