ABD’ye Haddini Bildiren Albay Nasıl Veda Etti?
Müyesser YILDIZ, 10 Eylül 2021
Geçen ayki YAŞ kararlarının ardından, görev süresi uzatıldığı halde emeklilik kararı alan bir subayımızı yazdım.
Bu subayın özelliği neydi?
2017 yılında dönemin ABD Başkanı Trump, Suriye’deki PKK/YPG’ye ağır silah verilmesi kararını onaylarken, kendisi İncirlik’te görevliydi.
Buradaki Amerikalı komutan tarafından, IŞİD’le mücadelede gösterdiği üstün başarılardan dolayı madalya ve beratle ödüllendirilecekti. Subayımız, bu ödülleri geri çevirmekle kalmadı, Amerikalıların yüzüne şunları söyledi:
“Sizleri yaralamak ve üzmek istemem. Fakat bu madalyayı kabul etmem mümkün değildir. Çünkü bu madalyayı verenler benim düşmanım olan YPG ile işbirliği içindedir. Onurum bu madalyayı kabul etmeme müsaade etmemektedir.”
Ve tören salonunu terk etti.
Hatırlanacaktır; bu olay duyulduğunda çok ses getirdi. İktidar medyası dahil bu subayımızın kim olduğunu ve başka kahramanlıklarını da yazdı. Örneğin, 2003’te daha Yüzbaşı iken Kosova’da kendisine saldırıp sorgulamak isteyen 4 Alman askeriyle kavga ettiği anlatıldı.
Bu subayımız Albay Orkun Özeller’di. Son olarak bir Doğu ilimizdeki tugayda Kurmay Başkanı’ydı. YAŞ toplantısında fiili hizmet süresi 2 yıl uzatıldığı halde emeklilik dilekçesini verince, “Acaba neden?” diye sormuştum.
Bu Kararı Aldım Çünkü
30 Ağustos tarihi itibariyle emekliliği kesinleşen Albay Özeller, silah arkadaşlarına şu mesajla veda etti:
“1985 yılında henuz 14 yaşında bir delikanlı iken, babamın, annemden habersiz ‘Her Türk asker doğar.’ şiarı ile beni teslim ettiği Maltepe Askeri Lisesi’nde üniforma bedenime değil, ruhuma ve benliğime giydirilmişti. O günden itibaren büyük bir onurla taşıdığım şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri üniformasını bugün emekli olmam nedeniyle çıkarmış bulunmaktayım. Fakat bana verilen düstur ile son nefesime kadar devletimin askeri olmaya devam edeceğim. 28 yıl süren meslek hayatımda bana verilen yurt içinde ve uluslararası alanlardaki görevleri lâyıkıyla yerine getirmeye çalıştım. Emanet edilen canları kendi evladım gibi gördüm. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda, ona yakışır bir subay olmaya gayret ettim. Elde ettiğim başarılarda benim için dua eden insanların varlığını hep hissettim. Bu vesileyle benden desteklerini esirgemeyen aziz Türk Milleti’ne şükranlarımı sunuyorum. Emekli olmama üzülen, göreve devam etmem için çok ısrar eden kıymetli büyüklerimin affını istirham ediyorum. En iyi bildiğim şey askerlik olup, bilgi ve tecrübelerimi Türk Silahlı Kuvvetleri’nde kullanarak faydalı olabilmeyi ben de çok arzu ederdim; fakat beni almış olduğum bu karara götüren dış etkenlerin olduğunu da bilmenizi isterim. Neticede bu bir bayrak yarışı, şimdi sıra bizden sonra gelenlerde. Bizler gelip geçiyoruz, lakin önemli olan Türkiye Cumhuriyeti’nin hür ve bağımsız olarak ebediyyen yaşamasıdır. Hepiniz hakkınızı helal edin. Son nefesime kadar Türklük ve vatanım için çalışma konusunda gayret edeceğimden şüpheniz olmasın. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyene.“
“Onur… Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk… Dış etkenler… Türkiye Cumhuriyeti’nin hür ve bağımsız olarak ebediyen yaşaması” vurguları ne de çok şeyi anlatıyor, değil mi?
https://muyesseryildiz.com/2021/09/10/abdye-haddini-bildiren-albay-nasil-veda-etti/