ATATÜRK’ün ADANA KONUŞMASI * BİREYSEL ÖZGÜRLÜKLER

Selen Atasoy – 24.09.2021
selenatasoy@gmx.de

ATATÜRK ‘ÜN BİREYSEL ÖZGÜRLÜKLERE BAKIŞI


Vatandaşlar bilmelidir ki, vicdani ve fikri hürriyet vardır. Fakat nihayet, bunlar na-mahdud(=sınırsız) değildir. Ferdi hürriyet karşısında, fertlerin hey ‘et-i umumiyesinin (=halkın) kurduğu ve dayandığı bir de devlet vardır. O devletin de iradesi ve hakimiyeti vardır. Ferdlerin hürriyetini mahfuz tutmakla mükellef olan (=sorumlu olan) insanların, diğer taraftan devletin de irade ve hakimiyetinin mefluc bir hale gelmemesine (=felç olmamasına) çok dikkat etmeleri lazımdır. Ferdlerin hürriyeti, devletin hakimiyet ve iradesinin mahfuziyetine vabestedir(=bireysel özgürlükler, devletin egemenlik ve otoritesinin korunması şartına bağlıdır) . Devlet iradesi mefluc(=felç) olursa, ferdlerin hürriyetlerini muhafaza edecek hiç bir kuvvet ve vasıta kalmaz. Binaenaleyh, hürriyeti yalnız bir taraflı değil, her iki taraftan düşünmek lazımdır.

Vatandaş olan ferdler kendi hürriyetlerinin bir kısmını seve seve, lüzumlu görerek devlete zaten devretmişlerdir. Devlet kendine has olan irade ile ferdi hürriyetlerin bir kısmına, gene o hürriyetlerin temini için sahib olur. Yeter ki, devlet hakimiyeti, milletin refah ve saadet-i umumiyesine(=genel mutluluğuna) ve vatandaş hürriyetlerinin teminine maaruf(=bireysel özgürlüklerin sağlanmasına yönelik) olsun. Vatandaşlarda bu emniyet hasıl olduktan sonra(=Toplumda bu güven duygusu oluştuğunda) , ferdlerin kurdukları devlet kuvvet ve otoritesini masun bulundurmak için, vatandaşlara terettüb eden vazifeler vardır(= halkın kurduğu devletin, güç ve otoritesini egemen kılmak için vatandaşlara da düşen görevler vardır). Bu meyanda (=kapsamda) memurlara ve bilhassa hakimlere teveccüh eden (=düşen) vazife büyüktür. Hakimler, vatandaşların hürriyetini mümtaz tutmağı düşünürken(=bireysel özgürlükleri seçkin bir yerde tutarken) , devlet otoritesinin hakikaten masun kalmasına dikkat ve riayet etmelidirler(=devlet otoritesinin dokunulmazlığına dikkat etmeli ve bunu korumalıdırlar) . Aksi taktirde kendilerine tevdi edilmiş olan yüksek vazifeyi ifa da kusur etmiş olurlar(=Yoksa kendilerine verilen önemli görevi yerine getirmede hata yapmış olurlar) .

Mustafa Kemal ATATÜRK – (15 Şubat 1931)


Not :Bu sözleri, Atatürk Adana da 15 şubat 1931 de söylemiştir.

Serbest Cumhuriyet fırkası çok partili hayat denemesinde başarısız olmuş, kapatılmıştı. Ayrıca 1929 Dünya Ekonomik krizinin ülkemizde de etkileri vardı. İşte hem dünya ekonomik krizinin etkilerini, çiftçinin, tüccarın durumunu , adeta bir müfettiş gibi incelemek ve Serbest Cumhuriyet fırkasının kapatılmasının vatandaşlar üzerindeki etkilerini görmek üzere, Atatürk, başta CHP genel sekreteri Recep Peker olmak üzere, İçişleri bakanı Şükrü Kaya, Kılıç Ali, Reşit Galip, Salih Bozok, Cevat Abbas Gürer, Hasan Rıza Soyak, Ruşen Eşref, Falih Rıfkı Atay ve bir çok bakanlık temsilcisini de yanına alarak 18 Kasım 1930 da Ankara ‘dan hareket ederek yurt gezisine çıkmıştır. Aralarında Kayseri, Trabzon, Balıkesir, İzmir, Afyon, Antalya gibi bir çok ili ziyaret etmiş, 15 Şubat 1931 de Mersin’ e gelmiş, 16 Şubat ta Adana ya geçmiştir. Adana Türk ocağı binasında hem ekonomik hem de siyasi konuları kapsayan bir konuşma yapmıştır.


Kaynak :

– Taha Toros, Atatürk ‘ün Adana Seyahatleri, 1939,syf 59-60
– Erdem Çanak, Atatürk’ ün Adana Ziyaretleri, 2014,syf 68,69
– Arı İnan, Düşünceleriyle Atatürk, Türk Tarih Kurumu, syf 114-115

This entry was posted in ATATURK, TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *